Nedimeler, Geç Ortaçağ İspanya’sında kral IV. Philip’in sıklıkla resim yapışını seyretmek için gittiği Diego Velazquez’in eseridir. Öyle ki bu tabloda da Velazquez, kral ve ailesini resmetmiştir. Bu eser, tarihteki en iyi ve en ilginç resimlerden biri olarak görülür. Sanat tarihinin ilk üç boyutlu tablosu olarak kabul edilen eser, aynı zamanda İspanyol resim sanatının da üzerine en çok tartışılan ve yorum yapılan eseridir.
Peki bu eseri, bu kadar ilgi çekici hale getiren nedir?
Tablonun detayına inmeden önce göz gezdirdiğimiz anda bizi içine çekebildiğini fark ederiz. Velazquez, eser ile seyircisi arasındaki keskin ayrımı kırmak istemiş ve seyircisini de tabloya dahil ederek onu edilgen bir unsur olmaktan çıkarmıştır.Eserin detaylarına inecek olursak, ön planda duran küçük kız çocuğu kralın kızı Margarita’dır. Prensesin çevresinde esere ismini veren nedimeler bulunur. Onların hemen yanında ise iki cüce vardır. Sol taraftaki cüce sarayın cücesi olarak bilinirken sağ taraftaki cüce sarayın soytarısı olarak tanınır. Velazquez, görünüşleri sebebiyle aşağılanan cücelere önceleri pek çok kez tablolarında yer vermiştir.
Resme dikkatlice baktığımızda arka kapıda içeri girmekte yada oradan çıkmakta olan birini görüyoruz. Bu kişi ise kraliçenin kahyasıdır. Yapılan yorumlara göre kahya, kraliçe ve kralı için kapıyı açmakta ve onlara reverans yapmaktadır.
Peki kral ve kraliçe nerededir?
Kapının hemen soluna doğru baktığımızda duvarda asılı olan bir tablonun içinde görüyoruz onları. Bazı yorumlara göre duvarda daha aydınlık duran bu ayrıntının ayna olduğu da söyleniyor. Resmin solunda devasa bir tuvalin önünde duran kişi ise Velazquez’in kendisidir. Tablonun içine kendini de dahil eden ressamın kıyafetindeki haç ise ona verilen kraliyet emaresidir ve tabloya sonradan eklendiği söylenir. Ressamın önünde duran devasa tuvale dönecek olursak, IV. Philip ve eşinin bu boyutlarda bir resminin olmadığı bilinir.
Bu durumda aynadaki yansıma kral ve kraliçeye ait ise fakat ressam onları çizmiyorsa ve onlara bakmıyorsa, kime bakıyor ve fırça darbeleriyle kimi yansıtıyor? Ona bakan, onunla göz göze gelen gelecek nesilleri, seyircisini, yani bizleri.
İspanya’nın çöküş döneminde tuvale yansıyan bu resim geçmişi (onu temsil eden kral ve kraliçeyi) geride bırakıp, bir ışık hüzmesi ile gösteriyor. Gelecek nesile ise umut ışığı ile bakıyor ki, ön planda duran ve parıldayan küçük prenses ile bu mesajı daha net algılayayabiliriz.
Seyircinin bu tabloda ressam için görünür hale geldiğini ifade eden Fransız düşünür Michel Foucault’da, Kelimeler ve Şeyler adlı kitabında, Las Meninas tablosunu ayrıntılı bir şekilde incelemiştir. Ressamın bulunduğu yer ve resmin seyircisi ile iç içe geçmişliğini uzun uzun analiz etmiştir. “Ressamın gözleri, seyirciyi bakışlarının alanı içine yerleştirdiği anda, onu kavramakta, tablonun içine girmeye zorlamakta, ona hem ayrıcalıklı ve hem de zorunlu bir yer vermekte, onun aydınlık ve görünür yanını yok etmekte ve onu donuk tuvalin ulaşılamaz yüzeyine yansıtmaktadır. Seyirci, ressam için görünür hale gelmiş ve kendi için kesinlikle görünmez bir görüntü halinde yüzeye aktarılmış olan görünmezliğini görmektedir. Marjinal bir tuzak tarafından çoğaltılan ve daha da kaçınılmaz kılınan şaşkınlık.”
Tabloda üç tane odak noktası bulunur. Velazquez, Margarita ve kral ile kraliçenin bulunduğu aynaya sağ tarafta bulunan pencereden ışık gelir ve geride kalan ayrıntılar belirsiz ve daha karanlıktadır. Seyircisi resmin aydınlık tarafına baktığında kendini tablonun içinde bulabilirken, daha karanlık tarafa doğru baktığında kendini dışarıda hissedebilir.
Foucalt’un da kitabında değindiği son detaya gelecek olursak duvarda asılı duran ancak pek de aydınlık durmayan bir konumda bulunan iki tablo görürüz. Bu tablolar, Velazquez’in hayranlık duyduğu tablolar olarak bilinir ve kendi eserinde onları tekrar çizmiştir. Peter Paul Rubens tarafından resmedilen bu eserler, Ovid’in “Metamorfozlar’’ından gelen Athena ve Apollon ile ilgili iki benzer hikayeyi anlatır. İki tabloda da ölümlüler ve tanrılar arasındaki rekabet konu edinmiştir. Ancak bu rekabette kazanan yoktur ve sanatsal uğraşın kutsal gücünü göremeyenler kendi tanrıları tarafından cezalandırılır.
Sanat tarihinde önemli bir yere sahip olan bu eser, birçok sanatçı için ilham kaynağı olmuştur. Bunun en dikkat çeken örneklerinden biri ise Picasso’nun 58 ayrı versiyondan oluşan Las Meninas koleksiyonudur.
Velazquez de ortaya koyduğu eserin farkındadır ki kral ve kraliçeye şu sözleri söyler: “Doğaya veya aynadaki yansımanıza değil, görüntünüzün fevkalade tasvirine, tuvalime bakın.”
Kaynak:
https://www.gokhanyorgancigil.com/?p=1319
https://www.sanatabasla.com/2012/07/nedimeler-las-meninas-velazquez/