İlk sahnesinden son sahnesine kadar unutamadığımız diyalogları, çekimleri ve müzikleri ile bizlere Amerikan medya devi Roy ailesinin umutlarını, ihanetlerini, ihtişamlarını ve yıkımlarını izleten “Succession” dizisi, geçtiğimiz mayıs ayının sonunda muhteşem finali ile sona erdi. Succession incelemesi: Konusu gayet basit ve tanıdık; ailenin babası, yaşlı ve artık hasta bir adam olan Logan Roy, şirketi Waystar Royco’yu emanet etmek için üç çocuğundan birini seçecektir. Dizinin yaratıcısı ve yazarı Jesse Armstrong, yönetmen Mark Mylod ve müzisyen Nicholas Britell’in aklımızdan çıkmayan besteleriyle bu tanıdık hikaye yeniden anlatılıyor. Her şey Logan’ın 80. yaş gününde başlar. Succession incelemesi ile bu muhteşem finali detaylı bir şekilde değerlendireceğiz.
İlk sahnesinden son sahnesine kadar unutamadığımız diyalogları, çekimleri ve müzikleri ile bizlere Amerikan medya devi Roy ailesinin umutlarını, ihanetlerini, ihtişamlarını ve yıkımlarını izleten HBO dizisi Succession, geçtiğimiz mayıs ayının sonunda muhteşem finali ile sona erdi. Konusu gayet basit ve tanıdık; ailenin babası, yaşlı ve artık hasta bir adam olan Logan Roy, şirketi Waystar Royco‘yu emanet etmek için üç çocuğundan birini seçecektir. Dizinin yaratıcısı ve yazarı Jesse Armstrong, yönetmen Mark Mylod ve müzisyen Nicholas Britell‘in aklımızdan çıkmayan besteleriyle bu tanıdık hikaye yeniden anlatılıyor. Her şey Logan’ın 80. yaş gününde başlar.
Yazının bundan sonraki kısmı Succession dizisiyle ilgili keyif kaçırıcı detaylar (spoiler) içermektedir!
En Büyük Oğul: Kendall Roy
Kendall Roy, The Big Short‘da Vinny Daniel olarak izlediğimiz Jeremy Strong tarafından canlandırılmakta. Waystar Royco’nun yeni CEO’su olacağından emin gözüken ve bu özgüvenle şirket binasında dolaşıp tebrikleri kabul eden Kendall’ı babası Logan’ın doğum gününde bir sürpriz beklemektedir: Logan şirketin başında kalmaya karar vermiştir. Kendall bunu öğrendikten sonra sinir krizi geçireceğini anlayıp aile banyosuna geçer. Sinirini attıktan sonra etrafı toparlayıp çıkar. Kendall’ın karakterini anlamak için bu sahne anahtardır; Kendall, ne yaşarsa yaşasın sorumluluk sahibidir ve ailesine bir şey çaktırmamaya niyetlidir.

Kardeşlerden CEO olmayı en çok isteyen Kendall’dır. Harvard İşletme Okulu’nda okumuş ve Şangay’da bir yıl boyunca çalıştığını ve gençliği boyunca bağımlılık problemleri yaşadığını ilk bölümden öğrendiğimiz Kendall, aile ve sevgi namına çok şey görmemiştir çünkü aklında sadece Waystar Royco vardır. Boşandığı eşinden iki çocuğu olmasına rağmen, umursuyor gibi gözükmeye çalışsa da, onları da pek umursamaz. Hayatındaki tek adanmışlık bu şirkettir.
Birinci sezon sonunda babasının türlü manipülasyon ve aşağılamaları yüzünden Kendall eski alışkanlıklarına geri döner, kız kardeşi Shiv‘in düğününde kazara birini öldürür. Kendall ve Logan için kırılma noktası bu olur. Babası Kendall’ı koruma altına alır ama karşılığında CEO olma hayalinden vazgeçmesini ister. Kendall ona büyük bir koz vermiştir.
