Bir yazar romanını yazarken ne düşünür? Bir şair, şiiri için nasıl bir kaynaktan beslenir? Peki ya bir ressam? Tüm bu sanatçıları hareket ettiren şey nedir, gördükleri mi yoksa anladıkları mıdır?
Geçmişten günümüze türlü türlü sanatçı geçmiştir bu yerküreden. Bazısı kelimelere, bazısı kulaklara, bazısı da vardır ki gözlerimizi büyülemiştir. Aslında hepsi özünde aynıdır; kişinin içsel yolculuğuna ışık tutmaya çalışırlar. Bu noktada zihnimizde birçok sanatçı belirebilir ama biri de vardır ki gördüklerini bize yansıtırken adeta güzelliğin ilham kaynağı olmuştur. Tüm hayatını sanata ve resme adamış olan Mary Fedden, hayatı bir tuval olarak görmüş ve ölümüne kadar da onun üstüne atabildiği tüm boyaları atmıştır.

Mary Fedden’ın Hayatına Kısa Bir Bakış
Kendine özgü natürmortlarıyla tanınan Mary, 14 Ağustos 1915 tarihinde İngiltere’nin Bristol şehrinde dünyaya gelmiştir. Babasının isteğiyle gittiği Badminton Okulu’nda birinin sanatını keşfetmesi ile Londra’daki Slade Güzel Sanatlar Okulu’nda eğitimine devam etmiştir.
Hayatın gerçekliğini kendine has bir tarzıyla tuvaline yansıtan Mary’nin sanatı, bazı sanatseverlerce beğenilirken, bazıları tarafından da aykırı bulunmuştur. O bir meyveyi, bir kediyi, bir mutfağı işlemiştir. Entelektüel eserleriyle adeta yol gösterici olmuş, güzelliğin ilham kaynağı olmuştur.

Fedden, Güzel Sanatlar Okulu’ndayken Rus sahne ressamı, aynı zamanda da Ballets Russes ve Pablo Picasso ile çalışan Vladimir Polunin ile çalıştı.
Çalışmalarını tamamlamasının ardından bir süre Sadler’s Wells Theatre için öğretmenlik yaptı. Burada çalışırken Polunin’in etkisi gözle görülebilirdi çünkü fırçasından akan boyalar oldukça görkemliydi. 1958-1964 yılları arasında Kraliyet Sanat Koleji’nde öğretmenlik yaptı.
2. Dünya Savaşı sıralarında Fedden, kadın Kara Ordusu ve Kadın Gönüllü Hizmetinde görev yaptı. Burada savaş için duvar resimleri üzerine görevlendirildi. Daha sonra Avrupa’da NAAFI -Donanma, Ordu ve Hava Kuvvetleri Enstitüleri: İngiliz askeri personeline sosyal tesisler, mağazalar vb. sağlayan bir kuruluş- için sürücü olarak çalıştı.

Mary Fedden, savaştan önce tanıştığı ressam Julian Trevelyan ile evlendi. Fedden ölümüne kadar da Chiswick’te, Thames Nehri üzerinde tuttukları stüdyoda yaşadı.
Sanatı ve Etkisi
“Motley adında bir kedi var. Kırmızı yakalı, parlak limon yeşili gözleri ve şimdiye kadar bir kedide görülen en geniş burnun iki yanından fışkıran büyük kıvrımları olan, kaplana benzeyen devasa çizgili bir kedi.”
Fedden, günlük hayattaki nesneleri resmine aktararak sanatseverlere farklı bir perspektif kazandırdı. 1947’de ağırlıklı olarak natürmort ve çiçek figürlerinden oluşan ilk sergisini Heal’s Department Store’daki Mansard Gallery’de düzenledi. Resminin kompozisyonunu kendine göre oluşturdu; perspektif ve ışıklandırma ile oynayarak, basit natürmortlardan daha komplike resimler yarattı. Sergiden bir tabloyu sonrasında Woman’ın editörüne satmıştır.


“Asla stüdyomdan uzakta resim yapmam ve hatta stüdyodan uzakta suluboya bile yapmam. Bu yüzden binlerce eskiz defterim olur ve yılın herhangi bir zamanında, İngiltere’de, yurt dışında veya ülkede nereye gidersem gideyim, cebime her zaman bir eskiz defteri alır ve çizimler yaparım.”

Mary bu çalışmasını 1989 yılında üretti. Burada görüldüğü gibi ağaçtan elma toplayan bir insan figürü vardır. Tuval üzerine yağlı boya ile çizilmiş bu resmin arka planına yakından bakıldığında ise merdivende başka bir figür, kulübeler, yere düşmüş elmalar ve resmin sol altında imzalı bir 1989 tarihi görülmektedir. Kulübelerin arkasına baktığımızda ise gördüğümüz gökyüzü mü yoksa bir deniz mi olduğundan emin değiliz. Arkasında farklı bir manzara var.
Fedden, eşi Julian Trevelyan ile profesyonel bir şekilde sanatını besledi. Birbirlerine yaklaşımları onların sanatındaki gelişimde büyük bir paydı fakat eşinin çalışmaları sürrealist bir şekilde ilerlediği için bir noktadan sonra Fedden’ın sanatı Julian’ınki tarafından engellendi. Sanat camiasının da küçümseyici tavrı, onun hayran bırakan natürmortlarını gölgeleme yönündeydi.


Fedden’ın sanatı 1950’lerde olgunlaşmaya başlayarak kendine özgü bir üslup geliştirdi. Yukarıdaki resimde de görüldüğü üzere bu eseri, natürmort nesneler; mum, vazo, çiçek şekilleri, arkada görülen ay ışığı, kulübelerden yükselen ışık tasvirinden oluşur.

“Kızlar bilemezdi, ama sihir başlamıştı. Renkler onlara doğru koşuyordu ve bahçelerine giden yüksek tuğla duvarın tepesi boyunca hayatlarına doğru koşuyordu.”
Mary Fedden’ın hayatı ve eserleri hakkında bu kısa videoyu da siz okurlarımız için buraya bırakıyoruz.
Kaynakça
“A Painter’s Life: Mary Fedden, an artist of ‘thought & imagination”. Web. Erişim tarihi: 13.04.2023
“Mary Fedden: beauty in finessed simplicity”. Web. Erişim tarihi: 13.04.2023