Hayatta herkesin yaşanmışlıkları ve güçlenme hikâyeleri vardır. Özellikle kadınların küllerinden doğması hem toplum hem de yaşam açısından çok önemli ve umut vaat eden bir durumdur. Kadınlar güçlü olduğu sürece hayat da o kadar umut ve sevinç dolu demektir. Çünkü dünyaya bir insan getiren kadının gücü tahmin edilemez derecede çoktur. Ve bu gücü her geçen gün daha da çok gösteren edebiyat, birçok kez güçlü kadın karakterler yazarak bunu dile getirmiştir. Modernleşmeyle beraber artık edebiyatta daha da fazla yer alan kadın teması, son hızla yazılmaya devam etmektedir.
Jane Eyre, Jane Eyre – Charlotte Brontë

“Deneyimsiz bir genç için kendini dünyada yapayalnız, bütün bağlarından kopmuş hissetmek, varmak istediği limana varıp varamayacağını bilememek, terk ettiği yere dönmek için ise artık önünde bir sürü engel olması tuhaf bir duygu.”
Charlotte Brontë’nin ünlü dünya klasiği olan aynı adlı eserinin baş karakteri Jane Eyre, listeye ilk sıradan giriş yapar. İngiltere’de geçen hikâyenin ana kadın karakteri Jane özgürlüğüne düşkün, iradeli, disiplinli güçlü bir kadın profilinde olan, her zaman kendi özgürlüğünü savunan genç bir kadın olarak yer almaktadır. Zor bir çocukluk hayatı yaşayan Jane, malikanede öğretmenlik yapmaya başladıktan ve Mr. Rochester ile tanıştıktan sonra olaylar karakterin etrafında gelişir ve şekillenir. Okura sürükleyici ve keskin bir kadın hikâyesi sunan yazar, topluma güçlü ifadeler ve derin mesajlar vermektedir. Jane; romanda daima kendi öz benliğine bağlı, onu değiştirmek isteyen insanlara karşı çıkan bir karakterdir. Bir kadının roman boyunca özgürlüğüne, aşkına ve kendine bağlılık konusunda çok iyi bir savaş vermesi, kendine olan saygısı, güvenini ve gücünü keşfetmesi de birçok insana örnek olacak niteliktedir. Jane’in verdiği mücadele, bana göre her kadının okuması gereken romanlar arasında olarak, paha biçilemezdir. Zor bir çocukluk geçirdikten sonra onu sevmeyen ailesinden kurtulduğunu zannederken bu sefer de yatılı okulda evden uzak türlü zorluklar yaşar. Okulunu bitirip öğretmen olduktan sonra da acıları son bulmaz. Üstelik bir de imkansız aşka tutulur. Hayatı hep bir mücadeleyle geçen Jane, yalnızlık ve acıyla baş ederken bu süreçte kendini bularak acıyı güce dönüştürmektedir. Kadınların zorluklara karşı pes etmeyip özgürlüğü için savaşması ve kendi gerçek kimliklerini kaybetmemeleri gibi birçok tanıdık konuyu işleyen eser, Jane’in tüm yaşadıklarına rağmen sonunda güçlü ve kimsenin yıkamadığı güzel bir kadına dönüşme öyküsüdür.
Elizabeth Bennet, Gurur ve Önyargı – Jane Austen

“Kişinin bir hedefi olunca yürümekten yorulmaz.”
Dünya klasiklerinden biri olan Jane Austen’in unutulmaz kaleminden Gurur ve Önyargı eserinin kadın karakteri Elizabeth, canlı ve dolu bir enerjiye sahip, bağımsızlığına düşkün bir genç kadın olarak ikinci sırada yer almaktadır. Yine 19. yüzyılın İngiltere’sinde geçen hikâyede Elizabeth, toplumun cinsiyet normlarını reddederek kendi istediği mutlu hayatın peşinden gitmektedir. Klasik olmasıyla zaten sürükleyici bir yapıda olan eser, Elizabeth’in özgür kadın duruşuyla kadınların eğitim öğretim hakkı, hür iradeye sahip olmaları ve özel hayatlarında partnerleriyle eşit olmaları gibi önemli konuların altını çizmektedir. Kitapta zorluklarla dolu bir aşk hikâyesi ana temadadır. Elizabeth, aşkını zamanla inkar etmek yerine kabul etmeye çalışırken, bence bir yandan da kendini keşfeder. Çünkü toplumun ve dönemin İngiltere’sinin getirdiği kurallara karşı, kendi özgürlük ve özbenliği için savaşan kadın, aynı zamanda aşkına karşı da önyargıldır. Ancak bu zamanla yıkılırken kadın, sonunda verdiği mücadeleler sonucunda aşkına sahip çıkmayı başarır ve kendini gerçekleştirmiş birine dönüşür. Toplumun kadın üzerinden yarattığı baskıyla aşkını yaşayamayan Elizabeth, çevresinde bir kayboluşa doğru sürüklenir. Toplumun normlarını kabul etmeyen ve yabancılaşan kadın, başına buyruk hareket etmek, aşkını kabul edip yaşamak ve kendini bulma gayesindedir. Eser, Elizabeth’in baştan sona kendi özsaygısını, topluma karşı çıkmasını, kimseyi dinlemeden aşkının ve kendinin peşinden giderek kendi hayatının hikâyesini yazmasını konu alır.
Scout Finch, Bülbülü Öldürmek – Harper Lee

“Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır.”
Amerikan edebiyatının klasikleri arasında üçüncü sırada yer alan Bülbülü Öldürmek eseri, Amerikalı yazar Harper Lee’nin önemli kitapları arasındadır. Kitabın kadın karakteri Scout Finch, küçük bir kız çocuğu olarak Alabama eyaletinde yaşamaktadır. Çocuğun ağzından anlatılan hikâye, masumluğu ön plana koyarak, bir kadının daha küçük yaşından itibaren iyilik dolu kalbiyle neler yapabileceğini anlatır. Kadının potansiyelini ortaya koyar. Önyargı, adalet, iyilik gibi kavramlardan bahseden kitap, Scout’un çocuk kalbiyle hayat bulurken merak ve heyecan dolu bir macera sunar. Scot ve abisi Jem, büyüme çağındayken yaşadıkları kasabada türlü olgunlaşma konularıyla karşı karşıya kalırlar. Scot, çevresinde olup bitenleri gözlemleyip eleştirirken, ırkçılık, tecavüz ve adaletsizlik gibi konularla karşılaşır. Büyürken daha küçük yaşta hayatın gerçeklerini gören kadın, ağır durumların içinde kalmaktadır. Scot büyüme çağında zor bir büyüme süreci yaşarken, çevresinin üzerinde yarattığı çirkin baskılarla hem soluksuz bir hikaye anlatılır, hem de bir kadının güçlü, gerçekçi ve cesur bir kadına dönüşme hikâyesidir. Scot çevresindeki insanlara ve olaylara karşı küçük ama kalbi büyük bir kadın olarak, neyin doğru neyin yanlış olduğunu gördüğü yaşlarda iyi kötü her şeyi deneyimler. Kitapta bir kadının korkusuzca ve bağımsız bir biçimde büyüme hikâyesine şahitlik edilir.
Madam Bovary, Madam Bovary – Gustave Flaubert

“Siz erkekler, diyordu; Hepiniz hainsiniz!”
Gustave Flaubert’in ustalıkla yazdığı karakter Madam Bovary, kendi hayatından memnun olmayan bir kadındır. Kendini çevresindeki insanlardan daha yukarıda gören ve olduğu yerden memnun olmayan Madam Bovary, okuduğu kitaplardaki gibi bir hayat yaşamak ister. Var olan hiçbir şey ona yetmemektedir. Bir taraftan da arzu nesnesi olma konusunda bir savaşı vardır. Hem kendi hayatına hem de erkeklere karşı bir tepki olarak yazılan kadın karakter, yaşadığı çatışmalar ve depresyonu ile iz bırakan bir hikâyedir. Evliliğinden uzaklaşıp hayaller kurarak hayata tutunmaya çalışan kadın, erkekten erkeğe bir yolculuk yaşayarak, türlü maceraları dener. Ancak bir türlü istediğini alamaz, hayatından memnun olamaz. İstediği hayatı yaşayamayan ancak yaşamak için çok direnen bir kadın olarak, umudunu her daim diri tutmuş, erkeklere karşı güçlü bir duruş sergilemiş olan Bovary, hayatı boyunca toplumla da çatışmaya ve baskı altında hissetmesine karşı çıkmaya devam etmiştir. Romantizm ve toplum konularını ele alan kitap, bir kadının hayatında güçlenmek için verdiği savaşı, her geçen gün tekrar tekrar mutlu olmayı denemesini ele alır.
Madam Defarge, İki Şehrin Hikayesi – Charles Dickens

