John Bowlby’nin Bağlanma Teorisi: Bağlanma Şeklimiz İlişkilerimizi Nasıl Etkiliyor?

Editör:
Asya Yüce
spot_img

Her insan doğumdan ölüme kadar farklı bağlar kurarak çeşitli ilişki modelleri geliştirir. Hayatta kalabilmek için fiziksel ihtiyaçların yanı sıra duygusal ve sosyal destek ağlarına da ihtiyaç duyan insanın güvene dayalı bağ kurabilme becerisi, destekleyici ilişkiler kazanmak için oldukça önemlidir. John Bowlby yakın ilişkilerdeki bağlanma modelinin, temellerini bebeklikte bakım verenle kurulan ilişkiden aldığını öne sürdüğü Bağlanma Teorisi‘ni geliştirmiştir.

Bağlanma Teorisi Nedir?

John Bowlby Kaynak psicoactivacom

Bağlanma Teorisi, bebek ile bakım veren arasında özellikle yaşamın ilk iki yılında oluşan bir bağ olduğunu savunan teoridir. Bu teori, John Bowlby tarafından ortaya atılmış olup annenin, bebeğin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarına verdiği karşılığın bağlanmayı sağlayan temel faktör olduğunu savunmaktadır. Tarihsel sürece bakıldığında Dünya Sağlık Örgütü’nün talebi üzerine Londra’da yaşayan evsiz çocuklarla ilgili çalışma yürüten Bowlby, alandaki eksiklikleri fark etmesi üzerine bu konuda derinleşmeye karar vermiştir. Bowlby’den sonra da farklı uzmanlar tarafından geliştirilen teori, bebeklikte bakım verenle kurulan bağlanma stilinin yetişkinlikteki romantik ilişkilere olan etkisini ortaya koymaktadır.

Bağlanma Teorisi insanların kendileri dışında onlar için önem arz eden kişilerle güçlü duygusal bağ kurma eğiliminde olma nedenlerini açıklamaktadır. Bu eğilim yeni doğanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gereken ve gelişimlerine yön veren bağlanma sistemini göstermektedir. Bu yalnızca insana ait olmayıp tüm memeli canlılarda mevcut bir sistemdir. Yeni doğan bebek her anlamda bakım verene muhtaçtır ve stres anında desteklenmesi gerekmektedir. Tek taraflı olmayan bu etkileşimsel süreçteki temas içeren davranışlar güvenli bağı güçlendirir. 

Bağlanma Teorisinin Temel Paradigmaları

Yaşamın kompleks ağı: Bağlanma biçimleri - Uplifers
Kaynak: uplifers.com
  • Doğumdan itibaren başlayan bağlılık ilişkileri, herkesi kapsar ve yaşamsal işlevi vardır.
  • Dünyanın her yerinde bağlanma ilişkisi vardır fakat yaşam koşulları veya kültürel özellikler gibi insanların birbirlerinden ayrıldıkları noktada bağlanma teorisi de farklılıklar gösterir.
  • Bağlanma, kişiler üzerinden değil ilişkiler üzerinden şekillenmektedir.
  • Bağlanma ilişkisi sona ererse olumsuz sonuçlar elde edilir. Kişi birden çok kişi ile bağlanabilir fakat ilki ve diğerleri arasında niteliksel farklılıklar bulunur. İlk bağlanma ileriki dönemlerde yaşanacak ilişkiler için bir öncüdür, sonraki bağlanmalar da bu bağlanmaya göre şekillenir (Görünmez, 2006).

