Er Ist Wieder Da Film İncelemesi: Adolf Hitler 21. Yüzyıla Uyanırsa

spot_img

Adolf Hitler, insanlık tarihinin en acımasız liderlerinden birisi. Milyonlarca insanın ölümüne sebep olan Hitler, ölümünden 70 yıl sonrasının Almanya’sına uyansa neler olurdu? Uyandığında karşılaşacağı Alman halkı ona sert tepki mi gösterirdi, yoksa ona geçmişteki desteğini yine mi verirdi?

Timur Vermes’in bu ilginç soruları konu edinen romanı “Er ist wieder da” 2011 yılında Almanya’da en çok satılan kitaplar arasına girdi. Yönetmenliğini David Wnendt’in yaptığı film, romanla aynı isimle 2015 yılında beyazperdeye taşındı.

İngilizce “Look Who’s Back” Türkçe ise “O Geri Döndü” adıyla vizyona giren film, Adolf Hitler’in sığınağında intihar ettiği 1945 yılından 70 yıl sonrasına uyanmasını anlatıyor. Başrolde Hitler’i canlandıran oyuncu, birçok izleyicinin Dark dizisindeki Ulrich Nielsen karakteriyle tanıdığı Oliver Masucci. “Kara mizah” ve “politik hiciv” türündeki bu yapım, 89. Akademi Ödüllerinde yabancı dilde en iyi film kategorisine Almanca olarak sunulan sekiz aday filmden birisiydi.

Filmin Konusu

Adolf Hitler, İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda intihar ettiği Führerbunker’de bir çeşit zaman kırılmasıyla 2014 yılına uyanır. Etrafındakilere oldukça yabancı olan Hitler’in ilk düşüncesi, bu yaşadığının düşmanlarının kendisine oynadığı bir oyun olduğu yönündedir. Çevresindeki insanlar ise asker üniforması içindeki bu adamı Hitler’i taklit etmekte olan bir komedyen zannederler. Onunla fotoğraf çekinmek isteyen birçok kişi Hitler’e büyük ilgi gösterir. Kalabalığın aşırı ilgisinden bir şekilde kurtulan Hitler, yakınındaki bir büfecinin yardımıyla kendine gelir.

Fabian Sawatzki ise yerel bir televizyon kanalının muhabiridir. Kanaldaki müdür yardımcısı Sensenbrink tarafından sevilmeyen Sawatzki, ilgi görecek bir çalışma ile kötü durumda olan konumunu iyiye getirmek istemektedir. Futbol sayesinde hayata tutunan bir gencin hikayesi üzerine video kaydeden Sawatzki, bu çalışmasını Sensenbrink’e sunar. Ancak Sensenbrink, kaydı izlemeye gerek bile duymadan Sawatzki’nin fikrini reddeder. Üstelik müdür yardımcısı sevmediği bu çalışanı ekonomik sebepleri bahane ederek işinden kovar.

Evinde umutsuzca yaptığı kaydı izleyen Sawatzki, kadrajın köşesinde asker üniforması giyen bir adamı fark eder. Sawatzki, videoyu biraz daha yakından incelediğinde bu adamın Hitler’e oldukça benzediğini görür. Performans sanatçısı sandığı bu adam ile yapacağı bir programın onu yeniden kanaldaki işine geri döndürebileceğini düşünen Sawatzki, büfeye giderek Hitler ile tanışır. Böylece ikilinin macerası başlar.

Politik Hiciv

Komedi kategorisinde yer alan Er Ist Wieder Da filminde eğlenceli sahnelerle birlikte ciddi mesajlar da yer alıyor. Filmin 21. Yüzyılın toplumuna, medyasına ve siyasetine ilişkin eleştiriler içermesi onu politik hicvin bir örneği haline getiriyor.

Yer aldığı programlarda 2014 Almanya’sına ilişkin konuşmalar yapan Hitler, bazı izleyicileri güldürse de birçoğu tarafından ciddiyetle dinleniyor ve ilgi görüyor. Bu adamın geçmiştekiyle neredeyse aynı olan konuşmalarında dile getirdiği düşüncelerin çok sayıda kişi tarafından haklı bulunması, karizmatik bir lidere ilginin her daim var olduğunu göstermekte.

