Sanat akımları, aslında dünyadaki olayların sanatçı tarafından kendi özgün yöntemleri ile eserine aktarması ile oluşmaktadır. Bu kimi zaman bir ressamın fırçasından, kimi zaman bir müzisyenin notalarından kimi zaman da bir yazarın kaleminden oluşur.
Sanatların dönemlere ayrılmasının en temel sebeplerinden biri, eserlerin belli bir noktada ortaklaşması, öncüleri tarafından etkilenen sanatçıların eserlerinde benzer unsurlar bulunmasıdır. Bu yazımızda size Orta Çağ’dan günümüze gelen sanat eserlerini, örneklerini ve bazı temsilcilerini aktaracağız.
Not: Dönemsel kronolojik sıra bulunmaktadır. Akımlar dönem içinde kronolojik sıralamaya dahil değildir.
Batı Sanat Akımları
Ortaçağ
Bizans
14. yüzyıla kadar ayakta kalan Bizans İmparatorluğu süresince, hakimiyetinde olduğu bölgelerde yapılan sanat ürünlerine genel kapsayıcı bir isimlendirici olarak kullanılmaktadır. Mozaik, fresko, fildişi kesim heykel, mimari ve ikon türlerinde yoğunlukla gözlenen sanat eserleri, kilise ve yönetici yüceltme konulu eserleri barındırmaktadır.


Merovenj
5. ve 8. Yüzyılları arasında Fransa ve Almanya bölgelerinde hüküm sürmüş Merovenj Hanedanında yapılan sanatsal eserlerin ismidir Merovenj Dönemi. Daha çok mimari ve süsleme sanatında eserler üretilen dönemden bu güne ulaşmış çok fazla eser bulunmamaktadır.

Karolenj
Daha çok mimari türde gördüğümüz Karolenj Hanedanı ile başlayan sanat akımı, 8. yüzyıllarda karşımıza çıkan bir akımdır. Bizans Mimarisinin etkisinde kalan Karolenj dönemi, ayrıca Roma Mimarisi ile yarışta kalmıştır.
Otto
Otto deyince aklınıza biliyoruz ki “Ottoman” yani Osmanlı İmparatorluğu geliyor. Fakat bu Otto o Otto değil! Birden başlayıp üçe kadar giden, iki Henry arasında sıkışmış I. Otto, II. Otto ve III. Otto ve kendinden önce ve sonraki Henry’leri kapsayan dönemde Büyük Roma İmparatorluğunda süregelen sanat akımıdır Otto. Yıl olarak 919 – 1024 dönemlerine denk gelen bu zamanlara ayrıca Ottoların Rönesansı da denmektedir. Daha çok dini süsleme motifleri, bronz ve maden işlemeleri ile karşımıza çıkan bu akımda resim sanatı da oldukça gelişmiştir.
Romanesk
Doğu sanatından oldukça etkilenmiş olan Romanesk, dönemsel olarak Norman’ların İngiltere’ye yaptığı baskınlarla başladı diyebiliriz. 1066 yılında yapılan fetihlerden sonra başlayan bu döneme Avrupalılar her ne kadar Romanesk dese de İngiltere’de Norman Üslubu olarak bakılmaktadır. Resim sanatında renk kullanımı etkili olan bu dönemde ayrıca duvar resimleri, mimari içi heykeller görmek de mümkün.
Gotik
İlk gerçek gotik mimarisi olan Saint-Denis Bazilikası ile başlayan Gotik akımı, özellikle Romanesk sanatının Latin sanatına tepki olarak değişimi ile oluşmuştur. Ortaçağ sanat akımlarını kapatan akım olarak da bilinen Gotik akımının ismi, 1500’lü yıllarda Giorgio Vasari tarafından aşağılayıcı olması için Büyük Roma’yı yıkan Gotlara ithafen koyulmuştur. Mimari, resim, eşya, heykel, yazı, süs ve aklınıza gelebilecek tüm eserlerde kullanılan bu yöntem, her yönden günümüze kadar ulaşabilmiş, döneminde çirkinlik olarak görülse de şu anda dünyanın en çok turist çeken mimari eserlerine can vermiştir. Bunların en bilineni Notre Dame Katedralidir.
Rönesans
Erken dönem Flaman
Felemenk Ülkelerinde 15. ve 16. yüzyılda ortaya çıkan bu akım, Geç Gotik olarak da adlandırılır. Daha çok resim sanatında eser bulunduran bu dönemin en önemli ressamları Jan van Eyck, Rogier van der Weyden ve Hans Memling’tir.



