Geleceği tahmin etmek mümkün mü? Günümüzde gerçekleşen bazı olayların geçmişte yazılmış bazı kitaplarla örtüştüğünü görüyoruz. Peki hangi yazar hangi kehaneti hangi eserinde bildirmişti? Hadi birlikte geçmişe giderek geleceği tahmin eden romanları keşfedelim. Keyifli okumalar!
1) Frankenstein
1818 yılında İngiliz yazar Mary Shelley tarafından kaleme alınan Frankenstein ya da Modern Prometheus olarak da bilinen roman, gotik roman ve romantizm hareketlerinden etkilenerek şekillenmiştir. Yazıldığı yıllarda henüz organ naklinin yapılmamış olmasına rağmen kitapta, Victor Frankestein’ın bilimsel bir deney yapması üzerine alışılmış bilinenlerin dışında yarattığı garip şekilli olsa da akıllı bir yaratığın hikayesi konu edilmiştir. Kitapta hikaye örgüsü, baş karakter olan Victor Frankenstein’in çocukluğunu anlatmaya başlamasıyla başlayarak üniversitede insan türü yaratma hevesiyle şekillenir. Victor güzel bir yaratık yaratma istediğine rağmen küçük parçaların çalışmasını yavaşlatacağını düşündüğünden devasa boyutta çirkin görünümlü bir canavar yaratır. Günümüzde hala ölü bedeni canlandırmak mümkün olmasa da ölü bedenlerin organları kullanılmaktayken, kitabın yüzyıllar önce günümüzde yapılan organ naklini öngörüp bunu kurgulaması ise kitabın kurgusunu daha da enteresan hale getirmiştir. Bilimkurgunun ilk örneklerinden biri olarak da gösterilmektedir. Edebiyatta ve popüler kültürde önemli bir role sahip olan Frankenstein; günümüzde hala korku hikayelerinde, filmlerde ve oyunlarda yer almaya devam etmektedir.
2) Aya Yolculuk
Geleceği öngören romanlardan bahsediyorken hemen hemen herkesin bir kez bile olsa adını duymuş olduğu 1865 yılında Jules Verne’in ”Aya Yolculuk ya da De la Terre à la Lune” eserinin de listemizde bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Bilimkurguyu eğlenceli bir şekilde ele alan kitap, Amerikan İç Savaşı sırasında, Maryland eyaletindeki Baltimore şehrinin zengin erbabının bir araya gelerek kurduğu Silah Kulübünün üyelerinin savaştan sonraki sessizliğe gömülerek bir kaç üye birleşerek yeni hedeflerini gerçekleştirmek için Ay’a gidecek bir uzay gemisi inşa etmeleri ve Ay’a gitmek istemeleri konu edilir. Kitabın ilginç yanı ise kitapta anlatılan bazı icat ve yenilikçi konseptlerin kitabın yazıldığı yıllarda henüz mevcut olmayışı. Neredeyse kitabın yazılmasının üstünden 100 yıl geçtikten sonra Ay hakkında bilgiler edinmek mümkün olmuştur. Eleştirmenler tarafından kitabın en çok beğenilen kısmının ise kitaptaki bir kahramanın phonotelephote adlı bir cihazı kullanarak karısıyla görüntülü konuşma yapıyor oluşudur. Adından sıkça söz ettiren bu eserin yazıldığı yıllarda 100 yıl sonrasını öngörmesi ise oldukça heyecan verici bir tartışma konusunda rol oynar.