“Ah, şu talihsiz, şu sersefil insanlar! Üstelik, sizin de dediğiniz gibi, öyle büyük bir baskı altındalar ki…”
Charles Dickens‘in İki Şehrin Hikâyesi adlı eserinde yer alan kadın Madam Defarge, eşinin meyhanesinde örgü ören, kendi dünyasında yaşayan bir kadın gibi görülür. Ancak gerçek çok daha farklıdır. Madam aslında Fransız Devrimi’nin elebaşlarından biridir. Örgü örmesi de boşuna değildir, bir şifre içerir. Kadının örgüsünde işlediği motifler idam edilecek kişilerin listesidir. Bir kadının ışığında kitap, devrimin, özgürlüğün ve ayrıca Fransız Devrimi’nin sembolüdür. Gizemli bir hikâye anlatan yazar, kadının gizli gücünü ve sürükleyici planını okura derinlemesine sunar. Acımasız bir kadın olan Madam, aristokratlara karşı fakirleri savunarak onlardan intikam almak isteyen bir kadındır. Her güçlü kadın gibi hayatı mücadele ve savaşla geçen kadının, sonunda savaşını planlaması ve hayata geçirmesi anlatılır. Kanlı ve türlü düşmanlı çatışmaları örgütleyen kadın, tıpkı bir amazon kadını gibi hiçbir şeyden korkmayan birine dönüşür. Sistemden intikam almak isteyen, öfkeli ve acımasız bir kadını anlatan eser, Madam’ın yaptığı plan ile adım adım daha da keskinleştiğini, ve bir kadının eğer isterse ne kadar güçlü olabileceğini, dünyaya nasıl karşı gelebileceğini gösterir.
Maria Puder, Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali

“Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.”
Türk edebiyatının kült eserlerinden olan Kürk Mantolu Madonna‘da kitap boyunca başına buyruk, ressam ve bağımsız bir kadın olan Maria, güçlü kadın konusunda Türk edebiyatında önemli örneklerden biridir. Ayrıca insanlara karşı güven duymayan mesafeli bir yapıdayken aşık olduğu adam Raif Efendi’ye karşı cesur bir duruş sergiler. Bu aşk kötü bir sonla bitse bile hikâye boyunca Raif Efendi’ye her zaman güç vermiştir. Bu da kadının aşkını yaşamaktan korkmayan güçlü ve cesur bir kadın karakter olduğunu gösterir. Hayatı boyunca aşktan kaçan, baba problemi olan Puder, Raif Efendi de hiç öyle hissetmemiş, ona çabucak ısınmış ve samimi bir ilişki kurmuştur. Güçlü, bağımsız bir kadının tek eksikliği olan aşkın, içinde yarattığı boşluğu doldurmasıyla kadının gücü tamamlanır. Yalnız, kimseye güvenmeyen bir kadının sonunda değişerek güvendiği, yanında yalnız hissetmediği gerçek aşkı Raif Efendiyi bulmasıyla Maria’nın kendine sorduğu sorular ve çocukluğundan beri kalbinde oluşmuş çukur kapanır. Kadın, bağımsızlıkla kendini korurken aşk sonunda onu tastamam yapmıştır.
Aliye, Vurun Kahpeye – Halide Edip Adıvar

“Namus kadının yüzünü açıp açmamasında değildir! Din de peçe demek değildir.”
Cumhuriyet’in en önemli kadın yazarlarından olan Halide Edib’in yarattığı kadın karakter Aliye, Türk edebiyatının en güçlü kadın karakterlerinden biridir. Aliye, vatan uğruna aşkını ve hatta canını dahi vermekten çekinmemektedir. Bir kadının hayatta kalma ve bağımsız olma mücadelesi konusunda iyi bir örnek olan hikâye, bu mücadele sürecinde yaşanan iyi kötü her şeyi gözler önüne serer. Kitapta naif ve kırılgan bir yapıya sahip olan kadının, aslında buna rağmen bir tarafının ne kadar güçlü olduğu ve ne zor savaşlar verdiği görülür. Aliye, tam bir Cumhuriyet kadını olmasıyla beraber, bir çiçek gibi zarif, bıçak gibi keskin karakteriyle hayatında gücünü bulma keşfindedir. Hem fiziksel olarak savaşın içinde bulunurken vatanın ve kendisinin bağımsızlığı için savaşır hem de aşkının peşinden gider. Bir yanında ölümle burun buruna isyan ve özgürlük mücadelesi veren Aliye, bir yandan da aşkını bırakmaya niyetli değildir. Öğretmen olan Aliye, milli mücadelenin ve Kuvâ-yi Milliye’nin destekçisi olarak, yobazlar tarafından linç edilir ve şiddet görür. Bir kadının bağnazlık karşısında verdiği mücadelenin öldürülmesi hayatta kalmak için yobazlığa karşı verdiği mücadele, paha biçilemez derecede değerli ve özgürlüğü için savaşan her kadına rehber olacak şekildedir.
Fosforlu Cevriye, Fosforlu Cevriye – Suat Derviş

