Her fotoğrafın bir kompozisyonu vardır ve mutlaka sahibine dair ipuçları sunar. Magnum Photos üyesi fotoğrafçı Elliott Erwitt, siyah-beyazı kompozisyon ve ışık açısından güçlü bir şekilde kullanmıştır. Ancak, onu asıl öne çıkaran, sıradan anları absürd ve son derece mizahi bir bakış açısıyla ele alması diyebiliriz. Eğer köpekleri, absürt mizahı ve ironiyi seviyorsanız, onu mutlaka tanımalısınız!
“Gördüğünüz şeye tepki vermekle ilgili, umarım önyargısız. Her yerde resim bulabilirsiniz. Bu sadece bir şeyleri fark etme ve onları organize etme meselesidir. Sadece etrafınızdaki şeyleri önemsemeniz ve insanlık ve insan komedisi konusunda bir kaygı duymanız gerekir.” –Elliott Erwitt
Elliott Erwitt Kimdir? (1928-2023)
Elliott Erwitt, 26 Temmuz 1928 yılında Paris’te Rus göçmeni bir ailede dünyaya geldi. Ailesi, Erwitt daha küçükken Milano’ya yerleşti ve burada 1930’ların sonlarına kadar kaldı. Sonrasında ise II. Dünya Savaşı başlamadan hemen önce New York’a taşındılar. 1941 yılında anne ve babasının boşanmasıyla Erwitt, babasıyla birlikte Los Angeles’a taşındı. Ancak on altı yaşına geldiğinde babası tarafından da yalnız bırakıldı. Erwitt, Los Angeles’ta kalarak liseye devam etti.
Lisedeyken fotoğrafçılığa ilgi duymaya başladı ve bu ilgisi sayesinde para kazanmanın bir yolunu bularak düğün fotoğrafçılığı yapmaya başladı. Ancak fotoğrafçılığa olan ilgisi düğün fotoğrafçılığıyla sınırlı kalmadı ve Los Angeles City College’da fotoğrafçılık bölümünde eğitim aldı. Üniversiteyi bitirdikten sonra, 1948 yılında New York’a taşındı ve 1950’ye kadar şimdiki adıyla The New School’da fotoğrafçılık ve film yapımcılığı üzerine dersler aldı.
New York, onun için bir dönüm noktası oldu çünkü burada fotoğrafçı Edward Steichen, Roy Stryker ve Robert Capa ile tanıştı. Stryker, ona Pittsburgh’u belgeleme işini verdi ve böylece Erwitt, ilk önemli ve son derece başarılı olan fotoğraf denemesini gerçekleştirmiş oldu.
Magnum Photos ve Belgesel Fotoğrafçılığı

Erwitt, askerlik hizmetini 1951-1953 yılları arasında Fransa ve Almanya’da fotoğrafçı olarak tamamladı ve New York’a döndü ardından Robert Capa‘nın kurmuş olduğu Magnum Photos ajansında başarılı bir kariyere başladı. 1955 yılında, New York’taki Modern Sanat Müzesi’nde ses getiren “The Family Of Man” sergisine, eşi ve altı günlük kızının yer aldığı New York City, 1953 adlı fotoğrafı ile dahil oldu. Bu fotoğrafı, serginin en ikonik görüntüleri arasında yer aldı.
Bu fotoğraf sizin de içinizi ısıtmış olmalı…

Erwitt’in belgesel fotoğrafçılığına baktığımızda, 1950’lerde Moskova’ya yapmış olduğu seyahatlerden bahsetmek gerekir. İlk seyahatinde, Ekim Devrimi’nin 40. yıldönümünü belgeledi. Bu fotoğraflar arasında en bilinen ve önemli iki kareden ilki, Kızıl Meydan’daki geçit töreninde sergilenmekte olan Sovyetler Birliği’ne ait kıtalararası balistik füzeleri göstermektedir. Diğer kare de ise, arka planda Moskova’nın ikonik binaları, ön planda ise iki adamın silüetleri önünde yer alan tankları görülmektedir. Bu fotoğraflar, Sovyet askeri gücünü ve Soğuk Savaş döneminin atmosferini yansıtan önemli bir kare olarak kabul edilmektedir.

