Fuad Köprülü’nün Edebi Kişiliği ve Eserleri

spot_img

Mehmed Fuad Köprülü’nün Hayatı

Kendisi 4 Aralık 1890’da İstanbul Sultanahmet’te Halit Ağa Konağı’nda dünyaya geldi. Soy ağacı onuncu kuşakta Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa’ya ulaşır. Babası İsmâil Fâiz Bey, Bükreş sefiri Ahmed Ziyâ Bey’in oğlu ve Tanzimat ricâlinden beylikçi İsmâil Afif Bey’in torunudur. Annesi İslimiye ulemâsından Ârif Hikmet Efendi’nin kızı Hatice Hanım’dır.

Ali Emîrî Efendi, Fuad Köprülü’nün Köprülüler’den değil paşanın kaynı Kıbleli Mustafa Paşa’nın soyundan geldiğini ileri sürmüş ve üzerindeki Köprülülük sıfatını kaldırmak amacıyla kendine göre bir de şecere düzenleyerek bu iddiasını ısrarla tekrarlamıştır. Soyunu inkâr etmekle suçladığı Fuad Köprülü’nün Kıblelizâde yerine Köprülüzâde lakabını almasını ilk zamanlar doğrudan doğruya onun şahsî bir yakıştırması olarak göstermek isteyen Ali Emîrî bu iddiasını, bir müddet sonra ailenin daha önceki bazı fertlerince İsmâil Afif Bey’e Köprülülük izâfe edildiği, onun Köprülüler Türbesi’ndeki mezar taşının da buna göre tanzim edilmiş olduğu yolunda bir beyana çevirir.

Gerek İsmâil Afif’in gerekse Köprülü Fuad’ın büyük babası Ahmed Ziyâ Bey’in Köprülüler ailesine mensubiyetleri hakkında Mehmed Süreyyâ Bey’in daha 1890’lı yıllardaki çok açık beyanları Köprülüzâdelik meselesinin Mehmed Fuad’ın icadı bir yakıştırma olmadığını gösterir. Babası İsmâil Fâiz Bey’in kabrinin Köprülüler Türbesi hazîresinde yer alışı da ailece sürmekte olan bir aidiyet geleneğini ortaya koymaktadır.

Edebi hayatına girişi Yerebatan semtinde bulunan Ayasofya Merkez Ortaoku’nu bitirdikten sonra girdiği Mercan lisesi’nde meydana gelmiştir. Burada gördüğü eğitimin son senesinde Hüseyin Cahit (Yalçin) müdürlüğü zamanına rastlar. Bu dönemde şiire başlayan Fuad Köprülü 1905 yılında Sultan Abdülhamit için yazdığı methiye basılan ilk şiiridir. Yine aynı dönemde kaleme aldığı ” Elhan-ı Mukaddeseden Bayezid Cami-i Şerifinde ” başlıklı şiiri taşıdığı saf dini duygularla dikkati çeker.

Fuad Köprülü’nün Edebi Yönü

1907’de Mercan lisesi’ni bitiren Köprülü, İstanbul Dârülfünunu’nun yeni bir düzen verilen şubeleri arasında muhtemelen baba mesleğiyle de ilgisi dolayısıyla Mekteb-i Hukuk’u seçmiştir. Üç sene devam ettiği bu şubedeki tedrisatı yetersiz gördüğünden bu okuldan ayrılıp kendi kendini yetiştirmeyi daha uygun buldu. Özel surette aldığı derslerle Fransızca’sını ilerletmeye önem verdi. Evinde babasının hususi kütüphanesinde Osmanlı vak‘anüvislerinin eserleri, Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’si gibi kitaplarla tanıştı. Bir yandan geliştirdiği Fransızca’sı ile bu dilin edebiyatından başlayarak diğer Avrupa edebiyatlarını tanımaya, öte yandan Batılı fikir adamlarının eserlerini okuyarak düşünce ufkunu genişletmeye çalıştı. Mekteb-i Hukuk’ta edebiyat meraklısı arkadaşları ile kurduğu dostluklar zamanla genç neslin değişik tahsil kesimlerindeki başka insanları da içine alan bir halka halinde genişleyerek Fecr-i Ati topluluğu adını alacak edebî bir toplulukta bir araya gelmelerine zemin hazırladı. Kendisi 1908 yılında Mehasin Dergisinde yayımlanan şiirleriyle edebiyat dünyasına ilk adımlarını attı. Fecr-i Ati topluluğunun 20 Mart 1909’da kuruluşunun resmen ilânından az önce birkaç makalesini basmış olan Servet-i Fünûn Dergisinin , 24 Şubat 1910’da Fecr-i Ati Encümeni Edebîsi Beyannâmesi ile programını ve gerçekleştirmek istediği gayelerini ilân eden topluluğa sayfalarını tamamıyla açıp onun yayın organı haline gelmesi Mehmed Fuad’a kabiliyet ve meziyetlerini ortaya koyma imkânını vermiştir. Servet-i Fünûn Dergisi artık yalnız şiir yazmakla kalmayıp hemen her haftaki nüshasına edebiyat, felsefe ve estetik konularını işleyen makaleler ve tenkit yazıları yetiştiren Köprülüzâde’nin fikrî açılımında mühim bir rol oynar. Yazılarında kendini hissettiren iddialı tutum ve etrafına yukarıdan bakan edası, kendini bir saha ile sınırlamayıp farklı sahalara ait konulara girmesi karşıtlarınca onun tenkit edilen taraflarıdır. Kendisi edebiyat tarihine yoğunlaşmış, genellikle eserleri tarih ve edebiyat alanı ile alakalıdır.