Rönesans
Rönesans aslında Erken Flaman dönemin başlangıcının etkisi ile Vatikan bölgesindeki sanatçıları etkisi altına alan bir dönemdir. Papa siparişi ile hazırlanan görseller, birbirinden farklı, yüzyıllar sonra çözülen sırlar içermektedir. Günümüzde resim sanatının en gösterişlisi olarak görülen Rönesans; aslında içinde Erken Flaman dönemini de kapsayan, İtalyan Rönesansı, Alman Rönesansı gibi farklı dallara ayrılsa da temelinde aynı türü yansıttığı için toplu olarak ele alınabilir. Bu noktada Erken Flaman dönemin Rönesanstan ayrılmasının sebebi, her ne kadar Rönesans fikirlerinin İtalya’da doğuşuna şahit olunsa da, özellikle resim sanatında Erken Flaman dönemi, diğer Rönesans Resim Sanatına öncülük etmiştir.
Rönesans’ın en bilinen sanatçıları; Da Vinci, Michelangelo, Botticelli gibi, eserleri karşısında Stendhal Sendromu yaşanması mümkün kişilerdir. Fakat Michelangelo daha sonrasında Maniyerizm’in ilk örneklerini sunmuş, 17. yüzyıl sanat akımlarına da önayak olmuştur.



Maniyerizm
Üslupçuluğun temsili maniyerizm, Michelangelo’nun örnekleri ile başlayan ve özellikle El Greco ve Tintoretto’nun geliştirdiği bir sanat akımıdır. Barok dönemine önayak olduğunu söyleyebileceğimiz bu akımın diğer akımlardan en büyük farkı yarı hareketli, oldukça karmaşık ve devinimsel görüntüler taşımasıdır.
17. Yüzyıl
Barok
Barok, Anadolu topraklarında bir devletin gerileme dönemine girdiği yıl olan 1699 yılında İtalya’da ortaya çıkan, görüntü olarak durağanlığı reddeden, akışı olan tabloları içinde bulunduran, müzikte ise Vivaldi ve Bach gibi önemli isimleri içinden çıkarmış bir sanat dönemidir.



Klasisizm
Klasizm; Rönesans bağlarını koparmayan, görkemlilik, soyluluk, zenginlik gibi konuların oldukça zengin ve uyumlu renklerle işlendiği, görkemli bir şekilde sunulduğu sanattır. Edebiyat ve resim sanatına etki etmiştir.

18. Yüzyıl
Rokoko
Fransız Klasizmine tepki olarak doğan Rokoko, diğer anlamda Geç Barok adını taşımaktadır. Trompe-l’œil türde eserlerle gösterişli öğelerin gerçekçi dayanaklarla göze sokulması ile Barok’un adeta altın yaldızlı haline dönüştü. Kelime kökeni olarak Rocaille adlı sanat görüşünün dalga geçilmiş hali anlamına da gelmektedir. Geç Barok olmasına rağmen bu türde eserlerin Barok’a yakın olmamasının temel sebepleri, Rokoko’nun daha çok Art Nouveu’ya yakın estetik eğriler ve pastel renkler içermesi diyebiliriz. Ayrıca Barok’un daha aydınlık bir halidir.

Neoklasisizm
Barok ve Rokoko’ya tepki olarak doğan, Rokoko’nun süslemeciliğinden kaçan sanatçıların, kendini Antik Roma türünde tekrardan bulması ile başlayan dönemdir.
Romantizm
Fransız Devriminin romantik devrimcileri tarafından ortaya çıkan, tüm sanat eserlerini etkisine alan en güçlü sanat akımlarından biridir. 18. yüzyıldan günümüze kadar ulaşan Romantizm, resim sanatında oldukça yer etmiştir.

19. Yüzyıl
Nazaren
Romantizm’in Almanya’ya geldiğini ve bunu Hristiyanlık inancına olan bağı ve dürüstlük ile maneviyat aşılaması amacı ile resim yapıldığını düşünün. 16. yüzyıl İtalya’sını 19. yüzyılda romantizm ile yaşayan Almanların doğurduğu Nazaren tam olarak bu diyebiliriz.
Gerçekçilik / Realizm
Yaratıcısı Courbet, toplumsal sınıfların belirgin çizgilerini ve insanların iç dünyasına inişi gerçekçilik üzerine kurgulayarak resmetmiştir. Romantizm’in yalancılıktan ibaret olduğunu gözler önüne seren gerçekçilik, çizgisel belirginlik, mükemmele yakın anatomik çizgiler barındırmaktadır.

Historisizm
Aslında historisizm yani tarihçilik, canlanma hareketlerinin bir arada oluşması olarak görülebilir akımdır. Yabancıların Revival dediği, bizde tam olarak canlandırma olarak çevrilebilecek belli türlerin yeniden ortaya çıkışına topluca bir ad vererek her bir canlanmayı tek noktada toplayabilmek adına oluşturulmuş sanat dalı da diyebiliriz.


Biedermeier
Avusturya – Almanya – Polonya kökenli sanat akımı Biedermeider, Avrupa Devrimlerinin sonlarına doğru yükselen orta sınıfın benimsediği, daha çok mobilya (Bauhaus ve Art Deco buradan etkilenerek gelişmiştir), mimari ve görsel sanatları kapsamaktadır. Mimari olarak klasik Alman orta sınıf yatay mimarisini konu almıştır.

Barbizon Ekolü
Barbizon Okulundan çıkan ressamların, gerçekçilik ile romantizmi buluşturması ile doğan (daha çok gerçekçiliğe yakın), kırsal yaşamın, alt sınıfın konu olduğu bir ekoldür.

Ön Raffaelocular
Bu akımın ilk kurucuları o zaman İngiltere’de Kraliyet Akademisi Okulunda öğrenci olan William Holman Hunt ve John Everett Millais ile bir usta ressam yanında sanat eğitimini yapan Dante Gabriel Rossetti’dir. Bu kurucular grubuna sonradan bir diğer ressam “James Collinson”, iki sanat kritiği “William Michael Rossetti” ile “Frederic George Stephens” ile bir heykeltıraş “Thomas Woolner” katılmış ve 7 kişilik grup kendilerini Ön-Raffaelocu Kardeşler adı ile anmaya başlamışlardır.

Akademik
Avrupa Sanat Akademileri altında üretilmiş olan tüm sanat eserlerini içinde barındırmaktadır. Dönem olarak sayılmasa da, bu süreçte üretilen eserlerin tümüne verilen bir isim olduğundan kimi sanat tarihçiler bunu dönem olarak tanımlamaktadır.
Dekadan
Sembolizm ile oldukça karıştırılan Fransız Çöküş Hareketi, hayalci estetik olarak görülebilecek daha çok edebiyatta yoğunlaşmış bir harekettir.

Art Nouveau
Her ne kadar mimari orantısızlık sanatı olsa da resim sanatında Gustav Klimt ile ismini çok duyabileceğiniz Art Nouveau, Yeni Sanat anlamına gelen akımdır. Zarifliğin ve süsleme sanatının yerliliği ile dolu bu sanat akımında mobilyadan, mimariye birçok noktada etki bulunmaktadır. Her ne kadar Gustav Klimt ve meşhur The Kiss tablosu ile tanınsa da asıl öncülerinden biri Alfons Mucha’dır.


