“…Madem başkaları aptal ve ben onların aptal olduklarını biliyorum, öyleyse neden onlardan daha akıllı olmak istemiyorum..?
Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanı, insanın suç işlemesi üzerine yaşadığı zihinsel çatışmaları ele alan bir kitaptır. Dönemin Rusya’sında melankolik ruhlu insanların etik değerleri ihlal edişinin Dostoyevski’nin kaleminden okumak, okurların akıllarına farklı sorular getirir. Kendimizi ana karakterin yerine koyarak onun gibi düşünmek oldukça kolaydır. Bu yüzden Suç ve Ceza, insanın bir gün satırlarındaki karakterlerden biri haline gelebileceğini anlatır. Hayatın içindendir. Peki bu romanda her bir düşünceyi temsil eden karakterler kimdir? Şimdi bunlara bakalım.
1. Rodion Romanoviç Raskolnikov
Raskolnikov, Petersburg’da hukuk öğrenimi gören, maddi durumu oldukça düşük olan bir üniversite öğrencisiydi. Taşradaki annesi ve kız kardeşi, Raskolnikov’u okuduğu bölüme sadık; hayatını kolaylıkla idame ettirebilen biri olarak düşünürken, o içinde bulunduğu yoksulluktan dolayı annesi ve kız kardeşine karşı gururunun kırıldığını hissediyordu. Kendisi yaşadığı sefaletin aldığı eğitimle son bulmayacağını sezmişti. Ve buna kısa, kökten bir çözüm bulmak arayışı içerisindeydi.
Bu ve benzeri birçok durum Raskolnikov‘u o buhranlı geceye sürükledi ve aklının bir köşesine sinmiş kara planını gerçekleştirmek üzere tefeci olan kocakarının evine adımladı. Merdivenleri çıkarken, kapıyı çalarken ve kocakarıyla konuşurken ruhunun derinlerinde bir yerinden kırık bir çığlık vuku buldu her zaman; yaptığının yanlış olduğu ve toplumsal/ahlaksal olguları çiğnemeye bir adım daha yaklaştığını hissettirdi. O çığlıkları baltayı kaldırıp kocakarının kafasına indirirken soğukkanlılıkla bastırmıştı. Ardından gelen kocakarının kız kardeşi Lizevata‘yı da aynı usulle öldürmüştü. Sırf kocakarının parasını çalmak ve refah bir yaşama kavuşmak için mi yapmıştı bunu? Kim bilir?
Bir Cinayet Bir Zafer
“…Ben bu yaptığım aptallıkla kendime bağımsızlık kazandırmak, ilk adımımı atmak, gerekli araçları edinmek istemiştim…”
Buradan da Raskolnikov’un kitapta adı geçen Suçlar Üzerine yazısına geliyoruz. Kendisi insanları iki kısma ayırır; hayatta anlamı olmayan basit insanlar ve önlerindeki engeller her ne kadar hukuka aykırı olsa da sırf amaçlarını gerçekleştirmek için suçların kendilerince meşru sayılabileceği olağanüstü insanlar. Basit insanları bit olarak nitelendirerek onların bu toplumda var olmasının arızi bir unsur olduğu ve ortadan kaldırılmalarının gerekliliğini düşünür. Bu yüzdendir ki nihai hedeflerine ulaşmak isteyen kahramanlarımız, bu bitleri temizlemelidir. Bir bit olan kocakarı ve Lizaveta’yı öldürerek kendisini de bu olağanüstü insanlardan sayar ve bağımsızlık kazanarak kendisine taç giydireceklerini medet umar. Tıpkı Napolyon gibi Muhammed gibi…
Vicdan ve Kötücül Ruh
Suçu işledikten sonraki zaman aralığında Raskolnikov’un ruhsal durumunu incelediğimizde ise hastalıklı bir döneme girdiğini görüyoruz. Zihninde iki mahkemede yargılanıyor Raskolnikov; ilki bu yaptığının yasaları çiğneyerek topluma karşı işlediği suçtan dolayı cezalandırılmasıyken ikinci mahkemesinde bunu meşru bir amaçtan dolayı işlediği için aklanarak suçsuz ilan edilmesiydi. Ve belki de suçunu itiraf ettiği zamana kadar bu mahkemelerden bir diğerine sürüklenip durdu. Bir gün yaptığından emin ve hoşnut uyanırken ertesi gün üstünde suç işlemenin insana yükleyebileceği en ağır yükle uyandı: Bir insanı öldürmüş olmanın verdiği vicdani rahatsızlık.
2. Dmitriy Prokofiç Vrazumihin
Razumuhin, Raskolnikov’un üniversiteden arkadaşıdır. Raskolnikov’un bu hayattaki tek dostudur, onu her daim olduğu gibi kabul eder. Radikal düşünceleriyle ana karakterimizin şekillenmesinde bir yardımcı unsurdur. Razumuhin oldukça hararetli bir kişiliğe sahip olmakla birlikte fikirlerini yaşadığı dönemin toplumsal yapısıyla ilişkilendirip kitapta ele alınan suç kavramına karşı net bir duruşu vardır. O Raskolnikov gibi suçu meşrulaştırmaz ve belki de üçüncü kişi olan okuyucuların Raskolnikov’un düşüncelerini okuduğu zaman verdiği tepkilerin sesi olur. Raskolnikov suçu işlediği zamandan sonraki geçirdiği bunalımda her daim yanındadır ve hastalık sürecinde ona refakatçi olur. Bu yaşadığı döneme bir türlü anlam veremezken Raskolnikov içten içe Razumuhin’in bu şefkatine karşı vicdan azabı duyar. Çünkü arkadaşının bu iyi niyetli sevgisini hak etmeyen korkunç bir suç işlemiştir. Raskolnikov’un katil olduğunu anladığı zaman gözlerindeki korku ve şok bizzat Raskolnikov tarafından izah edilir. Hayatında oldukça kıymeti olan arkadaşı Razumuhin’in ideolojilerini yıkan sert bir darbeyle karşısında dikiliyordu.