Fuad Köprülü İttihat ve Terakki  çevresiyle yakın münasebet içine girerek 1910 tarihinde lise öğretmeni olarak tayin edilir ve yeni edebiyat müfredat programı hazırlanmasında, edebiyat tarihinin ayrı bir ders olarak kabul edilip programlara konulmasında önemli rol oynar.

O dönemde olan Balkan Harbi ve sonrasında kaybedilmesiyle milli hassasiyetini arttırır. Fuad Köprülü 1913’te Darulfünunda hocalığa başlar ve bu durum onu şiir ve şairlikten uzaklaştırır. Aynı zamanda kendisi Türk Bilgi Derneği’nin üyeleri arasında yer alır.

Fuad Köprülü’nün Ziya Gökalp ile yollarının kesişmesi neticesinde Türkçü düşünce yolunda uyanış meydana gelir. Köprülü bu düşüncesi ile şiirde hece veznini ve terkiplerden arınmış bir ifade tarzını benimsemiştir. Öncesinde olan bireysel romantizm temalı şiirleri bir kenara bırakmış ve  yerine milliyetçi duygularla şiir yazar. Köprülü anlaşılır kelimeler seçer ve dili sade kullanarak eserlerini açık şekilde yazmıştır. Mantığa uygun yazarak her kitleye hitap eden eserler ortaya koymuştur. Kendisi Avrupa Bilim Kuruluna seçilen ilk Türk üyemizdir.

Fuad Köprülü’nün Eserleri

  • Türk Tarihinin Ana Hatları (1931)
  • Erzurumlu Emrah (1929)
  • Edebiyat Araştırmaları (1966)
  • Ali Şir Nevai (1941)
  • Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri (1981, ölümünden sonra)
  • Demokrasi Yolunda (1964)
  • Les Origines de L’Empire Ottoman (Paris, 1935)
  • Fuzuli Hayatı ve Eserleri (1924)
  • Türk Tarih-i Dinisi (1925)
  • Malumat-ı Edebiyye (1915)
  • Türk Dilinin Sarf ve Nahvi (1917)
  • Mektep Şiirleri (3 Cilt)
  • Yeni Osmanlı Tarih-i Edebiyatı (1916)
  • Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar (1919-1966)
  • Nasreddin Hoca (1918-1981)
  • Türk Edebiyatı Tarihi (1920)
  • Türkiye Tarihi (1923)
  • Bugünkü Edebiyat (1924) (Makale)
  • Hayat-ı Fikriye (Makale) (1909)
  • Azeri Edebiyatına Ait Tetkikler (1926)
  • Millî Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri ve Divan-ı Türk-i Basit (1928)
  • Türk Saz Şairleri Antolojisi (1930-1940, üç cilt)
  • Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar (1934)
  • Anadolu’da Türk Dili ve Edebiyatı’nın Tekamülüne Bir Bakış (1934)
  • Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu (1959)
  • Edebiyat Araştırmaları Külliyatı (1966)
  • İslam ve Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları ve Vakıf Müessesesi (1983, ölümünden sonra)
  • Divan Edebiyatı Antolojisi
  • Türk Saz Şâirleri Antolojisi
  • Türk Edebiyatı Târihi I-II
  • Tevfik Fikret ve Ahlakı (Kanaat Matbaası, 1918)
  • Millî Kıraat (Ders kitabı-Kanaat Kütüphanesi sahibi İlyas, 1915)

Kaynakça

https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-fuad-koprulu

 

 

 

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.

Kayıp Seslerden Yazının Öznelerine: Virginia Woolf’un Eserlerinde “Kadın” Teması

Woolf’un dilinde "kadın", tarihin dışına itilmiş bir sesin geri çağrılması, unutulmuş bir hakikatin dile gelmesidir.