Ölümü bir kapı, aralık ve geçilmesi gereken bir yolculuk olarak gören İranlı ünlü şair Füruğ Ferruhzad, bu aralıktan geçmeden önceki kısacık yaşamından geriye, günümüzde bile yankılanmaya devam eden kısık sesi kaldı. Doğumu ile ölümü arasında kendi mutluluğuna yabancı olarak, bir parça mutluluk ve özgürlük hasreti içinde şiirlerine sığındı.
“Ben, ruhum memnun olduğu zaman mutluluk diyorum ve şiir benim ruhumu memnun ediyor.”
Başta İran Edebiyatı olmak üzere, dünya edebiyatına yeni bir soluk getirdi. Yazdığı radikal şiirler ve denemeler, yazıldığı dönemin siyasi görüşleriyle uyuşmadı ve bir trafik kazasında hayatını kaybetti.
”Varmak nedir bilmiyorum ama kuşkusuz tüm varlığımın ona doğru aktığı bir maksat vardır. Keşke ölseydim ve yeniden dirilebilseydim ve dünyanın başkalaştığını, dünyanın bu denli acımasız olmadığını ve insanların bu her zamanki aşağılık ve kahpeliklerini unuttuklarını…”
Şiirin Öznesi: Kamyar
On altı yaşında evlenip çocuk sahibi olduktan sonra, iki yıl sonra eşiyle boşandı. Çocuğunun velayetini kaybeden Füruğ, çocuğu Kamyar‘ı yüz yüze hayatı boyunca bir daha göremedi. Büyümesini bile okul bahçelerinden uzaktan izledi. Ömrünün geri kalanına oğluna duyduğu hasretle geçiren şair, bu durumun gebe bıraktığı yalnızlığı ve özlemi, şiirlerinde oluşturduğu anı bahçelerinde haykırdı. Füruğ’un ölümünden sonra, oğlu Füruğ’un şiirlerinin peşinden kayıp annesini özlemle resmetti, yeniden var etti.
”Benim payıma düşen
Anılar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir
Ve ellerini seviyorum diyen sesin
Hüznünde ölmektir.”
Oğlu Kamyar’ın velayetinin kaybetmesinin sebeplerinden birisi, o dönemde yazdığı “Günah” adlı bir şiiriydi. Bu şiirin yayınlanması hayatını alt üst etti. Şiir, evli bir kadının günaha olan itirafı açısından önemliydi. Füruğ’un şiirlerinde günahın mefhumu büyük bir yer kaplar ki bu şiirine de bu ismi vermiştir. Şiirde geçen ”Günah” ve ona benzer anlamlar, Füruğ’un tüm şiirine egemendi. Füruğ, şiirde ”lezzet dolu bir” günah gibi bazı alaycı yaklaşımlar da sergiledi. Geleneğe karşı başkaldırması olan bu şiir, yasak olanın meşru olandan daha cazip gelmesi gibi de yorumlanabilir. Bazı kaynaklar şiirin öznesinin Lilith, yani Adem‘le birlikte topraktan yaratılan ilk kadın olarak yorumlar. Adem Lilith’i asla eşiti görmez ve Tanrı’ya şikayet eder. Lilith buna karşı çıkar ve en sonunda cennetten çıkıp, şeytanın hizmetine girer. Yine bazı yorumlamalara göre, Füruğ kendi portresini çizmiştir. Evden uzaklaşması, evlenmesi ve oğlunu yine ataerkil bir sisteme kaybetmesi… Füruğ, bu imgelemeyle altında ezilmiş, bastırılmış ve susturulmuş seslerin ataerkilliğe karşı yükselen bir ses rolünü oynar.
Günah işledim lezzet dolu bir günah
Titreyen esrik bir tenin yanında
Tanrım ne bileyim ne yaptım ben
O karanlık susku dolu zulada
Oyuncak Bebek
İran baskıcı yönetiminin kurduğu sansürcü otoriteyi şiirlerinde eleştiren Füruğ, kadınların geri plana atan ataerkil yönetime de isyan bayrağı çekti. Kadınların toplumdaki artık kalıplaşmış arka sıralardaki yerini kabul etmedi ve baskıcı rejime karşı kılgıya geçti. Toplumda öne çıktığı feminist kimliğinin yanı sıra aynı zamanda bir idealist olmaya çalıştı. Kadınlara kendilerine dayatılan basmakalıp hayatlardan başka bir hayat olduğunu anlatmak için, “Oyuncak Bebek” adlı şiirini yayınladı.
‘Perdeyi bir kenara iterek görebilirsin sokaktaki hızlı yağan yağmuru;
renkli uçurtmalarıyla duran çocuğu,
ve köhnemiş at arabasının
büyük gürültüsüyle sokağı terk edişini,
ama, olduğun yerde
perdenin kenarında, hem kör, hem sağır
kalabilirsin de.
Yenide Doğuş
Altın bir madalyon gibi taşıdığı hüzünlü ve isyankar kimliği, İbrahim Golestan ile tanıştıktan sonra tamamen değişti. Şiirinde ki kimliği bile daha coşkulu hale gelen Füruğ, İran edebiyatının şiir anlayışına yeni bir devinim kazandırdı. Bu dönemde belki de kendisinin dünya edebiyatında bu denli tanınmasına sebep olan, ”Yeniden Doğuş” adlı kitabını yayınladı. “Yeniden Doğuş”u İbrahim Golesatan’a ithaf etmesi, ister duygusal ister sanatsal açıdan ona karşı duyduğu minnet borcunun bir belirtisi olarak kabul edilebilirdi. Aşk ve sevginin Füruğ üzerindeki büyülü etkisi, şiirlerinde tüm heyecanıyla kendini gösteriyordu.
”Ben bu ayette seni ah çektim,
Ah ben bu ayette seni ağaca ve suya ve ateşe aşıladım”
”tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir seni, kendinde tekrarlayarak çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek”
Kaynakça
cafrande.org. ““Dünya Sevmek Için Çok Küçük” Furuğ Ferruhzad’ın Yaşamındaki Erkekler» Cafrande Kültür Sanat.” Cafrande Kültür Sanat, 11 Nov. 2019.
“Yerin Derinliklerinde Aşkını Arayan Sonsuz Bir Sürgün: Furuğ Ferruhzad.” Poetopya, 10 May 2021,
Şiirin ve Kadının Cesur ışığı: Furuğ Ferruhzad | Selva Trak Ulupınar | Edebiyat Haber. 18 June 2015, Accessed 26 Sept. 2023