Ölü Ozanlar Derneği Filminde Geçen Şiirler

Editör:
Guşef Alhas, Eyüp Can Gürer
spot_img

Ölü Ozanlar Derneği, 1990 yılında vizyona girerek hem sinema tarihinde hem de kalplerde unutulmaz bir yer edindi. Peter Weir‘in yönetmenliğini, Tom Schulman‘ın ise senaristliğini yaptığı filmde Robin Williams, Ethan Hawke, Robert Sean Leoanard başrolleri paylaştı.

1950’li yıllarda Welton Akademisi‘ne edebiyat öğretmeni olarak gelen John Keating (Robin Williams) okulun, “gelenek, onur, disiplin, mükemmellik” etrafında dönen sıkı ve muhafazakâr düzeninde kaybolan öğrencileriyle şiirler aracılığıyla bir bağ kurdu. Onları “an“larla, yaşam ve edebiyat arasındaki çözülemez düğümle, bir ömrün gerçekten nasıl yaşanılması gerektiğiyle tanıştırdı. Bu sebeple de en çok, “Biz hoş olduğu için şiir okuyup yazmıyoruz. İnsan ırkının birer ferdi olduğumuz için şiir okuyup yazıyoruz. Çünkü insan ırkının içinde coşku vardır.” repliğiyle akıllara kazındı.

pinterest.com

İzleyicisini ağlatmadan bırakmayan Ölü Ozanlar Derneği konusu, karakterleri, mekânı ve işleyişinin bir getirisi olarak içerisinde barındırdığı şiirleriyle de meşhurdur. Her biri filmi niteleyen özellikler taşıyarak adeta taşı gediğine koyar, izleyicinin ilgisini cezbeder ve dizelerin devamını merak ettirir.

Robert Herrick – Bakirelere, Zamanı İyi Değerlendirsinler Diye

indyturk.com

“Topla gül goncalarını toplayabiliyorken,
Zaman akıp gidiyor:
Aynı çiçek sana bugün gülümserken,
Yarın solup gidiyor.”

John Keating, Oh Captian, My Captian! şiirine yaptığı atıfla ilk dersine etkileyici bir giriş yapmasının ardından, öğrencisi Pitts‘e şiiri okutur. Filmin temelini oluşturan Carpe Diem fikri, bu noktadan itibaren işlenmeye ve Welton Akademisi’ndeki genç zihinlere yayılmaya başlar.

Günümüzde zaman kavramı anlaşılırlığını gitgide kaybediyor ve özellikle sosyal medyanın etkisiyle her şeyi saniyeler içinde tüketmeye meyilli hâle geliyoruz. Hayat telaşının ortasında bunu o kadar hızlı ve farkında olmadan yapıyoruz ki, çoğu zaman ne yaşadığımızın bilincinde dahi olmuyoruz. Bir akıntının içinde bir dünya insanla birlikte geçip gidiyoruz.

Bu şiir bana, hem yaşadığım şu anda ne yapmak istiyorsam yapmam gerektiğini hem de bunu yaparken o “an”da yaşamam gerektiğini fark ettirdi. İsteğim “gül goncalarını toplamak” bile olsa, bunu hemen yapmak istiyorum.

Walt Whitman – Ah Ben! Ah Hayat!

dead poets society
pinterestcom

“Ah ben! Ah hayat! Yinelenip duran soruların,
Uçsuz bucaksız vefasızlar silsilesinin,
Aptallarla dolu şehirlerin…
Ortasında ne faydası var, ah ben, ah hayat?
Cevap
Yaşıyorsun işte- Hayat var, hüviyet de öyle,
Zorlu oyun devam ediyor, belki sen de katılırsın bir dizeyle.”

Dr. J. Evan Pritchard‘ın Şiiri Anlamak başlıklı ön sözü parçalandıktan sonra John Keating’in okuduğu şiir, dizelerin formüllerde, kâğıt üstünde sıkışıp kalmayacak kadar uçsuz bucaksız olduğunun ifadesini pekiştirir. Edebiyatın hayatla bağı, istisnasız her köşeden, nefesten, kapı aralığından, histen içeri girer ve çözülemez bir düğüm oluşturur. Bence hayatı anlamlandırmak için -şayet illaki bir anlam gerekliyse- şiirlere bakılması gerekir.

Ayrıca şiiri formüllendirmek üzerinden verilen bu anlam arayışı konusu, carpe diem fikriyle çakışan bir yöne de sahip. Anın içinde kendimize bir yer edinebilmek için düşünceleri durdurmak, zihnin içindeki o dibi görünmeyen fikir kuyusundan kafamızı kaldırmak gerekiyor. Şairin de dediği gibi yaşıyoruz işte. Durmadan etrafımızı kuşatan soruları elimizle azıcık öteye itelesek ne kaybederiz ki.

