Sanat Dönemleri Serisi: Empresyonizm

spot_img

19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan sanat akımı popüler kültür ile birçoğumuzun yakından tanıdığı empresyonizmdir (izlenimcilik). İzlenimcilik akımı 19. yüzyıl Avrupa’sında dev bir etki yaratarak birçok sanatçıyı etkilemiştir. İzlenimci sanatın arka planında yatan sosyolojik dönem Fransa’da özellikle Paris, hem bir metropol kent olurken, hem de genel olarak kentsel fakirleşme egemendi. O dönemde dünyanın üçüncü büyük kenti olan Paris, aynı zamanda pis kokulu ve salgın hastalıklarla dolu bir kentti. İzlenimci sanatçılar kentin ve manzaraların bu gerçekçi görünümlerini adeta anlık hislerle resmetmişlerdir. Bu noktada sanat,  realizm ile üslup olarak benzerlik göstermese de üslup mantığı açısından benzerlik göstermektedir. Farklı yönlerden ve farklı şekillerle ele alınsa da hem realizm hem de empresyonizm gerçek görünümlere odaklanır.

Empresyonist sanatçılar resmedeceği yere bir kere bakar ve o anı akıllarında kalan görüntü kadarıyla resmeder. İzlenimcilik akımının en önemli özelliği ve sanat üslubunun karakteristik özelliğini oluşturan unsur budur. İzlenimcilik akımının birçok temsilcisi olmakla beraber Edouard Manet, Edgar Degas, Camille Pissarro, Paul Cezanne en ünlü sanatçılarındandır. Paul Cezanne, Vincent Van Gogh ve Paul Gauguin, Geç İzlenimciler olarak isimlendirilen diğer önemli sanatçılardandır.

Edouard Manet

Manet’nin sanat üslubu her ne kadar tam bir izlenimci kategorisine girmese de bu sanat döneminin başını getiren önemli temsilcilerden biridir.

Yüzen Atölyesinde Cloude Monet 1874

Manet, yukarıda görüldüğü gibi Monet’yi bir nehirde sandalı üzerinde resim yaparken resmetmiştir. Bu resim izlenimcilik akımının ilk resimlerinden biri olmakla beraber akımın en önemli temsilcisi de resme dahildir. Monet, günün belli bir saatinde nehre vuran ışıklarla beraber o küçük anı resmetmektedir. Manet ise o küçük anın içinden kopan daha küçük bir anı, Monet’nin resmetme anını yakalamıştır.

Cloude Monet

İzlenimcilik denildiğinde akıllara gelen ilk isim kuşkusuz Monet‘dir. Monet eserlerinde izlediği anı aklında kalan ifadesiyle resmeder bu da izlenimci üslubu oluşturur.

Rouen Katedrali Sabah Erken 1894
Rouen Katedrali Öğleden Sonra 1892

Yukarıda görüldüğü gibi Monet aynı yerin görünümünü iki farklı zamanda resmetmiştir. Yani aynı katedralin farklı saatlerdeki farklı ışıklarla görünümlerini ele almıştır. İlk resim sabahın soğukluğunu hissettirecek bir renk kontrastına sahipken, ikinci resim akşam üzeri saatlerinde gün batımı ışıklarının yapıya çarptığı sıcak bir anı kaydetmiştir.

Ve yine Nilüferler serilerinde Monet, göldeki nilüferlerin farklı saatlerde, farklı gün ışığında görünümlerini ele almıştır.

Nilüferler Serisi
Nilüferler Serisi
Nilüferler Serisi

Pierre-Auguste Renoir

”Hayatta o kadar kötü şey var ki onlara bir yenisini eklemek niye?” der Renoir ve dediği gibi gerçekten de anın kısa ve eğlenceli yönlerini izleyerek resmetmeyi seven bir sanatçıdır.

Moulin de la Galettede Dans 1876

İzlenimcilik akımının klasik üslubunda olduğu gibi Renoir da kısa konturlu çizgileri yumuşak hatlar ile ifade eder. Resmin tüm unsur ve figürleri adeta iç içe geçer. Bu görünüm kişi, bir yere bakıp gözlerini kapattığında akılda kalabilecek bir görünümdür. Bu yüzden izlenimcidir.

Edgar Degas

Degas’nın sanatının temelinde eskiz vardır. Bale provası gibi tesadüfi anları hızla yakalanmış enstanteneleri sağlam çizgiler, net konturlar ve pastel renklerle tuvale yansır. Renoir ile Degas’nın üslubu ile arasındaki en temel fark çizgilerinin belirgin olmasıdır. Her izlenimci gibi Degas da küçük ve sıradan bir anı ölümsüzleştirerek şahesere dönüştürmüştür.

Peletier Sokağındaki Dans Salonu 1872

Kaynakça

Krausse, A.C., Rönesans’tan Günümüze Resim Sanatının Öyküsü, Literatür Yayınları, 2005.

Gombrich, E.H., Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi, 2019.

Hodge, Susie, Sanatın Kısa Öyküsü, Hepkitap Yayınları, 2019.

spot_img
Aslı Karadağlı
Aslı Karadağlı
Sanat Tarihçisi, İçerik Üretici.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.