3. Sofya Semyonovna Marmeladova
Sonya, hayatını ahlaksal olguları çiğneyen yolla idam ettiren bir hayat kadınıydı. Sonya her ne kadar karakter olarak utangaç ve dini değerlere bağlı olsa da mecbur kaldığı için maneviyatıyla bağdaşmayan bir mesleğe sahipti. Raskolnikov her daim Sonya’ya kendini yakın hissetmişti. Sonya herkes tarafından onaylanan değil, aksine toplumsal olarak kınanan bir işe sahipti. Raskolnikov da aynı şekilde toplumun şiddetle kınadığı bir suç işlemişti. O da Sonya gibi ruhunu kötülüklerle büründürmüştü. Ve bundan dolayıdır ki suçunu ilk kez Sonya’ya itiraf etmişti çünkü onun kendisini diğer insanlar gibi dışlamayacağını, kabahatiyle bağrına basacağını düşünmüştü. Nitekim öyle de olmuştu. Sonya itirafı aldığı zaman Raskolnikov’u diniyle korumaya çalışmış, günahını tövbeyle yok etmek istemişti. Aralarındaki bu yakınlık daha sonrasında saf bir sevgiye dönüştü ve Raskolnikov suçunu itiraf edip cezaya mahkum edildiğinde onunla birlikte Sibirya’ya gitmişti. Toplumun kaidelerine uymayan iki insan sığınacak limanlarını birbirlerinde bulmuştu.
4. Porfiriy Petroviç
Petroviç, kocakarı cinayetinde görevli sorgu yargıcıdır. Raskolnikov için her daim içinde bir şüphe barındırır, bu şüpheleri psikolojik yollarla Raskolnikov‘a dikte etmeye çalışır. Raskolnikov ne zaman Petroviç ile konuşsa ruhsal hastalığı hep nükseder ve içinden “Evet! Ben katilim, suçu ben işledim.” demek ister. Ama Petroviç o kadar zeki bir adamdır ki Raskolnikov’a kendisinden şüphelendiğine dair ortaya bir yem attığında Raskolnikov buna her daim kanar. Bundan dolayı hiddetlenir ve kendini oldukça ezik hisseder. Petroviç bunu fark ettiğinde ise geri adam atar ve sinsi gülümseyişle Raskolnikov’a neden bu kadar sinirlendiğini, kendisine bir ithamda bulunmadığını söyler. Fakat içten içe katilden emindir, bu suç Raskolnikov’un eseridir.
5. Arkadiy İvanoviç Svidrigaylov
Svidrigaylov, Raskolnikov’un kız kardeşi Dunya‘nın eski patronudur ve zamanında Dunya’ya kuvvetli hisler beslemiştir. Hatta bu hisleri karısıyla arasının bozulmasına ve Dunya’nın işten atılmasına sebep olmuştur. Aslında her şey Svidrigaylov’un başının altından çıkmıştır. O kadınları kendisi için bir zevk kaynağı olarak görür ve ne kadar evli olsa da bunun kendisi için bir sorun olmayacağını düşünür. Raskolnikov suçu işledikten sonra taşradaki çiftliğinden Petersburg’a gelir. Hala içinde bir ümit Dunya ile bir şeyler yaşayacağını hisseder. Fakat kendisi Sonya’nın dairesinin yan tarafında kaldığı için Raskolnikov’un suçunu Sonya’ya itiraf ettiği zaman bunu duymuştur. Raskolnikov’un bu sırrını öğrendikten sonra bunu Dunya ile evlenebilmek için Raskolnikov’a karşı ileri sürer. Fakat Raskolnikov’un gözü o kadar kararmıştır ki Svidrgaylov bu durumu kendisine açıkladığında onu, eğer bunu başka birisine söylerse öldüreceğini söyler. Svidrigaylov bu yolun bir çıkmaz olduğunu anlayarak bir gün kafasına silah sıkarak intihar eder. Ucuz zevkleri için yaşayan, ruhu kirli bir adamdır.
Kaynakça:
Fyodor Mihayloviç, Dostoyevski. Suç ve Ceza. Türkiye İş Bankası Yayınları: İstanbul, 2022.
Yazarın kaleminden akıp dökülen her bir sözcük bu incelemede öyle güzel yer bulmuş ki. Okuduğum her satırda karakterler hakkında yapılan derin analizlerin sahiciliğini çok tatmin edici buldum. Yazarın bu naif kalemini tebrik eder başarılarının daim olmasını dilerim… 🙂
Harika bir karakter anlatımı olmuş.
Suç ve ceza okurken beni psikolojik olarak en çok zorlayan kitaplardan biriydi. Raskolnikov’un yaşadığı çatışma ve diğer karakterler bir şekilde hepimizin hayatında bir yerde var olan gerçeğin ta kendisi gibiydi. Yazıda karakterleri ve durumu çok güzel aktarmışsınız. Tebrik ederim.
Yazarın kalemi o kadar güzel ki kendimi romanın içinde raskolnikov ve diğer karakterlerin zihinlerinde hissettim. Başarıların hep daim olsun 🥹💕💕💕
Çok keyifli bir yazı olmuş tebrik ediyorum.
Ellerinize sağlık. Çok sade ve anlaşılabilir bir dil ile bize bu güzel yazıyı sunduğunuz için çok teşekkür ederim..