Son Yaz yayınlandığı günden bu yana adından sıkça söz ettiren, final yapmasına rağmen gündemden düşmeyen bir dizi. 2021 yılında final olmasına rağmen izleyici kitlesini elinden düşürmemiş, sık sık sosyal medyada gündem olup, karakterlerini tüm izleyicilere özümsetmiştir. Peki, bitmesine rağmen nasıl unutulmayan bir yapım haline gelmiştir?
İlk bölümü 1 Ocak 2021 yılında yayınlanan Son Yaz dizisinin konusu, idealist Cumhuriyet Savcısı Selim Kara‘nın (Ali Atay) 8 yıl önce hapse yolladığı organize suç lideri Selçuk Taşkın‘dan (Arif Pişkin) bir teklif almasıyla başlar. Suç örgütünü çökertecek davada tanıklık yapmayı istemektedir. Ancak bunun için tek bir şartı vardır; Selim Kara’nın oğlu Akgün Gökalp’ı (Alperen Duymaz) koruması. Ailesi ve işi arasında kalan Selim Kara için bu durum çok zorlayıcı olsa da Akgün’ü alıp İzmir’e, ailesinin yanına götürür. İstanbul’da başlayan bu rüzgar; Ege’de alevlenip, herkesin hayatını değiştirecek büyük bir fırtınaya dönüşecektir.
Gelin hep beraber dizideki bu karakterlerin bizlere önerebileceği kitaplara göz atalım!
Akgün Gökalp Taşkın – Dönüşüm
Akgün Gökalp Taşkın, girdiği her ortamda fevri ve tehlikeli olarak görünse de aynı zamanda sıcakkanlı, rahat, eğlenceli ve duygusaldır. 8 yaşındayken annesi öldürülmüş, babası Selçuk Taşkın ise Selim Kara tarafından hapse attırılmıştır. Babası yolundan yürümüş ve bulaşmaması gereken kişilere bulaşmıştır. Bu yüzden Savcı Selim’e emanet edilmiştir. Hiç beklemediği bir gün hayatı tamamen değişir. Hayat standartları düşer, savcı tarafından telefonu dahi alınır ve savcının evinin karşısındaki eve taşınırlar. Gideceği hiçbir yeri olmayan Akgün, yapayalnız kaldığı için İzmir’den kaçma yollarını arar. Hem anne hem baba özlemi çeken Akgün başkalarının koruması altında yapayalnız kalmıştır.
Franz Kafka kaleminden olan Dönüşüm, gezici bir pazarlamacı olan Gregor Samsa‘nın uyandığında kendisini yatağında bir böceğe dönüşmüş halde bulmasıyla başlamış ve bu olay ardından değişen yaşamı, yalnızlığı ve toplumun bakış açısını anlatmıştır. Dönüşüm, hayatının bir günde değişmesiyle yalnız kalan Akgün’ün başucu kitabı olacaktır.
Selim Kara – Sherlock Holmes
Selim Kara işine olan sevgisinden dolayı ailesini İzmir’de bırakmış bir Cumhuriyet Savcısıdır. Dürüst, çalışkan, zeki, sabırlı ve soğukkanlı bir adamdır. Bulduğu her fırsatta suçluların peşinden gitmek ve olayları çözmek ister. Eşi tarafından işkolik ve ilgisiz olarak anılmasına rağmen aklı hâlâ operasyonlardadır. Nitekim araştırmayı, aksiyonu ve operasyonları bu kadar seven Selim, Sherlock Holmes‘i okumamızı önerecektir.
11 öyküden oluşan eser, Sherlock Holmes’un gençlik yıllarından itibaren başından geçen maceralarını anlatıldığı kitap serisidir. Polisiye edebiyatı tutkunlarının kalbinde ayrı bir yere sahip olmuş en ünlü dedektif karakteridir. Selim Kara dava çözme isteği için sivri zekasıyla Sherlock Holmes’i önerecektir.
Yağmur Kara – Ölüm Sessiz Geldi
Yağmur, Selim ve Canan’ın kızıdır. Liseden yeni mezun olmuş; hırçın, zeki, akıllı ve kararlı biridir. Hayatını sorumluluklarıyla yönetebilen bir kadındır. Babasına özlemi ile yanıp tutuşsa da babasının fevriliği ve sabit fikri ona da geçmiştir. Hayatını annesine ve erkek kardeşine adayan Yağmur’un hedefi annesinin ve babasının hukuk sürecini kendisi de yaşamaktır. Yolu Akgün’le kesişecek, hiç beklemediği şeyleri yaşayacak ve iyi bir eğitim alıp kariyer sahibi olmak için elinden geleni yapacaktır.
