Şarkı yazımı, sesi, müzik videoları ve sanatkar fikirleriyle herkesi büyüleyen Lana Del Rey, çıkarttığı albümlerin yanında şarkılarının arkasındaki hikayeleriyle de dikkat çeken bir isim. Döneminin pop müzisyenlerinden ayrıldığı nokta da burada başlıyor. Aslında müzik dünyasına ilk adımı olmasa da, Lana Del Rey ismiyle ilk adımı olan Born To Die albümü 2012’nin zamansız eserlerine ev sahipliği yapmıştı. Lana Del Rey’in kendine oluşturduğu bir imaj var. Bu imaj o kadar yer edinmiş durumda ki seneler sonra hala şarkılarında birbiriyle alakalı ithaflar, alıntılar, mekanlar ve objeler yer almakta. Şarkı yazmanın yanında dinleyicilere hem sözleriyle hem de klipleriyle sinematik bir evren de sunmakta ve bu da hayranları bir şeylerin anlamını araştırma isteğiyle doldurmakta.
Born To Die albümündeki Carmen şarkısı da merak edilen temalardan birine sahip ama tabii ki Lana’nın dünyasının sadece tek bir karakterinden bahsediyor olacak bu şarkı. Lana, Born To Die albümünü gençlik senelerindeki çılgın zamanlarından ilham alarak yazdığını ifade ediyor. Şarkıdaki Carmen karakterinin kim ya da ne olduğu hakkında sayısız fikir var ama net bir cevap tabii ki yok. Öyleyse bakalım kimmiş bu Carmen.
Kim Bu Carmen?

Lana’nın şarkılarında trajik hikayeleri olduğu biçimde anlatırken bir yandan da hiç çıkartmadığı kalp şeklinde pembe gözlüklerle hayatı izleyerek romantize eden bir tarafı var. Carmen de bu karakterlerden biri. Carmen şarkıda insanların sevdiği, hatta taptığı bir karakter olarak betimleniyor. Gülüşü tanrıyı anımsatan, animasyon karakteri gibi bakışları olan (diğer şarkılarında “ceylan göz” tasviri sık olduğu için bu anlama gelmesi mümkün), dışarıdan dertsiz tasasız duran, popüler, 17 yaşındaki genç kızımız, kendisini tanımayanların gözünde bir ikon.
Karakterin isminin Carmen olmasının net bir açıklaması bulunmasa da anlam yükleyebileceğimiz bir ihtimal var. Lana’nın müziğinde ilham aldığını gördüğümüz bir sürü edebi eser ve film bulunmakta. Bunlardan bir tanesi Vladimir Vladimirovič Nabokov‘un Lolita isimli eseri. Yazardan etkilendiğini kolundaki Nabokov Whitman – Whitman, yine bir şarkı ilhamı olan “I Sing The Body Electric” şiirinin yazarı Walt Whitman’i temsil ediyor- dövmesiyle de kanıtlanıyor. Lana’nın kitapla aynı isimde bir şarkısının da Born To Die (Deluxe Version) albümünde bulunmasının yanı sıra, kitaptaki Humbert karakterinin Prosper Mérimée‘in Carmen isimli kitabından etkilenerek Lolita -gerçek ismi Dolores olsa da Lolita hitabı kullanılıyor- karakterine “Ah, Carmen, Carmen’im.” şeklinde bir hitabı bulunuyor. Detaya girmeden, bu hitabın sebebi Lolita ve Carmen karakterlerinin baştan çıkarıcı ve bir yandan da beraberlik yaşanması karmaşık olan iki karakter olarak benzerlik göstermesi olarak düşünülüyor. Lolita karakterinin bir çocuk olmasından ötürü gelen saflığı da Lana’nın şarkısındaki Carmen’in saflığına benziyor.
Şarkıda Carmen Nasıl Anlatılıyor?

Şarkının sözlerinden ilerlersek, Carmen içi dışı bir olmayan bir kız. Kendini kandırarak mutlu olduğuna inanmaya çalıştığı gibi sorunlarını gizleyerek etrafındaki herkese mükemmel hayat imajı çizmeye çalışıyor. Alkol ve para gibi şeylere sahip olabildiği için yaşadığı hayatı romantize etmeye çalışıyor fakat bunu yaparken bile aslında çektiği acıya değmeyen bir yaşam tarzına sahip olduğunun farkında. Eğlence adı altında yaptığı şeyler aslında kendine zarar vermek için kullandığı eylemler. Şarkıda Carmen, genç yaşta aptal ve tanınan biri olmanın aslında bir ödül değil, kendini avutmak ve övmek için kullandığı bir bahane olduğundan da bahsediyor. İkon ya da idol olarak görülmesinin arkasında görmemesi gereken şeyleri görmüş fakat saflığından ötürü bunu dışarıya hoş görünen ama içini çürüten, maddi ve somut şeylerle gizleyen bir genç kız yatıyor.