İzlenimcilik
“Ressamın gördüğünü olduğu gibi tabloya aktarmasına İzlenimcilik denir.” Ama bir dakika bu o zaman gerçekçilik olmaz mı? İşte buradaki fark da bu: gördüğünü aktarmak. Ressam’ın kendi içindeki hisler ile gördüğünü yansıtma sanatıdır izlenimcilik. Pissaro ile başlayan akımın en uzun soluklu öncüsü Monet olmuştur.

Art izlenimcilik
Sanat akımları, gördüğünüz gibi bir önceki dönemin tepkisi ile ortaya çıkan akımlardan da oluşmaktadır. Art İzlenimcilik, İzlenimci sanatçıların eserlerinde daha fazla kişiselleştirme ve belli sınırların dışa çıkması ile oluşmuştur. Birçok İzlenimci sanatçı sonradan Art İzlenimciliğe katılmış ve ayrıca Kubizm’in de atası rolünü üstlendirmişlerdir bu akıma.

Yeni izlenimcilik
19. yüzyılın sonlarında, İzlenimciliğe tepki olarak doğan akım hangisi diye sorarsanız; Art İzlenimciliğe karşı, İzlenimciliği geliştiren bir akımdır Yeni İzlenimcilik. İzlenimcilikten farkı daha keskin ve net resimlerdir. Renk kullanımında hiçbir cimriliği olmayan Yenicilerin, noktaları daha küçük, hatları daha belirgindir.


Bölmecilik
Bölmecilik, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan, aslında bazı akımlarla iç içe olan yeni nesil bir akımdır. Georges Seurat Neo-İzlenimciliği geliştirdiği gibi Bölmeciliğe de katkısı olmuştur. İzlenimcilerle arasındaki en büyük farkı yüksek kontrastta üretilen eserlerdir. Kontrast bakımından Neo İzlenimciliğe benziyor olsa da renk teorilerinde birbirinden ayrılmaktadır bu iki akım da. Fakat Empresyonizm yani İzlenimcilik ve Neo Empresyonizm’den farklı görebilmek pek mümkün değil. Zaten geliştirici sanatçılar da ortak olduğu için birçok ortak nokta bulunabilmektedir.
Noktacılık
Yine bir Georges Seurat yine bir 19. yüzyıl sonları sanat akımı. Noktacılık renk ilüzyonundan beslenen ve sınırları olsa da birbiri üzerinde yüksek tonda benzerlik oluşan noktalardan oluşarak tasarlanan resimlerdir. Aşağıdaki örnekte bıyığı olan, saçı arkaya atılı bir erkek de görebilmek mümkün, kafasında bir sıçan postu, ağzında fare tutan bir erkek olarak da görebilmek mümkün. Burada noktalar belirli bir sınır içinde olsa da, tamamlayıcı olan zihin gücüdür.

Kluazonizm
Emaye şeklinde yapılan sanat eserlerini barındırmaktadır. Rönesans ile bir kural haline gelen açık renk tonlarının niteleyiciliğini ortadan kaldıran Gauguin, bu akıma öncülük etmiştir.

Les Nabis
Les Nabis etki ile doğan akımlardan biri. Cezanne ve Gauguin etkisi ile doğan fakat doğal tasvirlerin sembol ve metaforlara dönüştüğü bu dönem 12 yıl boyunca üretimde oldu fakat 1900 yılından sonra Les Nabis akımından doğan resimler görülmedi.
Sentetizm
İki boyutlu kalıplarla oluşturulan ve aslında post-izlenimci sanatçılar tarafından resmedilen sentetizmde doğalcı izlenimcilikten uzak bir şekilde doğal bir nesne ya da durağanın dış görünüşü ile sanatçının nesneye olan duygusu ve estetik saflık kaygısının sentezlenmesi ile oluştu. Gauguin’i 19. yüzyıl sonlarında görülen; Seurat geliştiriciliği kimliği ile görebiliriz.

