İlk olarak 2004’te Shrek 2‘de seyirci karşısına çıkan ve ardından 2010’da solo filmine kavuşan Çizmeli Kedinin merak edilen ikinci filmi beklenenin üstünde bir başarı gösterdi. Geçtiğimiz 10 yılda adeta Shrek evrenine bir süre kapılarını kapatan DreamWorks Animation‘ın Çizmeli Kedi: Son Dilek ile yaptığı dönüşü, En İyi Animasyon Filmi dalında Akademi Ödülü adaylığına layık görüldü.
Yönetmenliğini Joel Crawford‘un yaptığı film, 2019’da En İyi Animasyon Film Oscarını kazanan Spider-Man: Into the Spiderverse‘ün kullandığı benzer bir şeyi kullanıyor: eskilerin 2D arka planı ve CGI’n muhteşem kontrastı.
Filmin Konusu: 8 Gitti, 1 Kaldı
Şöhretin ve zaferlerin tadını çıkaran kanun kaçağı Puss, dokuz hayatından geriye sadece bir hayatı kaldığını öğrenir. Başta kılıcını ve maceralarını bir kenara bıkmayı reddetse de Ölüm’ün kendisiyle yüzleştiğinde emekliliğe ayrılmaya karar verir.
Filmin ilk yarısı Puss’un Çizmeli Kedi olarak geçirdiği günleri toprak altına gömerek gündelik bir ev kedisi hayatıyla yüzleşmesiyle başlıyor. Günlerini bir kaptan süt içerek, yatarak ve sakal uzatarak geçiren Puss bir süre sonra bu monoton hayatın ona göre olmadığını anlıyor. Ölüm peşindeyken dokuz hayatını geri almak ve efsanevi Dilek Yıldızı’nı bulmak için Kara Orman’a doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor. Ancak efsanenin peşinde olan yalnızca Puss değildir. Eski günlerdeki formunda olmayan ve elindeki son hayatı kaybetmeden efsaneye ulaşmaya çalışan Puss yeni dostlar edinirken eski düşmanlardan da yardım istemek zorunda kalır.
Başlangıçta “en korkusuz kahraman” olmakla ilgili bir şarkı mırıldanan Çizmeli Kedi, film boyunca korkaklıkla mücadele eder.
Filmi Başarılı Kılan Ne?
Stüdyonun 1994 yılında kurulmasından bu yana filmlerinde, Disney’in yaratmış olduğu toz pembe dünyanın aksine, ciddi temaları konu alan bir işleyişi olduğunu görüyoruz. Kültürel çeşitlilikten ırksal farklılıklara kadar uzanan hikayeler işlenmekte. Bu yapımların en dikkat çeken özelliği ise hem yetişkinlere hem de çocuklara aynı anda hitap etmesi.
Stüdyonun bu genel tavrı Shrek ve Çizmeli Kedi gibi karakterlerin sevilmesi için temel oluştursa da özellikli bu filmi başarılı kılan ilk nokta; hikaye ve değindiği temalar. Yapım genel itibariyle genç izleyici kitlesine hitap etse de, ki bunu da çocuklar oluşturmakta, filmin alt metninde işlediği ölüm ve ölüm düşüncesinin karakteri soktuğu depresyon yetişkin kitleyi de içine çekiyor. Ölümü her an kendine yakın hissetmek ve bunun yaşattığı savunmasızlık… Başı beladan kurtulmayan Puss’un bu sefer başı psikoloji ile belaya giriyor. Çizgi filmlerde, hitap etmesi planlanan kitle gereği ana kahramanın ölmesi veya ölüm teması çevresinde inşa edilmiş bir hikaye izleyicinin karşılaştığı bir durum değilken, Puss in Boots: The Last Wish filminde ana kahramanın ölüm fikriyle savaştığını ve savaşın getirisi olarak girdiği bunalımı izliyoruz. Normal yaşantımızda özellikle çocukların önünde konuşmaktan çekindiğimiz ölüm konusunun bir çocuk filminde işlenmesi ilgi çekici bir tezatlık oluşturmakta. Yalnızca bu da değil; açgözlülük, aile, sevgi, pişmanlık, toplumdan dışlanma gibi çeşitli konular da Puss in Boots: The Last Wish senaryosunda kendisine bir yer bulmuş.
