Erşan Kuneri Dizi İncelemesi: Sinema Aşkına!

spot_img

”Ben artık seyirciyle seks yapmak istemiyorum, onlarla aşk yaşamak istiyorum.”

Erşan Kuneri

 

GORA ve Arif V 216 filmlerinden tanıdığımız Erşan Kuneri karakterinin solo dizisi olan, aynı isimli Netflix‘in yeni dizisi: Erşan Kuneri.

8 bölüm olan dizi, bu yılın en çok beklenen işlerinden biriydi. Nihayet 13 Mayıs itibariyle izleme şansı bulduk. Dizide Erşan Kuneri’ye Cem Yılmaz hayat veriyor.  Bunun dışında dizinin kadrosu şampiyonlar ligi gibi.

Ezgi Mola, Merve Dizdar, Nilperi Şahinkaya, Uraz Kaygılaroğlu, Çağlar Çorumlu, Bülent Şakrak, Zafer Algöz.

Son dönemin parlayan yıldızlarından Ezgi Mola ve Merve Dizdar’ı Alice Müzikali ve Masumlar Apartmanı‘ndan sonra bir kez daha birlikte izliyoruz. Birbirine çok uyumlu olan bu iki oyuncunun yanı sıra her türden rolün altından kalkabilen, göze de fazlasıyla hitap eden Nilperi Şahinkaya’yı bu ikiliyle birlikte izlemenin seyir zevki yüksek bir deneyim olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca yine son dönemin çok sevilen erkek oyuncularından biri olan Uraz Kaygılaroğlu’nun projede yer alması diziyi daha çekici bir hale getiriyor. Çağlar Çorumlu ve Zafer Algöz’ün Cem Yılmaz’ın sıkça çalıştığı oyunculardan olduğunu zaten biliyoruz.

Özetle dizinin kadrosu ve bu kadroya biçilen roller diziyi daha da merak etmemize neden olmuştu.

Erşan Kuneri‘yi erotik filmlerin yapımcısı olarak tanımıştık, ancak Erşan Kuneri’yi artık farklı türlere de şans vermiş bir sinemacı olarak izliyoruz. 70’lerin erotik sinemasından sıyrılıp tarihi, korku ve dram gibi türlerde filmler çekme kararı alıyor. Dizi toplamda sekiz bölümden oluşuyor, ama yedi ayrı film izleme şansı buluyoruz.

İkinci sezonunun çekilip çekilmeyeceği henüz merak konusu, ancak Netflix’in çok izlenen projelerinin eğer taraflar da istiyorsa devamını getirdiğini biliyoruz.

Dizinin neredeyse her bölümü bir filmden oluşuyor ve her bölümünü yeni bir hikaye, yeni bir planlama ve yeni fikirler olarak değerlendirebiliriz. Bu da Erşan Kuneri’nin detaylı ve üzerine çok çalışılmış bir iş olduğunu gösteriyor. Tek fikirden alıp yürüyen sonsuz diziden sonra Erşan Kuneri ilaç gibi geldi diyebiliriz. Verilen emeklerin karşılığının alınmasını temenni ediyoruz.

Cem Yılmaz mizahı diye bir şey var ve asla eskimiyor. Bir kez daha Cem Yılmaz’ın ülke olarak başımıza gelen en iyi şeylerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Komedinin ucuz filmlerle zirve yaptığı son dönemlerde, Cem Yılmaz’ın Kara – Komedi türünde eser verdiği son iki filmi ve buna Erşan Kuneri’yi de eklemesi komedi türü için sevindirici bir gelişme.

Cem Yılmaz’ın stand-up şovları ve sinema filmlerinden sonra ilk kez bir diziyle seyirci karşısına çıkması da heyecan verici.

Erşan Kuneri, klasik Türk film senaryolarını günümüz üslubuyla harmanlayıp hem eskiye selam çakıp hem de günümüz komedi anlayışını temiz bir şekilde sunuyor. Asıl adı Cemil Can Taraklı olan Erşan Kuneri’nin ayrıntılı incelemesini yazdığımız yazının geri kalanı spoiler içerir.

İlk Bölümün Film Adı: Kuru Murad

Kara Murat filmlerinin eğlenceli ve saygıyı elden bırakmayan güzellemesi olarak tanımlanabilir. Türk Sineması’ndaki Kara Murat filmlerinin en can alıcı noktalarını senaryoya dahil edip keyifli bir nostalji de sağlıyor, ama dizinin en güzel tarafı nostaljiyi yaparken bugünün komedisini ustalıkla kullanması diyebiliriz. Sadece Türk tarih filmlerinden değil de Mitoloji’den de beslenmesi dikkat çekiyor. Komedi filmi komedi olmakla kalmayıp, son yıllarda en çok kullanılan yöntem uygulanarak absürt komediye dönen senaryo, diziyi komedi yönünden keyifli bir alana sevk ediyor.

Bizans Kralı olarak Herakles isminin seçilmesi, Truva Atı güzel tarihi göndermeler olarak akıllarda yer ediniyor.

