Paradise Film İncelemesi: Senin Zamanın, Senin Şansın, Senin Seçimin

Editör:
Ayçe Cansu Yaşar
spot_img

2023 yapımı Netflix filmi Paradise (Cennete Yakın), izleyicilere zaman kavramını sorgulatan distopik bir dünya sunuyor. Hikaye, ileri teknoloji ve insan açgözlülüğünün birleşimiyle ortaya çıkan ürkütücü bir geleceği resmediyor. Filmin odak noktasında, teknolojinin ne kadar ilerleyebileceği ve ve insanların doymak bilmeyen isteklerinin nereye kadar varabileceği teması bulunuyor. Alman yapımı olan ”Paradise’’ filmi bilim kurgu, aksiyon ve gerilim türlerini başarılı ve özgün bir şekilde harmanlayarak izleyicilere sunuyor. Filmin yönetmen koltuğunda Boris Kunz yer alıyor. Kunz, izleyicileri sadece heyecan dolu aksiyon sahneleriyle değil ayrıca derinlemesine işlenen sistem eleştirisi ile de etkilemeyi hedefliyor. Düşündürücü diyalogları ve kendilerini sorgulayan karakterlerin iç dünyalarıyla dikkat çekiyor.

Ölümsüzlüğün arandığı bu evrende, zenginler gençliği satın alabiliyorlar ve buna karşılık fakirler gençliklerini ve zamanlarını feda ediyorlar. Bu çarpık ayrım, seyircilere kapitalizmin acımasızlığını ve aşırı uçlara ne kadar gidebileceğini düşündürtüyor. Filmde, insanların varlık ve yaşam kalitesini sadece maddi değerlere dayandırmanın neleri tehlikeye atabileceği gözler önüne seriliyor.

“Paradise”, ileri teknolojinin getirdiği kolaylıkların ve zenginliğin insanları nasıl birbirinden uzaklaştırabileceğini vurgularken, aynı zamanda bu uç noktalara varmanın toplumsal sonuçlarını da betimliyor. Filmin derinlemesine düşündüren teması, izleyicileri kendi dünyalarında da benzer soruları sormaya teşvik ediyor.

Film yakın gelecekte geçmekle birlikte toplumun bazı temel unsurlarını sorguluyor. Yeni dünya düzenindeki insan ve sistem arasındaki ilişkiyi temel alan Paradise filmi, günümüzden yola çıkarak geleceğe bir ayna tutmayı ve izleyicileri düşünmeye teşvik etmeyi başarıyor.

‘’Birinin hayatını satın almak, birinin canını almakla aynı şeydir’’

Yakın gelecekte geçen Paradise filminde, insanların yaşam sürelerini bağışçılardan alıcılara aktaran bir teknoloji mevcut ve bu teknolojiyi Aeron adı verilen bir şirket yönetiyor. Şirket insanın toplumdaki yerinin sadece yaşıyla değil kendi varlığı ile belirlediğini savunsa da bu sistem aslında beklenildiği kadar olumlu sonuçlar doğurmamakta. Filmdeki dünya, yaşam sürelerinin çalınabileceği karanlık bir adaletsizlikle sarsılmakta ve bu etik olmayan uygulamayı gerçekleştiren Aeron şirketi, özellikle ekonomik zorluklar yaşayan bağışçıların yaşam sürelerini parayla alıcılara sunarak kar elde ediyor. Sistem, kapitalist prensiplere dayalı ve temelde zenginliğin ve gücün yaşam süresi üzerinde belirleyici bir faktör haline geldiği bir düzeni yansıtıyor.

Hikaye örgüsü, Aeron şirketinin içinde yılın en başarılı ve en fazla bağış toplayan çalışanı olan Max (Kostja Ullmann) ve eşi Doktor Elena‘nın (Marlene Tanczik) yaşamlarına odaklanıyor. İlk başta mutlu bir evliliğe ve gelecekte birlikte kuracakları aileye dair hayaller kuran bu çift, bir gün eve döndüklerinde kredi borçları hâlâ bitmemiş olan evlerinin alevler içinde olduğunu görüyorlar. Bu beklenmedik olay, hayatlarını aniden değiştiriyor ve yaşadıkları dünyanın acımasız gerçekleriyle yüzleşmelerine neden oluyor.