Filmin başarılı olduğu diğer bir konu ise yan karakterleri ve karakterlerin arkasındaki güçlü seslendirmen kadrosu. Filmde Florence Pugh tarafından seslendirilen Goldilocks ve onu büyüten ayı ailesi ile tanışıyoruz. Karakterleri hayata geçirmede Florence Pugh’a ayı ailesi olarak şu isimler eşlik ediyor: Olivia Colman, Ray Winstone ve Samson Kayo. Onlar da tıpkı Puss gibi efsanevi Dilek Yıldızının peşindeler. Goldilocks’un “gerçek” bir ailenin varlığına olan ihtiyacı onu ve beraberinde ayı ailesini bu yıldızın peşine sürüklüyor. Aile her ne kadar Goldilocks’un dileğine kavuştuğu anda onları terk edeceğini bilse de, onun mutluluğu için kara ormana uzanan bu macerayı kabul ediyorlar. Aile denilen kavramın bazen kan bağına ihtiyaç duymadığına yapılan vurgu ile bu karakterler de ustaca işleniyor ve beraberinde getirdikleri komedi unsurları hem genç hem de yetişkin kitleyi güldürmeyi başarıyor. Goldilocks’un “gerçek bir aile” bulma arzusu ise ihtiyaç duyduğu tek ailenin ayılar olduğunu fark etmesiyle sona eriyor.
Filmin başarısı hakkında değinmemiz gereken son madde ise elbette ki görsellik. Filmde zaman zaman gelişmiş teknoloji ile hazırlanmış oldukça renkli sahneler izlerken bir başka sahnede karakterlerin sadece genişlik ve yüksekliğe sahip olduğu 2D tasarımları görüyoruz. Hem eski animasyonlara özlem duyan kitleyi hem de yeni neslin oldukça parlak dünyasına hitap eden tasarımların harmanlandığı bu tekniği 2018’de yayınlanan Sony’nin Örümcek-Adam: Örümcek Evreninde filminde de görmüştük.
İkinci Filmin Yapımı 10 Yıl Mı Sürdü?
Bu sorunun cevabı oldukça basit: Hayır. Çizmeli Kedi’nin yirmi yıllık süre boyunca seslendirmesini yapan İspanyol oyuncu Antonio Banderas film için verdiği bir röportaj sırasında sunucunun yönelttiği “Herhangi bir noktada bu film asla yapılmayacak hissine kapıldın mı?” sorusuna şöyle cevap veriyor:
“Bir noktada evet. Bazı zamanlarda teması kaybettik ancak stüdyonun büyük değişiklikler yaptığını biliyordum. Sanırım bir buçuk-iki yıl stüdyodan herhangi bir haber almadım. Sonrasında pandemi geldi. Bu noktada, “Oh, peki, belki de sadece yeniden düşünüyorlar” diye düşündüm.”
Öyleyse filmin 10 yıl gecikmesine sebep olan neydi? Banderas’ın da röportaj sırasında bahsettiği gibi stüdyonun yaşadığı büyük değişikler yalnızca Çizmeli Kedi’nin devam filmin değil diğer birçok projenin de yapım sürecini uzattı. 2016 yılında Universal Studios, Dreamworks Animation‘ın da içinde bulunduğu Amblin Partners‘ı satın aldı ve böylece Shrek, Madagaskar ve Kung Fu Panda gibi büyük yapımların hakları Universal Studios’a geçmiş oldu. Daha öncesinde sadece tema parkı haklarına sahip olan stüdyo, film haklarını aldığında stüdyoda değişikliklere gitti ve önümüzdeki yılların planlaması yapılmaya başlandı. Bu köklü değişiklik Çizmeli Kedi 2’nin gelişini geciktirse de, filmin tarihin tozlu sayfalarında yok olmasına izin verilmedi.
Çok, Çok Uzak Ülkeye Dönüş ve Kapanış
Oldukça doyurucu son aksiyon sekansından sonra Puss, Yumuşak Pati Kitty ve Perrito bazı eski dostları ziyaret etmek için bir gemiyle yelken açıyor. Bu sırada kameranın kadrajına “Çok Uzak Ülke” girer ve bu dostların sadece kahramanların değil seyircinin de özlem duyduğu kişiler olduğunu anlarız.
Düzenlenen bir soru-cevap etkinliğinde filmin yönetmeni Joel Crawford ve yardımcı yönetmen Januel Mercado her ne kadar Shrek serisinin büyük hayranları oldukları için bu anı dahil ettiklerini dile getirmiş olsalar da uzun süredir dedikodusu dolaşan Shrek 5 filminin gelip gelmeyeceği sorusu bu sahneyle birlikte bir kez daha gündeme gelmiş gibi gözüküyor.
Çizmeli Kedi serisinin geleceği şu anlık belirsiz olsa da 95. Akademi Ödüllerinde adaylık kazanan bu filmin başarısı inkar edilemez bir gerçek. Geceden ödülle ayrıl mı bilinmez ama bizler Çizmeli Kedi’ye Oscar serüveninde başarılar diliyoruz!
