Orhan Seyfi Orhon: İşte Sevdiğim Dünya!

spot_img

”Bütün bu gürültülere rağmen bu şiirlerin yaşadığına inanıyorum. Büyük bir şey de olmasa, benden sonrakilere gönlümden koparak bunları bıraktığıma seviniyorum.”

20.asır Türk edebiyatına şiirleriyle damga vurmuş, aynı zamanda gazeteci, mizah yazarı, siyasetçi olan Orhan Seyfi Orhon, 1890 yılında İstanbul Çengelköy’de dünyaya gelmiştir. Şiirle uğraşmaya çocukluk yıllarında başlayan şair, Beylerbeyi Rüştiyesi’nde okuduğu dönemde Edebiyat öğretmeni olan Celâl Sahir’in teşvikleriyle şiir üzerine yoğunlaşmıştır. İlk dönemlerde aruz vezniyle şiirler kaleme alan Orhan Seyfi Orhon, Ziya Gökalp ile tanışmasıyla şiir anlayışında bir dönüm noktası yaşadı. Lise döneminden beri aruz ile şiirler yazan şair, bundan sonra hece veznine yönelecekti.

”Karşıma Ziya Gökalp çıktı. Bir Hitit heykeli gibi görünen bu adamın içinden ışıklar geliyordu. En güzel ve en şerefli işin, yaşayan temiz Türkçeyle, hece vezni ile yeni şiirler yazmak olduğunu söyledi.”

Orhan Seyfi Orhon, edebiyatımızın Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ömer Seyfettin ışığında Millileşmeye başlayan döneminde, ”Beş Hececiler” olarak bilinen topluluğun önemli bir üyesi oldu.
Fakat yıllardır aruzla şiir yazan bir şair için vezin kafiye ve şekilden vazgeçmek kolay değildi. ”Vezin, kafiye ve şekilden vazgeçmeyerek de yeni, hatta en yeni olmak mümkündür”  iddiasıyla, şiirlerinde kendine özgü bir tarz oluşturdu. Türk şiirine hececi şair olarak damga vuran Orhan Seyfi Orhon, temiz bir Türkçe ile kaleme aldığı şiirlerinde, vezin ve kafiyeyi yeni şiire uyarladı.

”İşte Sevdiğim Dünya” başlığı altında topladığı şiirleri bu tarzın örnekleridir. Şiirlerinin amacını, ”İşte Sevdiğim Dünya Hakkında Birkaç Söz” başlıklı yazısında şöyle açıklamaktadır:

”Bu şiirlerin hususiyeti, bu dünyanın uzun uzadıya tarifine, izahına gidilmeden, bu küçük kıtalarla biraz espri, hiciv, biraz resim, biraz lirizm ile çok sade bir şekilde anlatılışıdır.”

Biz de sizi Orhan Seyfi Orhon’un dünyasıyla baş başa bırakıyoruz. İyi okumalar!

KIRLANGIÇ
Bazı kırlangıçlar alçalır gökten,
Yere bir lahza sürtünürcesine
Uçup, mesafeleri
O bıçaktan kanatlarıyla biçer…
Düşünürken sevinçli günlerimi,
Adın aklımdan işte böyle geçer!

MACERA
En güzel macerası ömrümüzün,
Çıkıp da gezmeye ilk sevgiliyle kırlarda,
Bir bahar sağnağıyla dönmektir:
Koşarak.. kahkahayla,, sırılsıklam!

GELİNCE SEN!
Gelince sen yanıma, Değişir birden ihtiyar dünya!
Bahar yeşilliğini
Görüp tepinmeye başlar içinde bir aygır!

BAHAR NEDİR?
Bahar nedir mi? İzin ver de anlatayım:
Bulut olup yüce dağlardan aşmak istersin,
Deniz olup da köpüklerle coşmak istersin,
İhtiyar, yüz yaşındasın farz et:
Şu yemyeşil çayır üstünde koşmak istersin.

BAHTİYAR GÜNLER…
Ne tatlı günlerdi,
Seninle anlaşarak birleşip seviştiğimiz
Değil… Bakıştığımız
O bahtiyar günler!..

İŞTE, SEVDİĞİM DÜNYA!
Baharı, gençliği, mehtabı, aşkı, rüyası…
Ne varsa hepsi masal!
Evet, şu boş dünya!
Fakat ne hoş dünya!

KAYNAKÇA

Orhan Seyfi Orhon, Bütün Şiirleri, Everest Yayınları, İstanbul, 2008

spot_img
Eda Özsezgin
Eda Özsezgin
'' İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar''

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.