İnsanı insan yapan duygulardan biri olan korku yaşamımızı sürdürebilmemiz için oldukça önemlidir. Ancak bu duygunun toplumun bireyselleşmesi amacıyla kullanımı yaşamayı zorlaştıran bir unsur haline gelmektedir. Toplumumuzda karşılaşabileceğimiz en yaygın örnek farklı olanı bir tehdit olarak görerek onu da aynı şekle bürünmeye zorlamaktır. Çünkü farklı olan her zaman değişikliği, yeniliği getirecek kişidir ve toplum buna hazır değildir. Bu sebeple korku kültürünün ne olduğunu, ilişkilerdeki ve medyadaki rollerini inceledik.
Korku Kültürü Nedir?

Kültürel aktarımlarla toplumu düzene sokmak için oluşturulan korku kültürü, bireyi küçük yaşlardan itibaren belirli konular üzerinden korkuya alıştırarak kişinin kaçınması gereken durumları zihnine işler. Toplumsallaşmanın başlangıcında da insanların bireysel korkularının uzaklaşması yeni bir korku dalgasının oluşmasına sebep olmuştur. Bu korku dalgasının oluşturduğu bir nevi bireylerin geliştirdiği koruma mekanizmasına sen-ben anlayışı denmektedir.
Sen Anlayışı
Kişinin kendi kararlarından herhangi bir sorumluluk almamasına denir ve bu anlayışa sahip kişiler karşılarındaki insanların kendi sorumluluklarını da üstlenmesi beklentisindedirler. Bu anlayışın altındaysa aşağılık duygusu vardır. Bu insanlar, sorumluluktan kaçarak dokunulmazlıklarını ilan eder, özgür düşünmekten ve üretken olmaktan yoksun bir kişiliğe bürünürler.
Ben Anlayışı
Ben anlayışı bireylerde karşılarındaki insanlara güvenememe ve onları denetleme isteğine neden olur. Ben anlayışının altındaki düşünce kişinin her konuya en hakim olanın kendisi olduğunu ve her şeyin kendisinin kontrolünün altında olması gerektiğidir. Bunun yanında kişi bağımsızlığına düşkündür fakat bu bağımsızlığı besleyen şeyler insanların üzerinde kurduğu baskılardır.
İnsan İlişkilerinde Korku Kültürü

Korku kültürüyle baskılanmış bireyler, gelecekte kuracakları ilişkilerde zorluk çekerler. Örneğin kadın-erkek ilişkilerinde yakınlık kurulması için yapılan jest ve mimikler taciz olarak düşünülebilir. Bunun yanında yaşanan tartışmalar bireylerin birbirlerine yabancılaşmasına sebep olabilir. Ayrıca Sosyal Psikoloji adlı kitabın da yazarı psikolog Jean Maisonneuve‘ye göre prestij hiyerarşisindeki normatif ve değersel statü ve sınıf olgusu, korkunun karşılıklı iletişimdeki yerlerini belirlemesindeki yapı taşıdır.
Korku Kültürünün Medyadaki Rolü

Kitlesel bir iletişim alanı olan medya insanları maddi ve manevi yönden bir çok alanda etkilemektedir. Öyle ki toplumun bugünkü ortamını oluşturan bir iletişim aracıdır. Ancak medyanın farklı alanlarda kullanılarak toplumdaki mit kavramını oluşturması, medya ve korku kültürünün ilişkisinin toplumu olumlu veya olumsuz etkileyebilecek sosyal gerçeklikler yaratmasına sebep olur. ABD’li medya okuryazarı Benjamin Radford’a göre bu alanlar gazeteciler, politikacılar, aktivistler, reklamcılar ve diğer alanlardır. Bu gruplar/meslek grupları medyaya yaydıkları çeşitli hikayeler, komplo teorileri ortaya atarak insanların düşünce yapısını manipüle ederek gerçeği olduğundan çok uzak bir pencereden anlatarak korkuyu körüklerler.
Medyanın topluma karşı olan eğlendirmek, eğitmek, kamuoyu oluşturmak, bilgilendirmek, sosyal sorumlulukları paylaşmak ve farkındalık yaratmak gibi sorumlulukları yerine getirmeleri beklenir. Bu sorumlulukların ilki kamunun yararı için kararlar alınmasıdır. Bir diğeri ise medyanın bir olayı/durumu bütünüyle aktarmasını bir sorumluluk olarak görmesidir. Örneğin; bir haber yapılırken sadece tek bir tarafın açıklaması değil, diğer tarafın da açıklaması paylaşılmalıdır. Üçüncüsü ise mesleki ilkelerini benimsenmesi, objektif ve gerçekçi olunmasıdır. Taraflı yayın yapmamak buna en uygun örnektir. Dördüncü olarak medya haberlerinde eğitici aktarımlar yapılmalı, kültür ve sanata yer verilmelidir. Bir sanatçının ya da sanatın öneminin altını çizerek rağbetini arttırmak gibi. Son olarak medya toplumun sağlığını düşünmeli ve toplumda olumsuzluklara yol açabilecek yayınlardan kaçınmalıdır. Mesela bir televizyon kanalı yayınladığı bir dizide aile içi şiddeti paylaşmamalı veya bunun doğru olmadığını üstüne basarak açıklamalıdır.
Kaynakça
Eren, Altay. “Korku Kültürü, Değerler Kültürü ve Şiddet” web.
Altan, H. Zeynep. “Kişilerarası İletişimde Bir Sosyal Baskı Düzeneği: Korku Kültürü” web.
Yurdigül, Aslı. “Televizyon Ana Haber Bültenlerinde Korku Kültürünün İnşası” web.
Kapak görseli: Pexels.com