Ludwig van Beethoven, biyografisini okuduğumda oldukça etkilendiğim dünyaca ünlü besteci ve piyanistlerden biridir. Beethoven, 17 Aralık 1770 yılında Almanya’nın Bonn şehrinde dünyaya gelmiştir. Çocuk yaşlardan itibaren müziğe olan ilgisi ve yeteneği müzik öğretmeni ve babası tarafından keşfedilmiştir. 5 yaşından itibaren yoğun ve sıkı bir eğitimle eğitilmeye başlanan Beethoven klavye, keman, viyola gibi enstrümanları çalmak için eğitim almıştır. Kendisi daha yedi yaşındayken 1778 yılında halka açık ilk konserini vermiştir.
1778 yılında ilk konserini veren Beethoven, 1779 yılında bestecilik dersleri almaya başlar. 1783 yılında bestecilik dersleri almaya başladığı öğretmeninin (Chiristian Gottlob Neefe) yardımıyla ilk bestesini yayınlar. Ardından Neefe’nin yanında asistan olarak çalışır ve ilk gelirini asistanlıktan elde etmeye başlar. Beethoven’ın Neefe ile yaptığı çalışmalar ünlü müzisyenin hayatında dönüm noktası olabilecek nitelikte çalışmalardır. 1785 yılında müziğinde ve bestelerinde Mozart etkisi görülen Beethoven, öğretmeni Neefe tarafından Mozart ile çalışması için Viyana’ya gönderilir. Lakin Viyana’ya gidişinden iki hafta sonra annesinin hastalandığını öğrenen Beethoven yaşadığı şehre geri döner. Aynı yıl içerisinde annesini kaybeden müzisyenin babası alkolik olur. Olaylar sonucunda Beethoven küçük kardeşlerinin sorumluluğunu üstlenmek adına 5 yıl boyunca Bonn’da kalmaya karar verir. Ünlü müzisyen özel ders vererek ve sarayların orkestralarında viyola çalarak ailesine maddi yardımda bulunur.
1792 yılında Viyana’ya giden Beethoven burada klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn’ın yanında çalışmaya başlar. Haydn’ın yardımı ve desteği ile kısa sürede ünlenen ve tanınan Beethoven, fazla ilgiden rahatsız olmaya başlar ve bunun üzerine “Mutluluk bana yaramıyor. Ben dünyaya mutlu, kaygısız bir hayat sürmek için değil, büyük eserler yaratmak için gelmişim.” der. Yaşamı boyunca talihsizlikler ve hastalıklarla savaşan Beethoven hiçbir zaman müzikten ve üretmekten vazgeçmemiştir. Önceleri kendini duyma problemi olarak gösteren rahatsızlığı daha sonrasında sağırlığa dönüşmüştür. Sağırlık probleminin ilerlediği dönemlerde çektiği acılara dayanamayan Beethoven bir vasiyetname hazırlamıştır. Ancak bir süre sonra tekrar toparlanıp beste yapmaya devam etmiştir. 1817 senesinde duyma yetisini tamamıyla kaybeden Beethoven, etrafındaki insanlarla iletişim kurmak adına konuşma defterlerini kullanmaya başlamıştır. Sağırlık durumu müziğini hiçbir zaman etkilememiştir. Beethoven hepimizin bildiği “9. Senfoni”yi bu dönemde bestelemiştir.
Daha çok tutkulu ve dramatik esrler meydana getiren Beethoven’ın dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri bulunmaktadır. İlk senfonisini 1800 yılında yapan Beethoven’ın en çok bilinen ve bugün Avrupa Birliği marşı olan senfonisi ise 9. Senfoni’dir. Gelmiş geçmiş en ünlü ve en etkileyici bestecilerden biri olarak kabul edilen Alman piyanist ve besteci Ludwig Van Beethoven, siroz hastalığı nedeniyle 1827 yılında 56 yaşındayken vefat etmiştir.
Beethoven’ın hayatına daha yakından tanıklık etmek isterseniz Viyana’da bulunan Beethoven Museum’da sanatçıya dair birçok eşya ve eseri görme fırsatı bulabilirsiniz.
Kaynakça
