Son 5 Yılın Oscar Alan En İyi Belgeselleri

Editör:
Asiye Tuna Deniz
spot_img

Geçtiğimiz 5 yılın Oscar alan en iyi 5 belgeselini, öne çıkan detayları ve alınması gereken mesajlarıyla sizler için derledik. Başarılarının hakkını veren bu 5 belgesel, sizi farklı farklı konular hakkında bilgi sahibi yaparken aynı zamanda bir sinema filmi etkisi bırakarak hoş bir seyirci doyumu yaşamanızı sağlıyor. Dikkat çeken olay ve konularıyla, başarılı yapım ve yönetim ekipleriyle, izlediğinizde bunlar nasıl gerçek olabilir hissine kapılıyorsunuz. Haydi bu mükemmel 5 belgesele birlikte bakalım.

Navalyn belgeselinde, Rusya’nın siyasi yapısına ve meydanlardaki dinamiklerine kısmen de olsa şahitlik ediyoruz. Rusya’nın en güçlü muhalefetini elinde tutan siyasi lider Aleksey Navalni’nin, uğradığı suikast sonrası hayata dönmesini ve yaşadığı olayı aydınlığa kavuşturma çabasını anlatan belgeselde çarpıcı detaylara yer veriliyor.

Asıl mesleği avukatlık olan Aleksey Navalni, adını ilk olarak 2008 yılında yazmış olduğu blog yazılarıyla duyuruyor. Kamu kuruluşlarındaki yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma konulu bu yazılar zamanla dikkatleri üzerine çekerek, Navalni’yi dönemin devlet başkanı Rus lider Vladimir Putin ile karşı karşıya getiriyor ve Navalni’nin siyasi bir mücadeleye girmesine neden oluyor. Belgeselde ise bu mücadele sürecinde yaşadığı yıldırma girişimlerinin yanı sıra uğradığı suikast olayının iç yüzünü Navalni’nin kendisinden dinliyoruz. Resmî kurumların kirli iç yüzüne tanıklık ettiğimiz bu belgeselde Navalni’nin öldürülmesi için Sovyet yapımı sinir ajanı olan Noviçok maddesi kullanılıyor. Oldukça zehirli olan bu madde arkasında iz bırakmadığından dolayı askeri alanda tespit edilmesinin zorluğuyla da biliniyor. Haliyle muhalif lider Navalni’nin kendine yapılan suikast girişimini ispat etmesinde de büyük bir engel teşkil ediyor. Bundan dolayıdır ki muhalif liderin yaşadıklarını ispat etme sürecini konu alan belgesel, izleyenleri mevcut siyasi düzene karşı derin sorgulamalara itiyor.

Belgeselden dışarıya taşan tüyler ürpertici başka bir detay ise filmin sonunda destekçilerine “Bir gün öldürülürsem asla vazgeçmeyin!” mesajı veren Navalni’nin 2024 yılının Şubat ayında, Oscar aldıktan kısa bir süre sonra, tutuklu olduğu cezaevinde öldürüldüğü haberi…

IMDb: 7.7

Summer of Soul (2022)

Belgeselde New York’un Harlem kentinde 1969 yılında gerçekleşen, kasetleri 50 yıl boyunca bir bodrumda saklanan Harlem Kültür Festivali’nin orijinal kayıtlarına yer veriliyor. Afro Amerikalıların yoğun katılımıyla gerçekleşen festival, Amerika’nın ırkçı düşünce yapısına başkaldırı niteliği taşıyor. Soul müziğin fazlaca sergilendiği filmde, Blues ve Jazz türlerinin oldukça başarılı örneklerini görüyoruz. İzleyenlere güzel bir müzikal doyum yaşatması da belgeselin öne çıkan güzelliklerinden. 

Belgeselin ana fikri ise ırkçılık ve beraberinde getirdiği sorunlar çerçevesinde ilerliyor. Irkçılıkla mücadele eden tanınmış liderlerin suikastlara kurban gitmeleri, beyaz ırkın siyah ırka üstün olduğu düşüncesinden dolayı Afro Amerikalıların ikinci sınıf insan muamelesi görmeleri, çoğu kamu ve özel sektör olanaklarından mahrum bırakılmaları, ülkede yaşanabilecek büyük bir çatışmaya zemin hazırlamış durumdayken, yapılan festival yeni bir dönemin başlangıcı niteliğini taşıyor. En dikkat çeken kısımlar ise şöyle; o dönem siyah insanlara siyah denilmesi bir hakaret çeşidi olarak algılanırken genellikle ‘Zenci’ kelimesi kullanılıyor ancak festivalde bu kelimenin daha çok ayrımcılığa neden olduğunu düşündüklerinden dolayı kitlesel olarak kelimenin kullanımı kaldırılıyor ve artık ilk defa ‘Siyah İnsan’ tabiri Afro Amerikalılar tarafından kabul görüyor. Festivalin olduğu günlerde de dünya çapında ses getiren başka bir olay gerçekleşiyor ve ilk defa insanoğlu Ay’a ayak basıyor. Herkes bu olayı konuşurken Harlem Kültür Festivali birden bire beyaz basın tarafından ilgi odağı oluyor çünkü dünya çapında ses getiren böyle büyük bir olay karşısında bile Harlem Festivali hız kesmeden devam ediyor. Başka bir tabirle bu olay Afro Amerikalılar tarafından önemli karşılanmaması nedeniyle gündem oluyor. Konu ile ilgili festival katılımcılarına mikrofon uzatıldığında ise katılımcıların genelinin yaşanan olayı teknolojik ilerleme açısından içtenlikle takdir ettiklerini ancak kaynakların ihtiyaç sahibi bir çok insan varken bu şekilde çarçur edildiğini düşündüklerini dile getirmeleri gözden kaçmıyor. Tüm bu yaşananların ardından ise festival bitiyor ve her şey hiç yaşanmamış gibi tarihin tozlu raflarına kaldırılıyor.

IMDb: 8.0

My Octopus Teacher (2021)

Craig Foster isimli film yapımcısının dalış sırasında karşılaştığı bir ahtapotla yaşadığı, yaklaşık bir yıllık süreci anlatan belgeselde duygu yüklü anlar yürekleri ısıtıyor. Filmin bazı sahneleri kurgulanmış kadar etkileyiciyken bazı kısımları gerçek olamayacak kadar duygusal ama biliyoruz ki hepsi gerçek. Film yapımcısı Foster’ın, çocukluğunun geçtiği okyanus sahillerine geri dönmek istemesiyle başlayan serüven, yabani yaşamla kurulan derin bağ ile sonlanıyor. Gençlik dönemiyle birlikte okyanusla olan bağını koparıp film sektörüne yönelen yapımcı ilkel bir kabilenin doğadaki hakimiyetini kayıt altına almak için gittiği film çekiminde yaşadığı farkındalık sonrası doğup büyüdüğü okyanus sahillerine geri dönüyor.

Derin bir özlem duygusuyla tekrar yöneldiği dalış sporunu bu defa kamerasıyla yapmaya karar veren yapımcı, deniz yosunu ormanında yaşadığı deneyimleri güzel bir hikayeye dönüştürmeyi başarmış. Dalışları sırasında oldukça zeki, kurnaz ve tecrübeli olan bir ahtapotla karşılaşan ve her gün onunla vakit geçirmeye başlayan yapımcı, sabır ve istikrar isteyen bu süreçte elbetteki bazı olumsuzluklar da yaşıyor ancak güçlü iradesiyle hepsinin üstesinden gelmeyi başarıyor. Bu süreçte ahtapottan da çok şey öğrenen yapımcı, yabani bir hayvanla nasıl güvene dayalı bir ilişki kurulabileceğini de izleyicisine öğretiyor. Yapımcının dalarken dalış tüpü veya kostüm kullanmaması, ahtapotu yanlışlıkla korkutup kaçırdığında bir hafta yılmadan onu arayıp bulması, ahtapotun insana tamamen güvendiğinde yuvasından özgürce çıkabilmesi, yapımcının ahtapotunun uğradığı saldırıyı gözleri dolarak anlatması ve ahtapotun kendi ölümünün yaklaştığını hissettiğinde yapımcıya son kez sarılması ise filmin ana fikri açısından dikkatlerden kaçmaması gereken önemli detayları.

IMDb: 8,1

American Factory (2020)

Çinli cam üretim firması Fuyao Glass isimli şirketin Amerika’nın Ohio kentinde yıllar önce terk edilmiş General Motors’a ait olan fabrikayı devralmasıyla başlayan belgesel, Amerika ve Çin kültürü arasında yaşanan çatışmayı gözler önüne seriyor.

Kapanan fabrika nedeniyle işlerinden olan Amerikalı işçilerin büyük bir heyecanla başladıkları yeni işleri onlar için bir kaç problemi de beraberinde getiriyor. Başlarda onlara işi öğretmek için ülkelerini, ailelerini bırakıp Amerika’ya gelen Çinli ustalara minnet duysalar da sonrasında bu minnet duygusu yerini can sıkıcı bir rekabete bırakıyor.
Çin kültüründe kanının son damlasına kadar çalış, elinden gelenin en iyisini yap ve aldığın parayı kuruşuna kadar hak et ideolojisi hakimken, Amerikan kültüründe durum bu şekilde değil, Amerikalılar genellikle mutlu bir hayat için çalışmak ve bunu yaparken psikolojik veya fiziksel tüm risklerden korunmak istiyorlar. Haliyle bu durum işleyişte bir takım anlaşmazlıklara neden oluyor. Haklarını korumak, daha güvenli ve konforlu bir çalışma alanı oluşturmak isteyen Amerikalı işçiler, Çinli patronlarına fabrikada sendika kurulmasını teklif ediyorlar ancak Çinli yönetim üretimde ve işleyişte aksaklıklara neden olacağını düşündüğü için teklifi reddediyor. Anlaşmazlıklar da bu noktada başlıyor ve biz dizi ciddi protestolarla devam ediyor.  İki kültür arasındaki farklılıkları incelememize olanak sağlayan belgesel iki tarafında birbiri hakkındaki düşünceleri ve hayata bakış açıları yönünden oldukça ilginç. Çin’de uygulanıp işe yaradığı görülen uygulamaların Amerika’da fazlasıyla işlevsiz kaldığını görmekte kültür faktörünün ne denli önemli olduğunun çarpıcı bir örneği.

IMDb: 7,4

Free Solo (2019)

Serbest kaya tırmanışçısı Alex Honnold’un 975 metre yüksekliğindeki El Capitan’a halatsız tırmanarak kırdığı rekoru konu edinen belgeselde cesur sporcunun ölümle burun buruna geldiği dakikalara şahit oluyoruz. Uzun ve zorlu hazırlık sürecinin ardından en büyük tutkusunu gerçekleştirmek isteyen sporcunun sevdikleriyle verdiği duygusal mücadeleyi de derinden hissediyoruz.

Bu belgesel, ucunda ölüm bile olsa tutkusunun peşinden giderek büyük bir başarıya imza atan örnek bir sporcuyla tanıştırıyor bizi. En büyük hobisini geçim kaynağına dönüştürerek aynı zamanda güzel bir ders veriyor. Belgeselin dikkat çeken kısımlarına gelecek olursak, Alex’in psikolojik olarak normal davranmadığını, sosyal becerilerinin zayıf olduğunu bu nedenle de insanlardan izole, konuşmasına gerek olmayan kaya tırmanışçılığı sporunu tercih ettiğini söyleyebiliriz. Duygusal olarak da oldukça donuk bir karakter olan Alex, sarılmayı bile sonradan, kendini koşullayarak, öğrenmiş; kız arkadaşıyla arasındaki ilişkiye de mantık yönünden baktığını, empati yeteneğinin oldukça düşük olduğunu da davranışlarından anlamak mümkün. Beyin aktivitesinin araştırıldığı sahnede duygu merkezi olan  Amigdala kısmının faaliyet göstermemesi ise bu durumu açıklar nitelikte. Belirli duygusal uyarımlarla aktiviteye geçen Amigdala Alex’te farklı şekilde çalışıyor. Normal uyaranlara hiç bir yanıt vermezken; yüksek gerilim,stress ve adrenaline neden olan faaliyetlerde harekete geçiyor. Bu da Alex’in başarısının altında yatan fizyolojik nedeni açıklıyor.

IMDb: 8,1

Kaynakça 

BBC News Türkçe, “Rus muhalif lider Aleksey Navalni, cezaevinde öldü”, BBC, 16 Şubat 2024, https://www.bbc.com/turkce/articles/cqqx72rp73ko. Erişim Tarihi: 17 Mayıs 2024.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Multitasking Miti: Aynı Anda Birden Fazla İş Yapabilir miyiz?

Multitasking günümüzde verimlilik göstergesi gibi görülse de, bilimsel araştırmalar beynimizin aynı anda yalnızca tek bir işe odaklanabildiğini gösteriyor.

When We All Fall Asleep Where Do We Go? Albüm İncelemesi: Billie Eilish’in Sıra Dışı Dünyası

Billie Eilish, "When We All Fall Asleep Where Do We Go?" albümüyle karanlık duyguları pop müzikle buluşturarak kendi tarzını cesurca ortaya koyuyor.

İstanbul Mimarisi: Ragıp Paşa Apartmanı

Ragıp Paşa Apartmanı, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde, Batılılaşma dönemi mimarisiyle inşa edilmiş, tarihi ve estetik açıdan önemli bir yapıdır.

Yanmış Kibritlerden Olağanüstü Başarılara: Louis Kahn’ın Hikâyesi

Yanmış dallarla ve kibritlerle başlayan yolculuğuyla mimarlık tarihine kazınan bir isim: Louis Kahn.

Yalın Tutku Aslında Ne Anlatıyor?

Yalın Tutku, sıradan bir aşk hikâyesi değil, bir kadının arzusunu sakınmadan taşıma çabası.

Adolescence Dizi İncelemesi: Incel Alt Kültürü

Netflix'te yayınlanan Adolescence, dijital bir dünyada büyümeye dair zor sorular sorarken 2025'in en iyi yapımlarından biri olarak uyarıcı bir hikaye sunuyor.

Flow Film İncelemesi: Suyun Akışında Bir Yolculuğun Hikayesi

Flow, yaşanan sel felaketi sonrası bir tekneye sığınan farklı hayvanların hayatta kalma hikâyesini diyalogsuz bir şekilde anlatıyor.

“Ayna Karşısındaki Kız” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Ayna Karşısındaki Kız tablosunun gizemi ve tablo ile özdeşleşen şarkıları sizler için listeledik!

Orta Çağ Avrupası: Zamanın Trajedisi Günümüzün Komedisi

Bilimden uzak, salgın hastalıkların kol gezdiği ve kilisenin çıkarları doğrultusunda din faktörü ile insanların baskılandığı Orta Çağ Avrupası'na derinlemesine bir bakış.

Dünyanın İlk Kadın Yönetmenlerinden Günümüze: Kadınların Sinemadaki Rolü

Kadın yönetmenler, sinema tarihine yön vererek sektörde kalıcı izler bıraktı.