Sembolizm
Realizm’de gördüğünüz her şeyin başına olumsuzluk getirin! Sembolizm, realizmin en net şekilde reddi olarak doğmuş olan 19. yüzyıl eserleridir. Sembolizm sadece resim sanatında değil, edebiyat, müzik gibi birçok alanda romantizm duygusu ile geliştirilen bir sanat dalıdır. İmgeleme sanatı ile oluşturulan sembolizm, özellikle şiir türünü oldukça geliştirmiştir.

Hudson River School
Hudson River Ekolü deyince akla ilk gelecek konu manzaradır. Manzaraların, doğallığın kutsanan ışıklarla aydınlanması olarak görebileceğiniz eserlerde canlı olan tek ürün ağaçlar, çiçeklerdir.

Costumbrism
Costumbrism özellikle İspanya ve Latin ortakları tarafından geliştirilen, gerçeklik ve romantizmin günlük yaşantıya aktarılmasıyla oluşan sanat akımıdır. Romantizm ve Rokoko’nun öncülerinden Goya’nın etkisinde kalan ressamlar bu akıma oldukça gerçekçi eserler katmıştır.

20. Yüzyıl
Arts And Crafts
Sanat ve El sanatları olarak çevirebileceğimiz akım, 1920 yıllarında Japonya’da ortaya çıksa da İngiltere ve Kuzey Amerika’da gelişmiştir.

Pop Art
Pop art, 1950’lerde, özellikle ABD ve İngiltere’de soyut dışavurumculuğa tepki gösteren genç sanatçıların 1960’larda bir akım haline getirdikleri sanat türüdür. İngiltere ve ABD’de değişik koşullarda ve birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkmıştır.
Pop sanatına da etki eden bu türün en tanınmış örneği Andy Warhol’dur.


Amazon Pop Sanatı
Yine Pop Art ile birlikte gelişen fakat daha fazla feminen vurgular taşıyan Amazon Pop Sanatı da reklam ve poster türlerinde oldukça kullanılmıştır.
Kübizm
Kübizm, Pablo Picasso’nun Avignonlu Kadınları ile ortaya çıkan, özellikle Picasso ve Braque elinde şekillenmiş, keskin köşeleri olan kübik birleşimlerin anlatısı ile ortaya çıkmış bir akımdır.


Orfizm
Kübizm’in soyutlanmış hali olan Orfizm, renk yoğunluklarının soyut çalışmalarda kullanıldığı bir akımdır. Fovizm ve Kübizmden etkilenen Orfizm’de birçok kübizm sanatçısına rast gelebilirsiniz.

Sinkromizm
Müzik ile resmin buluşması da diyebileceğimiz Sinkromizm, renklerin notalar ile soyut eşzamanlılığını savunmaktadır. Gerçekten de resimlere göz atıldığında, sanki bir senfoninin ortasında müzik dinliyormuş hissi vermektedir.

Dışavurumculuk
Bilinen diğer adıyla ekspresyonizm, oldukça politik olan bir akımdır. Pozitivzm, Naturalizm ve İzlenimcilik’in sahte olduğunu eserlerinde ifade eden dışavurumcular, daha çok Cermen halklarının sanatçıları tarafından kabul görmüştür. Özellikle bu bölgelerde yaşanan kıtlık, siyasi iktidarsızlık, savaşa giden yol; dışavurumcuların iç dünyasını yansıtmak için var olmuştur. Bilinen en ünlü ressam Edvard Munch’tur.

