Mısırlılar, yaptıkları her şeyin ölümden sonra sorulacağına ve onları gözeten yüce bir tanrının varlığına inanıyorlardı. Mısır’da firavunların tanrı-lider olmasından önce sayısız tanrı ve tanrıçadan oluşan inanç sistemleri vardı. Tanrının bütün niteliklerini birbirinden bağımsız hareket eden ve ayrı benliklere sahip tanrılardan oluştuğuna inanıyorlardı. Çok tanrılı dine inanışta en önemli ve en çok tapınım gören; Güneş Tanrısı Ra oldu. Ra, her şeyin yaratıcı gücü olan tek tanrıdır. Milattan sonraki dönemde zamanla etkisini yitiren çok tanrılı inanç sistemi tek tanrılı inan sistemine dönse de Ra, uzun yıllar önemini korumuş ve ona inanmaya devam eden kişiler olmuştur.
Ra, Antik Mısır dilinde güneş anlamına gelmektedir. Yani güneşin ta kendisidir. Güneşin süreklilik arz eden doğuş ve batışından dolayı Mısır halkı, gece güneş tanrısının ölüp sabah tekrar doğduğuna inanıyordu. Bu inançtan ötürü Ra, anka kuşuna benzetilirdi. Güneş Tanrısı Ra’nın her gün karanlığın üstüne doğmasını, onun doğrunun yalana, gerçeğin ise yanlışa karşılık verdiği mücadelenin sonunda kazandığı zaferi temsil ettiğine inanıyorlardı. Yirmi dört ayrı görünümde olduğu belirtilen Ra, çoğunlukla yaşlı bir adam olarak veya şahin başlı insan olarak tasvir edilir. Genellikle baş kısmında güneş diski bulunur.
Ra, Saltanat kayığı ile ufukta belirdiği andan itibaren insanları izleyip yaptıkları iyi ve kötü şeylere şahit oluyordu. Yaşamın kaynağı Heliopolis şehrinde bulunan tanrı Ra, Amon ile güçlerini birleştirerek Amon- Ra’yı oluşturdu.
Saltanat Kayığı
Tanrı Ra’nın iki tane yaşam şafağı vardır. Biri yaşayanlar için sabahın erken saatlerinde güneşin doğmasıyla başlayan, diğeri de güneş batınca ölüler için başlayan şafaktır. Mısırlılara göre Ra, her gün duat’a geçmek için bir saltanat kayığı ile yolculuğa çıktığında diğer tanrılar da ona eşlik ediyordu. Gün doğumundan öğleye kadar Atet, öğleden gün batımına kadar da Sektet eşlik ederdi. Maat, kaos antitezinde; kayığın gideceği yolu belirlerdi. O akşamda gece kayığına binerek güneşin doğduğu yere giderdi.

Yaratım Gücü
Tanrı Ra’nın çocuklarının başkasıyla olan fiziksel bir birleşmeden ziyade, kendi yaratma güçlerinden geldiği düşünülüyor. Ra’nın çocuklarının en tanınmışları Bastet, Ma’at, Hathor ve Sekhmet‘tir. Mısırlılar, Ra’nın, aslında Thebes’in tanrısı olan Amun ve bir başka yaratıcı tanrı olan Atum‘un da aralarında bulunduğu diğer tanrılarla birleştiğine inanıyorlardı. Ra, Amun aracılığıyla Shu ve Tefnut‘u da çıkardı; ilk önce ondan uzaklaştı. Ra onları bulmak için gözünü yarattı ve döndüklerinde sevinçle ağladı ve gözyaşları insanoğlunu yarattı.

İsis’in Hüneri

Ra’nın her gün gökyüzünde saltanat kayığıyla yaptığı yolculuk esnasında büyü ve bilgeliğin tanrıçası olan İsis, Ra’nın ağzından su döküldüğünü fark etti. Bu su ve suyun döküldüğü toprağı alarak Ra’yı ısıran, zehriyle onu hasta eden bir yılan yarattı. Bunun üzerine Ra iyileşmek için diğer tanrılardan yardım istedi ve İsis’de Ra’nın yanına geldi. İsis’in amacı Ra’nın gizli adını öğrenip tanrıça olmaktı. Ra’ya, gizli adını söylerse ancak onu iyileştirebileceğini söyledi. Tanrı Ra, gizli adını İsis’e söylemeyi kabul ederek iyileşir ve İsis, o büyük arzusuna kavuşarak tanrıça olur. Artık tanrıların hanımı olarak bilinmeye başlamıştır.
Kaynakça:
Öztürk, Özhan. ”Ra, Re (Mısır Mitolojisi)”. ozhanozturk. 11 Mart 2018, Web. Erişim Tarihi: 16.12.2022
”RA: Mısır Tanrısı”. storyboardthat. Web. Erişim Tarihi: 16.12.2022
Melisa. ”Mısır Mitolojisinde Yaratılış”. melisadaktilosu. 31 Temmuz 2021, Web. Erişim Tarihi: 15.12.2022
Akcebe, Ömer Emre. “Batının Medeniyet Mefkûresi: Güneş Tanrısı Ra”. akademyadergisi. 10 Eylül 2017, https://akademyadergisi.com/batinin-medeniyet-mefkuresi-gunes-tanrisi-ra/. Erişim Tarihi: 16.12.2022