Nobel Edebiyat Ödülü Alan Yazarlar

Editör:
Gaye Nur Karabay
spot_img

Edebiyat Dünyasının en saygın ödüllerinden biri olan Nobel Edebiyat Ödülü, ilk olarak 1901 yılında İsveç Kraliyet Akademisi tarafından verildi. O yıldan günümüze kadar ve neredeyse her yıl edebiyat yazarlarına ödül verilmeye devam etmektedir. Nobel Edebiyat Ödülü sadece yazarın bir kitabına bağlı olarak değil, yazarın kitaplarıyla o zamana kadar elde ettiği tüm başarılarının bir sonucu olarak verilmektedir.

Akademi genellikle ödülün hangi yazara gittiğini açıklarken, ya o yazarın ödülü neden hak ettiğinden bahseden kısa bir yazıyı ya da yazarın eserinden bir alıntıyı kullanır. Nobel Edebiyat Ödülü sadece yazarın kitaplarına bağlı değildir; yazarın döneminin çağdaşları arasında yer alması, farklı düşüncelere sahip olması veya sistem eleştirisinde bulunması da değerlendirme kriterleri arasındadır.

Bu yazımızda edebiyat dünyasının Nobel Ödüllü yazarlarını ve meşhur kitaplarını birlikte inceleyeceğiz.

Elias Canetti (1981)

“Geniş bir bakış açısı, fikir zenginliği ve sanatsal güç ile işaretlenmiş yazıları için”
– 1981 Nobel Edebiyat Ödülü

Elias Canetti Yahudi bir ailenin çocuğu olarak 25 Temmuz 1095’te Rusçuk’ta doğmuştur.  Canetti modernist, oyun yazarı, deneme ve roman yazarı olarak eserlerini Almanca yazmıştır. Körleşme (Die Blendung) yazarın tek romanıdır. Kitap, yazarın yaşadığı dönemin izlerini taşır. Kitap, I.Dünya Savaşı ile II. Dünya Savaşı arasındaki dönemde yenilginin psikolojisini apaçık bir şekilde ortaya koymaktadır. Kitabın anti-kahramanı Kien kitaplara ve bilime olan tutkusu ile bilinmektedir. Kendini dış dünyadan soyutlar ve diğer herkese cahil gözüyle bakmaktadır. Canetti’nin okuyucuya heyecanla sayfaları çevirttiği bu romanı üç bölümden oluşmaktadır; Dünyasız Bir Kafa, Kafasız Bir Dünya ve Kafadaki Dünya.

Gabriel Garcia Marquez (1982)

“Fantastik ve gerçekçi yazarın bir arada bulunduğu hayal gücünün zengin dünyasından oluşmuş, bir kıtanın hayatı ve ihtilaflarını yansıtan, romanları ve kısa öyküleri için”
– Nobel Edebiyat Ödülü 1982

20. yüzyılın en önemli yazarlarından birisi olarak anılan, hikâye ve oyun yazarı Marquez 1982 yılında Nobel Edebiyat ödülü almıştır. Tüm Latin Amerika’da Gabo lakabıyla tanınmaktadır. Çağdaş edebiyatın yazarlarından olan Marquez eserlerinde Büyülü Gerçekçilik akımını geliştirmiş ve en önemli temsilcilerinden olmuştur. Yazar Yüzyıllık Yalnızlık (Cienaños de soledad) romanını 1967 yılında yayınlamış; kitapta Buendia ailesinin 100 yıllık lanetini anlatmıştır. Yazar bu kitabında hayal gücü ve dil yeteneği ile sınırları zorlamıştır.

Yazara daha yakından bakmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz!

Necip Mahfuz (1988)

“Tüm insanlık için geçerli bir Arap anlatı sanatı oluşturduğu, nüanstan zengin – işte akılcı bir gerçekçilik, işte belirsizliği andıran – eserleri için”
– Nobel Edebiyat Ödülü 1988

1911 doğumlu Mısır’lı Necip Mahfuz Arap dünyasının en tanınmış ve sevilen yazarıdır.  70 yıllık kariyeri boyunca 34 roman yayımlamıştır. Romanlarında realist yaklaşımlar görülmektedir. Mısır‘ın modernleşme sürecini ve Kahire‘nin toplumsal sorunlarını eserlerinde karakterleri üzerinden yansıtmaktadır. Cebelavi Sokağı’nın Çocukları kitabında peygamberleri, efsaneleri, savaşları ve iktidar hırslarını başarılı bir dille anlatmaktadır. Kitap konusu itibariyle Arap Dünyasının dikkatini çekmiş ve Mısır’da yıllarca yasaklanmıştır. Yazar Nobel Ödülü aldıktan sonra üzerindeki yasaklar kalkmıştır. Yazarın en önemli kitaplarından bir diğeri ise Mısır toplumunun 1952 sonrası değişimini anlatan Kahire Üçlemesi (Saray Gezisi, Şevk Sarayı ve Şeker Sokağı) dir.

Yazara daha yakından bakmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Octavio Paz (1990)

“Duyusal anlayışı ve insancıl yönü ile karakterize, geniş ufuklu tutkulu yazıları için”
– Nobel Edebiyat Ödülünü 1990

Meksikalı yazar, şair ve diplomat Octavio Paz, 1990 yılında Nobel Edebiyat Ödülü almıştır. Octavia Paz Meksika Halk Edebiyatı ve gerçeküstücülüğü birleştiren birçok eseri vardır. Şiirleri, tiyatro oyunları ve romanlarıyla folklor öğeleri sık görülmektedir. Yazarın Çifte Alev kitabı; aşk, cinsellik ve erotizmin farklı bakış açılarını ele alarak okuyucuları düşündürmeye teşvik etmektedir.

Jose Saramago (1998)

“Bizim, aldatıcı gerçekliği sürekli olarak bir kez daha kavrayabilmemizi sağlayan; hayal gücü, merhamet ve ironi ile oluşturduğu kıssaları (parable) için”
-Nobel Edebiyat Ödülü 1998

Portekiz edebiyatının en seçkin yazarlarından birisi Jose Saramago hem başarılı bir yazar hem de gazetecidir. Yazar romanlarında gerçekle gerçeküstünün arasında bir köprü kurmaktadır. Yazarın anlatım dili muzip ve akıcıdır. Usta yazarın en etkileyici eserlerinden olan Körlük 1995 yılında yayınlanmış distopik bir kurguya sahip kitabıdır. Bu kitabın en dikkat çekici özelliği yazar tüm eser boyunca noktalama işaretleri içinden sadece nokta ve virgül kullanmıştır. Kitap hayatta kalma mücadelesi içinde acımasızlık, karanlık ve umut arasındaki ilişkiyi sade bir dille yansıtmaktadır. Körlük insanların birbirlerini eşit görmediğini ve yönlendirmeye ihtiyaç duyan aciz varlıklar olduğu vurgulanmaktadır.

Orhan Pamuk (2006)

“Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken, kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulduğu için”
– Nobel Edebiyat Ödülü 2006

1952 İstanbul doğumlu Türk Yazar Pamuk’un birçok romanı bulunmaktadır.  Romanlarında genellikle İstanbul’u sosyolojik açıdan incelemektedir. Kalemi kuvvetli olan yazarın sadece bir romanı değil birçok romanı övgüye layıktır. Pamuk’un modern ve post modern tarzını edebiyatına yansıtış biçimi akademi tarafından takdir edilmiştir.  Romanlarında merak unsurunu her daim yüksek tutan Pamuk; Kırmızı Saçlı Kadın, Sessiz Ev, Beyaz Kale, Masumiyet Müzesi ve Kafamda Bir Tuhaflık gibi kitapları ile de Doğu ve Batı kültürünü bir arada sunmaktadır.

Doris Lessing (2007)

“Parçalanmış bir uygarlığı şüphecilik, tutku ve hayal gücüyle ele alan kadın hareketini destansı bir dille anlattığı için”
-Nobel Edebiyat Ödülü 2007

1919 İran doğumlu bir kadın yazardır. Yazar hayatı boyunca ırkçılık karşıtı çalışmalarda bulunmuş ve siyasi olarak rol almıştır. Lessing‘ın çok sayıda kısa hikâyesi ve romanı bulunmaktadır. Yazar eserlerinde 20.yüzyılın toplumsal ve siyasi karmaşası içindeki bireyleri konu etmektedir. Eserlerinde cinsiyetler arası çatışma, feminizm ve özgürlük peşindeki insanların çabaları gibi çarpıcı konular işlenmektedir. Bağımsızlığı için çabalayan feminist kadın kahramanlar, kitaplarında sıkça görülmektedir. Romanlarında toplumsal ve kültürel kuralların etkisinden sıyrılmış özgürlükçü bireyler yer almaktadır.  Büyükanneler (The Grandmothers) kitabı, çoğu okunacaklar listesinde yer almaktadır. Bu kitabıyla kadın olmanın, insanların kadınlardan beklentilerinin ve toplumsal kuralların şekillendirdiği çerçevede duygularını yaşayabilmenin zorluklarına ve çelişkilerine değinmektedir. Toplumsal konulara hiç acımadan sert bir dille eleştirmesi ve gerçekliği yansıtış biçimi ile Lessing, okunması gereken yazarlar arasındadır.

Kazuo Ishiguro  (2017)

“büyük duygusal güce sahip romanlarında dünya ile hayali algı arasındaki uçurumu ortaya çıkardığı için”
-Nobel Edebiyat Ödülü 2017

8 Kasım 1954’te Japonya‘da dünyaya gelen Kazuo Ishiguro, ailesi o küçükken İngiltere’ye göç etmiştir. Kendisi yazar ve senaristtir. Yazarın 8 kitabı 40 ayrı dile çevrilmiş ve milyonlarca okur-sever tarafından beğeniyle takip edilmiştir. Yazar romanlarında sade, sıcak ve akıcı bir hikâye anlatıcılığa sahiptir. Yazarın kitaplarında en dikkat çeken ayrıntı ise karakterlerini tam anlamıyla çözümlemeden bitirmesidir. Karakterlerin yüzleştiği meseleler geçmişe gömülü kalmaktadır. Ancak bu, okuru sıkmak yerine karakter üzerine derin düşünmeye teşvik etmektedir. 1982 yılında ilk romanı Uzak Tepeleri (A Pale View of Hills) yayımlayarak edebiyat dünyasına giriş yapmıştır.  Ayrıca yazarın diğer dikkat çeken kitapları ise; Günden Kalanlar (The Remains of the Day), Avunamayanlar (The Unconsoled) ve Beni Asla Bırakma (Never Let Me Go) dır.

Abdulrazak Gurnah (2021)

“Kültürler ve kıtalar arasındaki uçurumda sömürgeciliğin etkilerine ve mültecinin kaderine uzlaşmaz ve merhametli bir şekilde nüfuz etmesi nedeniyle”
-Nobel Edebiyat Ödülü 2021

72 yaşında Nobel Edebiyat ödülünü alan Zanzibar‘lı yazar ve şair kendi ülkesi Tanzaya‘da çok az tanınmaktadır. Doğu Afrika üzerinden sömürgeciliğin etkisini ve mültecileri anlattığı eserleri bulunan Gurnah, post kolonyal edebiyat alanında bir uzmandır. Yazarın İngiltere’de yaşamakta ancak, doğduğu toprakları ve toplumsal sorunlarını kitaplarında bahsetmekten vazgeçmemektedir. Yazarın Türkçeye çevrilmiş eserleri arasında Kumdan Yürek, Deniz Kenarında ve Sessizliğe Hayranlık bulunmaktadır.  Her üç romanında da sınıf, ırk, göç ve kimlik meselesini hüzünlü bir dille anlatmaktadır.

Annie Ernaux (2022)

“Kişisel hafızanın köklerini, yabancılaşmalarını ve kolektif kısıtlamalarını ortaya çıkarmaktaki cesareti ve klinik keskinliği için”
-Nobel Edebiyat Ödülü 2022

Fransız Annie Ernaux bu yılın Nobel Edebiyat ödülünü kazanan kadın yazarı oldu. Çoğunlukla otobiyografik eserlere hayat veren Ernaux eserlerinde; sınıf çatışması, evlilik, kadın özgürlüğü, cinsellik, ölüm, kürtaj ve yaşlılık gibi sarsıcı konuları kendi deneyimleriyle birleştirerek anlatmaktadır. Ernaux’un en çok bilinen kitabı Seneler (Les Annees)’dir. Bu kitabı da diğer kitapları gibi bir yaşam öyküsünü anlatsa da, öykü toplumsal bir değer taşımaktadır. Kitap, bir kadının küçük bir kızken yaşadıklarından yetişkin bir kadın olmasına kadar ilerleyen kimlik değişimini, savaş, aile ve devrim gibi küresel değişimlerden bahsederek ilerlemektedir. Bu anlatım şekli ile kendisinden Tür Bükücü” (Genre- bending) olarak bahsedilmektedir.

Ekstra: Bob Dylan (2016)

“Amerikan müzik geleneğinde yeni bir şiirsel ifade yarattığı için”
-Nobel Edebiyat Ödülü 2016

Bob Dylan Time Out of Mind” albümünün sözleri ile Nobel Edebiyat Ödülü alan tek müzisyen olarak tarihe geçmiştir.

Peki bu yazarlar listesi içinden sizin tanıdıklarınız ve daha önce kitaplarını okuduklarınız var mı? Hangisini severek okudunuz? Yorumlarda buluşalım! 

Kaynakça:

  • The Nobel Prize, 14.12.2022, Web
  • Wikipedia, List of Nobel laureates in Literature, 14.12.2022, Web
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.