Kitle Psikolojisi: Le Bon, Freud ve Allport

spot_img

Aile ile başlayan toplumsallaşma;  sonrasında eğitim kurumları, iş yeri gibi sosyalleştirme kurumlarınca bireysellikten arınarak kitle hareketi haline gelmektedir. Kitleler birey üzerindeki yüksek şekillendirici güçlerinden dolayı çokça incelenmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda kitlelerin ayrı bir psikolojilerinin olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır. Bundan dolayı Kitle Psikolojisi bilimi oluşmuş ve uzmanlar bu başlık altında sayısız eser kaleme almışlardır. (H. CİNOĞLU, Organizasyon Güvenliği, Atatürk Üniversitesi)

İlk olarak Gustave Le Bon’un gözünden Kitle Psikolojisi’ne değineceğiz. Daha sonra Freud ve Allport’un da bu konudaki görüşlerini ele alacağız.

Gustave Le Bon - WikipediaGustave Le Bon ve Kitle Psikolojisi

Gustave le Bon Fransız sosyolog ve antropologtur. 7 Mayıs 1841 yılında Fransa’da dünyaya gelmiştir. Paris Üniversitesinden mezun olmuştur. Toplum ve kitle üzerine yaptığı çok sayıda çalışma ile tanınmaktadır. 1895 yılına kendisine büyük ün kazandıran ve alanının öncü çalışmalarından biri olan “Kitleler Psikolojisi” adlı eserini yayımlamıştır.

Gustave Le Bon, kitlelerin gücünün doğuşunu “ Zihinlere yerleşen bazı fikirlerin yayılışıyla, sonra da o güne dek teoride kalmış kavramları gerçekleştirmeye yönelen bireylerin kademeli olarak bir araya toplanması” ifadesiyle açıklar. Ünlü sosyolog, kitlelerin gittikçe güçlendiğini ve eskimeye yüz tutmuş uygarlıkları yıkmanın, onların bir görevi olduğunu belirtmiştir. Kitlelerin ufak tefek kurallardan veya yaptırımlardan etkilenmediğini, en az yük getireni tercih ettiklerini ise Le Bon şu örneğiyle ifade etmiştir: “Tüketim ürünlerinden gündelik olarak kuruş bazında alınan vergi, kitlenin alışkanlıklarına zarar vermez ve onu fazla rahatsız etmez. Onun yerine maaşların ya da diğer gelirlere orantılı bir şekilde kurulacak, tek seferde tahsil edilecek ve diğerlerinden on kat daha az külfet yaratan bir vergi getirin ve protestoların nasıl her tarafta başladığını izleyin.” Bu örnekle Gustave Le Bon, kitlelerin kendine göre olan anlayışını gözler önüne sermektedir. Ayriyeten kitleleri protestoya sadece bu biçimde değil “şan, şeref, onur” gibi kavramlarla etkileyerek itme işleminin kolay olduğunu da belirtmiştir. Bunların yanı sıra Le Bon, bireylerin kendi reflekslerine hükmetme gücünün bulunduğundan bahsederken, kitlelerin bundan yoksun olduğunu da ekler. Hükmetme yetkisi elinden alınan kitleler, Le Bon’a göre  iyilikten, nezaketten yana değildir. Bunun yerine her zaman otoriteyi, gücü tercih edip ona hayranlık beslerler.

İfade edilenlere ek olarak, Le Bon kitleleri sınıflandırır. Bunlardan ilki, heterojen kitlelerken ikincisi de homojen kitlelerdir. Heterojen kitleler; anonim olanlar (sokaktaki kitleler) ve anonim olmayanlar (parlamenter meclisleri vs.) olarak kendi içinde ikiye ayrılır. İkinci olan homojen kitleler ise mezhepler, kastlar, sınıflardan oluşmaktadır.

Sigmund Freud kimdir? Freud dizisi konusu ve oyuncuları... - Medya Haberleri

Freud’un Gözünden Kitle Psikolojisi

Le Bon’un kitle konusundaki görüşlerini, kendi görüşlerine ilk ve en etkili şekilde eklemleyen kuramcı Freud olmuştur. Freud Kitle Psikolojisi adlı eserinde görüşlerini açıklamıştır.

Freud’a göre, kitle bireyinin ana özelliklerini “bireyin kendi iradesinden çıkıp iradeden yoksun bir otomata dönüşmesi” ifadesiyle özetleyebiliriz.  Freud, bireyin bireysel yoldan edindiği özelliklerinin kitle içinde eridiğini ve bilinçdışı bir bakışın üzerinde hakimiyet kurduğunu belirtir. S.Freud “Kitleyi etkileyecek kişinin mantıklı davranması gerekmez, güçlü imgelerle ve abartarak sürekli aynı şeyi tekrarlamak amaca ulaşmayı sağlar. Kitle gerçek ve düzmece konusunda kuşku nedir tanımaz, dürüstlüğe değil güce saygı duyar.” Şeklinde olan ifadeleriyle Le Bon’un görüşleriyle, kendi görüşlerinin paralel olduğunu görünür kılmıştır.

Social Psychology Then and Now – Association for Psychological Science – APS

Allport ve Kitle Psikolojisi

Gordon Willard Allport, psikologtur. Harvard Üniversitesi’nde profesörlük yapmış olan Gordon Allport 1937-1949 arasında Journal of Abnormal and Social Psychology’yi yayınlamıştır. Modern sosyal psikolojinin kurucusu olan Allport, Le Bon’un öncülüğünü yaptığı grup zihni kavramını reddetmiştir. Allport’a göre tek psikolojik gerçek bireydir. Grup ya da kitle tek tek bireylerin toplamından başka bir şey değildir. Allport’a göre bireyin kitle içinde farklı davranmasının sebebi, sosyal uyarana tepki vermesidir. Bunların yanında kitlelerin  duygularıyla hareket etmesi durumunu da dört farklı argümanla açıklamaktadır. Birinci olarak, kitlelerde bir kışkırtmaya açıklık halinin mevcut olduğunu, ikinci olarak kitlelerde çabuk inanma halinin görüldüğünü, üçüncü olarak kitle duygularının abartı ve basit  olduğunu ve son olarak kitlelerin hoşgörüsüz, baskıcı ve muhafazakar olduğunu belirtmiştir.

Böylelikle Le Bon’un, Freud’un ve Allport’un kitleler hakkındaki görüşlerini zaman zaman birbiriyle paralel şekilde zaman zaman da farklı biçimlerde açıkladığını görmekteyiz.

Hala merak konusu olan kitle psikolojisini sorgulamaya Gustave Le Bon’un cümleleriyle devam edilecektir: “Kitlelerin ilahi hakkı, kralların ilahi halkının yerini alacak.”

Kaynakça

H.Cinoğlu(2013), Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

Gustave Le Bon (2019). Kitlelerin Psikolojisi. İstanbul:Koridor Yayıncılık

Sigmund Freud (2021). Kitle Psikolojisi. Say Yayınları

Aysel Gürel K. (2003). Kurgu Dergisi s: 20;205-218,2003

 

spot_img
Helin Yaren Öztürk
Helin Yaren Öztürk
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

5 Farklı Sebeple Neden Yaşlı Adam ve Deniz Okumalıyız?

Yaşlı Adam ve Deniz, mücadelenin değerini ve kaybetmenin içinde de bir başarı ve onur olduğunu dile getiren zamansız bir hikayedir.

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.