Vücudumuzun gıda ihtiyacı olduğu gibi ruhumuzun da ihtiyaçları vardır. Bunlardan biri de müzik. Bizler bu grupta, ruhumuz için ihtiyacımız olan her şeyi bulabiliyoruz. Söylenti Radarında Bu Hafta; ülkemizin en büyük rock gruplarından biri olan mor ve ötesi var.
mor ve ötesi
Lise yıllarında, yavaş yavaş oluşan benliğimizle birlikte hepimiz bazı hayaller kurar, bu hayatın neresinde var olabilir diye düşünürüz. Harun Tekin ve Kerem Kabadayı da düşünmüş olacaklar ki Alman Lisesi’nde beraber okudukları süreçte bunu bir eyleme dönüştürüp Decision adlı gruplarını kurmuşlardı. Decision ismi artık olmasa da önemli bir amaca hizmet edip bugün hala var olan grubun ilk adımlarını oluşturmuştur. Harun Tekin ve Kerem Kabadayı ikilisine daha sonra Alper Tekin ve Derin Esmer katıldı.
İlk albümün çıktığı yıl Alper Tekin gruptan ayrıldı ve yerine Burak Güven geldi. İkinci albümden kısa bir süre sonra Derin Esmer de Amerika’ya taşınıp gruptan ayrıldı ve Kerem Özyeğen’in kadroya katılmasıyla beraber grup uzun yıllar devam edecek birliktelikteki kadro artık tamamlandı. Mor gitarı ve eşsiz sesiyle uzun yıllardır Harun Tekin’i dinliyoruz. Arkadan eşlik eden davul sesi Kerem Kabadayı’dan gelirken bas gitarda Burak Güven ve elektrogitarda Kerem Özyeğen eşlik ediyor. Bu sanata kazandırdıkları sayısız değerli eserlerin yanında hayatın içinden olaylara da gerek grup gerekse kişisel olarak sessiz kalmayıp çeşitli projelerde yer aldılar.
Şehir (1996)
“Biraz umut, biraz sevgi, ne çok şey demek oysa…”
Şehir, grubun ilk albümüdür. Her ne kadar amatör bir iş gibi gelse de zamanında oldukça dikkat çekmiştir. Bu albümün bir diğer özelliği de içerisinde İngilizce şarkıların bulunmasıdır. Ayrıca ilk kadronun beraber olduğu tek albümdür.
Gül Kendine (2001)
“Kırık düşler, aynı yalnızlık.
Öyle azaldık ve yıprandık ki”
Belki de artık Türk rock müziğine yön vermeye başlandığı albümdür. Grup, bu albümle birlikte Türkiye turnesine çıkmıştı. mor ve ötesi‘nin en çok dinlenen şarkılarından olan Daha Mutlu Olamam bu albümdeydi ve bize çok önemli mesajları da vardı. “… derken bir anda fark ettim, başka bir hayat yoktu.” sözleriyle aslında çoğu insana yardım ediyorlardı. Öz farkındalığımızı arttırarak yaşadığımız olaylara bakış açımız değişebilirdi. “Gözümü açtım, ben değiştim” sözleriyle de bunu destekliyorlardı.
Asla sona ermeyeceğini düşündüğümüz sıkıntılar için de “hayal bile edemezdim ben bunu” diye ekliyorlar. Kendi hayatımızda, durup geriye baktığımızda gülüp geçtiğimiz dertlerimize benziyor aslında. Özellikle bir yaz akşamında sevdiklerinizle katıldığınız bir konserde, “daha mutlu olamam” diye haykırmanın eşi benzeri var mıdır?
Dünya Yalan Söylüyor (2001)
“Düşledim kayboldum, konuştum ziyan oldum”
Bu albümün her bir notasında mor ve ötesi‘ni duyarız. Hayata dair her şeyi buradaki on şarkıda bulabilirsiniz. Çoğu kişi de buna katılır ki ülkemizde en çok satan rock albümüdür aynı zamanda. “İçim aşk, içim değişmez, içim saf, içim kirlenmez” diyerek duygusal hislerin en masum halinin tasvirini bulabilirsiniz belki.
Albümde yer alan Uyan şarkısının söz ve klibi, dinleyenlere günümüzü anlatıyor hissini yaşatabilir. Şarkıda Andrei Khrzhanovsky‘nin Glass Harmonica adlı animasyon filmi klip olarak kullanılmıştır.
Büyük Düşler (2006)
“Hayat, o kadar zor mu
Takılır mıyız yolunda, şekli gizli taşlara”
Bu albümde de aslında toplumdan uzak olmayanları, kayıtsız kalmamamız gerekenleri görürüz. mor ve ötesi, tarihe de bir bakmamız gerektiğini hatırlatıyor bizlere.
