Oğuz Atay Okumayı Sevdiyseniz Okumanız Gereken Yazarlar

Editör:
Rabia Yeşil
spot_img

“Kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum.” – Tehlikeli Oyunlar

Postmodernizmin edebiyatımızdaki en önemli öncüsüdür Oğuz Atay. Alaycı tavrıyla ve Türkçeyi farklı şekillerde kullanmasıyla okurları için ayrı bir yerdedir. Yazarlığı için “Mutfaktan geçmeden salona girdim.” diyerek kendini edebiyatın aykırı yazarı olarak ifade etmiştir. Sayfalarca noktalama işareti kullanmadığı Tutunamayanlar romanıyla edebiyatımızı çeşitlendirmiştir. Oğuz Atay, gerçeklik ve düşsellik arasında sağlam bir köprü kurarak hepimizi o köprünün yolcusu haline getirmiştir.

Aykırı yazarımız Oğuz Atay’ın kitaplarını sevdiyseniz okumanız gereken benzer yazarları sizin için bir araya getirdik.

1. Murat Gülsoy

“Çünkü yalnızlık insanın çevresiyle ilgili bir şey değildi. Yalnızlık insanın içindeki boşluğun büyüyüp onu yutmasıydı.” – Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet

Derin ve etkili bir kaleme sahip olan Murat Gülsoy, edebiyatımızın güncel yazarlarındandır. Yazmaya olan ilgisi çocukluk yıllarına dayansa da gerçek anlamda yazmaya üniversite yıllarında, Oğuz Atay sayesinde başlar. Oğuz Atay’ın kendisi için bir dönüm noktası olduğunu söyler Gülsoy. Onun edebiyatının kendisini çok heyecanlandırdığını, Oğuz Atay’ın daha önce okuduğu hiçbir yazara benzemediğini söyler. Bu yüzdendir ki Murat Gülsoy’un bütün eserlerinde Oğuz Atay esintileri görürüz.

Baba, Oğul ve Kutsal Roman, Öyle Güzel Bir Yer Ki ve Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet kitaplarında İstanbul’un sahillerinde gezer, meyhanelerinde yemek yer, sokaklarında sabahlarız. Bazı eserlerinde düşsellik ve gerçeklik arasında gidip geliriz. Kahramanlarını o kadar derin bir şekilde anlatır ki kendimizi o kahramanlar gibi hissederiz. Yabancılaşma, dünyayı sorgulama, içsel bunalımlar Gülsoy’un en çok işlediği konulardandır.

Kendisini hâlâ bir yazar olarak tanımlamayan Murat Gülsoy, edebiyatımızı zenginleştirmeye devam etmektedir ve her yeni romanında bizleri etkisi altına almaktadır.

2. Albert Camus

“İnsanların her gün yaptığı en iyi şey, intihar etmemeye karar vermektir.” – Yabancı

Fransız edebiyatının önemli yazarı, insanlığın değerli filozofu ve varoluşçuluk akımının öncülerindendir Albert Camus. Cezayir’de doğan Camus, Fransız sömürgesinin ve Birinci Dünya Savaşı’nın etkilerini yoğun bir şekilde yaşar ve üniversiteye başladığı sene vereme yakalanır. Bu yaşadıkları onu absürdizm akımına, ölüm kavramına ve kötümser bir yaklaşıma iter.

Sürekli hayatın anlamını arayan ama bu arayışı da anlamsız bulan Albert Camus intihar üzerine de çokça düşünmeye başlar. Bütün bu kavramları Yabancı, Mutlu Ölüm, Veba, Düşüş gibi eserlerinde en iyi şekilde işler ve edebiyatında aykırılıklara ve alaylara başvurur. Aynı kavramlara Oğuz Atay’da da sıklıkla rastlarız. Özellikle Yabancı’nın Meursault’su ve Tutunamayanlar’ın Selim Işık’ı benzer sorgulamalarla soyutlaşmışlardır dış dünyadan.

