George R.R. Martin‘in “Ateş ve Kan” adlı tarih kitabına dayanan House of the Dragon dizisi, bizlere karakterler hakkında çok fazla bilgi verdi. Bu karakterlerden biri de elbette Helaena Targaryen idi. Hem kitapta hem de dizide oldukça üzücü bir hayata sahip olan Helena’nın mitolojide yer alan Cassandra ile benzerlik gösterdiğini biliyor muydunuz?
Eğer House of the Dragon dizisini henüz izlemediyseniz yazımız, diziye dair spoilerlar içermektedir.
Cassandra Kimdir?

Troya Kralı Priamos ile eşi Hekabe‘nin kızı olan Cassandra‘nın mitolojide oldukça önemli bir yeri vardır çünkü Cassandra, geleceği görme yeteneğine sahiptir. Cassandra’nın hikâyesine dair iki farklı efsane vardır. Bu efsanelerden ilki, Cassandra ve ikiz kardeşi Helenos daha henüz bebekken bir şenlik sonunda tapınakta unutulur. Ertesi gün onları almaya geldiklerinde kral ve eşi, yılanların bebeklerin beşiğini sardığını ve gözlerini, kulaklarını yaladıklarını görürler. Bunun sonucunda da çocuklar; kimsenin göremediklerini görmeye, duyamadıklarını duymaya başlarlar.
Anlatılan diğer bir efsane ise Tanrı Apollon‘un Cassandra’ya aşık olduğudur. Apollon, eğer Cassandra bu aşkın karşılığını verirse ona geleceği görme yetisini bahşedeceğini söyler. Cassandra bunu kabul eder ancak bu teklifin ardından Apollon’un aşkına karşılık vermez. Tanrı bu duruma çok öfkelenir ve Cassandra’nın ağzının içine tükürür. Onu lanetler. Böylece Cassandra geleceği görecek, bu durumu herkese anlatıp haykıracak ancak kimse onu dinlemeyecektir.
Cassandra, Truva’nın trajik hikâyesini çok önceden söylemiştir. Savaşı açıklamış ancak kimse ona inanmamıştır. Truva saldırıya uğradığında Athena tapınağında Küçük Aias adlı Yunanistan’ın Locris bölgesi liderinin saldırısına da uğramıştır.
Helaena Targaryen Kimdir?

Helaena Targaryen, George R.R Martin tarafından yaratılan Game of Thrones evrenine ait bir karakterdir. Kendisi Westeros‘un en kanlı savaşlarından biri olan Ejderhaların Savaşı döneminde yaşamış; Aegon‘un kız kardeşi ve eşi, Rhaenyra‘nın da kardeşidir. Viserys ve Alicent‘ın kızı olan Helaena, bizce savaşın en masum karakterlerinden biridir. Ancak savaşın etkisiyle çok şey yaşamış ve bu da karakterine, ruh sağlığına etki etmiştir. Bu olaylardan en büyüğü elbette ki “Blood and Cheese” (Kan ve Peynir) olayıdır.
Kan ve Peynir, Prens Deamon tarafından Aegon’un oğullarından birini öldürmek için tutulan iki karakterdir. Helena’ya oğulları arasında seçim yaptırmışlar ancak Helaena’nın seçtiği Maelor‘u değil Jaehaerys‘i öldürerek Helaena’ya ve oğluna büyük bir travma bırakmışlardır. Bu olaydan sonra kitapta Helena’nın içine kapandığını ve ruhsal olarak çöktüğü anlatılır. Bir tarih kitabı olduğundan kitap bizlere kesin bilgiler sunmaz. Ancak yaşadığı bu kötü olaydan önce halk tarafında sevilen mutlu biridir.
Dizide Helaena’nın geleceğe dair görülere sahip olduğunu görüyoruz. Bu da tabii aklımıza ilk olarak Brandon Stark karakterini anımsatıyor. Ancak Helaena’nın, bu görüleri mantıklı bir zemine oturtamadığından etrafındaki insanlar tarafından anlaşılmadığına, ona inanılmadığına şahit oluyoruz. Tıpkı Cassandra gibi.
Helaena ve Görüleri

