Merakla beklenen House of the Dragon‘un 2. sezonu, “A Son for a Son” (Oğula Karşılık Oğul) isimli ilk bölümüyle ekranlara geldi. Baştan sona heyecanla izlediğimiz bölümü sizler için inceledik!
Winter Is Coming

İkinci sezona kuzey ezgileriyle giriş yapıyoruz. Arkada Cregan Stark‘ın sözlerini duyuyoruz. Bu sözler, gece nöbetinin kuzey için ne derece önemli olduğuna dair bir konuşmadan oluşuyor. Ardından da duvarı görüyoruz. Açıkçası Game of Thrones dizisinin ardından duvarı ve Winterfell‘i yaniden görebilmek bizleri oldukça heyecanlandırdı! Ancak Cregan Stark için aynı şeyi söyleyemeyeceğiz. Karakterin oldukça güçlü bir Stark olduğunu belirtmekte fayda var. Ancak oynayan oyuncumuzun oyunculuğundan kaynaklı olduğunu düşündüğümüz bir uyumsuzluk mevcut olduğunu söylemeden edemeyeceğiz. Yine de umudumuzu koruyup sonraki bölümlerde konuşmakta fayda var.
Jacaerys burada, Kuzey’in Kraliçe Rhaenyra için savaşmalarını istiyor. Cregan Stark başta buna mesafeli yaklaşsa da 2000 kişilik bir ordu sözü veriyor. Ancak bunun öncesinde yaptıkları konuşma ile Night King ve ölüler ordusuna dair bir kehanet ile Cregan Stark’ın Game of Thrones’a bir selam çaktığını da eklemeden edemeyeceğiz. Kitapta Jacaerys’in Winterfell’de uzun süre kaldığını ve hatta burada Cregan Stark’ın kardeşi olan Sara Snow ile bir ilişki yaşayıp onunla evlendiğinden bahsedilir. Ancak dizide buna yer vermeyeceklerini dizinin senaristinden öğrenmiştik. Değinseler güzel olabilirdi ancak değinmemelerini de anlayabiliyoruz. Zira aynı anda her şeyi anlatamazlar.
Rhaenyra ve Yası

İlk sezonda attığı ikonik bakışın ardından ikinci sezonda Rhaenyra’nın hâlini oldukça merak ediyorduk. Kendisini yas içinde oğlunun cesedini ararken görmek bizleri şaşırtmadı. Ancak son derece üzdü. Çünkü Emma D’Arcy‘nin oyunculuğu ve karakteri kendisiyle tamamlaması oldukça başarılı.
Bölüm boyunca Rhaenyra’nın yalnızca bir repliği vardı. Ancak duruşu ve bakışlarıyla bizlere çok şey anlattı diyebiliriz. Bu repliği “Aemond Targaryen’i istiyorum!” oldu. Dizinin kitaptan farklı olarak işlediği konu bu aslında. Savaşı Alicent ve Rhaenyra arasında işliyorlar ancak savaş kitapta tamamen Aegon ve Rhaenyra arasında. Bu durum bizleri biraz rahatsız etse de katlanılmayacak derecede değil. Ek olarak Daemon‘ın “Oğula karşılık oğul” repliğini duyabilmek de bizleri oldukça heyecanlandırdı.
Rhaenyra ilerleyen sahnelerde oğluna dair bir iz buluyor ve Ejderha Kayası’na geri dönüyor. Kitapta Rhaenyra’nın oğlunun ölümünün ardından derin bir yasa girdiğini ve pek ortalarda görünmediğini hatırlatalım. Kitapta bu dönemde Rhaenyra yerine işleri, oğlu Jace ve eşi Daemon yürütüyor. Ancak dizide belli ki Rhaenyra’yı daha aktif göreceğiz.
Kralın Şehri

Kralın Şehri’nin Corlys Valeryon‘un yaptığı abluka nedeniyle zor bir durumda olduğunu görüyoruz. Ayrıca Luke’un ölüm haberi çoktan gelmiş ve buna karşılık savaş planları da hız kesmeden yapılıyor.
Alicent ve Cole arasında bir ilişki kurulduğunu görüyoruz. Bunun yanında Aegon’un tahtı iyice benimsediği hatta oğluna da alıştırma aşamasına geçtiğini görüyoruz. Senaristlerin bu bölümde Aegon’u daha sempatik göstermeye çalışmaları da gözümüzden kaçmadı açıkçası.
Larys Strong‘un Kralın Şehri’nde büyük bir otorite kurduğunu da görebiliyoruz. Saraydaki hizmetçileri bile kendisi seçen Strong, kral üzerinde de hakimiyet kurmaya çalışıyor. Otto Hightower’ın baskısı ve manipülasyonundan bahsederek kralı ona karşı tetiklemeye başlıyor. İlerleyen bölümlerde Larys’i daha da aktif bir şekilde görmemizin ilk izleriydi bu sahneler.
Kan ve Peynir

Ateş ve Kan kitabında yer alan en acı ve en dehşet verici olaylardan biri olan “Blood and Cheese” (Kan ve Peynir) olayını ilk bölümün sonunda görebildik. Ancak sahne beklentilerin oldukça altındaydı. Özellikle Alicent karakterine hayat veren oyuncu Olivia Cook‘un yapmış olduğu “Sadece şunu söyleyebilirim, bu Game of Thrones, en kötüsünü bekleyin. Mümkün olan en kötüsünü bekleyin ve sonra ikiye katlayın. Çok fazla spoiler vermeden başka ne söyleyebilirim bilmiyorum ama iğrenç bir şey.” açıklamadan sonra izleyiciler ikinci bir Red Wedding vakasına hazırlanmışlardı. Ancak sahnenin etkisi kitapta okuduğumuzun yanından bile geçemedi.
Dizide Daemon’ın Kralı Şehri’ne geldiğini görüyoruz. Onu içeriye Kan alıyor. Ardından da Mysaria‘nın yönlendirmesi ile Peynir‘e gidiyor. Aemond’un öldürülmesi emrini veriyor. “Oğula karşılık oğul” repliğinin Alicent’a karşı olduğunu anlıyoruz. Ancak bu durum kitapta tamamen Aegon üzerinden oluşuyor.
Kitapta Kan ve Peynir, Helena‘ya oğulları arasında seçim yapması gerektiğini söylerler. Aksi takdirde ikisini de öldüreceklerdir. Bu sırada Maelor ve Jaehaerys uyanıktır. Jaehaerys, Aegon’un varisidir. Helena çaresizlik içinde küçük oğlu olan Maelor’u seçer. Ancak Kan ve Peynir, Jaehaerys’i öldürür. Maelor’a da büyük bir travma bırakırlar.
Oldukça dehşete düşüren bu sahne House of the Dragon dizisinde son derece sansürlenerek ele alınmış. Çok daha etkileyici, nefes kesen, boğazımıza yumru oluşturabilecek bir sahne yaratmaktan ziyade böyle bir tercihe başvuran senaristler, umuyoruz ki ileride işlenecek olayları bu kadar basit bir şekilde tasarlamazlar.
Sonraki bölümün incelemesine buradan ulaşabilirsiniz.