Toplumun dertlerinden biri olan bir başkasının yaptıklarının ayıp olup olmamasına ilişkin bir anlatı da var bu albümde. “Atılır mıyız oyundan, benzemezsek onlara” diyerek toplumun birey etkisine; “Kapkara kapılar sormuşlar onlara, ayıp olmaz mı?” ile de mahalle baskısına, o kapkara düşüncelerin hayatımızı esir alınışına bir bakıştır aslında Ayıp Olmaz Mı? şarkısı.
Eurovision (2008)
Deli şarkısı ile ülkemizi temsil ettikleri 2008 Eurovision Şarkı Yarışması’nda mor ve ötesi, yedinci olarak yarışmayı tamamlamıştı.
Sevginiz ner’de övündüğünüz?
Beni büyütün, ağlatmayın
Sahte düşlerle oyalamayın
Masumiyetin Ziyan Olmaz (2010)
“Adalet yok ya
Canımı yakar bu sessizlik”
mor ve ötesi‘ni radarımıza alarak aslında onları daha iyi tanımak ve anlamaya çalışıyoruz. Bu bakımda Nakba şarkısını ele alalım. Nakba günü, Filistinlilerin yas, İsraillilerin ise bayram günü ilan ettiği bir gündür. Bu şarkı, Filistinli bir çocuğun kaleminden bir mektup gibi yazılmıştır. “Bak sana bayram, bana bomba” sözleri, bir savaşın farklı sonuçlarını bize gösterir.
Güneşi Beklerken (2012)
“Rüyadan güzelse, ah, bu aşk bu aşktır”
Müzikseverler, bu albümde de bir tarafta ilişkiler, ayrılıklar üzerine şarkılar varken -ki bunlardan biri herkesin çok sevdiği Oyunbozan’dır- diğer tarafta da toplumsal olayların varlığını hissedecektir.
Teker teker dağılıyor efkârı kalbimin
Bulut bulut çözülüyor esrarı geçmişin
Bugün değil, yarın için yıkmaya hazırım
Bu şah, bu şahbaz devrini
Umudumuzu diri tutma yönüyle de mor ve ötesi, diğer birçok gruptan ayrılır. İlişkiler yönünden de bahsetmiştik. Yağmur, Teşekkürler ile de hislerinize paralel olabilecek duyguları görebilirsiniz.
Sözcük oyunları sevgi sözcükleri
Seni özlüyorum imkânsız
Seni arıyorum imkânsız
Bu albümden sonra tekli parçalarla gittiler bir süre. Önce Orhan Veli‘nin Anlatamıyorum şiiriyle aynı isimde ve şiirdeki sözlere eklemeler yapılarak hazırlanan şarkıyı bize duyurdular. Daha sonra Harun Tekin‘in deyimiyle tüm kaybettiklerimizin anısına olan Melekler Ölmez‘i dinledik. Bu şarkıya bir konserde denk gelirseniz öldürülen kadınlarımızın isimlerini ekranda görebilir, Çorlu tren kazasını anımsayabilirsiniz. Aslında mor ve ötesi konserlerinde kaybettiklerimizi, kazandıklarımızı ve kazanabileceklerimizi görmek sürpriz olmaz.
Sirenler (2022)
“Dünyaya bedel eşsiz ruhum
Dünyayı bilmek istemiyor”
Önceki albüm ile arasında geçen on yılda şunu çok net görürüz ki bu grup arada yaşanan yüzlerce şeyi sindirip bir bütün haline getirmiş ve bize sunmuş. Sosyal medyanın insanlığa kattığı linç kültüründen erkek egemen toplumlarda kullanılan hitaplara kadar birçok şeyi dert edinmiş. Belki de her sanatçının kendisinde hissetmesi gereken bir ağırlığı da taşımak istemiş olabilirler. Bu albüm; geçmişin hüznünü, öfkesini, bastırdıklarını gösterirken aynı zamanda da geleceğe umutla bakmamızı sağlayan bir albümdür.
“Sonsuz sandığın her şey nasıl tükendi, çalma artık ömrümden kaptan” sözünde geçen kaptana başka bir şarkıda “Gülmek yasak mı senin ülkende?” diye de bir seslenme var. Yaşanan tüm olumsuzluklara karşı da tünelin ucundaki ışığın uzak olmadığını hissettiriyorlar.
Son olarak her türlü sıkıntımızda sığındığımız “Bir Derdim Var” şarkısına albümler kısmında değinmemiştik. Bunun sebebi, mor ve ötesi gibi bizim de bu şarkı ile kapanış yapıyor olmak istememiz. Konser kültürünün önemli bir parçası olan stadyumları bize tekrar hatırlatarak İnönü Stadyumu’nda tarihe geçen bir konsere imza attılar. Kapanışta da her zamanki gibi Bir Derdim Var söylediler. Şarkıya başladıkları andan itibaren bir müzik grubunun karşılaşabileceği en güzel şeyle karşılaştılar.
Sizleri o anlar ile baş başa bırakıyoruz. Müzikle kalın!
