Doğuda gösterdiği başarılar nedeniyle “Şark Fatihi” unvanını alan, Milli Mücadele‘nin önemli isimlerinden biri olan Kâzım Karabekir Paşa, 1882 yılında İstanbul Fatih’te (Zeyrek) doğmuştur. Ailesi Karaman’ın Gafariyat ilçesindedir. Şimdiki ismi ile Kazım Karabekir ilçesi olarak bilinir. Ailesinden gelen bir vatan millet sevgisiyle büyümüştür. Babası, Kırım Savaşı’na on altı yaşında gönüllü olarak yazılmış Mehmed Emin Paşadır. Sırasıyla Hakkâri, Van ve Harput’ta görev almış, en son Mekke’de vali vekaleti görevinde iken kolera salgınında vefat etmiştir. Kâzım Karabekir Paşa’nın annesi ise Hacı Havva Hanım’dır. Mehmet Emin Paşa’nın 1893’te Mekke’de ölmesi üzerine, Havva Hanım zor şartlar altında beş çocuğuyla birlikte İstanbul’a gelmiştir. Havva Hanım 1917 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.
Okul Hayatı

Okul hayatına ilk olarak Fatih’te başlamıştır ancak babasının görevi nedeniyle doğu illerinde Mahalle Mektepleri’nde eğitimine devam etmiştir. Daha sonrasında İstanbul’da Fatih Askeri Rüşdiyesi’nden ve Kuleli Askeri İdadesi’nden birincilikle mezun olmuştur. 1900 yılında Pangaltı Harbiye Mektebi’ne girmiştir. Burada Almanca ve Rusça dersleri almıştır.
Başarılarını devam ettiren Kazım Karabekir bu okuldan da sınıf birincisi olarak mezun olmuştur. Erkan-ı Harbiye Mektebi’ne devam eden Karabekir, 1905 yılında birincilikle mezun olmuştur ve “Altın Maarif Madalyası” ile ödüllendirilmiştir. Okul idaresi gösterdiği üstün başarı nedeniyle kendisinden öğretmen olarak okulda kalmasını istemişlerdir ancak Karabekir Paşa bunu kabul etmeyip askerliği bir öğretmen olarak değil sahada görev alarak yapmak istediğini belirtmiştir. Bu nedenle iki yıllık görevlendirildiği 3. Ordu süvari topçu ve piyade bölük komutanlığı hizmeti olarak Manastır’da yapmaya başlamıştır. Burada birçok kere Rum ve Bulgar çeteleriyle uğraşmak zorunda kalmıştır. Manastır ve İstanbul’da İttihad ve Terakki Cemiyetlerinin ilk merkezlerinin kuruluşunda görev almıştır.
Mağlubiyetle sonuçlanan Balkan Savaşları sırasında Edirne’de görev yapan Kazım Karabekir, ilk görev yeri olan Balkanlarda, Bulgarların Edirne’yi kuşatmaları sırasında ordu kumandanı Şükrü Paşa ile birlikte büyük fedakarlıklarla uzun süre düşmana karşı koymuştur. Edirne düşünce açlık ve cephanesizlikten dolayı 22 Nisan 1913 günü bir müddet esir düşmüştür ve Sofya’ya gönderilmiştir.
21 Temmuz 1913’te Edirne’yi geri alışımızdan sonra Bulgaristan ile imzalanan İstanbul Antlaşması’yla Sofya’daki esaretten kurtulup İstanbul’a gelmiştir.
Yetimlerin Babası

Kars’ı ve Gümrü’yü işgalcilerin elinden kurtardıktan sonra bu bölgede ailelerini savaşta kaybetmiş çocuklar için okullar kurmuştur. Çocukların toplam sayısı 4 bin erkek, 2 bin kız civarındadır. Bu okullara kendi deyimiyle “okullar ordusu” adını vermiştir. En bilineni de Gürbüz Çocuklar Ordusu‘dur.
Okulların amacı, teknik ve mesleki bilgiler vermektir. Eğitimin temel taşları milli ve ahlaki değerlerdir. Ancak öğrencilere bu okullarda askeri eğitim de verilmiştir. Kâzım Karabekir, yetim ve öksüz çocuklara ithafen şu sözleri söylemiştir: “Hayatta çok başarılarım oldu ama beni en mutlu eden başarım, Sarıkamış’ı bir çocuk kasabası haline getirip binlerce evlada gerçek bir baba oluşumdur.”
Eğitime verdiği önemi her alanda gösteren Karabekir Paşa, kendisinin de müzikle iç içe olması nedeniyle bu okullarda tiyatro ve müzik eğitimi de verilmesini sağlamıştır. Okullarda gösteri salonlarının olduğu bilinmektedir. Okulların öğrencilerinden oluşan bir bando takımı kurmuştur. Bilinen marşlardan biri de Gürbüzler Ordusu’nun bestelediği Türk Yılmaz Marşı‘dır.
Milli Mücadeledeki Önemi

Milli Mücadele, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasının ardından başlamıştır. Öte yandan, Erzurum Kongresi‘nin toplanması için çalışan Karabekir Paşa, Atatürk tarafından gönderilen bir telgrafla başarısından ötürü takdir edildi. Amasya Genelgesi’nin yayınlanması üzerine Erzurum’da gerçekleşecek kongre dört bir yana duyuruldu. İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal‘in Anadolu’daki girişimlerinden oldukça rahatsızdı. Bunun üzerine tutuklanması için Kâzım Karabekir görevlendirildi. Ancak Kâzım Karabekir Paşa, komutanının Mustafa Kemal olduğunu İstanbul Hükümeti’ne bildirdi.
Siyasette Kazım Karabekir

Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Cafer Tayyar Eğilmez ve Adnan Adıvar ile birlikte 27 Kasım 1924’te Cumhuriyet’in ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası‘nı kurdular. Karabekir’in liderliğindeki bu parti, 1925 yılının Şubat ayında başlayan Şeyh Sait İsyanı nedeniyle 3 Haziran 1925’te kapatıldı.
Öte yandan Kâzım Karabekir, 22 Haziran 1926’da İzmir’de Mustafa Kemal‘e düzenlenen suikasttan haberdar olduğu halde bu durumu bildirmediği gerekçesiyle tutuklandı. İstiklal Mahkemesi’nde idamla yargılanan Karabekir Paşa, mahkeme heyetinin oy birliğiyle beraat etti.
İkinci dönem milletvekilliği sona erdikten sonra Kâzım Karabekir, 5 Aralık 1927’den itibaren 1938 yılına kadar Erenköy’deki, günümüzde müze olan köşkünde inzivaya çekildi.
Atatürk’ün ölümünün ardından İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olduğunda, Karabekir 31 Aralık 1938’de İstanbul milletvekili olarak seçildi. Daha sonrasında 23 Temmuz 1946’da TBMM Başkanı seçildi. Başarılı bir komutan olan Kâzım Karabekir, hayatını ülkesine, milli mücadeleye, eğitime adadı. Tarih 6 Ocak 1948’i gösterdiğinde hayata gözlerini yumdu.
Kaynakça
- Erat, Muhammet. “Kâzım Karabekir (1882-1948).” Atatürk Ansiklopedisi, 16 Feb. 2021, Web. Accessed 08 Sept. 2024.
- Tuna, Serkan. “İstanbul Mi̇lletveki̇li̇ ve BİRİNCİ Ordu Müfetti̇şi̇ Kâzim Karabeki̇r Paşa’nin İstanbul Zi̇yaretleri̇ (1923-1924).” Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, 1 Jan. 1970, Web. Accessed 08 Sept. 2024.
- Küçük, Cevdet. “Kâzim Karabeki̇r.” TDV İslâm Ansiklopedisi, 2022, Web. 08 Sept. 2024
Gençlerimizin tarihimize bu denli meraklı olması beni çok gururlandırıyor. İnşallah ecdadımızla ilgili daha çok yazı gelir.
Çok güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık.
Böylesine müstesna bir yazıyı bizlere sunduğunuz için minnettarım. Hürmetle, ellerinize sağlık efendim.
Başarılarınin. Devamını dilerim. Tuğba hanım