Göbeklitepe’nin ardından, arkeoloji dünyasında yeni bir heyecan yaratan Karahantepe’de yapılan kazılarla ilgili yeni gelişmeler mevcut. Fakat daha öncesinde, Karahan Tepe ya da Karahantepe olarak ifade edilen yer hakkında biraz bilgi verelim.
Karahantepe Nerede?
Karahantepe olarak isimlendirdiğimiz bu yer, Şanlıurfa’ya bağlı arkeolojik bir sit alanıdır. İlk olarak 1997 yılında keşfedilen bölgede, Neolitik dönemden kaldığı düşünülen yaklaşık 250 dikilitaşın bulunduğu bir alan olma özelliği taşımaktadır. Kazı çalışmaları ilk olarak Eylül 2019’da başlamıştır.
Karahantepe Heyecanı
Kasım 2020 yılında kazıdan elde edilen bulgular ile heyecan yaratan Karahantepe, bir başka heyecanı da Eylül 2021 yılında yaşatmıştır.
24 Eylül 2021 tarihinde kazı çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunan Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul şunları söylemiştir:
“Karahantepe kazıları 2019 yılında başlamıştır. Ve sanırım geçtiğimiz ve bu yıl açığa çıkardığımız kalıntılar, arkeoloji tarihimiz için dünyanın en önemli keşiflerinden biri diye tanımlamamızda herhangi bir sakınca yoktur. Aslında bir kısım bizim Göbeklitepe’den aşina olduğumuz kalıntıların tarihleri ile benzerlik gösteren bir yerdeyiz. Karahantepe, Göbeklitepe gibi bizden yaklaşık 11 bin yıl öncesine tarihleniyor. Burada da yine Göbeklitepe’den bildiğimiz ana kayaya ya da zemine oyulmuş yuvarlak planlı çukur tabanlı yapılar söz konusu. Ve bu yapıların içlerinde, duvarların içlerine yerleştirilmiş eşit aralıklı dikili taşlar var. Yalnız farklı olarak Karahantepe’de sözünü ettiğimiz yapıların birlikte düşünüldüğünü ve bir kompleksin parçası halinde inşa edildiğini gözlüyoruz. Bu da tarih öncesi mimarlık, mühendislik, ana kayanın çok ustaca bir şekilde işlenmesi gibi yönleriyle bakıldığında oldukça etkileyici bir tablo ortaya koyuyor.
Biz burada oldukça karmaşık inanç sistemlerinin yansımalarını görüyoruz. Henüz gerçek anlamda bir dinden söz etmek mümkün değil ama tanımlı, sınırları radikal bir şekilde konulmuş birtakım ritüellerin olduğunu görüyoruz. Bu ritüellerin başında da inşa ettikleri yapıları, bir insanın ömrü sonlandığında nasıl gömülüyorsa buradaki yapıların da gömüldüğünü görüyoruz.
Yine yapıların içlerinde, özellikle dikili taşların üzerlerinde çok sayıda hayvan betimlemeleri ile karşılaşıyoruz. Bu karşılaştığımız hayvan betimlemeleri başta yılan, leopar ağılıklı olmak üzere büyük bir çeşitlilik gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde bunlara bir de akbaba ve çöl varanı eklendi. Burası oldukça geniş bir memeli yelpazesi oluşturuyor. Bu hayvanların özellikleri, kuşkusuz en belirgin olarak yabani olmaları. Betimlenme biçimlerinin atak, saldırgan bir pozisyonda betimlenmeyi tercih edildiklerini görüyoruz.
Bir başka ortak özellikleri ise cinsiyeti ayırt edilebilenlerin eril bireylere ait olmalarıdır. Karahantepe’de sözünü ettiğimiz hayvan sembollerinin dışında, içerisinde 8 metre çapında ana kayaya, yaklaşık 3-3.5 metre oyulmuş bir mekan var. Yapının büyük bir binadan merdivenle girişi, diğer ucundan da çıkışı var. Yapının duvarında boynu yılanı andıran bir insan başı şekillendirilmiş. İnsan başının çene altında ise üçgen sakal var. Bu da bizlere eril bireyler ile insanların betimlendiğini gösteriyor.
Duvar boyu devam ettiğimizde ise yılan gövdesine sahip bir baş olduğunu söyleyebiliriz. Bu başın karşısında on bir adet fallusun (erkeklik organı) şekillendirildiğini görüyoruz. Yapı önceden tasarlanmıştır. Bu da bildiğimiz kadarıyla fallusun en eski örneklerinden birini oluşturuyor. Bunlar, bugüne kadar yapısal olarak Karahantepe’de açığa çıkarılanlar ve bu dönem hakkında bildiklerimizden farklılaşan yönleri diyebilirim.”
Göbeklitepe’nin kardeşi Karahantepe
Kazıda görülen figürlerden biri olan çöl varanı, Kuzey Afrika ve Orta ve Güney Asya’da yaşayan bir sürüngendir. Ülkemizde ise Şanlıurfa’da kurak bölgelerde görülen, görünüşü itibariyle korkulduğu için anında öldürülmesi sebebiyle soyu tehlikede olan bir hayvandır.
İşlenen betimlemelerde hayvan ve insan figürlerinin bir arada resmedilmesinin tercih edilmesi, Neolitik dönemin etkileri ile yakından ilişkili olduğu düşünülmektedir. Neolitik dönemde yaşanılan en önemli gelişme, insanların yerleşik yaşama geçmesi ve tarıma ve hayvancılığa başlamalarıdır. Tarım ve hayvancılık, beraberinde çevre ile etkileşime geçmeyi zorunlu kılar. Çevreyi keşif ve hayvanları evcilleştirme esnasında karşılaşılan türlerin de resmedildiği büyük bir olasılıktır.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayınlanan, Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul’un 5 soruda Karahantepe’yi anlattığı videoya aşağıdan ulaşabilirsiniz!
Kaynakça: “Karahan Tepe’de, Göbeklitepe’dekilere Benzemeyen Keşifler”, arkeofili. 25.09.2021