Herkesin stresle başa çıkma yöntemi çok farklıdır. Kimisi durmadan sigara içerken kimisi de uzun bir yürüyüş yaparak rahatlar. Birçok kişi ise sürekli bir şeyler yiyip içerek, sakız çiğneyerek, tırnaklarını yiyerek veya sigara içerek rahatlar. Ben de çocukluğu boyunca tırnaklarını kemirmiş biri olarak bunun nedenini araştırdığımda Freud’un Psikoseksüel Gelişim Teorisi’yle karşılaştım.
Psikanalizin kilit isimlerinden Sigmund Freud, yaklaşık yüz yıl önce insanların stresle başa çıkma yöntemlerini biyolojik nedenlerle ilişkilendirdi. Freud, bebeklikten ergenlik dönemine yaşanan yılları beş aşamaya ayırarak temellendirdi. Bu teoride her aşama kişinin libidosunu ve olaylara verdiği tepkileri de belirler. Bu aşamaların çocukluk dönemindeki eksikliği fiksasyonlara yol açar. Bu fiksasyonlar başta anksiyeteye sonra da bir yetişkin olmanın gerektirdiği olgunluk seviyesine ulaşamamaya yol açar. Ben de bu yazıda, ilk aşama olan oral dönemden ve bu aşamada yaşanan sorunlar nedeniyle stresle başa çıkmak için ortaya çıkan zararlı yöntemlerinden bahsedeceğim.
Freud’un Psikoseksüel Gelişim Teorisi

Freud, yetişkinlerin yaşadıkları psikolojik bozuklukların birçoğunu çocukluk hatta bebeklik dönemine bağlar. Elektra kompleksi ve Oidipus kompleksi bunların en bilinenleridir. Ancak Freud’un Psikoseksüel Gelişim Teorisi de temeli en sağlam teorilerinden biridir. Bu arada, teorinin adındaki seksüel kelimesi Freud’un sadece cinsellik için değil; insanın peşinde koştuğu tüm hazlar, enerji arayışı, istekleri ve hatta düşünceleri için de geçerlidir.
Psikoseksüel Gelişim Teorisi’ne göre insanın sosyal hayatını yaşayış tarzından stres verici durumlara karşı verdiği tepkilere kadar birçok karakteristik özellik bir bebeğin doğumundan başlayarak belirlenir. Hatta kişinin libidosunun temeli bile bu dönemde atılır. Freud’un teorisi, altı yaşa kadar üçer yıllık dönemlere ayrılmış aşamalardan oluşur. Bu aşamalardan ilki ve yazımızın konusu olan dönem ise oral yani ağız ile ilişkili olan dönemdir.
Oral Dönem (0-18 Ay) Psikolojiyi Nasıl Etkiler?

Düşününce bir bebek doğar doğmaz annesiyle temas ettiriliyor. Uykudan kalkar kalkmaz annesini emmesi sağlanıyor. Annesini emmeyi bırakınca emziğe başlıyor. Sonra biraz büyüyor dişleri çıkıyor, bulduğu her şeyi ağzına götürerek dişlerini kaşımaya çalışıyor. İşte bir bebeğin ilk on sekiz ayı böyle geçiyor. Bu ilk on sekiz ay ise Sigmund Freud’un teorisindeki oral döneme denk geliyor. Ben ilk başta dönemin adının bebeğin davranış ve rutinleri göz önüne alınarak verildiğini düşünmüştüm ancak sadece bununla sınırlı kalmıyor.
Bu dönemde bir bebeğin ağzıyla ilgili ihtiyaçları yeterince karşılanmazsa ise gelecekte büyük psikolojik problemlerle karşılaşabilir ve oral fiksasyonlar yaşayabilir. Örneğin, bir bebek doğuştan gelen refleksi olan emmeyi yeterince gerçekleştirmezse bu fiksasyonlar ortaya çıkabilir. Ya da bir bebek annesini olması gerekenden çok emerse yine yan etkileri olabilir. Peki bu oral fiksasyonlar nelerdir? Ne gibi durumlarda ortaya çıkabilir?
Oral Fiksasyonlar Nelerdir?
Bebeğin iki yaşına gelene kadar emzirilmesi gerektiğini söyleyen uzmanlar var. Ancak birçok anne bilinçsiz bir şekilde bebekleri altı aylık dahi olmadan anne sütünü kesiyor. Ya da uzun bir süre mama takviyesi dahi olmadan olması gerektiğinden sık emziriyorlar. Bu durum, o dönemde anneye doğru gelebiliyor ya da birçok annenin elinde olmadan yaşadığı bir durum olarak ortaya çıkıyor. Bu durum, fiziksel gelişime katkı veya eksikliklerinin yanında ilerleyen yıllarda psikolojik sorunlara veya bu sorunlarla başa çıkmada yanlış yöntemlere neden olabiliyor. Oral fiksasyon ise bu sorunlarla başa çıkmada kullanılan yanlış ancak istemsiz durumlara verilen genel bir ad aslında. Oral fiksasyon örneklerini sadece Freud’un psikoseksüel teorisine dayandırmak doğru olmaz ama bu teorinin etkisi olan örneklerin azımsanmayacak kadar yüksek sayıda olduğu söylenebilir.
Tırnak Yemek