Günümüz siyasetinin değer yargılarına ilişkin çeşitli göndermeler de filmde yer alıyor. Herkesin bir komedyen sandığı Hitler’i gerçekten tanıyan bir Yahudi kadının “o zamanlarda da ilk başta herkes ona gülmüştü” tepkisi, akıllara 21. Yüzyıl siyasetinin enteresan figürlerinden olan Donald Trump’ı getiriyor. Öyle ki ABD’nin 45. Başkanı popülist lider Donald Trump, katıldığı komedi şovlarıyla tanınmıştı.

Filmdeki Hitler karakterinin Almanya’daki siyasi ve toplumsal konular üzerine röportaj yaptığı kişiler birer oyuncu değil, gerçek vatandaşlar. Bu kişiler arasında Hitler’in sorduğu sorular hakkında oldukça radikal görüşler belirtenler var. Öyle ki bir vatandaşın göçmenler üzerinde belirttiği fikrine Hitler (Oliver Masucci), “Ben de tam olarak öyle düşünüyordum.” şeklinde cevap veriyor. Yine aşırı sağcı görüşlere sahip bir adam, Hitler’in “Emirlerimi yerine getirir misin?” sorusunu, kameraların kapatılmasını istedikten sonra “Eğer gerçekten o olsaydın getirirdim.” şeklinde yanıtlıyor. Bu yansıttıklarıyla film, Alman toplumunda ırkçı fikirlere sahip insanların hala var olduğunu gözler önüne seriyor.

Filmde medya eleştirisi, televizyonlarda yayınlanan halkın beynini uyuşturan saçma programlar üzerinden yapılıyor. Kanalların izlenme kazanabilme uğruna hiçbir etik kaygı gütmeden çalışmalarını yapması, Hitler’in tespitleri üzerinden eleştiriliyor. Bununla birlikte kanal müdürü Katja Bellini’nin Hitler’e bütün programlarında yer vererek onun popülaritesini arttırması sonrasında bir çalışanının ona “Bayan Goebbels” (Hitler‘in propaganda bakanı Joseph Goebbels benzetmesi) şeklinde seslenmesi dikkat çekiyor.

Filmdeki İlgi Çekici Detaylar

2014 Almanya’sında geçen bir film söz konusu olunca elbette Türkiye’ye ilişkin birtakım ögeler de gündeme geliyor. Zamanda yolculuk yapmış Hitler’in büfede okumak için eline aldığı ilk gazete Sözcü gazetesi. Hitler’in üzerindeki kıyafetleri yıkatmak üzere Blitz Reinigung (Yıldırım Temizleme) ismindeki bir kuru temizlemeciye gittiğinde yaşlı bir Türk kadını ile karşılaşması da dikkat çekici bir diğer ayrıntı olarak öne çıkıyor.

Hitler’in kanaldan ayrılması sonrası düşen izlenmelere karşı Sensenbrink’in çalışanları odasına toplayarak onlara tepki gösterdiği sahnede meşhur Der Untergang (Çöküş) filmine güzel bir gönderme yapılmış. Ayrıca filmde Hitler’in 2014’te geçen bu macerasını anlattığı kitap ile Timur Vermes’in yazdığı kitap aynı.

Bir başka detay da filmin kapanış sahnesine ilişkin. Halkın arasında üstü açık arabayla seyahat eden Hitler’e bazı Almanların tepki göstermesinin, bazılarının da gülümseyerek selam vermesinin görüldüğü bu sahnede fonda çalan parça Katja Ebstein’ın “Er Ist Wieder Da” isimli şarkısı.


Kaynakça

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.

Kayıp Seslerden Yazının Öznelerine: Virginia Woolf’un Eserlerinde “Kadın” Teması

Woolf’un dilinde "kadın", tarihin dışına itilmiş bir sesin geri çağrılması, unutulmuş bir hakikatin dile gelmesidir.

Zülfü Livaneli – Zor Yıllar | Şiir Tahlili

Zülfü Livaneli'nin kaleminden hislerimize 'sığınak' olan Zor Yıllar şiirini çözümledik!