”Netflix’te bile söyletmiyorlarsa?” cümlesiyle, ülkenin sansür toplumu olmaya zorlanmasına yapılan gönderme de dizinin politik tarafına katkılarından diyebiliriz.

Prensesi kurtaran bir Kara Murat yerine, kadın savaşçı tarafından kurtarılan bir Kuru Murad olması da feminist söyleme yapılan atıflar olarak düşünülebilir.

Emek verilmiş, incelikle çalışılmış bir iş. Filmler her ne kadar seks dozu azaltılmış filmler olsa da Erşan Kuneri’nin yönetmen dokunuşları eksik edilmemiş.

İkinci Bölümün Film Adı: Ebenin Avı

İkinci bölümün konusunun korku olduğunu daha en başında 13. Cuma filmini sinemada izlemeye gittiklerinde anlıyoruz. Sonrasında Alev’in (Ezgi Mola) kendisini herkese çekici kılmak için büyü kullanmasıyla korku türüne yapılan göndermelerle açıyoruz bölümü. Korku filmlerinin en net geyiği olan, filmde en son ölen kişi takıntısı bölümü sık sık meşgul ediyor. Salatalıktan çıkan çivi sahnesi de epey keyifliydi.

Seyirciyi siyah beyaz renklerin hakim olduğu bir sekans karşılıyor. Hitchcock‘un filmlerinden bir sahnedeymiş gibi bir his veriyor.

Bir grup insanı bir araya toplayan korku filmleri temasıyla devam ediyor. En spesifik anlatımların bu bölümde olmasını normal karşılayabiliriz. Korku türünün çeşitliliği ve kullanımı kolay elementleri sayesinde aşağı yukarı nasıl bir bölüm çıkacağını tahmin edebiliyoruz, ama korkuyu komediyle süsleyen absürt tarzı sayesinde ve Cem Yılmaz’ın zekice yazılmış diyaloglarıyla klasik korku komedi türü yepyeni bir hal alıyor. İkinci bölümde korku türünün sakin başlayan hali hızlanarak gerilimini hissettiriyor. Ancak korkmanın mümkün olmadığı bir korku filmi bu. Korku türündeki ”final girl” beklentimiz son sahneye kadar devam ediyor. Ancak final girl yerine Psycho göndermesiyle final yapıyor.

Üçüncü Bölümün Film Adı: Kooperatif Kemal

Üçüncü bölümde toplumu anlatan sosyalist filmlere yöneliyorlar, fakat ekip ikiye ayrılıyor. İki farklı film çekmeye çalışıyorlar. İşler yolunda gitmeyince Erşan Kuneri’nin çektiği Anadolu’yu anlatan, sinemanın devrimci kimliğini yansıtmaya çalışan bir film yapmaya çalışıyorlar. Devrimci sinemaya da yaptığı göndermeleriyle kıymetli bir bölüm olmuş.

Köyün delisini fevkalade oynayan Uraz Kaygılaroğlu‘nun araya girip her ”Ödül gelir mi?” sorusu da ülkemizin toplumsal konuları anlatan filmleriyle yurtdışından ödüller kazanmasına yapılan atıflar olarak görülebilir. Bunu bir eleştiri olarak da düşünebiliriz belki. Belki de tamamıyla bir takdir göstergesidir.

Televizyon konusu açılınca seyirci tarafından beklenen Vizontele göndermesi de gecikmiyor. Çağlar Çorumlu’yu kadın rolünde absürt şekilde izlerken, Erşan’ın klasik drama filmlerinden çıkma tavırları nefis bir tezat oluşturarak komedi dozunu yükseltiyor.

Dördüncü Bölümün Film Adı: Kötü Mal

Toplumsal filmi ödül kazanmasına rağmen gişede iş yapmayınca film çekmeye ara veriyorlar. O dönemde farklı işlere yönelme kararı alıyorlar.  O sırada Erşan’a bağımlılık üzerine bir film yapması için teklif geliyor. Yatırımcı sayesinde Kötü Mal filminin yapımına başlıyorlar. Konu itibariyle Polisiye türünde olan filmi izlemeye başlıyoruz.

Beşinci Bölümün Film Adı: Faqbadi

İranlı ünlü bir yönetmen Türkiye’de Polisiye türünde Galata Hançeri isimli filmi çekecektir. Erşan Kuneri bu filmi sabote edebilmek için her yolu dener. Ashgar Farhadi‘nin isminden esinlenilerek Amin Faryadi ismi kullanılmış.

Ülkemizi fesli gösteren yabancı yönetmenlere yaptığı göndermelerle Türkiye imajının farklı gösterilmesine de değinilmiş. Siyasi göndermelerin beşinci bölümde de devam ettiği Faqbadi, Doğunun egzotik ve mistik havasını konu edinmiş. Faqbadi isimli, insanlara 100 yıl yaşamayı vaat eden bir bedevinin yaptıkları anlatılıyor. Bu kez seyir listemizde Fantastik sinemanın komediyle kaynaşması var.

