Leonardo DiCaprio ve Martin Scorsese’nin Birlikte Çalıştığı Filmler

Editör:
Ayçe Cansu Yaşar
spot_img

Sinema tarihinin en gösterişli yönetmen-oyuncu birlikteliklerinden birini oluşturan ve şimdiye kadar 5 filmi izleyiciyle buluşturan Martin Scorsese ve Leonardo DiCaprio iş birliğinden çıkan filmleri listelediğimiz yazımız sizlerle!

Gangs of New York (2002)

“Politikanın ilk kuralını hatırla. Sonuçları oy pusulaları belirlemez, sayımı yapanlar belirler. Sayımı yapanlar! Saymaya devam edin.”

Scorsese ve DiCaprio’nun gelecek yıllarda imza atacakları birçok önemli projenin habercisi olan Gangs of New York, babasının öldürüldüğü ve sokak çetelerinin hüküm sürdüğü Five Points’de büyüyen bir genç olan Vallon’un (Leonardo DiCaprio), babasının ölümünün intikamını almak için çeteler arasındaki savaşa katılmasını ve lideri Bill Cutting (Daniel Day-Lewis) ile karşı karşıya gelmesini konu alır. Film, Vallon’un çete savaşlarına ve aşk hayatına odaklanırken, aynı zamanda Five Points’in tarihi, siyasi ve sosyal dokusunu da  yansıtmaktadır. Martin Scorsese’ye En İyi Yönetmen Altın Küre Ödülü’nü kazandıran film, izleyicilerden de tam not almıştır.

The Aviator (2004)

“Dürüst olalım. Harika bir maceraydı ama sürmeyeceğini biliyorduk. Seninle ben birbirimize çok benziyoruz.”

İş adamı Howard Hughes’ın hayatının farklı dönemlerini anlatan film, Hughes’ın 1920’li yılların başlarında havacılık endüstrisine olan ilgisini ve ilk uçuş denemelerini anlatmaktadır. Daha sonra, Hughes’ın uçak üretim şirketi Hughes Aircraft Company’yi kurması ve uçaklarını geliştirmesi gibi konulara değinmektedir.

Filmin bir diğer odak noktası, Hughes’ın Hollywood’daki film yapımcılığı kariyeridir. Hughes, RKO Pictures’ı satın aldıktan sonra, birçok ünlü film yapımına imza atmıştır. Ancak bu süreçte, mental sorunlar ve takıntıları da ortaya çıkmıştır. En İyi Erkek Oyuncu dahil 11 dalda Oscar’a aday gösterilen film, Cate Blanchett’in En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünün yanı sıra En İyi Sinematografi, En İyi Kostüm Tasarımı ve En İyi Sanat Yönetimi dallarında da Akademi Ödülleri kazanmıştır.

The Departed (2006)

“Kaybedeceği bir şey yokmuş gibi davranan birine güvenemezsin”

Film, polis-mafya mücadelesi ve içlerinde yer alan iki köstebeğin yaşadığı olayları anlatır.  Billy Costigan (Leonardo DiCaprio), çete lideri Frank Costello (Jack Nicholson) tarafından gizlice polis departmanına yerleştirilir ve Costello’nun çetesine sızar. Aynı zamanda, Colin Sullivan (Matt Damon) adında bir başka polis memuru da Costello’nun adamlarından biridir ve onunla işbirliği yapmaktadır. Böylece, hem Costigan hem de Sullivan, birbirlerinin kimliğini öğrenmeye çalışırken polis ve çete arasında gergin bir mücadele başlar.

Etkileyici sonuyla izleyicinin aklında uzun süre yer eden film En İyi Film dahil 4 dalda Oscar Ödülü kazanmıştır. Suç filmlerinin usta yönetmeni Martin Scorsese, göz alıcı filmografisine rağmen ilk ve tek En İyi Yönetmen Oscar Ödülü’nü The Departed ile kazanmıştır.