Agatha Christie tarafından yazılan eserde, tıbbi araştırmalar sonucunda kadının kalp krizi sonucu ölmediği başka biri tarafından öldürülmesinin sonucu ele alınır. Yağmur karakteri her bölümde başucu yazarı olarak Agatha Christie’yi seçmiştir. Ölüm Sessiz Geldi eseri ise uyumadan önce okuduğu kitaplardan birisidir.
Canan Kara – Jane Eyre
Canan; güzel, zarif, sakin, anlayışlı ve kendisine çok güvenmeyen bir kadındır. İnsanlara kendinden daha fazla değer vermiş, fark etmeden yıllarını harcamıştır. En büyük sorunu ise özgüven eksikliğidir. Selim’den dolayı hayatını çocuklarına ayırmış, avukat olmasına rağmen işini bırakmıştır. Yıllar sonra mesleğine geri döndüğünde mutluluğu yakalasa da sevgiden hep yoksun kalmış, her kötü olayı yaşamıştır. Bu kadar olaya rağmen yüzündeki gülümsemesi ve çocuklarına olan sevgisi hiç azalmamıştır.
Bronté tarafından yazılan eserde erkek egemen gelenekçi bir toplumda; asla pes etmeyen, kaderine razı olmayan genç bir kadının hikayesini anlatıyor. Gençken çok güçlü olmasına karşın evlendiğinde özgüvenini yitiren Canan da kendinden bir parça görüp bizlere bu kitabı önerecektir.
Soner Sancaktar – Tanrı’nın Unutulan Çocukları
Soner, Sancaktar ailesinin gayrimeşru ve en küçük oğludur. Gayrimeşru olmasından dolayı küçüklüğünden itibaren dışlanmıştır. Babası tarafından sırtında bir yük olarak görülmüş ve değersizliği dibine kadar yaşamıştır. Babası onu kötü işlerde çalıştırarak psikolojik açıdan yaralı bir insan olmasına neden olmuştur. Hayata olan kızgınlığının bedelini Akgün’e ödetmek için çalışır fakat hayat istediği gibi ilerlemez. Akgün’le dost olduktan sonra, hayatı ve psikolojisi zamanla değişmeye başlar. Aşka dahi inanmayan adam aşkın esiri olur.
Craig Silvey kaleminden olan Tanrı’nın Unutulan Çocukları kitabında, küçük bir kasabada insanların kendi kalıplarına çekilirken hayatın hem iyi hem kötü anlarını yaşayan iki arkadaşın olayları anlatılmıştır. Çocukluğun masum yıllarında toplumun ne denli etki bıraktığını anlatan eserde saklı kalmış bir yaşamın kapısı aralanır. Nitekim Akgün’le beraber yola atılan Soner’in, yaşamı anlamamız için bize önerebileceği bir kitaptır.
Naz Yaman – Bir Yaz Gecesi Rüyası
Naz, Yağmur’un kuzenidir. Cesur, şımarık, eğlenceli, flörtöz ve özgüveni yüksektir. Annesinin baskısından hoşlanmayıp, özgürlüğüne kavuşmayı ve gezip tozmayı istemektedir. Yaşadığı tüm sorunlarda başını yaslayabileceği bir dostu vardır. O da Yağmur’dur. Yağmur’a olukça bağlı, her eğlenceli olayı onunla yaşamak isteyen biridir. Nitekim eğlenceyi bu kadar seven Naz’ın bize önerebileceği kitap da Shakespeare‘in romantik komedi oyunudur.
Shakespeare tarafından kaleme alınan Bir Yaz Gecesi Rüyası‘nda evlilik ve aşk kavramları ironik bir biçimde ele alınmıştır. 1800’lerde basıldığı kabul edilen romantik komedya Atina’da bir düğünde geçmektedir.
Gökhan Şen – Kabil
Gökhan, Akgün’ün üvey abisidir. Selçuk Taşkın’dan intikam almak için yıllar sonra ortaya çıkmıştır. Akgün’e haince planlar hazırlayarak onu öldürmeye çalışırken kendi sonunu hazırlamıştır.
Saramago tarafından kaleme alınan Kabil‘de kötülüğün en başına gidilir ve insanlığın neden başladığını aktarır. Kabil, yolculukları esnasında kendi devrinden sonra oluşan tüm kutsal anlatıların iç yüzünü deşiyor. Bu yolculuk kıssadan hisselerle dolu olan bir sorgulama kitabıdır. Gökhan da hayatın acı tarafını kardeşinden çıkarmak için bu kitabı okuyup bizlere önerecektir.
Çok başarılı olmuş bence çok sevdim
çok teşekkür ederim keyifli okumalar ✨