Faqbadi’nin İngilizce anlamına ithaf ediliş şekli, zekice yazılmış ve yüzlerde tebessüm bırakmayı garantiliyor. Aralara Netflix ile ilgili espriler serpiştirilmesi eğlenceli olmuş. Orta Doğu’da tutulan dizilerimiz ve oyuncularımıza göndermelerin olduğu film yine çok keyifliydi.

Altıncı Bölümün Film Adı: Er-Man

Altıncı Bölümün Adı: Blue Box.

Pek Yakında filminden tanıdığımız Ayben rolüyle Zafer Algöz’ün dizide ikinci bir karakteri canlandırması yüzlerde tanıdık karakter gülümsemesi bırakıyor. Bu bölümde Bilim- Kurgu bir film tasarlıyorlar. Oyuncuların estetikle değişmesine tepki olarak yazılmış sahneler de aynı tip oyuncuların kulağına küpe olsun der gibiydi.

Süper kahraman filmi çekmeden sinemacılık olur mu?

Filmi Blue Box teknolojisiyle çekmeye karar veriyorlar. Bilim – Kurgu türünün komedisine hakim bir Cem Yılmaz’ın, bu kez Superman filminden feyz alınarak çekilmiş, Kruton Gezegen’ini kurtarmasını anlattığı filmi çok keyifli anlar yaşatıyor.

”Dünya: Evrenin şark hizmetidir” betimlemesi politik göndermeler arasındaki en iyilerinden biriydi diye de ekleyelim.

Yedinci Bölümün Adı: Er-Man

Altıncı bölümün çoğu filmin yapım aşamasıyla geçtiği için yedinci bölümde Er-Man filminin devamı sunuluyor.

Süper kahraman bir Türk kadınıyla evlenirse neler olur?

Bu film Türk Sineması’nın melodramından fazlasıyla beslenmiş. Superman’in canını sıkan herkese gözünden ateşler fırlatması fikri, onun gibi onurlu bir süper kahraman için kabul edilmez olabilir, ama Er-Man için bu rutin bir şey sayılır ve bunu sürekli yapması komedi dozunu olumlu olarak etkileyen bir detay olmuş.

Kişisel gelişim ve enerji gibi konulara da yapılan göndermeler keyifle izlettiriyor. Bu bölümde Ezgi Mola’nın oynadığı Songül karakteri kusursuz bir profil olarak çizilmiş. Masumlar Apartmanı- Safiye’nin role büyük katkısı olduğu kesin.

Sekizinci Bölümün Film Adı: Doyamadım

Erşan Kuneri, her şeyden vazgeçtiği anda gelen Türk Sineması’nın en acıklı profil filmlerinden olan birini çekmeye başlar. Arabesk kültüründen beslenen, bir dönemin her albümüne bir film çeken çılgınlığını anlatan filmlerden biri olan Doyamadım’daki şarkıları Cem Yılmaz seslendiriyor. Dizideki bu şarkıların kısa sürede popüler olacağından şüphemiz yok.

Bilimsel olarak aşkın insanı ölüme götürmesi fikri işlenmiş. Ama her entrika dolu filmde olduğu gibi bu bir yalandır. Bir müzik yapımcısının Arabesk ölsün ve Caz müzik dinlensin diye yaptıkları anlatılıyor. Melodram ve Arabeskin ağırlığını, komedi unsuru olarak ustalıkla kullanılmasıyla akıllara Şener Şen, Müjde Ar ve Uğur Yücel‘in oynadıkları Arabesk filmini getiriyor.

Ne çekersen çek, nihayetinde Arabesk kültürüne aşık bir ülkede en çok izlenenin yine bu tarz olduğunu kabullenmesiyle dizi final yapıyor.

Diğer bütün oyuncuların her yeni karakterde görüntülerinin değişmesine rağmen, Erşan Kuneri’nin hep aynı görüntüde kalması da dikkat çeken detaylardan biri.

Erşan Kuneri, sinemanın bütün klişelerinden faydalanıyor. Bu da onu unutulmaz bir dizi haline getiriyor.

Kostümler dönemi çok güzel yansıtmış. Her bir karakter bir fikri, bir kavramı resmetmek için yazılmış. İncelikli karakter oluşumu, Cem Yılmaz’ın kalifiye kaleminden çıkmış olmanın zarafetini taşıyor. Her bölümünde konuk oyuncu olarak bulunan oyuncular da renk ve çeşitlilik katmışlar. Çağlar Çorumlu çok büyük oynuyor. Her bölümde mutlaka iz bırakan bir sahnesi var.

Erşan Kuneri dizisi, Cem Yılmaz’ın sinemaya yazdığı aşk mektubu olarak değerlendirilebilir. Aslında Pek Yakında filminde bu mektubun yazılan ilk satırlarını okumuştuk, ancak Erşan Kuneri’de sinema aşkını dizinin her karesinde okumak mümkün. Cem Yılmaz’ın sinemaya olan sevgisi, seyircinin içindeki sinema tutkusunu da uyandırmayı sağlayabilir.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.