Shutter Island (2010)

“Mutluluk en iyi intikam şeklidir”

Scorsese ve DiCaprio’nun dördüncü kez bir araya geldiği Shutter Island, Dennis Lehane’in aynı adlı romanından uyarlanan psikolojik gerilim filmidir. 1954 yılında bir adada yer alan Ashcliffe Akıl Hastanesi’nde geçen film iki ABD Federal Teddy Daniels ve Chuck Aule(Leonardo DiCaprio ve Mark Ruffalo) tarafından yönetilen bir soruşturma etrafında döner. Bu soruşturma, hastanede kalan bir kadının kaybolmasını araştırmak için başlatılmıştır. Ancak adaya geldiklerinde, bir fırtına nedeniyle tüm irtibat yollarının kesildiğini ve ada sakinlerinin tuhaf davranışlarına şahit olduklarını fark ederler. Soruşturma esnasında halüsinasyonlar görmeye başlayan Teddy, kendi geçmişindeki karanlık olaylar ve hastanenin gizemli işleyişi nedeniyle zihinsel sağlığına güvenememeye başlar. Film ilerledikçe, Teddy’nin gerçeği arayışı daha da karmaşık hale gelir.

Bilinçaltı, rüya gibi psikolojik ögelere yer veren film şaşırtıcı finaliyle izleyicilerin akıllarında yer edinmiş ve Scorsese-DiCaprio işbirliği denilince akıllara gelen filmler arasında en tepelere yerleşmiştir.

The Wolf of Wall Street (2013)

“Beni İzleyebilirsin, alay edebilirsin, beni engellemeye çalışabilirsin ama beni durduramazsın”

Kendisine motivasyon arayanların, zengin olma hayaliyle yanıp tutuşanların gözde filmlerinden The Wolf of Wall Street Amerikalı borsacı Jordan Belfort’un hayat hikayesini anlatıyor.

24 yaşında hırslı bir insan olan Jordan Belfort (Leonardo DiCaprio), Wall Street’teki firmalardan birinde komisyoncu olarak işe başlar ancak şirketin batmasının ardından Stratton Oakmont isimli yatırımcı şirketini kurar. Hızlı bir şekilde zengin olmak için hileli taktikler kullanarak müşterilerini dolandırmaya başlayan Belfort ve çalışanları, etkili satış teknikleri kullanarak, şüpheli hisse senetleri, sahte yatırım fonları ve diğer dolandırıcılık faaliyetleri yoluyla milyonlarca dolar kazanır. Kazandığı parayı daha hızlı harcamasına imkan sağlayan bir hayatı olan Belfort, aşırı lüks ve abartılı yaşamıyla basının, ardından da FBI’ın dikkatini üzerine çeker.

Çeşitli ülkelerde yaş sınırı ve sansürler uygulanmasına rağmen 392 milyon dolarlık hasılat elde ederek Martin Scorsese’nin gişedeki en başarılı filmi olmasıyla öne çıkan The Wolf of Wall Street, DiCaprio’ya da Altın Küre kazandırmıştır.

Killers of the Flower Moon (2023)

Henüz yayınlanmasa da uzun zamandır hakkında konuşulan ve çıkacağı tarih merakla beklenen Killers of the Flower Moon, David Grann’in aynı adlı kitabından uyarlanıyor. Film, 1920’lerin sonunda, zengin petrol yataklarının olduğu Osage bölgesinde yaşayan Osage Indian kabilesi üyeleri arasında meydana gelen bir dizi gizemli cinayeti ve FBI’ın doğuşunu ele alıyor.

20 Ekim 2023’te yayınlanacağı açıklanan filmin yapımcılığını  Apple Tv+ üstleniyor. Kadrosunda Leonardo Dicaprio’nun yanı sıra Robert De Niro, Jesse Plemons, Lily Gladstone gibi isimler de yer alıyor.

 

 


Kaynakça

N-Life. “Leonardo DiCaprio ve Martin Scorsese ‘Killers of the Flower Moon’ filmi için yeniden bir arada”. Erişim: 15.04.2023. Web

BEYAZPERDE. “Martin Scorsese ve Leonardo DiCaprio’dan Bir Film Daha Yolda” Erişim: 15.04.2023. Web

IMDb. “Leonardo DiCaprio” Erişim: 15.04.2023. Web

spot_img
Yusuf Kandar
Yusuf Kandar
kalbime döneceğim, ama hangi yolla?

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.