Bireyselliği ve uyumsuzluğu bütün eserlerinde anlatarak bizleri büyüleyen Camus, Nobel Ödül Töreni’ndeki konuşmasında “Aslında sanat toplumdan ayrılamaz, onlar bir bütündür.” diyerek bizleri hem şaşırtır hem de eserlerine karşı cezbeder.

3. Peyami Safa

“İnsanların içinde ne kadar başka başka insanlar var. Ne çabuk değişiyor insan.” -Yalnızız

Peyami Safa, Türk edebiyatının değerli yazarlarındandır. Çocukluk yaşlarında geçirdiği hastalıktan ve geçim sıkıntısından dolayı okul eğitimini yarıda bırakması ve erken yaşta babasını kaybetmesi Safa’nın edebi kişiliğini büyük ölçüde etkiler. Abisiyle çıkardığı Yirminci Asır gazetesinde çeşitli yazılar yayımlayarak Server Bedi takma adıyla yazar ve gazeteci kimliğine başlar.

Eserlerinde dönemin doğu-batı çatışmasını en kapsamlı şekilde işler. Yalnızız, Mahşer ve Biz İnsanlar eserlerinde kahramanların içsel çatışmalarını, çevreyi sorgulamalarını ve yabancılaşmayı iyi bir şekilde yansıtır. Matmazel Noraliya’nın Koltuğu kitabında mistik öğelere yer verir ve ruhani ortamı etkileyici bir şekilde işler. Peyami Safa’nın birçok kahramanı kendileriyle o kadar ciddi bir tartışma içerisine girerler ki bazen sayfalarca bu tartışmaları okuruz. Hatta tekrar tekrar okuma gereği uyandırır üzerimizde. Bunu Oğuz Atay’ın eserlerinde de sıklıkla hissederiz. Kahramanları düşüncelerinin arasında boğulurken bizler anlamaya çalışırız.

Peyami Safa’nın eserlerinin sonları hep etkileyici bir şekilde biter. Sayfalarca okuduğumuz olaylar ve nefesimizi tutmamıza sebep olan detaylar, kitabın sonunda bazen coşkulu bir şekilde bazense en sessiz halleriyle sonlanır. Özellikle ana karakterleri kitabın sonunda her şeyden arınmış bir şekilde, yeni doğmuş bir bebek ya da günahlarından arınmış kişiler gibi olur. Yazarımız bunu o kadar güzel işler ki, bütün kitapları aklımızda yer etmeyi başarır.

4. Osamu Dazai

“Yaşamayı mı yoksa ölmeyi mi seçtiğimi umursamıyorlar, toplum bu işte.” – İnsanlığımı Yitirirken

Osamu Dazai için edebiyat dünyasının en çok ölümle burun buruna gelen yazarıdır diyebiliriz. Edebi kişiliği, çocukluğunda herkesten farklı oluşuyla başlamıştır. Kalabalık bir ailede büyüyen yazar, otobiyografik nitelikte olan İnsanlığımı Yitirirken kitabında çocukken herkesi eğlendirmek için şaklabanlıklar yaptığına ve asla kendisi gibi olamadığına değinmiştir. Kendisini her zaman farklı görmüş ve topluma karışamadığını hissetmiştir. İlk defa 19 yaşındayken intihar girişimde bulunan Dazai, ailesi tarafından reddedilmiştir. Hayatının geri kalanını çeşitli intihar girişimlerinde bulunarak devam ettirmiş ve bu süreci birbirinden değerli kitaplar yazarak geçirmiştir.