Bağlanma Davranışları

Kaynak simplypsychologyorg

Bebeğin ilk dokuz ayda ebeveynleri ile iletişim kurarken geliştirdiği davranışlar bağlanma davranışları olarak görülmektedir. Bağlanma teorisinin öncüsü Bowlby emme, sokulma, izleme, ağlama ve gülme olmak üzere beş davranış şekli olduğunu söylemektedir. Bu beş davranış ile bebeğin davranışları oluşmakta, bakım veren ve bebek arasındaki ilişki şekillenmeye başlamaktadır. Bebek aç olduğunda veya stresli hissettiği anlarda bakım vereni emmek, onunla yüz yüze ve temas halinde olmak ister. Kucağa alınmak, desteklenmek ve rahat hissettirilmek bebeğin kendini güvende hissetmesi için oldukça önemlidir. Bununla birlikte bebek bakım verenle fiziksel temasın yanı sıra göz teması da kurmayı arzular.

Yapılan araştırmalarda göz teması ve sıcaklıkla yaklaşılan bebeklerin aynı sıcaklıkla annelerine karşılık verdikleri, buna karşın tepkisiz kalınan durumlarda bebeklerin de anneye karşı duyarsızlaştığı gözlemlenmiştir. Bebekle bakım veren arasında bir iletişim şekli olan gülme ile bebeğin ihtiyaç sinyali olarak ortaya çıkan ağlama da güvenli bağlanma sürecinde kulak verilmesi gereken davranışlardır. Tüm bu süreçte bebek ve bakım veren arasındaki bu ilişkiden karşılıklı olarak haz alınması gerekmektedir. Aşama aşama ilerleyen bu süreçte bağlanan, bağlandığı kişiyle bir arada ve kuvvetli bir birliktelik içerisinde olmak ister (Kazan ve Subaşı, 2020).

Bağlanmanın Aşamaları

Kaynak: mozartcultures.com

John Bowlby yaptığı çalışmalar sonucunda bağlanmanın dört aşamalı olduğu ve bireyin 2-3 yaşına gelene kadar tamamlandığını ifade etmektedir. Bu dört aşama şu şekilde açıklanmaktadır:

İlk aşamada bebek 0-3 aylık dönemdedir ve çevresinin farkında olmaması nedeniyle belirli bir bağlanma figürü bulunmamaktadır. İkinci aşamada bebek artık 3-6 aylık dönemdedir ve seçici olarak bir veya birden fazla kişi ile bağlanır. Üçüncü aşamada güvenli üs adı verilen döneme gelmiştir. Dördüncü ve son aşama amaca göre düzeltilmiş ortalık adı verilen aşamadır. Çocuğun bakım veren kişiye ulaşılabilirliği ile ilgili düşünceleri ve doyumu erteleyebilme durumuna göre düzenlenmektedir. Çocuğun dil becerisinin gelişmesiyle beraber bakım vereni ile daha güçlü iletişim kurmaya başlar, ayrılıkla ilgili stres seviyesi düşüşe geçer. Hareket becerisinin de gelişmesiyle beraber güvenli üs olarak görülen anne ya da babadan uzaklaşarak çevresiyle daha fazla iletişim kurmaya başlar (Karataş, 2017).

Bowlby’nin bağlanma teorisi ebeveyn-çocuk ilişkisinin anlaşılabilmesi için önemli bir noktadır. Bebeğin gereksinimlerini önemseyen bakım vericiler güvenli bağlanma oluştururken tutarsız ve duyarsız davranışlar sergileyen bakım vericiler çocuğun kendisini değersiz hissetmesine ve çevresindeki insanların gereksinimlerine yanıt vermeyeceklerini düşünmesine yol açmaktadır. 

Yabancı Durum Deneyi ve Bağlanma Stilleri

Kaynak: gelecekbilimde.net

Psikolog Mary Ainsworth ve arkadaşları tarafından Bowlby’nin bağlanma teorisi üzerine gerçekleştirilen yabancı durum deneyinde anne ve bebeklerle çalışılmış olup üç ana örüntü belirlenmiştir. Bu deneyde 12-18 aylık bebeklerin yalnız bırakıldıklarında verdikleri tepkiler ve stres düzeyleri gözlemlenmiştir.

