Masumiyet ve Erotizmin Tartışmalı Yüzü: Balthus

Editör:
Canan Avent
spot_img

Balthus Kimdir?

Balthasar Klossowski, Balthus kısaltması ile tanınarak ün salmış bir ressamdır. Genellikle erotik ve gizemli, bazen tartışmalara neden olan resimleriyle tanınır. Tablolarında genellikle insan figürlerine, genç kızlar ve çıplak figürlere yer vermiştir. 1908 yılında, Fransa Paris’te, Polonya’lı sanatçı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Annesi ressam, babası sanat tarihçisidir. Henüz daha küçükken anne ve babasının seçkin sanatçı çevresi sayesinde birçok ünlü ile tanışma fırsat bulmuştur. Ancak bir süre sonra anne ve babası ayrılmış ve annesi İsviçre’ye taşınmıştır. Annesi, orada şair Rainer Maria Rilke ile birlikte olmuştur. Rilke, Balthazar’a ‘Balthus’ ismini takmış ve ona resim yapma konusunda motivasyon sağlamıştır. 

Balthus radiofrancefr

1921 yılında annesi ile birlikte Paris’e döndükten sonra hız kesmeden çalışmaya başlamıştır. 1934 yılında Paris’teki ilk sergisinde tüm sanat dünyasını şaşırtır. Yedi tuval, Piero della Francesca, Courbet ve Joseph Reinhardt‘ın çalışmalarından beslenerek hayal gücü, tekniği ve kışkırtan içerikleri ile herkesin dikkatini çekmektedir. Özellikle ”Gitar Dersitablosunun ”sadomazoşist imgeleri” çok güçlü olduğu ve sergiden kaldırılması gerektiği konusunda tartışmalar yaratmıştır.

1937 yılında, çalışmaları için model olan ve uzun yıllardır tanıdığı Antoinette de Watteville ile evlenir ve iki oğlu olur. Çeşitli galerilerde eserlerini sergileyen Balthus, özellikle 1940’lar ve 1950’ler boyunca büyük bir üne kavuşmuştur. 1956’da New York Modern Sanat Müzesi‘nde ilk büyük müze kişisel sergisini açmıştır.

1964 yılında Roma’ya taşınmış ve Villa Medici‘deki Fransız Akademisi‘nin direktörü olarak görev yapmıştır. 1977 yılında ise, tekrar İsviçre’ye taşınmış ve akabinde Japon sanatçı Setsuko Ideta‘dan olan oğlu erken yaşta ölmüştür. Ardından Japon sanatçı ile evlenmiş ve büyük bir skandal yaratmıştır. Çünkü Ideta’nın, Balthus’tan otuz beş küçük olduğu bilinmektedir.

Balthus 1990’larda daha az sayıda eser vermiştir, ancak daha önce yaptığı eserler onun sanat dünyasında uzun süreli bir etki bırakmasına olanak sağlamıştır. Eserleri, o dönemde de büyük bir ilgiyle izlenmiş ve tartışılmaya devam etmiştir. Balthus, dağlarla çevrili doğanın içinde, daha önceki kentli ve kalabalık yaşamından uzak bir hayat sürmeye başlamıştır. 18 Şubat 2001 tarihinde İsviçre‘nin Rossinière kasabasında yaşamını yitirmiştir. Sanatçı, yaşamının son yıllarını, Alplerdeki bu sakin kasabada geçirmiştir.

Balthus ve Tartışmalı Sanatı: Cinsellik, Ahlak ve Özgünlük

Balthus’un çalışmalarını inceleyen bilim insanları, sanatçının sıra dışı yaşamının, eserlerinin özgünlüğünü oluşturduğunu belirtmişlerdir. Sanatının çoğu, erotik ve bazen pornografik olarak algılansa da, Balthus, bu eleştirilere karşı her zaman susmayı tercih etmiştir. Bu sessizlik, izleyicilere resimlerdeki anlamları ve sanatçının niyetlerini kendi bakış açılarıyla keşfetme fırsatı sunmuştur. İzleyiciler, Balthus’un hayatından yola çıkarak gizli mesajları çözmeye çalışırken, eserleriyle kendi arasında bir mesafe bırakmayı tercih etmişlerdir.

Balthus k24kitaporg

1968‘de Londra’daki Tate Galerisi‘nde hazırlık aşamasında bir telgraf gönderilmiştir: ”Biyografik bilgi yok. Bathus hakkında hiçbir şey bilinmeyen bir ressamdır. Şimdi resimlere bakalım. Saygılar. B.” biyografik bilgi olmadan bir retrospektif yapılması her ne kadar alışılmadık bir durum olsa da, Balthus sanat eserlerini kendisinden, yani sanatçı kimliğinden ayırmak istemiştir. Balthus’a göre; eğer eser pornografik görünüyorsa, bu sanatçının sunduğu bir anlam değil, tamamen izleyici tarafından verilen bir anlamdır.

Balthus’un Önemli Eserleri

Sokak (1933)

Balthusun önemli eserleri Sokak Pinterest

Museum of Modern Art, New York’ta bulunan eser 1933 yılında sergilenmiştir. Balthus’un bu tablosu, çıplaklık ve genç kızları resmettiği eserlerinden farklı olarak, büyük bir grup insanı bir arada göstermektedir. Balthus, sürrealizmin etkilerini ve sert figür duruşlarını, klasik bir kompozisyonla birleştirerek sosyal etkileşimi modern bir şekilde tasvir etmektedir. Ayrıca, Rönesans dönemine ait tekniklerle figürleri dikkatlice yerleştirip derinlik yaratıyor.

