Moonlight filmi; Barry Jenkins‘in yönetmenliğini ve senaryosunu üstlendiği, Tarell Alvin McCraney‘in In Moonlight Black Boys Look Blue kitabından uyarlanan 2016 yapımı Amerikan dram filmidir.
Seyirci, filmi sessizlikte izler. Film hakkındaki düşüncelerimiz sadece kulağımıza gelen bilgi ile sınırlı değildir. Oluşan sessizlik, belli bir saniyeden sonra seyirciyi ile iletişim kurar. Yönetmen Barry Jenkins; Ay Işığı filminde, Chiron karakterinin çocukluktan yetişkinlik evresine kadar yaşadığı kimlik bunalımını, karakterin sessizliğiyle birlikte üç evrede seyirciyle buluşturur: Küçük, Chiron ve Siyah.
i. Küçük
Chrion’ın hayatına baktığımız zaman annesiyle olan ilişkisi, arkadaş çevresi ve tüm bu yaşadıklarının neresinde durduğu önemlidir. Annesiyle olan ilişkisi zayıftır çünkü annesi uyuşturucu bağımlısdır ve Chrion’ın beklediği sevgiyi vermekten çok uzaktadır. Arkadaş çevresinde ise küçük lakabı ile çağrılır. İçinde bulunduğu durumlardan kaçtığı sıra da Juan’ın kendisini bulmasıyla birlikte Chrion’ın sessizliğine bir adım daha yaklaşırız.
Juan, Chrion’ın sessizliğini bozamaz ve bir şeyler atıştırma teklifi ile onu bulduğu yerden çıkartmak ister. Yönetmen, filmin tam bu sahnesinde aslında Chrion karakterinin yaşadığı kimlik bunalımını açıklar. Sahneye baktığımız zaman, Juan’ın evin penceresinden girdiğini görürüz fakat dışarı çıkıp bir şeyler yeme teklifini yaptıktan sonra kapıdan çıkar ve Chiron’ı çağırır. İşte tam bu noktada pencere Chrion’ın kimlik bunalımını ifader eder; arkadaşlarının onu kovalaması yüzünden o eve saklanmıştır ve eve girerken kimse giremesin diye kapıyı kapatır. Juan ise penceren girmiştir ve biz Chrion’ın kapıdan çıktığını görmeden sahnenin bittiğini görürüz. Chrion’ın kaçmak için girdiği kapıdan çıkmaması bize kimlik bunalımını gösterirken, pencere ise Chrion’a ulaşmanın kapısıdır. Bu durumu biraz daha açıklamamız gerekirse: Juan, pencereden girmek yerine kapıdan da içeri girebilirdi fakat öyle olsaydı oluşan sessizlik ”Acaba ne oluyor?” sorusunu beraberinde getirir miydi? Yazımızın başında dediğimizi şeyi tekrardan hatırlayalım: Seyirci, filmi sessizlikte izler.
Şunu iyi bil ki, siyahiler her yerdedir. Unutma, tamam mı? İçinde siyahi bulunmayan ülke yoktur. Bu gezegene ilk gelenler biziz.
Uzun zamandır buradayım ama aslen Kübalıyım. Küba’da bir sürü siyahi var ama gitmeden bilemezsin. Benim de senin gibi kanım deli kaynıyordu. Dışarıda ay varken etrafta yalın ayak koşturup dururdum. Bir keresinde yaşlı bir kadına rastlamıştım. Bağırıp koşturuyor ve yaramazlık yapıyordum. O yaşlı kadın beni durdurdu ve dedi ki; ”Etrafta koşturup duruyor ve tüm ışığı üstüne çekiyorsun. Siyahi çocuklar ay ışığında masmavi olur, sen de masmavisin. Bu yüzden sana mavi diyeceğim.”
Chiron’ın babasından filmde bahsedilmez ve baba rolünü Juan üstlenmiştir. Chiron ve Juan’ın birlikte geçirdiği zamanlarda Chiron’ın sessizliğini dinleriz. Juan’ın ağzından dökülen her kelime Chiron’ın kimlik bunalımını ifade eder. Bu durumu Chiron’ın üçüncü evresinde gözlemlememiz mümkündür.
ii. Chiron
Chiron’ın yetişkinlik çağını görürüz; okul yıllarında yaşadığı problemler, annesiyle devam eden sorunlu ilişkisi, Juan’ın artık hayatta olmaması ve Kevın ile kurduğu ilişki.
Anlatının bu sahnesinde Chiron ile Kevın arasında kurulan bağ, Chiron’ın eşcinsel yönelimini ortaya çıkartır. Bu durum, Chiron’ın kaçındığı kimlik arayışını açığa çıkartır. Yönetmen bu sahnenin ardından filmin hikayesindeki kırılma anını da Chiron ile Kevın arasında kurulan bağ aracılığı ile gerçekleştirir. Bir iddia sonucunda Kevın’ın, Chiron’a yumruk atması hikayede kırılmanın görüldüğü yerdir. Bunun sonucunda Chiron’ın yaşadığı bunalımın da çaresizliği ile tutuklanmasına kadar yol açan bir serüvene adım atar.
iii. Siyah
Chiron’ın kimlik inşasını tamamladığı noktada ise toplumun etkilerini göz ardı edemeyiz. Evet; Chiron’ın, Juan gibi olduğunu görürüz. ”Sert” erkek olarak tabir edebileceğimiz bir kimliğe bürünmüştür çünkü çocukluğunda ve yetişkinliğinde bu durum yüzünden ”küçük” görülen birisi olmuştur. Fakat Chiron’ın duyguları? İşte yönetmen tam bu noktada final sahnesi ile Chiron’ın sessizliğine ve duygularına bir kez daha yaklaşır.
Kevın’ın dinlediği bir şarkının, Chiron’ı hatırlatması sonucunda yıllar sonra tekrardan buluşurlar. Her ikisi de yıllar içinde değişime uğramıştır; hatta Kevın’ın Chiron’a, Chiron’ın da Kevın’a benzediğini gözlemleriz fakat Chiron’ın içindeki sessizliğin hep aynı ölçüde kaldığını, yıllar sonra kurduğu şu cümle ile tekrardan hissederiz;
Bana dokunan tek erkek sensin. Bir tek sensin. Ondan beri kimseye dokundum denemez.
Moonlight (Ay Işığı) filminin bütününe baktığımızda, zamanda atlamanın olduğunu gözlemleriz. Bu durum; atlanılan zamanın, seyirci için ne ifade ettiğini ya da o boşluğu seyircinin doldurması istenildiği için yapıldığını söyleyebilirz.
Filmin bütününde büyük bir yer kaplayan Juan karakterinin ölümünden sonra Chiron’ın duygularının zamanda atlanılması, filmi eleştirebileceğimiz bir yer olarak karşımıza çıkar. Ayrıca; Chrion karakterine hayat veren 3 kişinin de karakterin duygularını seyirciye geçirmesi, zamanda atlanılan yerlerin üzerini örtmeye yetecek kadar başarılıdır.
Moonlight filmi birçok dalda Oscar’a aday gösterilmiştir; En İyi Film Oscar’ı, En İyi Uyarlama Senaryo Oscar’ı ve En İyi Yardımcı Erkek Oscar’ı gibi pek çok ödülün de sahibi olmuştur.