Tırnak veya tırnak etlerini kemirmek çocukken benim de yaşadığım çok yaygın bir problem. Oral fiksasyonun da en büyük örneklerinden biri. Bebeklik döneminde oral kavitesinin doğal ihtiyaçları yeterince karşılanmamış kişilerde sıkça görülüyor. Kendi örneğime baktığımda bebekken anne sütü emmede sorunlar yaşamışım ve hiç emzik kullanmamışım. Bu açıdan değerlendirince çocukken yaşadığım tırnak yeme sorunu Freud’un teorisinin kusursuz bir örneği olarak görünüyor. Stresli dönemlerde herkesin tırnak yeme davranışını gösterdiğini düşünebilirsiniz ancak bu durum düzenli bir hâl aldığında oral fiksasyon örneği olabilir.
Sakız Çiğnemek

Sakız çiğnediğinizde dikkatinizin dağıldığını ve böylece stresinizin azaldığını hissedebilirsiniz. Ancak bazı kişiler stresli olmalarının yanında sık sık sakız çiğneme eğiliminde bulunurlar. Sakız çiğnemek gerçekten de bilimsel olarak kortizol seviyelerini etkileyerek stresi rahatlatabilir. Ancak, bu davranış ağızda sürekli bir şey olması ihtiyacını gidermek için kullanıldığında yine oral fiksasyonun bir örneği olarak değerlendirilebilir.
Sigara ve Alkol Kullanımı

Sigara içmenin ve alkol kullanmanın birçok kişinin stresini rahatlatmak için kullandığı bir kaçış yöntemi olduğu bilinen bir gerçektir. Bunun yanında depresyon gibi psikolojik sorunlarla da sigara ve alkol ile başa çıkan birçok kişi vardır. Ancak sigara içmenin ve alkol kullanmanın sık sık gerçekleştirilmesinin bir nedeni de oral fiksasyon örneği olabilmeleridir. Nikotin ve alkolün bilinci rahatlatmasının yanında ağzı meşgul tutması da önemli bir rahatlama yöntemidir. Bu en çok sigarayı içine çekmeden kullanan bireylerde görülür. Hatta daha küçük yaşlarda kalemlerinin kafasını ısıran çocuklarda ve sürekli bir şeyler yemek isteyen bireylerde de aynı kategoriye alınabilirler.
Oral Fiksasyon ile Nasıl Başa Çıkılır?

Sağlık problemlerinden başa çıkması en zor olan tür bence psikolojik problemlerdir. Diğer sorunlara göre tespitleri daha zor olur. Hatta nedenlerinin belirlenmesi, çoğu zaman yıllar süren psikolojik analizler ve terapiler sonucu gerçekleşebilir. Oral fiksasyon örneklerinin çözülmesi için de tedaviye psikolojik nedenleri bulunarak başlanmalıdır. Ancak, bu Freud’un teorisine göre yaşamın ilk anlarının analiz edilmesine kadar uzanır. Eğer oral fiksasyonların nedeninin Freud’un psikoseksüel teorisindeki gibi oral dönemdeki eksiklikler veya fazlalıklar olduğu ortaya çıkarsa bunlardan kurtulmak için yapılabilecek birçok şey vardır.
Örneğin ben tırnak yeme alışkanlığımı annem sayesinde tırnaklarıma bakım yaparak ve oje sürerek yendim. Böylelikle tırnak yeme alışkanlığım, oral fiksasyonumdan kurtuldum. Ancak sonrasında ise sürekli su ve meşrubat tüketme ihtiyacı duymaya başladım. Yani oje sürmekten nikotin bandı kullanmaya geçici çözümler sadece oral fiksasyonun çeşidini değiştirmeye yarar. Bunlardan tamamen kurtulmak için ise profesyonel bir psikolojik destek alınmalı ve stresin oluşması bireyin düşünce sisteminin yenilenmesiyle gerçekleşmelidir.
Freud annelerin ihtiyaçları doğru oranda karşılamamasını oral fiksasyonların temeli olarak görse de anneler bu ihtiyaçları bebeğe göre ellerinden ne geliyorsa o şekilde giderirler. Oral fiksasyonların oluşmasında annelerimizi suçlamamız ne kadar doğru olur bilmiyorum. Çocukken stresle oral fiksasyonlar aracılığıyla başa çıkmak bilinç dışı olsa da önemli olan yetişkinlik döneminde bu davranış biçimlerinin farkında varıp destek almaktır.
Kaynakça
”Freud Developmental Theory”. National Library of Medicine. Web. 22.09.2024
”What is Oral Fixation”. healthline. Web. 22.09.2024
“The Effects of Chewing Gum on Reducing Anxiety and Stress: A Meta-Analysis of Randomized Controlled Trials”. National Library of Medicine. Web. 28.09.2024
Kapak görseli: “Woman Biting Fingernails by Mcmillan Digital Art”. Photos.com by Getty. Web. 22.09.2024