2014 yılında ilk filmiyle seyircilerine merhaba diyen ünlü yönetmen James Gunn imzalı Galaksinin Koruyucuları serisi her zamanki gibi mizahi ama bir o kadar da duygusal bir hikayeyle perdelere veda ediyor. Yaklaşık 150 dakikalık perde süresi olan film başından sonuna tempoyu hiç düşürmeden detaylıca kurgulanmış hikayesiyle eleştirmenlerden tam not aldı. Marvel izleyicileri tarafından büyük bir ilgiyle takip edilen ekibin bu güne kadar seyircide başarıyla karşılık bulan samimi dostluğu hikayenin vurucu etkisine katkı sağlıyor. Önceki iki filminden farklı olarak duygusallığı daha çok ön plana koyan James Gunn, seyircilerin etkisinden uzun bir süre çıkamayacağı bir yapım ortaya koymuş.
Sevilen ekibin son kez ortak bir amaç uğruna yan yana savaştığı veda filmi, hikaye kurgusunun yanı sıra görsel efektleriyle de izleyicilerini kendine hayran bırakmayı başarıyor. Film ilerledikçe hikayeye eklenen yeni boyutlar, serinin son filmini klasik eğlence dolu Galaksinin Koruyucuları çizgisinden farklı olarak daha duygusal ve dramatik bir yöne çeviriyor. Galaksinin Koruyucuları 3 bu sayede karakterlerin hikayesine daha fazla derinlik katarak seyirciyle olan bağını güçlendiriyor. Seyirciyi filmin içine çeken bu derinlik karakterlerin seri boyunca geçirdikleri gelişimin gözler önüne serilmesine yardımcı oluyor. Tüm bu muhteşem hikayeye eşlik eden nokta atışı müzikler ise filmin temposunu her geçen dakika daha da yukarıya çıkarmayı başarıyor. Şimdi gelin Marvel evreninin yaramaz çocuklarının son macerasını daha yakından inceleyelim.
Rocket Rackoon’un Gizli Geçmişi
Film, yeni yerleşkeleri Knowhere’de keyifli vakit geçiren ekibin aniden bir ışık hüzmesiyle beraber gelen Adam Warlock karakteriyle mücadele girmesiyle başlıyor. Bu mücadelede ağır bir şekilde yaralanan Rocket (Bradley Cooper), ekibin tüm çabalarına rağmen bilinçsiz bir şekilde yerde yatmaktadır. Arkadaşlarını kaybetme korkusuyla karşı karşıya kalan ekip Rocket’in tekrar gözlerini açması için her türlü yolu denemeye hazırdır. Ekip, Rocket’i iyileştirmek için ellerindeki tek çarenin zeki rakunun android olan vücuduna girişi sağlayan bir şifre olduğunu öğrenirler ve bu şifreyi ele geçirmek için son maceralarına yelken açarlar.

Bir yandan ekibimiz şifreyi alabilmek için uğraşırken bir yandan da seyirciler gösterilen flashback sahnelerle Rocket’in bebeklik halinden bugüne kadar yaşadığı işkence dolu günlerine tanık oluyor. Kuzey Amerika’da bir doğal yaşam merkezinden kaçırılan Rocket, High Evolutionary (Chukwudi Iwuji) tarafından üzerinde çeşitli yasadışı genetik ve sibernetik deneyler yapılması için bir kafese kapatılmıştır. Kendisi gibi üzerinde deneyler yapılmak için kaçırılan üç hayvan ile aynı kafese kapatılan Rocket hayatı boyunca unutamayacağı arkadaşlıklar edinir. High Evolutionary kendini ortadan kaldıracağını öğrenen Rocket deney merkezinden kaçmayı başarır. Film, yasadışı yapılan hayvan deneylerinin ne tür vahşi ve acımasız boyutlara ulaşabileceğini büyük bir şeffaflık ile göz önüne seriyor.
