Saw X Film İncelemesi: Özüne Dönüş

Editör:
Ayçe Cansu Yaşar

Yazı İçindekiler [hide]

spot_img

Saw X, Türkiye’deki adıyla Testere X filminin yönetmenliğini Kevin Greutert üstleniyor. Senaryosu Pete Goldfinger ve Josh Stolberg’e ait olan 2023 yapımı korku filminin görüntü yönetmenliğini ise Nick Matthews üstleniyor. Müzikleri Charlie Clouser’ın imzasını taşıdığı filmde oyuncu kadrosunda ise Tobin Bell, Shawnee Smith, Synove Macody Lund, Steven Brand, Renato Vaca, Joshua Okamoto gibi isimler yer alıyor.

Bir anti-kahramana sempati duyulabilir mi?

Yazının bundan sonrası Saw X filmi incelemesine ilişkin sürprizbozan detaylar (spoiler) içermektedir!

Yayımlandığı tarihten itibaren izleyici tarafından büyük ilgi gören korku serisi Testere’nin ilk filmi ile ikinci filmi arasında geçen olayları konu edinen yeni halkası Testere X. Film Jigsaw’ın (John Kramer) kişisel sebeplerden dolayı intikam peşine düşmesini konu ediniyor. Muzdarip olduğu kanser hastalığına mucizevi bir çözüm arayan John Kramer’ın karşısına riskli ve deneysel bir tıbbî tedavi çıkar. Bir umut tedavinin merkezi olan Meksika’ya gider ancak orada tüm operasyonun kendisi gibi umut arayan çaresiz hastaları aldatmaya yönelik bir dolandırıcılık operasyonu olduğunu görecektir. Bu yeni keşfettiği durumla beraber John işine geri dönecek ve ustaca hazırladığı tuzaklar aracılığıyla dolandırıcıları dehşete düşürecektir.

John Kramer’ın Dönüşü

John Kramer

Her şeyden önce film John Kramer’ın geri dönüşünü gösteriyor. Filmi diğer serilerinden ayıran en önemli detaylardan biri ise; ana karakter tuzağa düşürerek değil, aksine tuzağa düşerek yaşam mücadelesi veriyor. Bu durum da serinin en ünlü karakterinin (John Kramer) ilgi odağı olmasını sağlıyor. Ayrıca kanlı tuzaklı sahneleriyle birlikte aralıksız süren polis soruşturmaları da yok. Diğer en belirgin özelliği ise, film kanserle savaşan bir adamın mücadelesini konu aldığı için aynı zamanda drama da çok yakın.

Saw X

Umutları tükenen John’un kendisi gibi kanser teşhisi almış kişilerin yer aldığı bir derneğe katıldıktan sonra orada tanıdığı biri sayesinde deneysel bir tedaviyi duyması ve kabul etmesi ile başlıyoruz. Yaşlı, zor yürüyen ve ölmek üzere olan birinin tedavi olduktan sonra iyiliğe yönelme çabasını izlerken sempati duymak kolay oluyor. Fakat daha sonrasında John’un insanlığa minnetler duyma eşiğindeyken, duygularının yoğun bir şekilde tepe taklak oluşu ile, özüne yani kötülüğe dönüşünü izliyoruz. Başlarda dramatik bir yapıyla ilerleyen filmin devamında yerini keskin bir biçimde şiddet ve korku atmosferine bırakarak pik noktasına ilerlediği görülüyor. Bu bağlamda serinin ‘özüne’ dönüşünün filmin seri katilinin karakter dönüşümü ile birleştirildiği rahatlıkla söylenebilir.

