Cadılar bayramı çok yaklaştı. Ülkemizde fazla kutlanmasa da dünya genelinde bu bayram o kadar popüler ki, birçok korku yapımı çıkış tarihlerini bilerek bu bayrama yaklaştırıyor. Bu sayede her sene tam bu dönemlerde çok fazla korku filmi görüp, izleyip korkuya doyuyoruz. Biz de bunun şerefine beğendiğimiz ve seri haline gelmiş birkaç korku filminden bahsettik.
Chucky (Child’s Play) Serisi

Film Title Childs Play 2
For further information please contact The Front Row Press Office on 020 7551 5966
İlk filmi 1988’de çıkmış, günümüzde de hala devam eden Chucky serisi, döneminin en popüler oyuncaklarından olan Good Guys bebeklerinden birinin içine, Charles Lee Ray adlı bir seri katilin ruhunun girmesiyle başlıyor.
Child’s Play yani Çocuk Oyunu adıyla çıkan ilk üç filmde Chucky’nin, Andy’i öldürmeye çalışmasını izliyoruz. Çünkü Andy, Chucky’nin içinde gerçek bir insan olduğunu öğrenen ilk kişi ve lanet gereği eğer Chucky bu kişiyi öldürürse, ruhu serbest kalacak ve Charles Lee Ray tekrar insan haline dönecek. Andy ise ilk film itibariyle henüz altı yaşında bir çocuk. İkinci filmde sekiz, üçüncü filmdeyse on altı yaşında.
Child’s Play 1, 2 ve 3’ten sonra sırayla Bride of Chucky ve Seed of Chucky filmleri geliyor. Yani Chucky’nin Gelini ile Chucky’nin Tohumu. Bu filmlerde Charles, bir oyuncak bebek olmanın insan olmaktan daha iyi olduğunu düşünmeye başlıyor ve Andy’nin peşini bırakıyor. Bu filmlerde Chucky’nin aile kurmasını izliyoruz. Bu iki filmin türü için aslında korku-komedi diyebiliriz. Serinin vahşi havasını taşısalar da gerici sahnelerden çok komik anlara ve esprilere yer verilmiş.
Bunlardan sonraysa seri sırasıyla Curse of Chucky, Cult of Chucky ve Chucky dizisiyle devam ediyor. Bu yapımlarda hem Nica Pierce gibi yeni karakterlere tanışıyoruz hem de Andy Barclay, Chucky’den intikam almak için geri dönüyor. Artık 30’lu yaşlarında olan Andy’i, ilk filmde altı yaşındaki Andy’i canlandıran Alex Vincent tekrar canlandırıyor.
Conjuring (Korku Seansı) Serisi
Gelin şimdi biraz güncelde çıkış yapmış serilere gidelim. 2013’te ilk film olarak Conjuring çıktığı için Conjuring serisi olarak adlandırılan bu seri, aslında Conjuring üçlemesinden çok daha fazla film içeriyor. Annabelle üçlemesi, The Nun ve The Curse of La Llorona da bu seriye dahil ve filmlerin hepsi birbiriyle bağlantılı.
Tüm filmler onların çerçevesinde geçmese de serinin ana odağı Ed ve Lorraine çifti diyebiliriz. Filmlerin çoğu paranormal araştırmacılar olan bu çiftin karşılaştıkları vakaları ele alıyor. Filmlerde anlatılanlar ne kadarı doğrudur bilinmez ama Ed ve Lorraine’in gerçekte de var olduklarını belirtmemiz gerek. Ed Warren 2006’da, Lorraine Warren ise 2019’da hayatını kaybetti.
Gerçektir ya da değildir, izlemesi gayet keyifli ve gerici olan bu serinin adını son dönemde herkes en az bir kez duymuştur.
13. Cuma Serisi
80’ler korku klasiklerinden biri olan 13. Cuma serisinde olaylar, hokey maskeli katilimiz Jason Voorhees’in çevresinde şekilleniyor. Slasher türündeki bu serinin aslında basit bir matematiği var: Soğukkanlı katilimiz Jason’ın, filmdeki tüm diğer karakterleri teker teker öldürmesini izleriz, sona kalan karakter Jason’ı öldürüp kurtulduğunu sanar ama Jason ya filmin son sahnesinde ya da sonraki filmde tekrar geri döner. Olay örgüsü oldukça basit olan bu serinin bu kadar sevilmesinin sebebi Jason karakterinin ikonikliği ve verdiği ağırlıktır. Ayrıca bu serinin hedef kitlesinin cinsellik ve vahşet seveler olduğunu da söylemeden edemeyiz, seri zaten size derin bir hikaye anlatımı vadetmiyor.
13.Cuma dendiğinde herkesin aklına direk Jason ve onun hokey maskesi gelse de, aslında 13. Cuma’nın ilk filminde neredeyse hiç Jason yoktur. İlk filmdeki katilimiz Jason’ın annesi Pamela Voorhees’tir. Bu filmde Jason’ın geçmişini ve ileriki filmlerde neden katil olacağını öğreniriz. Jason’ı tam anlamıyla asıl ikinci filmden sonra izlemeye başlarız ve ünlü hokey maskesiniyse ancak üçüncü filmde ilk kez görürüz.
The Shining (Cinnet) Serisi
Stephen King’in aynı adlı romanından uyarlanan Stanley Kubrick’in yönettiği The Shining, korku filmleri için bir başyapıttı. Kimse devamının geleceğini düşünmüyordu ama Stephen King’in 2013’te Doktor Uyku romanını yazması ve 2019’da bunun filme uyarlanmasıyla, tam 39 yıl sonra The Shining’e bir devam filmi gelmiş oldu.
The Shining, problemli bir ailenin alkolik babası Jack Torrance’ı anlatmaktadır. Jack, ünlü Overlook Oteli kış boyunca kapalıyken onun bekçiliğini yapmak üzere işe alınır. Karısı Wendy ve oğlu Danny ile Overlook Oteli’ne taşınırlar. Tüm kış koca otelde sadece üçü kalacaklardır ve o bölgede kışın yoğun geçmesinden dolayı otelden neredeyse hiç dışarı çıkamayacaklardır.
Filmde bir yandan Jack’in gittikçe artan psikolojik sorunlarını izlerken, bir yandan da oğlu Danny’nin yaşadığı tuhaf olaylara şahit oluruz. Danny, diğer insanların duymadığı şeyleri duyup, görmediği şeyleri görebilmektedir. Filme adını veren bu özelliğine “ışıltı” ya da “parıltı” denmektedir.
Devam filmi olan Doktor Uyku ise kesinlikle the Shining’le kıyaslanabilecek bir kalitede değildir ama ilk filmden sonra neler olduğunu merak edenler için yine de izlenebilir bir film olduğunu söyleyebiliriz. Doktor Uyku, artık bir yetişkin olan Danny Torrance’ın başından geçenleri anlatır. Tıpkı zamanında Halloran’ın, Danny’ye yardım ettiği gibi; Danny’nin de ışıltıya sahip bir başka çocuk olan Abra’ya yardımcı olmasını izleriz.