Melisa Kesmez- Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz | 20 Alıntı

spot_img

 

Melisa Kesmez, “Bazen Bahar” ile 2017 NDS Edebiyat Ödülü’nde Mansiyon alırken 2019’da da “Nohut Oda” ile 65. Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazandı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Sosyoloji okumuş, yaratıcı yazarlık, gazetecilik ve fotoğrafçılık alanında yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli eğitimler almış bir yazar olan Kesmez’in dergi ve gazetelerde sosyal bilim alanlarında söyleşi ve yazıları yayınlanmıştır.

Bu yazımızda “Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz” adlı öykü kitabından 20 alıntı paylaşacağız;

-Babamın bir kahraman değil de sıradan bir adam olduğunu fark ettiğim ilk an, onca hüzünlü hatıramız arasında, sanırım o andan başkası değil. (s.10)

-Bu hayat, bir hayatsa hâlâ, bana göre değil. Aklımı oynatmak üzereyim. (s.13)

-Hayat işte. Evde hayal kuruyor, sonra sokağa çıkıyor ve hepsini tek tek gömüyorsun bir yerlere. Hayatın aklındakiyle alakası yok. Eter koklatılıp bayıltılmış ve hiç bilmediğim bir yere getirilip bırakılmış gibiyim. Eve dönmek istiyorum artık. Kendime dönmek. (s.14)

-Önce bir sigara yaktım. Yasak umurumda değil. Alarm buyursun ötsün. İnsanın nerede sigara içeceğine karar veren bir icada zerre itimadım yok. (s.14)

-Uyandığımda perdenin arasından burnunu uzatan cılız bir gün ışığı duvara boydan boya bir çizgi çizmiş. Sabah olmalı. Ama hangi günün sabahı fark etmiyor. Yetişmem, yakalamam gereken bir şey yok. (s.16)

-Dünyanın sonuna da gitsem, vahşi kapitalizmin girmeyeceği delik olmadığına ikna oldum. Ne kadar kaçarsan kaç, asla kaçamayacağın şeyler vardı. (s.18)

-Bazen öyle bir insanla kesişiyor ki yolun, ömrünün yarısını onsuz geçirdiğin için öfkeleniyorsun kendine. Öyle biriydi. (s.28)

-Bir adım atsam o aramıza incelikle ördüğü duvarına tosluyordum. Cama çarpıp duran bir karasinek gibiydim onun yanında. (s.28)

– “Seni seviyorum” desem şuracıkta, şu eski İstanbul vapurunda, belki tam zamanıydı, illaki bir yere denk gelirdi, illaki döndürürdü içinde bir yerde ne zamandır kıpırdamadığını sandığım minik bir çarkı. (s.29)

-Hayat onca evirdi çevirdi, salladı, büktü, kırdı geçti, biz kopmadık. Her şey değişti, benim ona baktığımda gördüğüm, onun bana baktığında gördüğü yeniyetme aynı kaldı. (s.32)

-Kelime kelime, kadeh kadeh duvarları tırmanıp, birbirimizin bahçesindeki eriklere dalmışız. (s.52)

-Korkarım tozu yere inmeyecek hayatımın. Baksana, habire dörtnala atlar geçip duruyor üstünden. (s.62)

-İçimi yokladım, saadete benzer bir his derinde bir yerde kıpırdadı. Şimdilik erişmesi zor bir yerdeydi ama yine de oradaydı, bit kadar da olsa. (s.62)

-Hayatlarında hep doğru ata oynamış kadınlar için her şey ne kolay. Benim gibi daha ilk yüz metrede kaybedeceği gayet aşikâr, düz yolda yürümesini bile beceremeyen atlara düşkün biri için hayat çok farklı bir yer. (s.71)

-Aklımızın sınırları yoktu birlikteyken. Onunla geçen birkaç yılın en çabuk özeti “biteviye konuşur, yürür ve sevişirdik.” Olurdu herhalde. (s.79)

-Gariptir, hiç kıskanmadım. Hatta gizli gizli sevindim bile sonunda benden gitmiş olmasına. Doğurmuştum onu sanki, uzun sürmüştü sancım, ama en nihayetinde doğurup salmıştım dünyaya. (s.80)

-Dünya yıkılsa o yine saçlarını düzelterek, çiçekli elbisesinin üzerindeki tozları silkeleyerek çıkardı enkazın altından. Hayatla öylesine dolu bir kadındı annem. (s.84)

-Galiba bazı insanlar yolda olmak için geliyorlardı hayata. Dikiş tutturamayan, bir yerde uzun süre kalamayan, doğuştan huzursuz insanlardık biz. (s.102)

-Hani koltuğun ucuna oturursun her an kalkacak gibi, arkana yaslanıp rahat ettirmezsin ya kendini. Aynen öyle, her seferinde yeni bir hayatın ucuna oturdum ben de. Her an çekip gidecek gibi. (s.102)

-Avucumun içinde yavru bir kuş gibisin. Kıpır kıpır bir hal var üzerinde. Kalacak gibi de gelsen bazen, o kadar belli ki, gideceksin. (s.102)

 

spot_img
Sevgi Aydın
Sevgi Aydın
Ben kapının önünde kapı açılsın diye beklemiyorum ki. Yalnızca bekliyorum.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.