İstanbul’da yaz mevsimi sanatla dolu geçti ve şehir sonbahar aylarında da yepyeni, birbirinden yaratıcı sergilere ev sahipliği yapıyor. İstanbul’un müzelerinde ve sanat galerilerinde kavramsal sanattan video enstalasyonlarına, sanatçıların samimi tuvallerinden çeşitli fotoğraf serilerine, tarihsel ve kültürel yolculuğa çıkabileceğiniz toplumsal konulara eğilen grup sergilerden kişisel işlere görülmeyi ve fark edilmeyi bekleyen sanat eserleri ziyaretçisiyle buluşmayı bekliyor.
Sanatseverler için hazırladığımız bu listede hem Eylül ayında açılan/açılacak sergiler hem de yıl sonuna kadar görebileceğiniz uzun soluklu sergiler yer alıyor. Sanat dünyasından haberdar olmak ve kültür sanata doymak için burayı da ziyaret etmeyi unutmayın!
Agah Uğur Koleksiyonu‘ndan hazırlanan bir seçki ile başlayalım. 9 Eylül tarihinde Beyoğlu’ndaki Alexandre Vallaury Binası‘nda sanatseverlere kapılarını açan Bedenin Mücadele Alanındır başlıklı sergi (ismini Barbara Kruger’ın meşhur eserinden almakta), Türkiye ve dünyadan birçok sanatçının önemli eserlerini bir araya getiriyor. Direniş, göç, cinsiyet politikaları, sınır, hafıza, mücadele, özgürlük, gözetleme gibi toplumsal meseleleri güncel sanattan geniş bir spektrumda izleyiciyle buluşturan serginin küratörlüğünüyse Halin Altındere üstlenmiş. Malzemeyle sınırlandırılmayan sergide, nesnesiz eserlerden büyük enstalasyonlara, çizimden NFT’ye sanatın farklı türlerinde kavramsal işler mevcut. Tarihsel olaylardan günümüz meselelerine ışık tutan sıradışı eserleri barındıran Bedenin Mücadele Alanındır 31 Ekim’e kadar ziyaretçilere açık.

Taksim metrosunun -1. katındaki Taksim Sanat‘ta açılan Boşlukta Mevcut sergisi 6 Eylül’de izleyicisiyle buluştu. 13 sanatçının ses ve ışık enstalasyonlarından oluşan Boşlukta Mevcut, yapıt-mekan ilişkisi bağlamında odağını ışık, ses ve kent üzerine konumlandırıyor. Küratörlüğünü Derya Yücel‘in üstlendiği sergi, İBB ve İBB Kültür AŞ işbirliğinde gerçekleştiriliyor. Ses ve ışık gibi göremeyip dokunamayacağımız kavramlarla sanatı bir araya getiren Boşlukta Mevcut, mekansızlığı içerik ve form bağlamında bir deney alanı olarak ele alıyor. Sergi, sesin ve ışığın başrolde olduğu İstanbul gibi bir kentte, bireyin görülme ya da duyulma ihtiyacına da işaret ederken var olma ve iletişim becerilerimize de ışık tutuyor. Boşlukta Mevcut sergisi, 28 Eylül’e kadar Taksim Sanat’ta ziyaretçileriyle buluşmayı bekliyor.

Sanat Kritik‘in ev sahipliğinde gerçekleşen Ben Yazar Suat Derviş’im sergisi İthaki Yayınları desteğiyle, 1 Eylül’de sanatseverlerle buluşmuştu. 30 Eylül tarihine kadar devam edecek olan sergi, Sanat Kritik’in kendi mekanındaki ilk sergisi olma özelliğini taşıyor. Gazeteci ve yazar Suat Derviş’in yaşamı boyunca kaleme aldığı bütün üretimlerini izleyiciyle buluşturmayı, Derviş’i henüz onunla tanışmayanlarla tanıştırmayı amaçlayan ve yazarın 90’lı yıllardan bugüne hak ettiği değeri teslim etme çabasında olan sergi, Serdar Soydan‘ın araştırmalarına dayanıyor, serginin küratörlüğünü ise Eda Yiğit üstleniyor. Yazarın güncel biyografisinden yazarlık serüveninde ürettiği çevirileri, roman tefrikalarını, roman ve öykülerini tanıtan detaylı seçkinin yanı sıra sergi için hazırlanan yeni yapıtlar da var.


Gerçeklik ve bilişsel sınırlarımız ile doğayı görme biçimlerimiz bağlamında bilimin hayatlarımıza kattığı karmaşıklığa adanan Bir Tutam Zapt Edilemez Karmaşıklık başlıklı sergi SANATORIUM tarafından ağırlanıyor. Yerli ve yabancı 14 sanatçının çeşitli türdeki eserlerinden oluşan serginin küratörlüğü Misal Adnan Yıldız‘a ait. İzleyicisini Batı hümanizmi sorusu/sorunu etrafında ya da karşısında birleştiren, iç içe geçen; ekolojik düzenlilikler ve jeo-merkezci öznelerden yola çıkan spesifik sanatsal perspektifleri mercek altına alan Bir Tutam Zap Edilemez Karmaşıklık 9 Eylül’de ziyarete açıldı ve sergi 12 Kasım tarihine kadar görülebilecek.