Scuola Romana
Ekspresyonist ressamlar arasında 1920’li yıllardan sonra sipariş üzerine yapılan ve düzensiz, şiddet ve sıcak hardal sarısı ve bordo tonları içeren tabloları oluşturanların koyduğu, iki farklı dönemi olan bir akım.
Mavi Süvari
Fransız fovizmini örnek alarak oluşturulan Mavi Süvari aslında birkaç ressamın Münih’te kurduğu ressamlar birliği. Alman dışavurumculuğu olarak da görebileceğimiz Mavi Süvari, ismini birliğin kurduğu plastik sanat ve müziğe yer vererek hazırladıkları bir almanaktan almakta. I. Dünya Savaşı ile birlikte ikinci bir almanak çıkamadan yitip gitti.
Die Brücke
Dresden’de kurulan ve Alman Dışavurumculuk olarak da adlandırabileceğimiz Die Brücke, tüm dünyaya yayılan dışavurumculuğun temelini oluşturan, 1905 yılında kurulan bir sanat topluluğudur.
Yeni Nesnellik
İki Dünya Savaşından da yenik ayrılan bir toplumun elbette dışavurumculuğun kitabını yazması, birçok farklı akımında kullanması oldukça normal. Yeni nesil dışavurumculuk olarak da görebileceğimiz Yeni Nesnellik Almanya’da doğan ve gelişen bir akım. George Grosz ve Otto Dix tarafından başlatılıp 1930-1940 yılları arasında birçok esere ruhunu katan Yeni Nesnellik, gerçekçi durumları iğneleyici bir şekilde eleştirerek toplumsal gerçekleri sosyolojik olarak ele almaktadır.
Dadaizm
1916 yılında savaş karşıtı gençler tarafından yayınlanan bir bildiri ile birlikte sanat dünyasına adımını atan Dada, Dadacılık ya da diğer adı ile Dadaizm, tüm düzenlere karşı çıkarak; düzenli düzensizliği savunur. Sanat dünyasındaki entelektüel sınırlara, erotizmin kullanılabilir nesne olmasına ve savaşlara kesin dille karşı çıkmaktadır.

Fovizm
1910’lu yıllarda ortaya çıkan ve birçok sanat akımının öncülüğünde oluşan ve yine birçok akımın öncülüğünü etmiş olan Fovizm, çiğ renklerin tablo üzerinde kullanılması ile erken döneminde başlar. Noktacılıkla paralel düzende teğetleşse de Fovizm’de renkler daha çiğ, noktalamaya göre daha birleşik alanlar ile oluşmaktadır.

Bauhaus
Almanya’da ortaya çıkan, daha çok mimari ve tasarım alanlarında eserlerin ortaya koyulduğu bir eğitsel akımdır aslında Bauhaus. Hala daha Berlin ve Münih’te eğitime devam eden bir ekol olan Bauhaus, uygulamalı çalışmalar ile endüstriyel tasarımlar ve şehir planlamalarında önemli rol oynamıştır.
De Stijl
Adını, akım yaratıcılarının çıkardığı ve eleştiriler ile makalelerini yazdığı dergiden almıştır. Renklerin ve şekillerin oldukça basite indirilmiş olan De Stijl 1917-1931 yılları arasında kendini göstermiş, Hollanda’da ortaya çıkan bir akımdı.
Op sanatı
Taşizm ve hareket resimlerine karşı doğan, çizgilerin ve şekillerin göz yanılsaması oluşturmasını sağlayan Op Art, çoğunlukla iki boyutlu görselin zihinsel olarak üçüncü boyutu algılanmasını sağlar. Kimi eserler ise yine üç boyutludur fakat göründüğünden farklı algılanması sağlanır.
Fotorealizm
Bilinen diğer adıyla hiperrealizm ya da süperrealizm, 1960’lu yıllarda Amerika’da ortaya çıkan ve yapılan resimlerin yüksek gerçekçilik içermesi ile bu isimleri almıştır. Genellikle fotoğrafın projeksiyon ile tuvale yansıtılıp, akrilik ya da yağlı boya ile yapılmaktadır Fotorealist çalışmalar.
Fütürizm
“trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!”
İtalyan gelenekselciliğini reddedip yüzünü geleceğe dönen sanatçılar tarafından, şehirleşen medeniyetlere ve makineleşme ve hızlanan hayatı temel kavram alınarak hazırlanan eserlerdir. Çağının önünden gitmeyi tercih eden sanatçıların öncüsü Tomasso Marinetti olmuştur. Manifesto Futurisita Bildirisi ile ortaya çıkmıştır.