“Ama her insanoğlunun göğüs kafesinin içinde bir yürek vardır. Yalnız her yüreğin dili ayrıdır.”
Suat Derviş’in yarattığı kadın Cevriye, sokak edebiyatının önde gelen kadın karakterlerinden biridir. Cevriye, kalbi temiz ancak ağzı bozuk, biraz serseri ve asi bir yapıda olan bir kadındır. Sokak kızı adı altında yaratılan hikâye, bir kadının yine ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Çünkü gerçek kimliğini reddetmeyen ve farklı olmaktan korkmayan bir kadın görülür. Romandaki ana karakter Cevriye, seks işçisidir ve sevdiği adam için sürgünden kaçmıştır. Hatta onun için ölüme bile gitmiştir. Her yönden bağımsız olan kadın, Türk toplumunun kadına dayattığı normların karşısında ezber bozan güçlü kadın listelerinde birinci sırada yer alır. Hayatı boyunca dışlanan, değersiz görülen bir kadının aşkı tadarak güçlenmesini anlatan eser, sevgi temaldır. Cevriye, kalpsiz yaşamak zorunda bırakılan, hep güçlü olmak zorunda kalan bir kadınken, sonunda aşkı tadarak birinin ona ilk defa gerçekten değer verdiğini görür. Bu değer onun kalbini sıcacık yaparken Cevriye’nin insan taraflarını, ruhunu canlandırır. Bir kadının eril bir güçle zor yaşamına devam etmeye çalışırken ona kadın olduğunu hatırlatan bir adam ile kendi ruhunu ve sevgi dolu kalbini bulma öyküsüdür.
Türkan, Çiçeklenmeler – Melisa Kesmez

Kadın karakterlerin güçlenme hikâyelerinden birine de Çiçeklenmeler adlı eserde rastlarız. Çağdaş Türk edebiyatının son zamanlarda çok ses getiren yazarı Melisa Kesmez, son çıkan kitabında Türkan adı ile bir kadının hikâyesini ele almaktadır. Ana karakter Türkan, eşini kaybettikten sonra yeniden hayata tutunma çabası içindedir. Eşini unutmak için her şeyi silip atmaya çalışan, zihnini ve kalbini boşaltıp yenilenmeye çalışarak karavanda yaşamaya başlar. Yolculuğa çıkıp tatil yapmaya çalışır, bu yolculukta türlü maceralar yaşar. Yeni insanlar tanır ve yeni bir hayata doğru her gün giderken, aynı zamanda iyileşmeye, yeniden küçük adımlarla yaşamaya da başlar. Hayatı boyunca her şeyi yanlış yaşadığını düşünen Türkan, yeniden kendini keşfetme yolculuğuna çıkar. Bu yolculukta yanında olanlar ve tanıştığı insanlar Türkan’a yeni ve bu sefer kendi istediği gibi olan, kadının kendini gerçekten bulduğu bir hayat sunar. Her yönden hayatını yenileyen Türkan, bir gün gülüp bir gün ağlarken sonunda gerçekten mutlu olmaya başladığını ve başardığını hissetmeye başlar. Her şey yavaştan geride bırakılırken, geçmişi yenmeyi başaran, hayatını bir kenarda sevilmeyi bekleyen, sevdiği adamdan düzgün muamele görememiş bir kadındır. Bu yüzden eşi öldükten sonra önce kendini bulmak için yola çıkar, kendi düzenini kurduktan sonra ise yeniden aşık olur. Böylece kitap, Türkan’ın yeniden aşık olduğunu, ölen eşini artık unuttuğunu anlamasıyla son bulur. Kesmez, Türkan’ın o son büyülü anını şu cümlelerle ifade eder:
“Büyüdüm, büyüdüm, büyüdüm, yerin altından üstüne çıktım.”
Kaynakça
- “Türk Edebiyatında Kadın Karakterlerin Yeri”. Kitapça.gen.tr. Seyda. 14 Kasım 2023, Web. 6 Nisan 2025.
2. “Dünya Edebiyatının En Güçlü Kadın Karakterleri”. Türkish Airlines Blog.com. Web. 6 Nisan 2025.
3. “Edebi Eserlere Damga Vuran Güçlü Kadın Karakterler”. MeftunArt.com. Açelya Daştan. 8 Mart 2022, Web. 6 Nisan 2025.
4. Brontë, Charlotte. Jane Eyre. İstanbul: Can Yayınları, 2007.
5. Austen, Jane. Gurur ve Önyargı. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2022.
6. Lee, Harper. Bülbülü Öldürmek. İstanbul: Sel Yayıncılık, 2016.
7. Dickens, Charles. İki Şehrin Hikayesi. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2020.
8. Ali, Sabahattin. Kürk Mantolu Madonna. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2018.
9. Adıvar, Halide Edip. Vurun Kahpeye. İstanbul: Can Yayınları, 2018.
10. Derviş, Suat. Fosforlu Cevriye. İstanbul: İthaki Yayınları, 2013.
11. Kesmez, Melisa. Çiçeklenmeler. İstanbul: İletişim Yayınları, 2025.