Film yaptığı muhteşem açılış sahnesi ile bize tüm zamanların Testere serisinin klasiğini göstermiş oluyor. Çarpık bir intikam öyküsünü izlediğimiz filmde sadece ana karakterle değil diğer karakterlerle de çok fazla zaman geçirildiğinden sonunda John’a (Jigsaw) ihanet edişleri yürek parçalayıcı oluyor. Jigsaw’un geçmişteki ve gelecekteki kurbanları hep kötü insanlardan seçilmiş olsa da, burada net bir şekilde bu insanların nasıl kötü insanlar olduğunu ilk kez izliyoruz. İlk yarı Alıştığımız Testere serisinden uzak bir drama ile başlasa da bu durumdan sıkılmıyorsunuz diyebiliriz. Ayrıca dram ağırlıklı olan ilk yarıda gösterilen ufak bir vahşet sahnesi filmin Testere filmi olduğunu unutmamamızı ister gibi bir nitelik taşıyor.

Gördüğümüz meşhur sahnelerden biri ise, kurbanların domuz maskesi takmış biri tarafından kaçırılması. Ancak birkaç kez gördüğümüz bu sahneler alıştığımız kadar gerilimle dolu değil. Fakat heyecan verici bir noktası var ki o da; domuz maskeli kişilerin iki kişi olması. Hasta ve yaşlı olan John’un bu kadar büyük bir güçle kurbanlarını avlayamayacağını bildiğimizden asıl kişinin kim olduğunu merak ederek izliyoruz. Sonunda da kim olduğunu görmek heyecan verici oluyor. Bu kişi tabi ki de Jigsaw’un ilk çırağı olan Amanda Young’dan (Shawnee Smith) başkası değil. Serinin birçok sevdalısı için bu durum mutluluk verici olacaktır. Filmin üzerinden 20 yıl geçtiği için Smith, Amanda karakteri için çok yaşlı görünmüş. 50 yaşında olan bir karaktere 30’unda birinin oynaması için yeterli özen gösterilmediği görülüyor. Öte yandan John için aynı şey geçerli değil çünkü ölmek üzere olan hasta birini oynadığından yaşının gerçekliği göze batmıyor. İlerleyen sahneler Amanda’nın anlatımda hiçbir amacı yok gibi görünse de yönetmenin, serinin olası devam filmlerinde Jigsaw’ın yerini Amanda Young’ın alacağı izlenimini verdiğini de görmek mümkün.

Tüm dolandırıcıların kaçırıldığı filmde, bazı tuzak sahnelerini izlerken kafanızı ekrandan çevirmeniz gerekebiliyor. Ancak buradaki handikap kafa karıştırıcı. Kurbanların aslında kanser hastalarının umutlarıyla oynayan dolandırıcılar olduğunu film bize çok yakından gösterdiği için tuzaktaki bu insanlara çok da üzülmüyorsunuz. Ancak elbette ki bu tuzaklar tatmin ve neşe duygularımızı da uyandırmıyor. Yaptıkları onca şeye rağmen cezalarının öldürülmek olması ve bunlara şahit olmak hoş görünmüyor. Muhtemelen filmde bulunan ceza yöntemleri özellikle de Türkiye izleyicisinin destekleyeceği bir durum değil. Yine de kendinizi bir grup umut taciri dolandırıcının ölümünü umursamazken bulabilirsiniz. Bu sebeple aslında filmde Jigsaw’ın (John) eylemlerini diğer serilere nazaran daha haklı görebiliyorsunuz. Bu bağlamda da filmin ana unsurlarından birinin John’u anti-kahraman yapmak olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz.

Sonuç olarak, Saw X; teknik açıdan diğer filmler kadar etkileyici olmasa da zekice tasarlanmış. Filmin oyunculukları da korku ve acı duygusunu bize derinden hissettirecek kadar profesyonel. Film ayrıca vahşet dolu sahnelerin detaylı gösterimi ile de tüylerimizi diken diken edecek nitelikte. Tuzak sahneleri filmin diğer serileri ile aynı mantığı içererek klasikliğini korumuş. Yine klasiklerinden biri olan zamanın öneminin dikkat çekmesini etkileyici bir şekilde göstermiş. Saw X, daha önceki Testere serilerini izleyebilenler için yine izlenilebilir ve sınıfı geçen bir 2023 yapımı korku filmi.

Fragman için:

 

spot_img
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Eda Günay
Eda Günay
•aktör •yönetmen asistanı •içerik yazarı •piyanist

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.