House of the Dragon’un ilk sezonunun 6. bölümünde; Aegon, Jacearys ve Lucerys‘in Aemond ile ejderhasınının olmaması nedeniyle dalga geçtiklerini ve Aemond’a domuz getirttiklerini görmüştük. Aemond bu olayın ardından Ejderha Çukuru‘na tek başına giriyor sonrasında da annesi Kraliçe Alicent‘a getiriliyor. Alicent oğluna “Bir gün ejderhan olacak” dediğinde Helaena’nın “Bir gözünü kapatması gerekiyor” dediğini görüyoruz. Ancak ne Alicent ne de Aemond onu dinlemiyor, duymuyor. Bir bölüm sonra Aemond, Vhagar‘ın binicisi oluyor ancak bir gözünü kaybediyor.
Yine 7. bölümde Helaena, Leana‘nın cenazesinde örümceklerle uğraşırken “El döndürür tezgâhı, yeşil makarayı, siyah makarayı. Etten ejderhalar dokur ipten ejderhaları.” şeklinde bir söylemde bulunuyor. Buradan pek çok çıkarımda bulunabiliriz. Ancak yapacağımız en kapsamlı çıkarım, siyahlar ve yeşillerin bu bölümde bariz bir şekilde ayrıldığı ve aralarındaki düşmanlığın ince ince örülmeye başlandığı yönünde. Zira bölümün ilerleyen dakikalarında siyahlar ve yeşilleri ilk kez fiziksel olarak karşı karşıya görüyoruz.
Dizinin ikinci sezonunun ilk bölümünde ise Helaena’yı Aegon’a “Ejderhalardan değil, farelerden korkuyorum.” derken görüyoruz. Bölümün sonunda oğlunun bir fare yakalayıcısı tarafından sonu geliyor. Yine aynı sahnede Helaena’nın bir işleme yaptığını görüyoruz. Bu işlemeyi yaparken “They only wants boy.” (Sadece erkek çocuk istiyorlar) şeklinde fısıldadığını anlıyoruz. Burada da aslında yine Kan ve Peynir sahnesinin bir ön gösterimi yapılıyor. Yapmış olduğu işleme de oğlu Jaehaerys’in cenazesinde kullanılıyor. Yani Helaena geleceğe dair görüler görüyor ancak bu görülerini mantıklı bir şekilde açıklayamıyor. Bu noktada da insanları kendine inandıramıyor.
Helaena ve Cassandra Sendromu

Cassandra Sendromu, mitolojiyle beraber adlandırılmıştır. Bireylerin tıpkı Cassandra gibi, ileride olacakları sezmeleri ancak buna kimseyi inandıramayarak yaşadıkları ruh hâli olarak adlandırılır. Bireyler gelecekte olacakları sezmelerine rağmen ellerinden bir şey gelmemeleri durumunda kendilerini çaresiz hisseder ve derin bir depresyona da sürüklenebilirler. Bu konuda daha detaylı bilgi için yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Helaena’nın kitapta oğlunun ölmesiyle birlikte derin bir ruhsal bunalıma girdiğini biliyoruz. Hatta kitapta, Kan ve Peynir olayından sonra Aegon ile iyice uzaklaşır ve yataklarını ayırırlar. Dizide de aslında birbirleriyle hiç konuşmayarak bunun sinyalini vermiş oldular.
Targaryen Hanesi içinde geleceğe dair görüler gören farklı insanlar da var. Bu nedenle Helaena’nın da buna sahip olması bizleri şaşırtmıyor. Ancak bizce dizide Helena’nın görüleri bu şekilde devam edecek ve hem oğlunun acısı hem de kendini kimseye anlatamamasıyla derin bir sessizliğe gömülüp bunalımını içinde yaşayacak.
“En kötüsündеn korktuğu için önce Cassandra’yı öldürdüler
Ve kasabaya anlatmaya çalıştı
Bu yüzdеn hayatımı ateşe verdiler, üzülerek söylüyorum
Şimdi bana inanıyor musunuz?”
Kaynakça
Erhat, Azra. Mitoloji sözlüğü. Vol. 12. Remzi kitabevi, 1972.
Gürel, Emet, and Canan Muter. “Psikomitolojik terimler: Psikoloji literatüründe mitolojinin kullanılması.” (2007).