3) Fahrenheit 451
Son zamanlarda kitapseverlerin ilgisini yoğun bir biçimde karşılayan Fahrenheit 451 romanı Ray Bradbury tarafından 1953 yılında yayımlamıştır. Bu romanda insanlar; kitapların itfaiye ekipleri tarafından yakıldığı, okutulmadığı, yasak görüldüğü hatta kitaplardan korkulduğu bir dünyada yaşıyor. Bilimkurguda oldukça önemli bir yer edinen bu eser baskıcı gelenek toplumlarının da toplumsal yapısını anlatır nitelikte. Distopya olarak da sınıflandırılmasıyla geleceği öngören kitaplar listemizde yer alıyor. Kitapta anlatılan evrende kitapların bulundurulması, okunması ve paylaşılması yasak. İnsanların sadece televizyon izlemelerine izin veriliyor. Kurguda insanlar televizyonda izledikleriyle manipüle edilerek şekillendiriliyor. Kitabın en enteresan kısmı ise romanda yer alan kulak içi kulaklıkların henüz kitabın yazıldığı yıllarda var olmamasına rağmen kitapta insanların kulaklarına takıp müzik dinlemeleri olarak anlatılıyor. Peki bu nasıl mümkün diye sorarsanız o da kitabın bilinmez büyüsünü oluşturuyor.
4) The Machine Stops (Makine Duruyor)
1909 yılında E.M. Forsters tarafından kaleme alınan The Machine Stops (Makine Duruyor) adlı eser halk arasında pek bilinen bir eser olmasa da içeriği itibariyle geleceği öngörmesiyle tüyleri ürperten cinsten bir kitap. Kitapta yazar, kendi ütopyasının dile gelişi olarak dünyada yaşamın bitmesiyle insanların yer altında bir sisteme bağlı olarak yaşadıklarını konu ediniyor. İnsani temel ihtiyaçlardan olan yemek yemek, duş almak gibi eylemlerin bile teknoloji ve tuşlar ile gerçekleştirildiğini kurguluyor. Eserinde Forsters bu teknoloji ile insanın kendisine yabancılaştığını ve toplumsal bütünlüğün kalmayarak insanın bireysel faaliyetlerde bulunduğundan söz ediyor. Hayatlarını dev bir makineleşme sistemine kurgulayan insanlar arasında duygusal bağların da koptuğunu görülüyor. Kitap her ne kadar 1909 yılında yazılmış olsa da günümüzün bir yansıması olarak gerçekliğini yüzümüze vuruyor. Forster kitabı yazdığı yıllarda günümüzde yaşanan teknolojik olayları tahmin etmekle birlikte teknolojik aletlerin duygular üzerindeki etkilerine de değinmesi belki de kitabın geleceği öngörmesi noktasında en vurucu noktası olarak sayılabilir.
5) Cesur Yeni Dünya (Brave New World)
Aldous Huxley’in ilk distopya eseri olan Cesur Yeni Dünya romanı 1931 yılında yayımlanmıştır. Romanın kurgusu Londra’da 26.yüzyılda geçmektedir. Huxley’in romanda üreme teknolojisi, öjenik ve hipnopedi ile toplumun değiştirilmesine yer vermesi kitabın yayıma alındığı tarihte sansasyon yaratacak düzeydedir. Romanda, insanın sağlıklı, teknolojik açıdan gelişerek savaşlardan ve yoksulluktan arınmış, herkesin birey olarak eşit ve mutlu olduğu bir toplumdan bahsedilir. Ama bu toplum da beraberinde aile, sanat, edebiyat gibi kavramsal değerleri toplumdan soyutlamaktadır. Kitapta sıkça insanın ruh halini değiştiren ilaçlardan söz edilirken gerçekliğe baktığımızda kitabın yayımlanma tarihinden 18 yıl sonra bu ilaçlardan söz edebilmek mümkün olmuştur. İnsanın genetik yapısına da vurgu yapan yazarın en çok ürpertici özelliği ise bu söylediklerinin 1972 yılında DNA’nın ilk kez değiştirilmesiyle gerçekleşebiliyor oluşu.
Bir kez daha sanatın hayatın içinde var olduğunu görebilmek mümkün. Geleceği bilebilmek mümkün olmasa da hayallerimize sığdıramayacağımız kadar büyük bir gelecek olasılığının içinde yaşıyoruz.
Kaynakça:
webrazzi, ”Geleceği en iyi öngören 10 bilimkurgu yazarı” Erişim Tarihi: 24.10.2022, web
Morgan Robertson, 1898’de Futility ( Nafile) adlı romanında Titanic olayını neredeyse en ufak ayrıntısına kadar hadiseden tam 14 yıl önce tahmin etmiştir…