High Evolutionary: Tanrı Rolünü Oynayan Bir Kötü Karakter Portresi
Asıl adı Herbert Edgar Wyndham olan High Evolutionary, tek amacı mükemmel ırkı bulmak olan bir genetik mühendisidir. Hayatı boyunca kusursuz ırkı yaratmak için defalarca hayvanlar ve insanlar üzerinde deneyler yapmış olan High Evolutionary yeni medeniyetler inşa edip memnun kalmadığında oradaki varlıkları gözünü kırpmadan yok eden bir kötü karakter olarak filmde yer alıyor. Adeta tanrıcılık rolünü oynayan High Evolutionary bugüne kadar yarattığı en zeki varlık olan Rocket Rackoon’un kendini alt edip elinden kaçmasını hala kabullenememektedir. Yeni oluşturacağı kusursuz ırk için Rocket Rackoon’a ihtiyacı olduğunu düşünen High Evolutionary, Rocket’ı yakalaması için Adam Warlock’a (Will Poulter) görev verir.
Filmin diğer bir kötü karakteri olan Adam Warlock karakterine ünlü oyuncu Will Poulter hayat veriyor. Adam Warlock annesi Ayesha (Elizabeth Debicki) tarafından Kozmik Koza’da yapay bir şekilde üretilen çok güçlü bir varlıktır. Ancak kozadan olması gerekenden erken çıkan Adam Warlock, henüz güçlerini tam potansiyeliyle sergileyememektedir. High Evolutionary’nin komutasında annesi ile Galaksinin Koruyucularından intikam almanın yollarını aramaktadırlar. Filmde özellikle aksiyon sahnelerinin vazgeçilmez unsuru olan bu kahramanın hikaye ilerledikçe gelişen karakteri filmin perspektifine yeni bir bakış açısı ekliyor.
Sevilen Ekibin Vedası
Ekibin lideri Star Lord (Chris Pratt) seyircileri mizahi ve eğlenceli ruh halinin yerine daha karamsar ve melankolik bir şekilde karşılıyor. Daha önceki Marvel filmlerinde başına gelen olaylardan dolayı bu filmde en çok merak edilen karakter olan Gamora (Zoe Saldana), seyircinin alışık olduğu rolden farklı bir şekilde hikayede yer alıyor. Filmin ilerleyişiyle birlikte çözülen Gamora karakteri filmin en kilit noktalarında aldığı aksiyonlarla hikayeye farklı bir boyut katmayı başarıyor. Gamora’nın başına gelenlerden sonra hayatının gidişatı hakkında sorgulamalara başlayan Star Lord’un Gamora ile diyalogları seyirciye Galaksinin Koruyucuları’nın bıraktıkları yerden farklı bir noktada olduğunu dramatik bir şekilde gösteriyor.
Sevilen karakterler Mantis (Pom Klementieff) ve Drax (Dave Bautista) her zamanki gibi en beklenmedik anlarda bile seyircinin yüzünde tebessüm oluşturmayı başarıyor. Önceki filmlerin aksine liderlik duygusunun daha ön planda olduğu Nebula (Karen Gillan) çıktıkları tehlikeli macerada kararlı tavrıyla ekibin başarısına büyük katkı sağlıyor. Ekibin en benzersiz karakteri olan Groot (Vin Diesel) oldukça gelişmiş ve olgunlaşmış bir şekilde takımını bu zorlu mücadelede yalnız bırakmıyor. Ekibe yeni eklenen Kraglin (Sean Gunn) ve Cosmos (Maria Bakalova) karakterleri ise filmin eğlence dinamizmine yeni bir soluk getiriyor.
Olağanüstü oyunculukların ve muhteşem görsel efektlerin damga vurduğu yapım, Marvel Sinematik Evreni’nin Endgame sonrasındaki en iyi filmlerinden biri olmaya aday konumda bulunuyor. Usta yönetmen James Gunn, üstünde fazlasıyla emek harcadığı seriye tatmin edici ve vurucu bir finalle noktayı koymayı başarmış. Detaylıca kurgulanmış hikayesinin yanı sıra dostluk duygusunu etkileyici bir şekilde işleyen yapım, izleyicilerin yüreğine çok özel bir yerden dokunmayı başarıyor. Yaklaşık 10 yıllık bir serüvenin ardından veda eden Galaksinin Koruyucuları, ilk başta uyumsuz görünen bir avuç süper kahramanın bireyselliklerini bir kenara bırakıp ortak bir amaç uğruna hareket edebileceklerini ve ayrılmaz bir aile olabileceklerini gözler önüne seren başarılı bir yapım olarak sinema tarihinde yerini almış oldu.