Gösterişsiz ve Samimi Bir Aile Hikayesi: The Farewell

spot_img

2019 yılında ne kadar ödül toplasa da ülkemizde yeterince adından bahsedilmeyen fakat aslında önemli potansiyele sahip olan filmlerden biri de “The Farewell”. Lulu Wang’ın yönettiği bu film, aslında kendisinin birkaç yıl önce yaşadığı bir olaydan yola çıkılarak perdeye aktarılmış. Gerçeklik payının bulunması sayesinde de izleyiciye filmi hayatın içindenmiş gibi hissettirmeyi oldukça başarıyor. Başrolünde sinema dünyasının yeni yükselen yıldızı Awkwafina’yı bulunduran film; Çin’in geleneksel aile hayatını, kültür çatışmasını ve aile ilişkilerini gözler önüne seriyor.

Filmde; Çinli-Amerikan bir üniversite öğrencisi Billi, 6 yaşından beri ailesi ile birlikte Amerika’da yaşıyor. Büyükannesi Nai-Nai’in kanser olduğu haberi üzerine Amerika’daki yaşantısına ara vererek Çin’e geri dönüyor. Aile fertleri, Nai-Nai’in kanser olduğu gerçeğini bir sır olarak saklamak üzerine anlaşıyor ve tüm aileyi son kez bir arada toplayabilmek adına bir araya geliyorlar. Kanser gerçeğinin üstünü örtebilmek için ailenin toplanmasının sebebini ise Billi’nin bir kuzeninin evlenmesi olarak gösteriyorlar. Böylelikle, Nai Nai’in durumu sorgulayıp gerçeği öğrenmesini engellemeyi amaçlıyorlar. Acı gerçeği saklamak üzerine kurulu aile ortamında, Billi’nin zaman zaman bu duruma ayak uydurmayı başarmasını bazen de hislerini saklamakta zorluk çektiğini görüyoruz. Büyükannesi ile olabildiğince vakit geçirmeye çalışırken duygularını büyükannesinden saklamak zorunda kalması onun için yıpratıcı oluyor. Buna rağmen, izleyiciye aşırı dram yüklemesi yapılmadan gösterişsiz bir şekilde hissiyatın aktarılması filmin öne çıkan özelliklerinden denebilir. The Farewell’de zaman zaman güldürü ögelerine de yer verilmesi hikâyenin duygusallığına katkıda bulunan etmenlerden oluyor. Kederin güldürü ögeleriyle harmanlanarak ağır dramın dışına çıkması ve yine de duyguyu izleyiciye verebilmesi filmin en güzel yönlerinden.

Review: In 'The Farewell,' a Wedding Is Really a Premature Funeral - The New York Times

The Farewell; evinden ve ailesinden uzakta, kendinde birden fazla kültürün izlerini taşıyan ve en önemlisi de ailevi bir trajediye ortak olmuş kişiler için ekstra anlam taşıyabilecek bir film. Filmde çoğu aile dramasında kullanılanın aksine geniş ekran oranı tercih edilmesi sinematografik açıdan da etkileyici olmasını sağlamış. Yönetmen Lulu Wang’ın söylediğine göre, geniş ekran oranı daha çok manzara görüntüleri bulunduran filmlerde kullanıldığından bu kararı almak zor olmuş. Ancak doğa çekimlerini nasıl görüyorsak aile manzarasını da aynı şekilde görmemizi sağlayabilmek adına geniş çerçeve oranında karar kılınmış.  Bu çerçevede aile bireyleri bir bütün olarak birbirini tamamlar nitelikte gösterilip Billi’nin tek olduğu sahnelerde ise karakterin izolasyonuna dikkat çekmek amaçlanmış. Eğer sade ve hayatın içinden hissettiren bir aile filmi arıyorsanız The Farewell’i izlenecekler listenize ekleyebilirsiniz.

spot_img
Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!