“İnsanların kalplerini değiştirmek için cesaret gerekir.”
En iyi film ve En iyi Özgün Senaryo Oscar Ödülleri‘nin yanında toplamda 54 ödüle sahip Dram/Komedi türündeki Green Book, ırkçılığın egemen olduğu 1960’lı yıllarda aralarındaki farklılıklara rağmen iki adamın zamanla büyüyen dostluğunu sinema perdesine taşımaktadır.
2018 yılında vizyona giren ve kısa zamanda büyük beğeni kazanan filmin yönetmenliğini Peter Farelly, senaryosunu Nick Vallelonga, Brian Hayes Curry ve P. Farrelly, film müziklerini ise Kris Bowers üstlenmiştir. Filme hakim olan etkileyici görüntülerin sahibi ise Sean Porter’dır.
“Dünya, ilk adımını atmaktan korkan yalnız insanlarla dolu.”
Film Adı Nereden Geliyor?
Filmin adı, Jim Crow yasaları döneminde Afrikalı-Amerikalı yol tutkunları için bir rehber kitap olan The Negro Motorist Green Book‘a atıfta bulunmaktadır. Bu kitap postası Victor Hugo Green tarafından 1936-1966 yılları arasında yayınlanmıştır.
Green Book Film Analizi
New York gece kulüplerinde koruma olarak çalışan İtalyan kökenli Tony Lip Vallelonga (Viggo Mortensen), birtakım dalaverelerle gelir elde ederek ailesini geçindirmeye çalışan bir baba ve eştir. Kaba ama iyi yürekli ve de kendince dürüsttür.
İşsiz kaldığı dönemde bir doktorun işçi ilanına başvurur ve görüşmek için doktorun ofisine gider. Fakat karşısındaki kişi bir doktor değil, adı Don Shirley (Mahershala Ali) olan siyahi bir müzisyendir. Doktor ise müzisyenin kullandığı lakaptır.
Don Shirley bir turneye çıkacaktır ve şoför istemektedir. Şoför istemesinin nedeni ise birçok Amerikan ülkesinde siyahilerin araba kullanmasının yasak olmasıdır. Bunun yanında şoförlüğün yanında daha çok kendisini koruyacak, kalacağı otelleri ayarlayacak yani kısacası her işini yapacak bir yardımcı aramaktadır. Ve o kişi de Tony‘dir. Tony istemeden de olsa işi kabul eder.
Don Shirley, 60’lar dönemine bakıldığında sıradan bir zenci değildir. Üniversite mezunu ve oldukça iyi bir eğitim almıştır. Klasik müzik eğitimi almış olsa da zamanın koşullarından ötürü caza yönelmiştir.
Shirley‘in yanında birisini istemesinin asıl nedeni ise turnenin Güney Amerika‘da yapılmak istenmesidir. Yani ABD’nin siyahi düşmanlığı ile tanınan bölgesi.
Bu hedefinden vazgeçmeyen siyahi Shirley’nin ve tahmin ettiğinden daha fazla işle karşılaşan marjinal beyaz ırkçı Tony‘nin New York‘tan Alabama‘ya uzanan yolculuğu bu şekilde başlar.
Kibar ve zarif bir görünüm sergileyen Don Shirley‘in cinsel kimliği ise “gay”dir. Turne esnasında bir otelin hamamında beyaz bir gençle basılıp dayak yediği esnada Tony tarafından kurtarılıyor. Bu kurtarılış sonunda ise şu şekilde bir yardım çığlığı duyuyoruz:
“Yeterince siyah değilsem, yeterince beyaz değilsem, yeterince erkek değilsem, söyle Tony, neyim ben?”
Yeşil Rehber filminin kendine has özellikleri vardır. 60’ların koyu ırksal kavga zamanında bu sınırı aşabilen tek siyahi grup müzisyenlerdi. Louis Armstrong, Ella Fitzgerald ve Billie Holliday gibi isimler yetenekleri sayesinde ulusun idolleri olabilmişlerdi. Filmin bir yerinde Nat King Cole’un 1957’de bir kulüpte nasıl dayak yediği anlatılmıştır.
Caz piyanisti Nat King Cole, 1956 yılında Alabama‘da sahnede Little Girl adlı şarkısını söylerken White Citizens Council üyeleri tarafından saldırıya uğramış, daha öncesinde de yine aynı grubun kaçırma girişimine maruz kaldığı için bir daha ülkenin güney eyaletlerinde sahne almamıştır.
Aynı şekilde İngiliz şarkı sözü yazarı Elvis Costello, 1978 yılında yayımladığı “Lipstick Vogue” şarkısında şu sözlere yer vermiştir:
There are some words they don’t allow to be spoken.
Sometimes I almost feel just like a human being
(Söylenmesine izin verilmeyen bazı kelimeler var.
Bazen kendimi neredeyse bir insan gibi hissediyorum.)
Cole’un Alabama‘da sahne alması ve bir daha ülkenin güneyine gitmeme kararı, filmde Shirley‘in ülkenin güneyine gitme ısrarına bir nebze anlam katmaktadır.
Turne boyunca gerek sahne performansları sırasında gerekse yol boyunca birbirleri ile paylaştıklarıyla yakınlaşan ve en sonunda dost olan bu ikili, bir anlamda birbirlerini eğitmiş, geliştirmişlerdir. Don Shirley, Tony’nin dayanılmaz kabalığını törpülemiş, karısına yazdığı yanlışlarla dolu mektupları aşk mektuplarına dönüştürmüştür. Tony ise Shirley’in Amerikan dünyasına karşı bilgisizliğini gidermiş, bir anlamda ona hayatı öğretmiştir.
Gerçek bir hikayeye dayanan filmin iki önemli kahramanı Tony ve Don gerçek hayatta da dost olarak kalmış, ikisi de 2013 yılında vefat etmişlerdir.
KAYNAKLAR: