Sandro Botticelli – İlkbahar Alegorisi Tablosu Detayli İncelemesi

Yazı İçindekiler [hide]

spot_img

Sanat tarihi ve eserleri çok merak edilen ama nereden ve nasıl başlanılıp okunacağı çok kestirilemediği için hep bir kenarda okunmayı, araştırılmayı bekleyen bir konudur. Sanat eserlerinin milyonlarca dolara satılmasına hayretler içinde bakanlar, gerçek değerinde satıldı diyenler ve bu konuda birçok spekülasyona konu olan eserler hemen her dönem gündeme gelmektedir. Bilinmesi gereken şeyler içerisinde en önemlisi de sanat eserinin o döneme ışık tutup, dönemin sosyolojik, politik ve ekonomik yapısı hakkında bilgi verdiğidir. Bu anlamda bir sanat eseri, içinde barındırdığı değerler ölçüsünde değer kazanmakta ve dönemine bulunduğu katkı neticesinde itibar görmektedir. Sanat eserleri o dönemin görsel kaynaklarıdır. Bu anlamda sanat eserlerinin toplumlar için vazgeçilmez değerlerinden biri de taşıdığı bu önemdir. Hiç kuşkusuz bunun yanı sıra sanat eserinin başkaca değerleri de vardır. Bu görüş ile yola çıkarak bugünkü konuyu Erken Rönesans Dönemi ressamlarından Botticelli’nin ”La Primavera” diğer adıyla ”İlkbahar Alegorisi”ne ayırdık.

O Dönemin İtalya’sı

Avrupa’da düzenli bir siyasi yapılanmanın olmadığı, siyasi karışıklıkların yaşandığı, kilisenin ve dini yapıların etkili olduğu, zengin ve nüfuslu ailelerin yaşadığı, halkın sınıflara ayrıldığı karmakarışık bir dönem düşünün. İşte böylesi bir ortamda kilise gücünü koruyabilmek için her türlü düşünceyi yasaklamış ve kendi belirlediği sınırlara göre düşünmeye izin vermiştir. Özgür düşünce oluşamamakta ve insanlar düşündüklerini ifade edememektedirler. Her şey kilisenin istediği sınırlarda olduğundan bilim ve sanat ikinci planda kalmaktadır. Kilisenin yanı sıra Mediciler dediğimiz zengin zevk sahipleri de sanatı etkilemiştir. Medici ailelerinin verdiği siparişler doğrultusunda işler yapan sanatçılar özgürce konularını seçememekte ve sanat  belli bir görüşe sıkışıp kalmaktadır. İşte tam da bu zamanda Rönesans’ın etkileri ortaya çıkmaya başlamıştır. Rönesans İtalyanca ”yeniden doğuş” anlamına gelmektedir ve bir diğer adı da Klasizm’dir. Peki neden yeniden doğuş, neyin yeniden doğuşu?

Çalkantılı siyasi bir ortam, kilisenin baskısı, Medici aileleri, sınıflara ayrılmış bir halk. Siyasi karışıklıklar sonucu yıkılan devletler ve savaşlar neticesinde güçten düşen kilisenin etkisi azalmaya başlamıştır. Savaşlar sonucu dengeler değişmiş ve  birçok baskı unsuru etkisini yitirmiş, özgür düşünce kendini göstermeye başlamıştır. Sanatçılar üzerindeki baskılar kalkmaya başlayınca, resimlerin konusu değişmiş ve sanatçılar Eski Yunan (Antikite) ve Roma kültürlerine yönelmişlerdir. İyiye, güzele, doğruya ve akla ulaşma çabası vardır. Bu bir eskiye gidiş değil o kültürlerin yüksek sanat  gücünden faydalanmadır. Aynı zamanda bilginin, bilgeliğin kaynağı sayılan Eski Yunan ve Roma Kültürünün eserleri de incelenmiştir. İşte bu amaç doğrultusunda araştırmalar yapılmış, eserler verilmiş, sanat ve sosyal yaşam alanları oluşmaya başlamıştır. Köhne düşünceler hızla atılmış, yerine sarsılmaz medeniyetin, Antikite’nin adeta insanın özünü barındıran düşünce sistemi örnek alınmıştır. Avrupa’ya uyarlanan bu düşünce çok kısa sürede inanılmaz neticeler vermiş ve o  dönemde birçok sanatçı, düşünür, bilim insanı yetişmiştir. Bu dönemin getirdiği yenilikler hiç kuşkusuz sayılamayacak kadar fazladır. Resim sanatı alanındaki etkileri; sanatçı bağımsız düşünüp eserler yapmaya başladı. Sanatçı sanat kimliğini kazandı. İki boyutlu figürlere derinlik katıldı. Resmedilen mekanlar gerçekçi çizilmeye başlandı. Benlik kavramının başlangıcı sayılan perspektif kullanıldı. Eski Yunan ve Roma medeniyetine özgü değerler örnek alındı. İşte böylesi bir dönemin içine doğan, 15. yy sanatçısı Sandro Botticelli (1445-1510) resimlerinde döneminin özelliklerini ve sanat anlayışını  yansıtmaktadır. Resimlerinde büyük ayrıntı zenginlikleri göze çarpar. Dönemin Medici ailelerine yaptığı eserleri ve sipariş üzerine çalıştığı Sistina Şapelinin süslemeleri vardır. Konular daha çok dini ağırlıklıdır. İlk dönem çalışmalarında sipariş resimlerin etkisi olsa da sonraki çalışmalarında artık  iyiden iyiye kendi düşüncelerine göre resmedilmiş yapıtları mevcuttur. Seçtiği konuları büyük bir ayrıntıyla ve zenginlikle resmetmiş, kendine özgü şiir dolu bir atmosfer oluşturmuştur. Sandro Botticelli, dönemin ünlü ressamı olan Massaccio’dan teknik adına her şeyi öğrenmiş ve üstün yeteneğini yaptığı işlerle kanıtlamıştır.

 

Sandro Botticelli İlkbahar Alegorisi
Tarih: 1478
Orijinal Boyut: 203 x 314 cm
Yer: Galleria degli Uffizi, Florence

İlkbahar Alegori Tablosu

İlk olarak tablodaki figürlere ve mekana bakarak başlayabiliriz. Sembolik bahar alegorisi. Tablodaki figürler ve bahçenin kendisi ayrıntılı bir şekilde işlenmiş. Rönesans dönemi Floransa’sında Botticelli aradığı ortamı bulmuş ve bu eserini yapmıştır. Erken Rönesans döneminde doğan Botticelli, birçok eser yapmış ama bu eseri onun başyapıtı olmuştur. Botticelli birçok ustanın yanında bulunup resim sanatının ayrıntılarını öğrenmiştir. 20’li yaşlarında başarılı ve aranan bir ressam olmuştur. Roma’ya davet edilen Botticelli orada 6. Papa Şapeli için dini figürler resmetti. La Primavera diğer adıyla ilkbahar Alegorisi o dönemin geleneği üzerine Medici bir aile tarafından sipariş edilmiştir. Her ne kadar Erken Rönesans dönemi olsa da hala geleneğin etkileri devam  etmektedir. Rönesans Prensi olan Lorenzo ”La Primavera’yı” sipariş etmiştir. Tablo siparişleri daha çok evlilik hediyesi olarak tercih ediliyordu.

Eserde mitolojiden alınmış dokuz figür vardır. Bu figürlerin tablodaki yerleşimi ve verdiği mesajlar ayrı ayrı incelendiğinde çok farklı konulara uzanmaktadır. Tablonun merkezinde Venüs* yer almış ve etrafında diğer figürler konumlandırılmıştır. Toplamda 9 figür vardır ve hepsi klasik mitolojiden çıkmış  karakterler. Bunlar tablonun en sol yanında yer alan kanatlı sandaletleri ve kırmızı kıyafeti ile Hermes** bizi karşılamaktadır. Üç kadın mitolojik karakter üç güzeller***, Venüs’ün tam başının üstünde yer alan gözleri bağlı aşk meleği Eros**** sağ yanında rüzgar Tanrısı Zephyros (zefir), Chloris ve baharın gelişini müjdeleyen Flora yer almaktadır.

Aşk Tanrısı Eros

Dişi figürlerin resmedilmesi (zarafet, neşe ve sevinci temsil eder) Venüs’ün zarafet ve güzelliğini desteklemek  için yapılmıştır. Nymphe***** Chloris’in Flora’ya dönüştüğünü görmekteyiz. Flora’nın ağzından çiçekler dökülmesi bahara dönüşüm olarak yorumlanır. Bahara  dönüşen Flora’nın her yerinde çiçekler belirir. Flora çiçekleri eliyle toplamaya çalışır ve eteğinde biriktirir.

Figürlerin duruşu da son derece önemlidir. Örneğin tablonun tam ortasındaki üç güzellerden birinin sırtının bize dönük olması ve ayağının altını görüyor olmamız o dönemin figürleri hakkında bilgi vermektedir. Çünkü Kharit’in ayağının altını görüyor olmamız figürün aşağısından baktığımızı gösterir. Bu da Erken Rönesans Dönemi figürlerinde tablolara bakış açısıdır.

Tabloda dikkatimizi çeken bir diğer özellik ise yüzlerce çiçek resimleriyle bezeli olması. Botticelli birbirinden farklı 500’e yakın çiçeği gerçeğe yakın bir şekilde resmetmiştir ve bu çiçeklerin hepsi İtalya’da var olan bitkilerdir. Bu anlamda tam bir botanik çeşitlilik vardır. Çizim ayrıntıları ve kullanılan tekniğe son derece önem verilmesi tablonun 1 yıl gibi uzun bir sürede bitmesine neden olmuştur.

Eser bu kadar uzun sürede bitmiş ama ilk sergilendiği yer bir yatak odası olmuştur. Yaklaşık 400 yıla yakın kapalı kapılar ardında kalan “La Primavera” 4 asır sonra güneş ışığıyla buluşmuş ve çeşitli yer değiştirmelerden sonra Galleria degli Uffizi, Florence’da bugünkü yerini almıştır.


* Venüs: Yunan Mitolojisinde güzellik Tanrıçası

**Hermes : Tanrı ile insanlar arasındaki aracı. Tabloda bahçenin koruyucusu görevinde yer alıyor.

*** Üç güzeller: Zeus ve Eurynome’nin kızları diğer adıyla Kharitler. Baharın gelişini müjdeler.Aglaie (parlaklık), Euphrosyne(sevinci, neşeyi) ve Thalia (gençlik, tazelik ve güçlenme) ifade eder.

**** Aşk tanrısı

***** Nymphe (Nimfe) sözcüğündeki y=i , ph=f harfleri Latince de okunuş biçimi


 

Yararlanılan Kaynaklar

Giorgio Vasari : Sanatçıların Hayat Hikayeleri

E.H Gombrich : Sanatın Öyküsü

TRT Tuvaldeki Başyapıt

Görseller: Google Arts & Culture Botticelli La Primavera

spot_img
Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!