Haşhaşiler, 11. ve 13. yüzyıllar aralığında özellikle Suriye ve İran bölgelerinde önemli faaliyetlerde bulunan, İsmailî Nizârî mezhepine bağlı dinî ve siyasî bir suikastçılar tarikatıdır. Hasan Sabbah tarafından Alamut Kalesi ele geçirildiğinde kurulmuş ve yönetimi buradan yapılmıştır.
En büyük suikastlerinden biri de Büyük Selçuklu Devleti Veziri Nizamülmülk‘tür. Büyük Selçuklu Devleti’nin çöküşünden sonra Moğollar tarafından kale ele geçirilmiştir.

Günümüzde oyunlara da konu olan; dinî, siyasî, felsefî, tarihî bir tarikat/örgüt olarak görebileceğimiz Haşhaşiler, birçok spekülasyonla anılsalar da tarihin akışını değiştirerek günümüzün şekillenmesinde önemli rol oynamışlardır. Peki, haklarında kitaplar yazılan, tezler hazırlanan Haşhaşiler hakkında ne biliyoruz ?
Haşhaşi Deyince Akla Gelen İlk İsim: Hasan Sabbâh

Nizarî-İsmailî Devleti‘nin ilk lideri ve Haşhaşi Fedai Tarikatı‘nın kurucusudur. Hasan Sabbah, aynı zamanda birçok bilimsel konuda da eğitim almış (matematik, mantık, felsefe, fıkıh, kelam) dini bir lider olarak da bilinir. Rivayetlere göre 1046-1047 veya 1053-1054 yıllarında Kum şehrinde doğmuştur. Bu bilgileri, kendi hayatına dair birçok şeyi yazmış olduğu Sergüzeşt-i Seyyidina adlı kitabından öğreniyoruz. Babası; On İki İmam Şiiliği’nin önemli isimlerinden Ali bin Muhammed’dir. Fatımî daisi Müstansır’ın ölümünden sonra yerine, Hasan Sabbah’ın da muhalif olduğu, oğlu Müsta’li-Billah’ın geçmesi, İsmaililer’in Müstaliyye ve Nizariyye olarak ikiye bölünmesine yol açtı. Fatımîler ile ilişkilerini bütünüyle kesen Sabbah, Alamut’ta Nizariler’in lideri konumuna geldi ve Haşhaşilerin öyküsü derinlik kazanarak burada başlamış oldu.
Haşhaşi: Etimolojisi Hakkında Bilinenler

Çeşitli rivayetlere göre isimlerini, yaptıkları suikastlardan önce haşhaş kullanarak kendilerini kaybeder gibi davranışlarda bulunmalarından almışlardır. Başka anlatılarda ise öldürecekleri kişilerin yanlarına fark edilmeden sızdıkları için batı dillerinde “suikastçi, kiralık katil” anlamlarına gelen kelimeler kullanılmıştır. En erken Haçlı Seferleri kayıtlarında rastlanan “assasini, assissini, heyssisini” gibi kelimelerin kökeninin ise Arapça’daki “haşhaş” kelimesi olduğu kabul görmektedir. Bu etimolojik bilgi, 19 Mayıs 1809 yılında Silvestre de Sacy’nin İnstitud de France’da yayımladığı bildiride de geçer. Haşhaş kelimesi Arapçada “kuru ot” veya “hayvan yemi” anlamına gelir. Sonraları uyuşturucu etkisiyle bilinen “Hint Keneviri” ile anlamı özdeşleştirilmiştir. Tarih boyunca sürekli uyuşturucu madde kullanımıyla ilişkilendirilen Haşhaşiler’in bu tarz maddeleri kullanımına dair elle tutulur hiçbir kanıt yoktur. Hasan Sabbah’ın bitkilerle arasının çok iyi olduğu bilinmekte olup, yaralı veya hasta (halkın ve seyahatnamelerinde bu kelimeyi kullananların tabiriyle) “fedailerini” iyileştirmek için alternatif tıp tekniklerini kullandığı düşünülmektedir.
Haşhaşilerin Siyasi Güç ve Suikast Taktikleri

Haşhaşiler bir Nizarî Devleti kurmak için çok çaba gösterseler de gerekli orduya ve teçhizata hiç sahip olamadılar. Bunun yerine her zaman önemli mevkideki kişilere suikast düzenleyerek siyasi üstünlük kurmayı başardılar. Fedailer, hedeflerine yaklaşabilmek için iyi eğitim alırlardı. Suikast düzenleyecekleri kişilerin dillerini öğrenirler, onlar gibi görünmeyi başarırlardı. Kimi zaman haberci kılığında mektup vererek yaklaşır kimi zaman sıradan keşiş kılığında halkın içinde dolaşarak suikastlerini yaparlardı. Genellikle halka korku yaymak için kaçmaz, suikasti yaptıkları yerde ya korumalar tarafından yakalanmayı bekler ya da halk tarafından linç edilirlerdi. Bu kamikaze hareketi karşılarındakine “ölümden korkmuyoruz, her yerde ölüm sizi bulabilir” demekti. Haşhaşiler bu askerî taktik sayesinde birçok lidere istediklerini yaptırabilmişlerdir.
En ünlü suikastlarından biri ise Mısır ve Suriye Sultanı Selahattin Eyyubi olabilir. Selahattin Eyyubi’ye iki kere suikast düzenlendiği ve ikisinde de başarılı olunamadığı hikayelerde anlatılır. Gece uyurken Selahattin Eyyubi’nin çadırına sızılır ve yastığının altına bir hançer ile not bırakılır. Böyle yaparak, onu öldürmenin bu kadar kolay olduğunu, hedefleri eğer o olsaydı bunu açıkça yapabileceklerini anlatırlar. Fakat hikaye ne olursa olsun Selahattin Eyyubi suikastı hedefinden dönerler ve Sultan ile Haşhaşiler arasında saldırmazlık anlaşması yapılır. Siyasî ve askerî taktikleri son derece başarılı yürüteren Haşhaşi Tarikatı, uzun yıllar varlığını sürdürmeyi başarmıştır.
Haşhaşilerin Ele Geçirdikleri Kaleler ve Yayıldıkları Coğrafya

Günümüz İran, Suriye ve Irak topraklarında stratejik olarak önemli noktalarda otuza yakın kaleyi yönetimleri altına almışlardır. İran’daki Alamut Kalesi`nin (takma adıyla “Kartal Yuvası” olarak da bilinir) ele geçirilmesinden sonra Haşhaşiler tarih sayfasında yerini alır ve tarikat faaliyetlerini uzun yıllar buradan yönetme şansı elde eder.
Haşhaşilerin Çöküş Süreci

Her ne kadar Moğollar tarafından yıkıldığı bilinse de biraz da kendi sonlarını kendileri getirmişlerdir diyebiliriz. Başlardaki dinî hedeflerinden şaşıp kiralık katil konumuna gelen örgüt, kendi bölgeleri dışında ve farklı inançtaki insanlara da suikastler düzenlemeye başlamışlardı. Yaptıkları en büyük hata da bu olmuştu. Nitekim kötü şöhretli Moğol komutanı Çağatay ve Büyük Han Güyük’e saldırarak Moğolları başlarına bela etmişlerdi. Hülâgû Han batıda toprakları genişletmek için İran Valisi olarak görevlendirilmişti. Ele geçirilemez denilen bütün kaleler birer birer işgal edilmişti. Bu savaşlardan sonra Haşhaşi kaleleri zapt edildi ve neredeyse bütün Nizarî-İsmailîler katledildi. Böylelikle Haşhaşiler tarih sahnesine sadece dini özellik barındıran küçük topluluklar olarak devam ettiler. Eski şanlarına da bir daha ulaşamadılar.
Günümüzde Haşhaşiler

Popüler kültürde Haşhaşiler’i konu alan filmler ve video oyunları bu konunun sürekliliğini sağlamaktadır. Fakat günümüze ulaşan yazılı kaynakların birçoğu dağınık ve birbirinden farklı olarak kayda geçmiştir. Günümüzde çoğunluğu Lübnan’da bulunan ve Dürzi adıyla bilinen etnik bir grup, Nizarî-İsmailîler’in farklı bir kolu olarak bu inanışları devam ettirmektedirler. İran’lı Ağa Han ailesi 1817 yılından itibaren Nizari-İsmaliler’in lideri ve imamı konumuna gelmiştir ve günümüzde de IV. Ağa Han (Kerim el-Hüseyin Şah) tarafından devam ettirilmektedir.
Kaynakça:
Akkoyun, Tunahan. “Haşhaşiler” Web. 22.01.2025
Cartwright, Mark. “Haşhaşiler” Web. 22.01.2024
Haşhaşilik; Ortadoğunun Kara Hançeri. Web. 22.01.2024
Maalouf, Amin. Semerkant. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2024.
Özaydın, Abdülkerim. Hasan Sabbâh. Web. 22.01.2024
“Haşhaşiler: Assassin’s Creed oyununa ilham veren suikastçılar tarikatı nasıl ortaya çıktı?” Web. 22.01.2024
Kapak Görseli: indyturk.com