Kredi borçlarını ödeyememe gerçeğiyle karşı karşıya kalan Max ve Elena, durumu daha da karmaşıklaştıran bir gerçeği öğreniyorlar: Elena’nın yaşamı, ev borcuyla teminat olarak verilmiştir ve bu borç tam olarak 38 yıl yaşamına denk gelmektedir. Bu gerçekle yüzleşen Max, daha önce sorgulamadan ve içselleştirmeden işini yerine getiren biri olarak, sisteme ve Aeron şirketinin kapitalist mantığına duyduğu sorgusuz güven sarsılmaya başlıyor. Bu olay, Max’in kendi önceden kabul ettiği değerleri ve sistemin işleyişini yeniden gözden geçirmesine yol açıyor. Bu süreçte, kendi içsel çatışmalarıyla yüzleşen Max, aynı zamanda sistemin etik yönünü ve insanî değerini sorgulamaya başlıyor.

Max ve Elena’nın Aeron şirketinin kurbanı olmalarının ardından, filmin özünde yer alan temalar daha da belirginleşmeye başlıyor. Bu ikili, yaşadıkları haksızlığı ve sistemin adaletsizliğini kabul etmeyerek, kendi içlerinde ve toplumsal olarak mücadele etmeye karar veriyorlar. Bu karar, vicdanlarının ve yaşam arzularının çatıştığı bir noktada filmin izleyicilere sunacağı çarpıcı serüveni başlatıyor.

Max ve Elena’nın mücadelesi, sevdikleri için ne kadar ileri gidebileceklerini sorgulamalarına ve toplumun adaletini savunma sorumluluğunu anlamalarına yol açıyor. Bu süreç, izleyicilere “Sevdikleriniz için ne kadar fedakârlık yapabilirsiniz?” sorusunu düşündürüyor. Aynı zamanda, yaşamın değeri ve kutsallığı filmde önemli bir tema olarak öne çıkıyor. Max ve Elena, yaşamlarının maddi varlıklarından öte içsel değerlere sahip olduğunu fark ediyorlar. Bu farkındalık, onları kendi hayatları için daha anlamlı bir amacı aramaya yönlendiriyor. İzleyicilere “Yaşamınız için neleri riske atabilirsiniz?” sorusuyla kendi değerlerini ve hayat anlayışlarını gözden geçirme fırsatı sunuyor.

Dispotik Dünyada Aşk ve Kadın

Max, eşinin yaşamının 38 yılını kaybetse bile onu sevmekten vazgeçmeyerek izleyicilere gerçek aşkın ve iradenin ne anlama geldiğini öğretiyor. Elena zaman zaman umutsuzluğa kapılsa da, Max’in kararlılığı ve aşkına olan bağlılığıyla filmde dikkat çeken bir karakter haline geliyor.

Filmdeki distopik dünyada öne çıkan önemli unsurlardan biri Aeron şirketi ve bu sisteme karşı çıkan “Adam Grubu” adlı örgüttür. Özellikle örgüt lideri ve Aeron şirketinin CEO’sunun güçlü kadın karakterler olması, filmin kadın karakterlerinin etkileyici ve belirleyici roller üstlendiğini vurguluyor. Bu, izleyicilere kadın karakterlerin sadece güçlü değil aynı zamanda hikayenin gidişatını şekillendiren figürler olduğunu da gösteriyor.

Paradise, kendine has sürükleyici atmosferi ve etkileyici müzikleriyle, aynı şekilde Almanya yapımı olan Dark dizisini hatırlatıyor. Bu esnada, aynı türden bir etki uyandıran Micheal Ende‘nin Momo adlı kitabındaki “Zaman Çalan Adamlar” da filmin izlendiği anlarda aklımıza gelebilir. Paradise’ın size güzel bir deneyim sunması ve izlerken farklı düşünce sınırlarını keşfetmeniz dileğiyle. İyi seyirler!

Fragman için:

 

 


Kaynakça

Beyazperde. “Cennete Yakın”. Erişim: 17.08.2023. Web

IMDb. “Paradise”. Erişim: 17.08.2023. Web

spot_img
Büşra Ünver
Büşra Ünver
Yıldız Teknik Üniversitesi 22

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.