Abraham Cowley – Bana Aşkı mı Öğreteceksin?

dusunbil.com

“Bana aşkı mı öğreteceksin? Sen önce kendin öğren:
Bu işin profesörüyüm ben.
Aşk tanrısı diye bir şey varsa harbiden.
Oda aşkı öğrenebilir benden.”

Eski mağarada gerçekleşen Ölü Ozanlar Derneği‘nin ilk toplantısında okunan ilk şiir olmasıyla öne çıkar. Şiirin temasıyla, sesinde hayat bulduğu, grubun en uçarı kişisi olan Charlie Dalton‘un oluşturduğu tezat tatlı bir tebessüm oluşturmuyor değil.

Buna rağmen, aşk adam ve kadınların bu şiirde kendini bulacağı ve iyi hissedeceği kanaatindeyim. Aşka ve aşık olmaya dair bu kadar kesin, net, özgüvenli kelamlar etmek her babayiğidin harcı değil. Büyük bir kalp kırıklığının ardından bir anlık öfkeyle kaleme dökülmüş olduğunun hayalini kuruyorum.

Alfred Lord Tennyson – Gelin, Benim Dostlarım

общество мертвых поэтов фильм 1989 актёры: Yandex Görsel'de 884 görsel bulundu
yandex.com

“Gelin, benim dostlarım.
Çok geç değildir henüz yeni bir dünya aramak için…
çünkü benim amacım
Ölünceye kadar yelken açmaktır ötesine gün batımının… ve
Eski günlerdeki gücümüz olmasa da artık
O yeri göğü titreten biz, yine de biziz;
Hâlâ mangal gibi yüreğimiz var,
Zaman ve kader yıpratsa da bizi, irademiz kuvvetli
Çabalamak, araştırmak, bulmak ve pes etmemek için.”

Neil Perry‘nin okuduğu şiir, filmin ilerleyen dakikalarında müthiş bir anlam kazanır. Bir hayat mottosu olarak akılda yer edinebilecek bir ahenge ve farkındalığa sahip olduğu düşüncesindeyim. Şiirin Neil ile bağlantısını kavrayabildiğiniz zaman gözyaşlarınıza engel olamayacaksınız.

Kendinizi usanmış, boğulmuş ve umutsuz hissettiğinizde bu şiiri okursanız, sanki bir yaz esintisi saçlarınızı dalgalandıracak, burnunuza bir anda yağmurdan sonraki o toprak kokusu dolacak, baharlı günlerindeki güneşin sıcaklığının aynısı içinizi ısıtacakmış gibi.

Hayat, siz dursanız bile devam eder. Buna engel olamazsınız. O zaman neden bu, harekete geçmek için doğru ânı bekleme ısrarı. Neden her şeyin anını kolladığı fikrine sıkı sıkıya bağlılık. Ya o an, bu ansa? Yelkeni hiç açmadan gün batımını bile göremeyiz.

Knox Overstreet – Chris’e

Görüntü kaynağı: knox chris from dead poet society
pinterest.com

“Tebessümündeki tatlılık ve gözlerindeki ışıltı…
Ama hayat bir bütündür.
Benim tek tatminim,
Senin hayatta olduğunu bilmektir.”

Knox Overstreet, platonik aşık olduğu Chris için yazdığı bu şiiri edebiyat dersinde okur ve Mr. Keating tarafından takdirle karşılanır. İzleyicinin de içini ısıtır. Ayrıca filmde bir Ölü Ozanlar Derneği üyesinin kaleminden çıkan bir şiiri de görmüş oluruz.

Evet çok kısa, kelimelere tek tek bakıldığı zaman anlamsız, acemi işi ama içinde aşkı barındırdığından olsa gerek bir bütün olarak sonsuz anlamlar kazanıyor bu şiir. Platonik aşka dair en acı kabulleniş ve temenni olan bensiz ol ama yeter ki mutlu ol isteği ve o durdurulamayan gözetme hissi tek bir dizede hissettiriliyor. Acı ama gerçek.

Şiir yazmak için büyük kelime oyunları, yapboz parçası gibi birbirine uyum sağlayan kafiyeler, melankolik meseleler ve mükemmel dizeler bütünü oluşturmak gerekmez. Her zihin düşündüğü sürece bir şiirin ev sahibidir zaten. Umarım yazıya dökerek bunu bizlerle de buluşturur.


Kaynakça

Kleinbaum, Nancy H. Ölü Ozanlar Derneği. Ankara: Bilgi Kültür Sanat Yayınları, 2022.

Weir, Peter. “Ölü Ozanlar Derneği”. 1990.  web .

spot_img
Gül Sena Aslantürk
Gül Sena Aslantürk
i was supposed to be sent away but they forgot to come and get me

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.