Ahu Akgün‘ün Boşluklar başlıklı ikinci kişisel sergisine Mixer ev sahipliği yapıyor. Sergi, yaşadığı kayıpların ardından ortaya çıkan duygu durumlarının yarattığı boşluklara odaklanıyor. Sanatçının şefkatli ve şiirsel bir yaklaşımla resmettiği tuval çalışmaları onun yaşamında iz bırakan insanların, mekanların, objelerin arkasından duyguların zamanla nasıl değiştiğini, nasıl bir yas tutma sürecinden geçip iyileşme sürecine evrildiğini samimi bir dille izleyiciyle paylaşıyor. Tuvallerle beraber temanın bütününü kapsayan bir enstalasyonun da yer aldığı sergi, dönüşüm teması etrafında şekilleniyor. 9 Eylül’de sanatseverlerle bululan sergiyi 15 Ekim tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
Salt Beyoğlu ve Salt Galata‘da 15 Eylül 2022 – 12 Şubat 2023 tarihleri arasında gerçekleşecek Sahnede 90’lar sergisi, Türkiye’nin 90’lardan 2000’lerin başlarına kadar geçen on yıldaki dinamiklerini kavramak için dönemin siyasi ortamına tezat olarak oluşmaya başlayan kültür, sanat ve eğlence dünyasını odağına alırken performans kavramını bir anahtar olarak kullanıyor. Geniş bir arşive dayanan sergi döneme özgü çeşitli video kayıtları, fotoğraflar, objeler, eskizler, maketler, yazışmalar, afişler gibi birçok ürünü bir araya getiriyor. Performansın toplum-ekonomi-sokak-siyaset ekseninde izini süren Sahnede 90’lar sanatçı ve tasarımcıların oluşturduğu kolektif bir girişim olarak izleyicisiyle buluşacak.

15 Eylül’de açılacak bir başka sergiyse Yapı Kredi Kültür Sanat‘ın ev sahipliği yapacağı, ismini sanatçı Hale Tenger‘in aynı adlı ses yerleştirmesinden alan Hayat, Ölüm, Aşk ve Adalet başlıklı sergi. Farklı coğrafyalarda yaşanan adaletsizliklere aşk, umut ve direnişle farklı bir pespektiften bakmayı öneren sergide Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan 14 sanatçının çeşitli türdeki güncel işleri yer alıyor. Didem Yazıcı ve Peter Sit küratörlüğündeki sergi, dünyanın her yerinde farklı biçimlerde yaşanan sosyal, siyasi, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ya da ekolojik sebeplerden kaynaklanan adaletsizliklere kimi zaman umut dolu bir perspektiften kimi zamansa sorgulatan bir perspektiften yaklaşıyor. Sergi 2 Ocak 2023 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

17. İstanbul Bienali‘nin paralel etkinliklerinden biri olan ve Kurtuluş Rum İlköğretim Okulu‘nun ev sahipliğinde gerçekleşecek olan Senin de Yaran, Rosa başlıklı sergi ismini Alman şiirinin önde gelen temsilcilerinden Paul Celan’ın bir şiiirinden alıyor. Senin de Yaran, Rosa yaralanabilir ve kırılgan hallerden doğabilecek yeni olasılıkları keşfetmek üzerine odaklanacak ve iki aşamalı olacak. İlk aşaması sergi ikinci aşaması ise sergide yer alan sanatçıların yazı pratiklerinden oluşan bir kitap olacak. Yaralanabilirlik kavramını feminist perspektiften ele alan sergi şu sorular etrafında şekilleniyor: Görsel sanatların görünürü algılama ve ifade etme biçimlerini değiştirme potansiyeli hassaslık, açıklık ve dolayısıyla farklı duyarlıklar uyandırabilen yaralanabilir hal ve özneleri keşfe çıkabilir mi? Etkileri ne kadar derine işleyebilir? Sergi 30 Ekim’e kadar ziyarete açık olacak.

Labirent Sanat’ta 22 Eylül tarihinde sanatseverlerle buluşacak olan kısa süreli Kendileme başlıklı grup sergi, İsmet Doğan küratörlüğünde gerçekleşecek. 11 sanatçının “temellük” kavramı üzerine ürettikleri çeşitli işlerden oluşan Kendileme sergisinin amacı, sanat geleneğinin yeniden okunması olarak açıklanıyor. “Bu sergide neyi nasıl temellük ettiğimizi de görürüz. Ne yaptığımız üzerinde düşünmektir. ‘Akıl, akıl yürütür, düşünmez.’ ‘Aklın iktidarı kanlı bir iktidardır.’ Düşünmek ise aklın kendiliğinden yaptığı otomatik bir edim değil, seçilen ve üzerinde uğraşılan bir şeydir.” Sergi, 8 Ekim’e kadar ziyaretçiye açık olacak.

Listede yer alan sergiler dışında İstanbul’da güncel olarak görebileceğiniz bir etkinlik daha var: 17. İstanbul Bienali ve bir sergi daha: Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin? sergisi. Sergiler hakkında detaylı bilgi için bağlantıları ziyaret edebilirsiniz.
Sanatla kalın!
*Sergilerle ilgili açıklamalar sergi künyeleri esas alınarak yazılmıştır.