Popüler Kültür ve Arabesk İlişkisi Nedir?

Yazı İçindekiler [hide]

spot_img

Kültür “insanların yaşamları boyunca edindikleri değerler, tutumlar, alışkanlıklar bütünü” olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda yeni doğan bir çocuğun ölümüne kadar geçen süreçte öğrendiği her şey kültür kavramı içinde değerlendirilebilir (Zencirkıran, 2018). Kültür bir toplumda insanların davranışlarını, tutumlarını, değerlerini oluşturur. Bu bağlamda her toplumda kültürel farklılıklar çeşitli olgularda kendilerini yansıtır. Popüler kültür kavramına değinmeden önce, küreselleşme ve kültür ilişkisinden kısaca bahsedip, birbirleriyle oldukça yakın ve bazen birbirleriyle karıştırılan kavramları açıklamak faydalı olacaktır. Bir milletin hayat tarzı olarak tarif edilen kültür ile küreselleşme karşılıklı olarak birbirini etkilemektedir. Küreselleşme, büyük dönüşüm ve değişimlerle kültürü etkilemiştir, kültür de bizzat dönüşümleri meydana getirmede etkili olmuştur. Neticede, küreselleşme olgusuna önderlik eden toplumların kendi tecrübeleri ve sahip oldukları bilgileri birer kültür unsurudur. Yaşam biçimi bakımından, toplumların gittikçe birbirine benzemesi ya da bir başka deyişle “Amerikanlaşması” şeklinde bir değişim meydana gelmiştir. Popüler kültür, gündelik yaşama hâkim kültür olarak karşımıza çıkar. Yöneten sınıfların, kültürel değerleri ve gelenekleri, egemen ideolojileri doğrultusunda yeniden şekillendirip bağımlı bireylere sundukları kültür şeklidir (Coşgun, 2012). Modernlik ve modernleşme kavramlarını gördüğümüzde Giddens’a değinmek faydalı olacaktır. Giddens’a göre modernlik, toplumsal hayatın bütün alanlarının rasyonelleşmesidir. Modernitenin ve sonuçlarının küreselleşmesi, insan uygarlığında Giddens’ın ‘geç modernite’ adını verdiği yeni bir aşamaya işaret eder. Giddens, modern dünyanın ‘kontrolden çıkmış’ ve yönetilmesi güç hale gelişini anlatmak için önüne gelen her şeyi ezip geçen devasa bir araç benzetmesi yapar. Geç modernitede yaşam zaman zaman ‘ödüllendirici’ ve ‘neşelendirici’ olsa da bireyler yeni belirsizliklerle yüzleşmek, soyut sistemlere güvenmek, yeni zorlukların ve risklerin üstesinden gelmek zorundadır.

Bauman’a göre ise, modernitenin ilk aşaması katı modernitedir. Toplum katı moderniteyi ardında bıraktıkça kimliğin kaynağı zayıflayarak parçalanmış tüketici kimliklerine neden olur. Aynı zamanda ekonomik belirsizlik, rekabet artar ve iş güvencesi azalır. Küresel toplum akışkan, çok değişken ve belirsiz hale gelir. Böylelikle akışkan modernitenin dünyasına girmiş oluruz. Akışkan modernite; sürekli hareket, değişim, belirsizlik ve öngörülemezlik özelliklerini bünyesinde taşır. Aslında baktığımızda, popüler kültür ile akışkan modernitenin özellikleri birbiriyle bağdaştırılabilir. Popüler kültür de sürekli değişim ve hareket halinde olan bir olgudur. Yerinde saymak popüler kültüre uygun bir tavır değildir. Sürekli değişmek ve yarının ne getireceğini bilmeden, devamlı yeni bir moda yaratmak onun en temel işlevleri arasında yer alır. Kapitalizm bu süreçte işler ve yaratılan kültür endüstrisi de kapitalizmin bu isteğiyle birlikte ekmeğine yağ sürmüş olur.

Premium Vector | Hand drawn lettering. words carpe diem by hand.

Popüler kültür geçici olduğu için geleceğe bir şey bırakma amacı duymaz, zaten böyle bir özelliğe de sahip değildir. Tam tersine insanlara “anı yaşa” mantığıyla birtakım vaatlerde bulunur. Kaldı ki zaten popüler kültürün kendisi de bu şekildedir. Uzun süreli ve durağan bir olgu değildir. Kişiler aynı yaşamak için popüler pazarlarda yer alır, o pazarın bir nesnesi haline gelir böylelikle. “Tüketimin temelinde sahip olma arzusunun yanı sıra, beklentiler, hayaller, kimlikler ve iletişim yatar. Özellikle son zamanlarda çevreden ve televizyonlardan yola çıkacak olursak, en popüler boş zaman geçirme faaliyeti alışveriş yapmaktır. Kısacası alışveriş de popüler kültür haline gelmiştir” (Coşgun, 2012).

Kültür Endüstrisi ve Arabesk

Frankfurt Okulu’na göre kitle iletişim araçlarının çıkması kültürün kendisini bir endüstri haline getirmiştir, endüstrinin ürünlerinin tüketilme süreçleri edilgen tüketicileri var olan düzenle uzlaştırırken kapitalizme hizmet eder. Kültür endüstrisinin ürünleri, tüketicileri süregelen sosyal kurallara özdeşleştirmeye, bağdaştırmaya sevk eder. Halk kapitalist oyuna gelen kültürel aptallar kümesidir. Kültür endüstrisinin yarattığı kültürel ürünler, toplumsal kontrol için birer ideolojik araçtır ve kurulu formüllere, tek tipleşmiş niteliklere ve konulara göre işleyen, böyle bir çerçeve içinde üretilen yapıtlardır” (Erol’dan akt. Uzun, 2019).