Deneyin aşamaları şu şekildedir:

  • Anne, bebek ve araştırmacı deney odasına girer.
  • Araştırmacı odadan çıkar. Anne, bebeği oyuncakların olduğu zemine oturtarak kendisi de onunla oynar veya sandalyede oturur. Bebek etrafı keşfeder.
  • Odaya yabancı bir kadın girer. Bir süre sessiz kaldıktan sonra anne ile iletişim kurar. Ardından bebeğin yanına giderek oyuncaklarla oynamaya başlar.
  • Anne odadan çıkar. Yabancı kadın, bebek ağlarsa onu sakinleştirmeye çalışır, bebek oynamaya devam ederse sandalyede oturur.
  • Anne odaya girer ve bebekle oyun oynamaya başlar. Yabancı kadın dışarı çıkar.
  • Anne, bebeği yalnız bırakarak odadan çıkar.
  • Yabancı kadın odaya girer. Bebek ağlıyorsa onu sakinleştirmeye çalışır.
  • Anne odaya girer ve yabancı kadın odadan çıkar.

Yapılan gözlemler sonucunda üç tip bağlanma tipi ortaya konulmuştur. 1990’da buna dördüncü olarak düzensiz bağlanma eklenmiştir.

Güvenli Bağlanma

Kaynak verywellmindcom

Bebek, bakım veren odadan çıktığında özlem duymakta ve odaya geri döndüğünde ona yakınlık gösterip tekrar oyun oynamakta ya da ilgilendiği şeye dönmektedir. Bebeğin iletişim ihtiyacını karşılayan ve duyarlı davranışları sergileyen bakım veren bebekle güvenli bağlanma oluşturmuştur. Bu bağlanma türünde bebek, bakım vereni güvenli bir üs olarak algılamaktadır ve yanından ayrıldığı zaman geri döneceğini bilmektedir. Güvenli bağlanma ile bağlanan bireyler öz saygıları yüksek bireylerdir. Kendilerini severler ve dış çevreyle ilişkilerinde de olumlu geri dönüşler yaşarlar. Güvenli bağlanma geliştiren bebekler kendilerinin değerli bir varlık olduğuna inanırlar.

Kaygılı Bağlanma

Kaynak verywellmindcom

Bu bağlanma biçiminde bebek, anne odadan çıktığında sıkıntı duyar ve bakım vereniyle yakınlaşmak ister fakat bakım veren odaya geri döndüğünde de huzursuz davranışlar sergilemeye devam eder. Bakım verenin odaya geri dönmeyeceğini düşündüğü ve ayrılık sonrasında zor sakinleştiği görülmektedir. Bu davranış bakım verenin duyarsız davranışıyla ilişkilendirilmektedir. Bakım veren tutarsız tepkiler göstermekte ve ayrılığı bir tehdit olarak sunmaktadır. Bu çocuklarda kaygı, kızgınlık ve gerilim gibi duygular görülmektedir. Güvensiz-kaygılı bağlanan bireyler kendilerini değersiz olarak görmektedirler (Kazan ve Subaşı, 2020). Burada ebeveynler tutarlı bir yaklaşım sergilemezler ve aşırı korumacı davranabilirler. Bebek ihtiyaç duyduğu anda ebeveyne ulaşacağına dair bir güven algısı geliştiremez.

Kaçıngan Bağlanma

Kaynak vecteezycom

Bu bağlanma türünde bebek, bakım veren odadan çıktığında bakım vereni özlememekte ve geri dönmesini umursamamaktadır. Bu davranış biçimi, bakım verenin bebeğin ihtiyaçlarına karşı duyarsızlığı ve bağlanmanın reddedilmesiyle oluşmaktadır. Bakım verenin çocuğun duygusal ya da fiziksel ihtiyaçlarını karşılamaması çocuğu güvensiz-kaçıngan bağlanmaya itmektedir. Bu bağlanma türüyle bağlanan bireyler gelecek yaşamlarında ayrılığı önemsemeyen, tepkisiz ve  temastan kaçınan bireyler olmaktadırlar.

Düzensiz Bağlanma

Bağlanma Stilleri Nedir ve Romantik İlişkileri Nasıl Etkiler?
Kaynak: mozartcultures.com

İlk üç gruptan herhangi birine dahil olmayan ve nadir görülen bu gruptaki bebekler çelişkili tepkiler verirler. Hem kaygılı hem kaçıngan davranışlar sergilerler.

Bakım verenle bağlanmanın yetişkinlikteki yakın ilişkiler üzerindeki etkisine bakıldığında ise güvenli bağlanma geliştiren bireylerin duygu düzenleme becerilerinin gelişmiş olduğu görülmektedir. ”Buradayım, seni anlıyorum, seni seviyorum” mesajını alan çocuk, öz değerine ve dünyanın güvenilirliğine dair olumlu bir inanç geliştirecektir. Romantik ilişkiler bağlamında ele alınacak olursa birey stres altında ya da partnerinden uzak kaldığı herhangi bir kaygılı durum halinde kendi kendini yatıştırmayı bilir.

Kaygılı bağlanma geliştiren birey, tıpkı annesi görüş alanından çıktığında onun yok olduğuna veya geri dönmeyeceğine inanarak kaygı ve kızgınlık tepkileri veren bir bebek gibi partneriyle sorun yaşar. Ayrılık tehdidiyle karşı karşıya kaldığı an aşırı reaksiyon gösterir. Tehdit altında hisseden birey kendi kendini sakinleştirmeyi beceremez ve bütün çabasını partnerine ulaşma yolunda harcar. Kaçıngan bağlanan birey ise yaşadığı bu güvensizlikle baş etmek ve kendini korumak için insanlarla yakın bağ kurmaktan kaçınır. Bu şekilde incinmeyeceğine inanan birey iç dünyasını başkalarına kapattığı bir savunma mekanizması geliştirmiştir.

Sonuç olarak sosyal ilişkilerin temelini oluşturan bağlanma, ilişkilerin sağlığı ve devamlılığı için büyük önem taşır. İnsan, doğası gereği anlamlı bağlara ihtiyaç duyar ve yakın ilişkilerde hissettiği aidiyet alanında köklenerek yeşerir. Bebeklikte edinilen bağlanma stilleri ilişkileri şekillendirmekte olsa da sonsuza kadar sürmek zorunda değildir ve farkındalıkla birlikte güvenli bağlar geliştirmek her daim mümkündür.

Kaynakça

”Bağlanma Stilleri Nedir ve Romantik İlişkileri Nasıl Etkiler?” Mozartcultures. Web. 01.09.2024.

Doksat, N.G. ve Çiftçi, A.D. ”Bağlanma ve Yaşamdaki İzdüşümleri”. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi 25. 4 (2016): 489-501.

Erdem, Ş. ve Kabasakal, Z. ”Psikolojik İyi Olma ve Yetişkin Bağlanma Boyutları”. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi 4. 1 (2015): 82-90.

Görünmez, M. Bağlanma Stilleri ve Duygusal Zeka Yetenekleri, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006.

Karataş, Z. ”Bağlanma Kuramı Açısından Kurum Bakımının Çocuklar Üzerindeki Etkileri”. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 10. 54 (2017): 866-875.

Kazan, H. ve Subaşı, N.G. ”Çocukluk Dönemi Bağlanma Stillerinin Yetişkin İletişimindeki Etkisi”. The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication 10. 2 (2020): 147-162.

”Yabancı Durum Deneyi (The Strange Situation Experiment)”. Gelecek Bilimde. Web. 01.09.2024.

Kapak görseli: downtownsomatictherapy.com

spot_img
Büşra Nur Bilir
Büşra Nur Bilir
“İnsanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir.”

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.