Moskova’ya ikinci seyahatinde ise en bilinen fotoğraflarından birini çekti. Moskova’da düzenlenen Amerikan Ulusal Sergisi’nin açılış töreninde, Başkan Yardımcısı Richard Nixon ile Sovyet lideri Nikita Kruşçev kapitalizm ve komünizm hakkında hararetli bir tartışmaya girdiler ve Erwitt, o anın tüm duygusunu karesine yansıttı.
Erwitt’in belgesel fotoğrafçılık adına çektiği diğer unutulmaz karelerine göz atalım…

Fotoğrafa bakıldığında, “Siyahiler” ve “Beyazlar” için ayrılmış iki farklı su çeşmesi bulunduğu görülmektedir. Çünkü 1950’li yıllarda Amerika’daki insanlık dışı ırk ayrımcılığı söz konusuydu. Erwitt’in ise o dönem bu duruma karşı duyarsız kalmayıp bir fotoğrafçı olarak bunu belgelediğini görmekteyiz.
“Resimler kalp, zihin ve gözle ilgilidir ve iletişim kurmaları gerekir ve bunu yaptıkları sürece geçerlidir.”
-Elliott Erwitt

Erwitt’in, Marilyn Monroe’yu The Misfits filminin setinde çektiği doğal ve samimi bir fotoğrafı.

Erwitt’in Küba’da çektiği portrelerde Che Guevara‘ya rastlıyoruz.
Mizah ve İroni: Erwitt’in Perspektifinden Sıradan Anları Sıradışı Yakalama Ustalığı
Erwitt’in fotoğrafçılık anlayışına baktığımızda, doğallığın ve mizahın hâkim olduğunu görmekteyiz. Öyle ki, insan ve hayvan doğasının en sıradan ve doğal hallerini, etkileşimlerini kendi perspektifinden mizahi yönleriyle yakalamakta usta olmuştur. Bu anları yakalamak zannedersiniz ki çok da kolay değildir; ancak Erwitt’in sahip olduğu güçlü gözlem yeteneği, bu anları başarıyla yakalayabilmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Şimdi sizi, Elliott’un zeka dolu mizahı ve yaratıcı görsel oyunlarının sunduğu keyifli karelerle baş başa bırakıyorum. Keyfini çıkarın!

Fotoğraf karesinde, ilk bakışta küçük bir köpek ve üst gövdesi köpek olan bir insanla karşılaşıyoruz. Dikkatle incelediğimizde, aslında köpeğin insanın üzerine çıktığını anlayabiliyoruz; fakat bu kısa süreli göz yanılsaması, izleyicinin tüm ilgisini fotoğrafın üzerine çekmeyi başarıyor.

Sizce, sahipler zamanla köpeklerine benzerler mi ?

Küçük bir köpek ve devasa ayaklar… Erwitt’in zihinlerde oluşturmak istediği tezatlık, sıradan bir anı mizahi bakış açısıyla nasıl da sıradışı hale getiriyor, değil mi ?
Eğer Erwitt’in fotoğrafçılığını sevdiyseniz, daha fazla fotoğrafını incelemek için Magnum Photos’u ziyaret edebilirsiniz!
Kaynakça
- Elliott Erwitt. Web. Erişim Tarihi: 10.04.2025
- Fotoğraflar: Elliott Erwitt. magnumphotos.com. Web. Erişim Tarihi: 10.04.2025
- Öne Çıkan Görsel: Remembering Elliott Erwitt (1928-2023). briansmith.com. Web. Erişim Tarihi: 10.04.2025
Sanatçının diğer fotoğraflarını incelemek isteyenler bu link üzerinden erişim sağlayabilir.