Leyla ile Mecnun – Burak Aksak

spot_img

Hayatımıza absürt bir dizi olarak girmişti Leyla ile Mecnun. Kendine has karakterleri, sıcak, samimi havası ile izleyiciyi kendine bağlamayı başarmıştı. Dizi yayından kalkınca bir şeyler eksik kaldı hep seyircinin gözünde. Yarım kalmışlık hissi içten içe kemirdi seyirciyi. Bunun için sosyal medyada sürekli yeniden başlamasına yönelik istekler oldu.

En sonunda Burak Aksak bu isteklere kayıtsız kalmayarak yazdı Leyla ile Mecnun’u. Her sahnesini tekrar tekrar izleyen, her repliği ezbere bilen seyirci artık bir okurdu.
Kitaba bir göz attığımızda ilk göze çarpan özlenmişlik duygusu oluyor.

“Tüm kendi çölünde kaybolanlara.”

Cümlesiyle başlıyor yazar. Her bir sayfada karakterlerin kendi seslerinden aklınızda canlandırabiliyorsunuz yazılanları. Birkaç olay farklılığı dışında şu ana kadar izlediğimizden farklı değil kitap. Karakterler tekrardan tanıtılıyor, birçok bildiğimiz şeyi tekrar görüyoruz ama bu sefer satırlarda. Daha çok Mecnun ve Leyla arasında, Mecnun’un Leyla’nın kalbini kazanmak için uğraşısını okuyoruz. Karşılıklı diziden aşina olduğumuz konuşmalar yoğunluklu olarak bulunuyor ve yüzümüzde tebessüme yol açıyor. Ayrıca Mecnun’un olaylara karşı kendi iç dünyasındaki konuşmalar güzel bir yer edinmiş. Bazı şeyleri düşünmemizi sağlıyor. Arada dizide çalan Ferdi Tayfur şarkılarının kitapta olayların arasına sıkıştırılarak dörtlük şeklinde verilmesi de güzel olmuş. Yani yazarın da dediği gibi “bir yanımız çöl bir yanımız deniz.”

Mecnun bildiğimiz gibi tembel, işsiz, okulunu bitirmeye çalışan biri. Leyla’yı görüyor, seviyor ve sevgisini kazanmak için sonuna kadar mücadele ediyor. Seyircinin sevdiği karakterlerden biri olan Erdal Bakkal kitabın da neşe kaynağı. “Erdal Abinin canını alabilirsiniz ama parasını asla!” satırları onu anlatıyor. Tabi sizlerin de gözünde şu an Erdal bakkalın para sayışı canlanmıştır bile. Son bahsetmek istediğim karakter benim de en çok sevdiğim İsmail Abi.

Yazar onu “İsmail Abi biraz tuhaftır. Renkli kıyafetleri, patavatsızlıkları, sorun çözmeye çalışırken daha büyük sorunlara neden olması, konuşması, oturuşu, kalkışı, yürüyüşü ne bileyim işte farklıdır yani.” diye tanıtmaya başlıyor. Ama onu tabii ki de asıl tanıtan birkaç satır aşağıda okuduğumuz “Oysa, onu bir tanısanız, gözlerindeki hüznü bir görebilseniz. Kalbinde rengarenk çiçekler yetiştirir İsmail Abi. O çiçekler solmasın diye ağlayarak sulamak ister gibidir gözleri.” kısmı anlatır. Renkli kıyafetler giyip, olaylara bakış açısı güldürür okuyucuyu fakat gemiyi bekleyişi, sevdiğini kalbinde taşıyışı burar okuyucunun yüreğini.

Okuyucu İsmail Abi’nin her el sallayışında bulur kendini.

“Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Birçok giden memnun ki yerinden
Dönen yok seferinden.”

dizeleriyle anlatır Yahya Kemal ayrılıkları. Döner mi dönmez mi bilinmez ama biz gemiyi beklemeye devam edeceğiz. Sadece İsmail Abi değil her birimizden bir parça vardır o gemide.

“Beklemekten vazgeçme sakın. O gemi bir gün gelecek.”

 

Leyla ile Mecnun

Küsurat Yayınevi

spot_img
Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.