Yazarın eserlerinde en sık gördüğümüz temalar yabancılaşma, ölüm, dünyayı ve toplumu sorgulamadır. Özellikle toplumu sorgulama halini bütün kitaplarında görürüz. En etkileyicisi ise Dazai, bütün kahramanlarının toplumu sorgulamasını farklı açılardan yazmıştır. Oğuz Atay’ın kahramanlarında da bu sorgulamayı çok yoğun bir şekilde hissederiz. Ayrıca Osamu Dazai’nin Batan Güneş, Koş Melos!, Pandora’nın Kutusu gibi eserlerinden Oğuz Atay’ınkilerde de olduğu gibi Dostoyevski etkilerini görürüz. Bir genç kızın ağzından yazdığı Öğrenci Kız kitabındaysa bu kızın bir gününü anlatarak okuyucularına benzersiz bir deneyim sunmuştur.

Her kitabında ruhsal derinliğini en iyi şekilde hissettirmiştir Dazai. Bu yüzden Osamu Dazai’nin her kitabından sonra bir soluklanma ihtiyacı duyarız. Yavaş bir şekilde özümseyerek okumamız gerekir bu değerli yazarı.

5. Yusuf Atılgan

“Bütün dünya bana bir yaşama borçlu.” – Yaşanmaz 

Yusuf Atılgan edebiyatımızda modernizmin gelişmesini sağlayan önemli bir yazarımızdır. Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu olmasının yazarlığına büyük bir katkısı vardır. Kelime oyunlarına girmeden eserlerini sadelikle yazmıştır Atılgan. Eserlerinde modernizmin tekniklerinden iç monolog, bilinç akışı, zaman ve mekân tasvirleri görürüz.

Kendisi Oğuz Atay için de çok değerli bir yazardır. Tutunamayanlar romanı Atılgan’ın Aylak Adam’ından çok etkilenmiştir. Atay romanını bitirdiğinde kitabını ilk olarak Yusuf Atılgan’a gönderir fakat karşılığında hiçbir cevap alamaz. Oğuz Atay fikirlerini önemsediği bu  yazarımızdan cevap alamayınca çok üzülür. Bizler ancak Atay’ın ölümünden sonra Yusuf Atılgan’ın düşüncelerini öğreniriz. Kendisi kitabı çok beğendiğini ancak böyle iyi bir yazarın kendisinin fikrine ihtiyaç duyacağını düşünmediği için bir cevap vermediğini söyler ve Oğuz Atay’ın kırgınlığını telafi edemeyecek olmasına çok üzülür.

Aylak Adam ve Anayurt Oteli kitaplarında İstanbul’da kaybolan kahramanlarının yabancılaşmalarını ve çevreyi sorgulamalarını samimi bir dille yazmıştır. Bu kitaplarında şehir hayatını gözlemlerken Atılgan’ın diğer eserlerinde köy hayatını okuruz. Babasının ölümünden sonra çiftçilik yapan yazarımız köy hayatını da öykülerinde işlemiştir. Bunlar Bütün Öyküleri kitabında birleştirilmiştir.

Evdeki öyküsüyle toplumsal cinsiyeti değerlendiren Atılgan, kadınlar üzerindeki baskıyı ve onlara bindirilmiş olan yükleri anlatır. Bu açıdan da değerli ve okunması gereken bir yazarımızdır Yusuf Atılgan.


Kaynakça

Durdu Muhammet Taha. “Osamu Dazai Üzerine”. Metruk. Web. 12.06.2022

“Osamu Dazai: Ölümle Burun Buruna”. TheMagger. Web. 04.05.2024

Gülsoy Murat. “Birbirinden Farklı Kırk Tane Bahar Temalı Yazı”. WordPress. Web. 04.06.2016

“Oğuz Atay – Kendi Sesinden Röportajı”. Youtube. Web. 24.04.2024

“Albert Camus: Nobel Konuşması (1957)”. Youtube. Web. 24.04.2024

 

spot_img
Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.

Kayıp Seslerden Yazının Öznelerine: Virginia Woolf’un Eserlerinde “Kadın” Teması

Woolf’un dilinde "kadın", tarihin dışına itilmiş bir sesin geri çağrılması, unutulmuş bir hakikatin dile gelmesidir.