Osmanlı’da Oryantalizm İzleri ve Leonardo De Mango

spot_img

Bu yazımızda 1800’lü yılların Osmanlı İstanbul’una İtalyan ressam Leonardo De Mango ile kısa bir yolculuğa çıkıyoruz…

1843 yılında İtalya’da Katolik ve fakir bir ailenin üyesi olarak doğan Leonardo De Mango, çocukluğundan beri resim yapmaya oldukça ilgiliydi. Ailesinin maddi sıkıntılarından dolayı ancak yirmili yaşlarından sonra katıldığı bir yarışmada başarılı olması neticesinde profesyonel olarak dönemin ünlü ressamlarından olan Morelli ve Palezzi gibi isimlerden resim eğitimi almaya başlamıştır. Meyve çizimleriyle başladığı kariyeri yer yer portreler ve şehir manzaralarıyla varlığını sürdürmüştür.

Haliç1884

De Mango, Doğu’nun gözbebeği olan; Osmanlı Devleti, Suriye, Lübnan ve Mısır gibi ülkeleri gezerek, sanat eserlerindeki oryantalist etkiyi estetik algıyla harmanlayarak özgün eserlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Oryantalist resmin en önemli temsilcilerinden biridir.

Eyüpte bir sokak 1921

 

Peki Nedir Bu Oryantalizm?

Oryantalizm etimolojik olarak Latinceye dayanan ve “Güneşin Doğuşu” anlamına gelen ve doğuyla ilişkilendirilen bir kelimedir. Sanatta oryantalist akımın en popüler olduğu dönem  19.yy olmuş ve sanatçılar doğunun izlerini, batıya aktarmışlardır. Oryantalizmi anlamak için bu akımla sanat eseri ortaya koymak isteyen sanatçılar Doğu’ya seyahatler düzenlemişler ve  dönem dönem buralarda yaşamışlardır. Oryantalizmin en merak edilen yüzü İslam –toplum ilişkisinin yansıdığı manzaralar olmuştur.

           

Sokak 1903
Eyüp1921

     

Leonardo De Mango’nun Resim Sanatı

Leonardo De Mango Sultan II. Abdülhamit döneminde geldiği İstanbul’da  elli yıl yaşamıştır. Bu süreçte Beyoğlu’ndaki atölyesinde 1500’ e yakın resim ve çizim yaptığı söylenmektedir.  Fakat  tutkulu ressamın  saray tarafından yeterince kıymetinin anlaşılamaması üzerine neredeyse tüm hayatı boyunca maddi sıkıntılar çekmiştir. Ayrıca sanatçının “Pleine Air” yani  “açık hava peyzaj ressamlığı” ile ilgili eserleri de bulunmaktadır. İstanbul’da  boğaz çevresinde yaşayan ressam,  buralarda ışığın gelişini ve şehri incelemiştir. Buna en güzel örnek ilk bakışta hepimize adeta “eski bir makineyle çekilmiş bir fotoğraf” izlenimi uyandıran Maçka’dan Marmara’ya Bakış tablosudur. Gökyüzünün bin bir ton turuncusu, şehrin gölgesi ve denizdeki yansımalar muazzam bir sanat üslubu ile ele alınmıştır.

Maçkadan Marmaraya Bakış1889

Leonardo De Mango’nun resim sanatı hassas işlemeleri ve yumuşak ışık yaratmasıyla dikkat çeker. Ressam malzeme olarak kurşun kalem, yağlı boya ,sulu boya ve mürekkebi tercih eder.

Çocuk ve Eşek İnadı 1905

Leonardo De Mango 1930 yılında çok sevdiği İstanbul’da hayata gözlerini yummuştur. De Mango hayatı boyunca resim yapmak için oldukça tutkuluydu hatta  ailesine bırakacağı tek mirası tabloları olmuştur fakat ailesi eserleri istemeyerek reddetmiş ve sevdiği  dostu olan tüccar Marcello Campaner ressamın tüm eserlerinin varisi olmuştur. Campaner, eserleri  Türkiye’deki İtalyan konsolosluğuna teslim etmiştir. Bu eserlerden birçoğu II. Dünya Savaşı’yla birlikte yurtdışına kaçırılmıştır ve akıbetleri bilinmemektedir.

İstanbulda Bir Hamal 1886

Kaynakça

https://istanbulsanatevi.com ”Leonardo de Mango Hayatı ve Eserleri”

https://www.artexpertswebsite.com/pages/mango-de.php

http://www.antikalar.com/de-mango

 

 

 

 

 

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

5 Farklı Sebeple Neden Yaşlı Adam ve Deniz Okumalıyız?

Yaşlı Adam ve Deniz, mücadelenin değerini ve kaybetmenin içinde de bir başarı ve onur olduğunu dile getiren zamansız bir hikayedir.

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.