Arabesk, bir geçiş dönemi unsuru olmakla birlikte, Türk kültüründe oluşmuş bir olgudur. Evrensel olarak nitelendiremesek de, dünyadaki buna benzer örnekler vardır. Tango, Rock, Jazz gibi müzik türlerinin ortaya çıkış sebeplerine bakıldığında; dönemlerinin şartları ve dinamiği toplumların kendilerini ifade etme ve içinde bulundukları durumu yansıtma şekli yatar. Arabesk kültür de içinde bulunduğu dönemin unsurlarını göz önünde tutarak ortaya çıkmıştır. Bu noktada kültürlenme kavramı aklımıza gelebilir; toplumun alt kültürleri ya da iki farklı kültürün bir araya gelmesi sonucu her iki kültürde de görülmeyen yeni bir değerin ortaya çıkmasıdır. Böylelikle arabesk kültürün de bir kültürlenme durumu olduğunu söyleyebiliriz.

Türkiye'de Arabesk Müziğin Neden Sevildiğine Dair Jilet Gibi Keskin Bir Toplum Analizi - Ekşi Şeyler

“Arabesk müzik hakkında çalışmalar yapan Meral Özbek ise popüler kültürle ilgili yaklaşımlarında İngiliz Kültürel Çalışmaları’na yakın bir yerde durmaktadır. Popüler kültür kavramını halka ait anlamıyla kullanan Özbek, buna Hall’in hegemonya kavramını eklemektedir. Popüler kültür kavramının kitle kültürü kavramından daha dinamik olduğunu ve tanımın Üçüncü Dünya kültürünü daha doğru tanımladığını öne sürmektedir. Özbek’in de büyük ölçüde referans aldığı Stuart Hall popüler kültür için üç tanım vermektedir. Birinci tanıma göre halk kitlelerinin, satın aldığı, tükettiği ve hoşlandığı şeylere popüler denir. İkincisinde halkın yapmakta olduğu bütün şeylere popüler kültür denmektedir. Üçüncü tanımda ise popüler kültürü, güçlünün kültürüne karşı ve onun için verilen mücadelenin iç içe geçtiği yerlerden biri olarak görmüştür. Hall’e göre popüler kültür iktidarda olanların kültüre karşı ya da onun adına mücadele alanlarından biridir ve kültürel hegemonya mücadelesi içinde ortaya çıkmaktadır. Bir rıza ve direnme alanı olan popüler kültürün kısmen hegemonyanın ortaya çıktığı ve korunduğu yer olduğunu da belirtir. Kültürel hegemonya sistemi statik bir yapı değildir, sürekli olarak bir içine alma sürecidir. Kendisine karşı pratikleri, anlam ve değerleri içine alabilmek için sürekli olarak kendini yeniden üretmek zorundadır” (Soydan, 2015).

Toparlayacak olursak; bahsedilen dönemin özellikleri edebiyat, sinema gibi kültür-sanat ve siyasi alanlarda saptanabilir. Süreç içerisinde ortaya çıkan arabesk kültür, daha öncekilerden farklı oluşuyla yeni bir kültür olarak tanımlansa da geçiş kültürü özelliklerini gösterdiği için başlarda belli bir sınıfsal bağlamda kendine yer bulmuştur. Oluşan yeni kültür bireylerin bulunduğu mekânlara yansımış, bunun da en güzel örneklerini sinemada yakalamak mümkün olmuştur. Arabesk sanatçıların popüler kültür ve tüketim ilişkileri sayesinde, hitap ettikleri kişilere oldukça etki ettiği görülür. Hal böyle olunca, döneme damgasını vuran arabesk sanatçıların filmleriyle de karşılaşmak oldukça beklenilen bir durumdur. Dolayısıyla arabesk kültürün izlerini doğrudan kültürü oluşturan kişiler tarafından görebiliyoruz. Filmlerdeki mekânsal bağlama bakıldığında ise, sınıfsal çatışmaların ve geleneksel ile modern kültür arasında kalmışlığın izlerini arabesk kültür çerçevesinde görüldüğünü söylemek mümkündür. Bu konuyla ilgili daha detaylı okuma yapmak isterseniz sizi “1960-1980 Türk Sinemasında Mekân-Arabesk İlişkisi” isimli yazımı okumaya davet ediyorum.

Kaynaklar

  • Bauman, Z. (2017). Küreselleşme. Abdullah Yılmaz (Çev.). İstanbul: Ayrıntı.
  • Coşgun, M. (2012). Popüler Kültür ve Tüketim Toplumu. Yaşam Bilimleri Dergisi. 1. 1. 837-850.
  • Soydan, E. (2015). Televizyonun arabesk müziğin soylulaşmasındaki rolü. Marmara İletişim Dergisi, 61-73.
  • Uzun, N. B. (2019). Müzik ve Kültür Arasındaki İlişki Bağlamında Arabesk. Journal Of Art And Human, 3(2), 1309-7156.
  • Zencirkıran, M. (2017). Sosyoloji. Bursa: Dora.
spot_img
Zeynep Gizem Eskici
Zeynep Gizem Eskicihttp://instagram.com/siyahbeyazkutuphane
"küçük hanım yine hayaller peşinde... küçük bir hanım olamayan küçük hanım"

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.