Metafiziksel sanat
Her ne kadar diğer sanat akımlarında hayali ürünler ortaya koyulsa da bu ürünler her zaman zihinde gerçeklik algısında oluşabilen nesnelerden oluşmaktaydı. Metafiziksel Sanatta ise eserler bir rüyanın, bir gerçekliğe yakınlığın ürünü olarak ortaya çıkmakta. Gerçeklik tam bir olgu olmasa da “olabilir” diyebileceğimiz düzeydedir.

Rayonizm
Rayonizm Fütürizm’in Rus kardeşidir. Rus ressamlar, Fütürizm konferanslarından edindikleri bilgiler ile Rayonizmi geliştirmiş ve Rusya’da 1910’lu yıllarda yükselen bir akım haline getirmişlerdir.

Vortisizm
Kübizm ile Fütürizm’in esintileri ile İngiltere’nin Blast Dergisinde doğan Vortisizm, manzara ve çıplaklık dışında, dünya gerçeklerinin varlıklarının yüze vurulması gerekliliğini savunur.

Süprematizm
Malevich’in Kübizm yorumu olarak da görebileceğimiz Süprematizm, olduğu gibi görünmeyi şart koşan, ekspresyonistliği ortadan kaldırmayı şart koşan bir akımdır.

Gerçeküstücülük
Sürrealizm olarak da bilinen Gerçeküstücülük, iki savaş arasında toplumsal yapılarla birlikte gelişmiştir. En önemli uygulayıcısı Salvador Dali olan akımın Dadaizm’in de yaratıcısı olduğu düşünülür. Andre Breton’un bilinç ve bilinç dışının birlikteliğini savunan Manifeste du Surrealisme Manifestosu ile 1924 yılında isimlenmiş ve akıma dönüşmüştür.

Minimalizm
“Süs nesnenin kendisidir!” Nesneyi olabildiğince sade gösteren, asla sembol dışı unsurların minimum şekilde yansıtıldığı bir akımdır. Görsel sanatlardan mimariye, üretim objelerinden yaşam stiline kadar minimalizm artık sadece bir sanat dalı değil ayrıca yaşam felsefesi olmuştur.
Sosyalist Gerçeklik
Dünya çapında yükselen sosyalist görüşün sanat akımına bir yansısı olan sosyalist gerçeklik, komünist ve sosyalist ülkelerin öne çıkan ressamları tarafından oluşturuldu diyebiliriz. Sosyalist görüşün ayrıca reklam unsuru olan bu akımda edebi açıdan Nazım Hikmet, Maksim Gorki gibi isimler katkı sağlamıştır.
Taşizm
Anti-kübizm diyebileceğimiz Taşizm, ani fırça darbeleri, öngörülmeyen müdahaleler içeren tabloların bulunduğu akımdır. Taşizm’de, önceden planlanan fırça darbeleri bulunmaz. Rastlantısal bir şekilde eser oluşturulmuştur.
Aksiyon resmi
Taşizm’in yakın arkadaşı olan Aksiyon Resmi, planlanmayan ve dikkatsizce dökülen boyaların bütünleşmesi ile oluşmaktadır. Taşizm’den oldukça etkilenen bu akım, taşizme göre daha fazla dikkatsiz ve özensizdir.
Kavramsal sanat
“Kavramsal sanatta fikir veya kavram, sanat eserinin en önemli kısmıdır… tüm planlamalar ve karar almalar önceden yapılır ve fikrin uygulamaya geçirilmesi ikinci planda kalır. Fikir, sanat yapan bir makine haline gelir.” Sol LeWitt

