Öğrencilik yıllarında bir grup gencin bir araya gelerek kurduğu Radiohead grubu, kendine özgü tarzlarıyla müzik dünyasında dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Başarısını sürdüren ve çok sevilen rock gruplarından biri olan Radiohead, günümüzde hâlâ dinleyiciler tarafından beğenilmeye devam etmektedir. Özellikle sosyal medyada eski şarkılarının yeniden popülerleşmesiyle 90’lı yıllardan bu yana en çok dinlenen rock gruplarından biri olmaya devam ediyor. Bu listede geçmişten günümüze yalnızca rock severlerin değil her türden müzik dinleyicisinin keyifle dinlediği o parçaları içeriyor.

1. Burn the Witch
Radiohead “Burn the Witch” şarkısında, toplumsal yargıları eleştirirken farklı olanların dışlanmasını anlatıyor. Bu parça “burn the witch” sözünü bir metafor olarak kullanıyor. Günümüzde de çoğu insanın baskıdan dolayı yaşadıkları şeyler düşünülürse bu parça, popülerliğini sürdürerek bir ayna görevi görüyor. Bu parça sadece müzikal açıdan değil toplumsal açıdan da yapılan bir serzeniş olarak karşımıza çıkıyor. “Stay in the shadows” (Gölgelerde kal) dizesi farklı görülen insanların yaşadığı baskıyı ve bunlara sessiz kalan kişileri vurgulamaya çalışıyor.
Sing a song on the jukebox that goes
(Müzik kutusunda çalan bir şarkı söyle)
Burn the witch
(Cadıyı yak)
2. Fake Plastic Tree
Duygusal sözleri ve sakinliğiyle albümün en dinlenen ve en sevilen parçalarından biri olmuştur “Fake Plastic Trees”. Sözleriyle gerçek hislere olan özlemden bahsederken dünyanın yapaylığından yakınan bu parçanın günümüzle benzerliğini es geçmemek gerekir. Tüketim toplumunun yapay beklentilerine uymaya çalışırken ruhsuz makinelere dönüşüp kendimizi olmadığımız birine dönüştürmenin öyküsü..
All the time fake plastic trees
(Her zaman yapay plastik ağaçlar)
It wears her out
(Bu onu yıpratıyor)
…
And if I could be who you wanted
(Ve eğer istediğin kişi olabilsem)
3. Jigsaw Falling Into Place
In Rainbows albümünde dikkat çeken parçalardan biri olan “Jigsaw Falling Into Place”, enerjik ritmiyle dinleyenleri etkilemeye devam ediyor. Grup bu parçada insanın içinde olduğu karmaşadan bahsederken “jigsaw” yani yapboz kelimesini kullanır. Genel olarak karşılaştığımız zorlular ve belirsizliklerle devam eder. Sakin başlayan bu şarkı sonrasında hızlanarak insanları içine çekiyor ve her seferinde olduğu gibi bende de kimseyi umursamadan dans etme isteği uyandırır. Şarkı sözlerinde de geçtiği gibi hem sadece bir kere değil sadece iki kere değil…
Just as you take the mic
(Mikrofonu eline aldığında)
Just as you dance, dance, dance
(Dans ettiğin anda, dans, dans)
…
Jigsaw falling into place
(Yapboz yerine oturuyor)
So there is nothing to explain
(Bu yüzden açıklanacak bir şey yok)
4. Lotus Flower
Sade bir atmosferle dinleyicilerin gönlünde taht kuran bir diğer parçadır. Bataklıklarda yaşamasına rağmen açmayı başaran lotus çiçeği, yaşanan zorluklar sonrasında yeniden doğuşun sembolüdür. Bu şarkıyı ben yolumu kaybetmişken bana her açıdan destek olan ve her zaman yanımda olup ışığımı kaybetmememi sağlayan bir arkadaşımın önerisiyle dinlemiştim. Ve her dinlediğimde kaybolmuşluk hissine rağmen lotus çiçekleri gibi aydınlığa kavuşma arzusuyla kalbime dokunmayı devam ediyor.
Slowly we unfurl
(Yavaşça açılıyoruz)
As lotus flowers
(Lotus çiçekleri gibi)
5. High and Dry
“High and Dry”, Thom Yorke’un üniversite yıllarında yazdığı bir parçadır. Şarkının sözleri kişinin terk edilme duygusunun kalp kırıklığı ve kişinin olmadığı biri gibi davranmasından bahsediyor. Bu şarkıyı listeyi oluştururken denk gelerek keşfetmem de benim için güzel bir sürpriz oldu. İlk dinleyişimde lise zamanlarımda birine karşı beslediğim sevgiyi ve onu nasıl kaybettiğimi, sahip olduğum her şeyin yitip gittiğini düşündüğüm anları hatırlattı. Ama aşağıdaki sözlerden dolayı bunun ne kadar doğru olmadığını aslında o kişiyle uyumlu olmaya çalışırken kendim olmayı unuttuğumu ve bu yüzden kırılan kişinin kendim olduğunu fark etmemi sağladı.
Kill yourself for recognition
(Onaylanmak için öldürürdün kendini)
Kill yourself to never ever stop
(Öldürürdün asla ve asla durmamak için)
You broke another mirror
(Bir aynayı daha kırdın)
You’re turning into something you are not
(Olmadığın bir şeylere dönüşüyorsun)
6. No Surprises
OK Computer albümündeki en hüzünlü ve melankolik şarkı olarak tanımlayabilirim bu parçayı. Yorke bu şarkı için “Sonrasında sayısız versiyon yaptık ve hepsi de ilk versiyonun coverıydı, biz de vazgeçerek orijinal haline geri döndük” sözlerini kullanmıştır. Basit melodisiyle derin sözleri yaşadığı çağa kendini ait hissedemeyen ve sorumluluklardan yorulmuş insanların duygularına hitap eder. Modern yaşamın içinde sıkışıp kalmış olmanın derin bir karamsarlıkla işlendiği bu şarkı bu hisleri taşıyan herkesin duygularına tercüme oluyor.
A heart that’s full up like a landfill
(Bir çöplük gibi dolmuş kalp)
A job that slowly kills you
(Seni yavaşça öldüren iş)
Bruises that won’t heal
(İyileşmeyen yaralar)
7. Creep
Grubun çıkış şarkısı olup başlarda pek başarılı bir parça olarak görülmemiştir fakat sonrasında ise gördüğü ilgiden bıkmış olan grup şarkıyı konserlerinde seslendirmeyi reddeder. Radiohead’den bahsederken bu şarkıyı es geçmem pek mümkün değildi. “Creep”, karşılıksız aşkı, yetersizlik hissini ve kendini bir “creep” (ucube) olarak görmenin hikâyesidir. Sözlerinde geçen “I want a perfect body/I want a perfect soul” dizeleri ise insanların aslında en iyisi olmak isteyip görünüşlerini ve düşüncelerini takıntı yaptıklarından bahsederken kendilerini yetersiz görmelerinden bahsediyor. Çağımızdaki mükemmel olma çabası bu dizelerle anlam buluyor.
- Ayrıca şarkı hakkında Radiohead – Creep: Garip Olmanın Hikayesi adlı yazıyı da sitemizden okuyabilirsiniz.
I want a perfect body
(Mükemmel bir beden istiyorum)
I want a perfect soul
(Mükemmel bir ruh istiyorum)
I want you to notice when I’m not around
(Etrafında olmadığımda fark etmeni istiyorum)
Kaynakça: