Geçtiğimiz günlerde 31. Yılını aşan Batman: The Animated Series isimli animasyon dizi 26 Eylül itibariyle Netflix Türkiye kütüphanesine eklenecek. Kendine has atmosferi, dark deco tekniği, normal bir dizi için bile şahane denecek karakter anlatımı, seslendirme kadrosu ve daha pek çok özelliği ile üzerine konuşmaya değer bir yapım.
Sabahın 6’sında ayağa dikilip çizgi film saatlerini yakalamaya çalışan 90-2000’lerin çocukları olarak eski çizgi filmler çok daha büyük anlam ifade edebiliyor. İnternetin hayatımızda var olmadığı, çizgi dizi/filmlere ulaşmak için günümüze oranla çok daha büyük bir çaba harcamamız gereken dönemlerde büyüyen çocuklar için Batman: The Animated Series de hafızalarda önemli bir yer tutuyor. Çocukken bir süper kahramanın kötü adamları alt etmesini görme motivasyonuyla izlediğimiz bu yapımı yeniden, tüm saf çocukluk hislerimizle ve yetişkin algılarımızla izlemeye ne dersiniz?
Hiç şüphe yok ki Batman, süper kahramanlar arasında çizgi film uyarlaması adına en uygun karakter değil. Kendisini normal bir insandan ayıran fiziksel bir süper gücü yok, yaşadığı travmalardan kendini bir amaca adayarak kurtulmaya çalışan ve psikolojik olarak sağlam iradesinin altında her zaman hüzün ve suçluluk psikolojisi yaşayan bir ‘insan’. Karakteri bu özellikleri ve psikolojik bunalımlarıyla ele aldığınızda ortaya karanlık bir hikaye çıkıyor. Neredeyse her süper kahraman ‘seçilmiş kişi’ olarak elde ettiği/sahip olduğu süper gücü toplum yararına kullanıp günü kurtarırken Batman, kendini yarattığı kahraman kişiliği ile aşmaya çalışıyor. Örneğin Clark Kent Superman’in, Peter Parker ise Spiderman’in gerçek kimliği iken Bruce Wayne Batman’in kendini gizlemek ve belki de travmalarını hapsetmek için kullandığı bir maske. Batman: The Animated Series karakterin tüm yönlerini, travmalarını, bunalımlarını ele alarak yapımı yetişkinlerin severek takip edeceği bir seviyeye ulaştırıyor.
Gotham gerçekte var olmayan, suç nedeniyle kararmış, kasvetli ve umutsuz bir şehir. Çizgi film bu atmosferi yansıtabileceği en iyi şekilde yansıtıyor. Dark deco animasyon yöntemi kullanılarak hazırlanan bu yapım; geometrik şekillerin baskın olduğu, karanlık gökyüzünün, uzunca binaların gölgeleri arasında hapsolmamızı sağlıyor ve kendine has bir betimleme ile Gotham ambiyansını yaşatıyor.
Art deco hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz bu yazımıza bakabilirsiniz!
Bir süper kahraman hikayesine seviye atlatmanın en önemli noktalarından biri de kötü karakterlerdir.
Her Hikaye Kötü Kahramanı Kadar İyidir
Joker, Two Face, Mr. Freeze, Poison Ivy… Batman bu konuda en dolgun listeye sahip süper kahraman olabilir. Batman: The Animated Series elindeki ‘villain’ malzemesini kullanmaktan çekinmiyor ve bazı bölümlerde kötü karakterlerini başrol olarak yansıtmak amacıyla Batman’i yan karakter olarak değerlendiriyor. Kötü karakterlerin motivasyonuna da gerekli önemi göstermiş; bu şekle bürünmelerine neden olan travma ya da hassasiyetlerine de bölümlerde yer vermiş. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri Two-Face hikayesi. Bölge başsavcısı Harvey Dent, çocukluğunda yaşadığı bir olay nedeniyle öfke sorunları yaşayan ve bunu bastırdığı için stresli anlarında kişilik bölünmesi yaşayan başarılı bir kanun adamı. Başına gelen talihsiz bir mafya hesaplaşmasının sonunda yüzünün yarısı kimyasala maruz kalarak hasar alıyor. Hayatı ise bu noktadan sonra tamamıyla değişiyor. Ön planda tutmaya çalıştığı sakin, iyi Harvey geri planda kalırken bastırmış olduğu sinirli Harvey kontrolü ele alıyor ve mafyadan kanun dışı şekilde intikam almak amacıyla suça bulaşıyor. Nişanlısını, kariyerini, itibarını kaybederek kötü bir karaktere dönüşüyor. İçinde yaşadığı savaş nedeniyle de kararlarını şansa bırakarak yazı-tura yöntemiyle hareket ediyor. Batman ise Harvey Dent’e yeterince yardımcı olamadığını düşünerek kendini suçluyor. Bir çizgi film için gerçekten ağır psikolojik anlamlar barındıran bir bölüm.
Aynı zamanda bu yapım Mark Hamill’in Joker ve Kevin Conroy’un Batman seslendirmesini barındırması nedeniyle kendini çok özel bir noktaya taşıyor. Dizinin müzikleri de özenle hazırlanmış. Yetişkinlerin de zevkle takip ettiği bir yapım olmasına rağmen, hedeflenen kitlenin içinde çocukların da olduğu aşikar. Bu nedenle kanlı, bol ölümlü bir seri izlemeyi umuyorsanız hayal kırıklığına uğrayacaksınız.
İyi seyirler!