Kız ve Kedi (1937)

Balthusun önemli eserleri Girl and Cat 1937 by Balthus artchivecom

Balthus’un ilk resimleri genellikle komşusu Therese Blanchard ile olan çalışmalarıdır. 1937 yılına dayanan bu tablo, Dışavurumculuk akımının temsili olması ile büyük bir öneme sahiptir. Genç kızın rahat tasviri, sakin ve sessiz bir tefekkür anını ifade etmektedir. Yanında bulunan kedi, bu düşünceyi destekliyor ve eve huzurlu bir atmosfer katıyor. Aynı zamanda bu eseri Balthus’un tartışmalı eserlerinden biri olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda bazı sanat okurları için ahlaki olarak bir kararsızlık söz konusu olduğu söylenmektedir.

Therese Rüya Görüyor (1938)

Therese Rüya Görüyor Pinterest

Balthus’un bu çalışması, Kız ve Kedi’den bir yıl sonra yaratılmıştır. Therese Rüya Görüyor eseri, sanatçının en bilinen ve tartışmalı eserlerinden biridir. 1938 yılında yapılmış olan bu tablo, Balthus’un sanatındaki erotizm, masumiyet ve psikolojik derinlik temalarını bu eserde bir araya getirdiği düşünülmektedir.

Pierre Matisse (1938)

Balthusun önemli eserleri Pierre Matisse 1938  metmuseumorg

Balthus, 20. yüzyılın kültürel olarak en önemli figürlerinden, New York’ta başarılı bir galeri sahibi olan Pierre Matisse’in portresini de yapmıştır. Pierre Matisse, sanat galerisi açarak çağdaş sanat dünyasına büyük katkılarda bulunmuş ve pek çok önemli sanatçının eserlerini tanıtma fırsatını elde etmiştir. Balthus, sanatsal kariyerinin erken dönemlerinde Pierre Matisse ile tanışmıştır ve bu tanışıklık, Balthus’un Amerika’da daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşmasını sağlamıştır.

Penceredeki Kız (1955)

Penceredeki Kız blogcreativeflairorg

Balthus’un “Penceredeki Kız” adlı tablosu, 1955 yılında yapılmış ve sanatçının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Resimde, Balthus’un yeğeni Frédérique Tison, pencereden dışarıya bakarken tasvir edilmiştir. Bu tablo, masumiyet ve sakinlik duygusunu yansıtırken, aynı zamanda izleyiciye bir düşünceye dalış anı sunar. Pencereden dışarı bakan kız figürü aracılığıyla içimizde, dış dünyaya duyulan özlem duygusu veya içsel bir sorgulama gibi duygusal süreçler uyanır adeta. Kompozisyondaki sakin renkler ve figürün duruşu, Balthus’un melankoli ve yalnızlık gibi duygusal temaları ele alma biçimini ortaya koyar.

Dağ (1936)

Mountain zyzwcom

Balthus’un bu manzara resmi, onun sonraki manzara çalışmalarından oldukça farklı bir şekilde ele alınmıştır. Dağ, Balthus’un yaz mevsimini sembolize etmek amacıyla yaptığı dört tablo serisinin bir parçasıdır. Mavi gökyüzü ve beyaz bulutlar, resmi güzelleştiren bir arka plan sağlasa da, tablo genel olarak donuk ve kayıtsız bir hava taşımaktadır. Bu özel manzara tablosu, 1984 yılında Sotheby’s müzesinde 10 milyon franka satılmıştır.

Elvis (1935)

Elvis zyzwcom

1935 yılında, 27 yaşında olan Balthus, ilk otoportresini yapmış ve bu tabloya “Elvis” adını vermiştir. Eser, o dönemde yaşamış olduğu evin duvarında asılı durmaktadır. Eserde Balthus, özgüvenli bir şekilde ayakta dururken, kedisi de ona yakınlık göstererek ön plana çıkmaktadır. Kediler, Balthus’un sanatında ve yaşamında her zaman önemli bir yer tutmuştur.

Akdeniz’deki Kediler (1950)

Akdenizdeki Kediler zyzwcom

Kedilerin, Balthus’un eserlerinde sembolik bir öğe olarak karşımıza çıktığından ve onun yaşamının bir parçası olduğundan daha önce bahsetmiştik. Balthus’un, bu resmi ise 1950 yılında bir restoran için çizdiği bilinmektedir.

Sonuç olarak, Balthus, sanatının ötesinde, yaşamı ve kişiliği ile de büyük bir etki bırakmıştır. Sanat dünyasında bir devrim yapmamış olsa da, kendi yolunu seçmiş, cesur bir şekilde tartışmalara yol açan bir sanatçı olarak hafızalarda kalmıştır. Çalışmalarında, erotizm, gizem ve masumiyetin kesişim noktalarını işlerken, aynı zamanda klasik kompozisyon tekniklerinden ve gerçekçilikten beslenmiştir. Balthus’un resimleri, izleyiciyi rahatsız edebilecek kadar cesur ve bazen provokatif olsa da, Balthus bu eleştirileri kabul etmemektedir ve bazı kesim tarafından bu eserlerin ardında derin bir psikolojik ve estetik anlam yattığı söylenmektedir.

___________________________________________________________________

KAYNAKÇA

”Balthus: A Biography” WEB

”Biography of Balthus” WEB

”About Girl and Cat” WEB

”Balthus: the last master of classicism” WEB

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.