Dışarıdan herkesin güzel gördüğü, büyülendiği o canlı, enerjik kız aslında iç dünyasında ölü gibi hissediyor. Özgüveni, cesareti ve gençliğin verdiği çılgınlığa sahip biri olarak tasvir edilen Carmen aslında amaçsız ve kaybolmuş bir karakter. İnsanlardan aldığı ilgiyi sevgi ve değer gibi kavramlardan ayırt edemeyecek kadar saf olmasıyla birlikte aslında bir şeylerin doğru olmadığını fark edecek kadar da bilince sahip. Süsleniyor, güzel görünmek için çaba harcıyor ama günün sonunda tanımadığı kişilerin gerçek veya sahte iyi niyetiyle kendini ayakta tutmaya çalışıyor. Dışarıdan özgüvenli ve cesur görünen karakterimizin aslında özgüvenini tanımadığı kişilere emanet edecek ve sırtını onlara yaslayacak kadar kendine değer vermeyen biri olduğunu görüyoruz. Partilerin aranan yüzü aslında kendini tanımayacak kadar sınır çizemeyen saf bir çocuk. Seçtiği hayat aslında bir seçimden çok insanların fayda sağlamak için kendisine yarattığı hayali bir yoldan ibaret. Bundan daha iyi bir tercihten haberi olmadığı için yolunu değiştirme şansına sahip olduğunun bile farkında değil kendisi.
Şarkının Fransızca kısmında ise aşktan çok bir saplantıdan bahsediliyor. Carmen’in ağzından olduğunu varsayarsak, ana karakterimizin karşısındaki kişiye duyduğu takıntıyı karşılıklı bir aşk olarak lanse ettiğini görebiliriz.
“Mon amour, je sais que tu m’aimes aussi
(Aşkım, senin de beni sevdiğini biliyorum)
Tu as besoin de moi, tu as besoin de moi dans ta vie
(Bana ihtiyacın var, hayatında bana ihtiyacın var)
Tu ne peux vivre sans moi
(Bensiz yaşayamazsın)
Et je mourrais sans toi
(Ve sensiz ölürdüm)
Je tuerais pour toi
(Senin için öldürürdüm)”
Carmen’in iltifatlar, para ve yaşına göre özgürlük olarak görebileceği fırsatlar ile kandırılan bir genç kız olmasının yanında karşısındaki kişinin ya da kişilerin onu toksik bir bağ ile de kullandığı çıkarımı yapılabilir. 17 yaşındaki bir kızın aşk anlayışı deneyimler ve gözlemlerle şekilleneceği için, karşısındaki insanın da saplantıdan beslenen veya Carmen’in masumiyetini kullanarak kendi egosunu tatmin etmek isteyen biri olduğu çıkarımı yapılabilir. Carmen, şarkıda insanları eğlendiren ve tatmin eden bir genç olarak anlatıldığı için Lolita örneğindeki gibi kendinden yaşça büyük insanlarla zaman geçirerek mağdur edilen ve gözlemlediği bu ego tatminini hayatını güzel göstermeye çalışarak deneyimleme çabasına sahip kaybolmuş bir karakter. Aslında daha az yaşam deneyimi olan ve sınırlarını belirlemeyi henüz öğrenememiş bir genç kızdan faydalanan aşağılık kompleksli yetişkinlerin kurban olarak seçtiği Carmen’in yaşadığı şeyleri kavrayamamasından ötürü ikilemlerle dolu zihnini dinliyoruz.
Sevilen, beğenilen, popüler kızımızın parlak görünen hayatı aslında mağduriyetlerle dolu karanlık bir iç dünya olarak yansıyor. Saflığından faydalanırken feda ettiği şeylerin eksikliğinin hissedilmemesi için bazen kelimelerle bazen somut şeylerle ödüllendiriliyor. Bu yüzden de iyi ve kötü ayrımını yapmakta zorlanıyor. Kaybettiği şeylerin karşılığında bir şeyler elde ettiği için bunu kullanılmak olarak değerlendiremiyor. Kötü hissettiren bir şeyin dışarıya farklı yansımasından ötürü kafası karışıyor. Belli bir bilince sahip olsa da aslında saplantı veya kandırma amacıyla yürütülen bir ilişkiyi aşk olarak algıladığı için yaptığı şeyleri sevgisinden yaptığına inanıyor. Kendine yalan söyleyerek de kendini yaşadıklarına değecek sonuçlar elde ettiğine inandırmaya çalışıyor. Şarkıda girdiği döngünün sonunu göremiyoruz. Belki de nakaratın tekrarları ve şarkının girişinin ve son sözünün aynı olması bize bitmeyen bir döngüyü göstermeye çalışıyordur. Lana çoğu şeyi dinleyenlerin anlam yüklemesi için açık uçlu bırakmış bu şarkıda. Kimine göre ikon, kimine göre kurban olan Carmen için Lana’nın da şarkıda dediği gibi işte tanıdığınız kızın minik hikayesi.
Kaynakça
- “Lana Del Rey: ‘I might never make another album’″. NME. Web. 26.08.2024
- “Vladimir Nabokov’s Lolita″. Lana Del Rey Culture. Web. 29.08.2024
- “One to watch: Lana Del Rey”. The Guardian. Web. 29.08.2024
- “Lana Del Rey: Vamp of Constant Sorrow”. Rolling Stone. Web. 30.08.2024
Kapak Görseli: imdb.com