Yerleştirme Sanatı
Belirli bir bölgede orada alakası olmayan bir nesnenin sanatsal açıdan tasarlanıp o bölgeye yerleştirilmesi ile tasarlanan eserler, yerleştirme sanatı akımına aittir. Buna günümüzde en güzel örnek olarak Abdülmecit Efendi Köşkü’dür.
Performans sanatı
“ Tiyatroda bir rolü prova eder ve oynarsın. Tiyatro da kan ketçaptır ve bıçak gerçek bir bıçak değildir. Performansta her şey gerçektir. Bıçak, gerçek bıçak ve kan kandır.” – Marina Abramovic
Aslında Marina Abramovic alıntısı ile Performans Sanatının anlamı rahatlıkla açıklanabilir. Özellikle Rhytm 0 adlı performansı ile dünya gündemine bu noktada yerleşen ve “performans sanatı” deyince akla gelen Marina Abramovic bu akımın en büyük temsilcilerinden biridir.
Sistem sanatı
Sanat ve “sistemlerin” buluşması olarak görebileceğiniz Sistem Sanatı, sibernetik altyapılar ile hazırlanan, daha çok dijitalin yansıması olarak görebileceğimiz sanat türleridir.
Video Sanatı
Elbette Youtuber’lık değil. Video Sanatı, oyuncudan, diyalogtan bağımsız bir şekilde kameranın çektiklerini işlemektir. Sinemadan farkı, özne oyuncu değildir, hikaye yazılan değildir. Özne kameranın kendisi, hikaye ise kameranın gördükleri ve işledikleridir.
Günümüzde, sergilerin ücretsiz alanlarında sinematografik çekimler izletilmektedir. Bunların birçoğu video sanatına dahildir.
Art brüt
Ötekilerin sanatı Art Brüt. Ünlü olmayan, görece ötekileştirilmiş kişilerin oluşturduğu sanat eserlerini toplayan Jean Dubuffet, bu insanların eserlerini sergileyerek Art Brüt’ü oluşturdu.
Yeni Medya Sanatı
Yeni medya sanatı, gelişen teknolojinin üzerinde üretilen tüm sanat dallarının bir arada toparlandığı ekoldür. 3 boyutlu yazıcılardan üretilen eserlerden tutun da, ascii kodlarıyla ekrana yapılan resimlere kadar birçoğu yeni medya sanatıdır. Sistem sanatı, ses sanatı, ekran sanatı, tradijital sanat gibi birçok dal yeni medya sanatına dahildir.
21. Yüzyıl
Sanat müdahalesi
Sanat müdahalesi, 21. yüzyılda eksilen sanat anlayışının yükselişini sağlayan, kavramsal sanatın alt başlıkları arasında yer alıp, neo-dadaist yapısı bulunmaktadır. Toplumsal eleştirileri en net şekilde eleştiren sanat müdahalesi, birçoğu yasadışı şekilde yapılmış eserlere sahiptir. Banksy’nin tüm eserleri buraya dahildir.
Stuckizm
Otantiklik arayışı olan Stuckizm, postmodernizmi eleştiren bi remodernist akımdır.

Superflat
Gölge, ışık gibi ürünlerin olmadığı, nesnenin renk farklılıkları tek renkle oluşturulduğu, özellikle yeni nesil animeler üzerinden başlayan ve ilerleyen zamanlarda elektronik cihazların arayüz tasarımlarında kullanılmaya başlayan Superflat, dokusuz nesne anlayışını oluşturmuştur. Yapılan tasarımların birçoğunda renk geçişleri, “gradient”ler bulunmamaktadır. En önemli temsilcisi anime tasarımcısı sanatçı Takashi Murakami’dir.
Video oyunu sanatı
Kimi otoritelere göre sanat dalı, kimilerine göre endüstri olarak görülen video oyun sanatı birçok tartışmaya rağmen sanatsal açıdan gelişim gösteren ve ilgi gören bir dal. Bu konuda Söylenti Dergi olarak bir yaklaşım incelemesi yapmıştık Video Oyunları Bir Sanat Dalı Olarak Değerlendirilebilir Mi?
Yazı sonu olarak; sanat akımları ve temsilcilerini, sanat akımları ve sanatçılarını incelemiş olduk. Sanat akımlarının güzel sanatlara yansıması ve mimariye yansıması gibi konuları ele almış olduk. Sizin eserlerini en beğendiniz sanat dalı hangisi? Bize yorumlarda paylaşabilirsiniz!