İkinci sezonu sessizce babasının emirleri altında geçiren Kendall, sezon sonunda hepimizi şok eder. Waystar Royco’nun büyük bir suçunu üstlenmek için basın açıklaması yapmaya çıkar ama babasını habis bir varlık, bir zorba ve bir yalancı ilan eder ve Logan’ın hüküm günlerinin bittiğini söyler. Kalan iki sezonda da CEO olmak için elinden geleni yapar. Üçüncü ve dördüncü sezonda, kendi aralarında da pek çok problem yaşasalar da kardeşleri babalarını alt etmeye çalışırken izliyoruz.
Üvey ağabeyi Connor‘ın düğününde babasının öldüğü haberini alana kadar her şey Kendall için yolunda gözükmektedir. Bu bölüm IMDb‘de dizi tarihinin en sevilen bölümü olarak gözükmektedir. Sadece Logan’ın ölümü değil, aynı zamanda muhteşem oyunculuklar ve ince ince işlenmiş harika senaryo bizi Succession’a bir kez daha hayran bırakır. Böyle bölümler bize bu dizinin bir ekip işi olduğunu ve bu sayede tüm zamanların en iyilerinden birisi olduğunu hatırlatıyor.
Kendall tarihsiz bir kağıt üzerinde Logan’ın şirketi ona bıraktığını yazdığını ve hatta altını çizdiğini görünce matemini kısa keser ve ilk fırsatta kardeşlerine ihanet eder; kendisini eşitler arasında birinci ilan edip kendi kendini CEO görevine getirir. Roman ile Shiv de buna itiraz etmez çünkü diğer seçenek şirketi İsveçli girişimci Lukas Matsson‘a satmaktır.
Final bölümünde Kendall’ın CEO olmak için yapması gereken son şey Shiv’i buna ikna etmektir. Kendall ona yalvarır, CEO olamazsa öleceğini bile söyler ama bunlar işe yaramaz. Şirket satılır ve artık Kendall Roy bir hiç kimsedir.
Waystar Royco, Kendall’a babası tarafından yedi yaşındayken verilmiş bir söz. Yedi yaşından beri tek bir şey olmak için uğraşmış kırk yaşında bir adamın final bölümünde kardeşleriyle olan tartışmasında yedi yaşına geri dönüşünü izliyoruz. Bütün bu taktikler ve iş çevirmelerin aslında çocukça bir inattan ibaret olduğunu Kendall’ın şirketi “en büyük oğlan olduğu” için hak ettiğini bağırırken görünce fark ediyoruz. Succession bu yüzden inanılmaz bir dizi, bütün bu acımasız ve bencil karakterleri bize sevdiriyor, onları da insan olarak görebiliyoruz.
Dizinin son sahnesinde Kendall’ı uzun bir yürüyüş sonunda bir bankta oturmuş, denizi izlerken görüyoruz. Bu son sahne hakkında Jeremy Strong “Sahne bittikten sonra yerimden kalkıp suya atlamak istedim (…) O anda Kendall’ın ölmek mi istediğini (bence öyle) yoksa babasının ona bıraktığı şeyden kurtulmak mı istediğini bilmiyorum.” diye konuşmuş.
Zavallı Köpek Yavrusu: Roman Roy
Roman Roy, Scott Pilgrim vs. the World‘ün Wallace Wells’i Kieran Culkin tarafından canlandırılmakta. Partneri Gerri tarafından “zavallı köpek yavrusu” diye hitap edilen ve diğer karakterlerin de onu öyle gördüğüne emin olduğumuz Roy kardeşlerin ortancası Roman, hikayeye dışarıdan girer. Babasının doğum günü için Kaliforniya’dan gelir ve söylediği ilk şeylerden biri şirket işlerinin tam bir palavra olduğudur. Roman rahatsız edici bir insandır, kötü şakalar yapar ve insanları aşağılamaktan zevk alır.
Tabii bunların da bir sebebi var. Çocukluğunda Kendall ve Connor tarafından köpek kafesine konulan ve köpek kabından yemek yedirilen Roman birtakım sıkıntılar yaşayınca babası onu yatılı okula göndermiş. Arada sırada yaptığı “şakalardan” dolayı Roman’ın yaşadığı fiziksel travma hakkında da bir fikrimiz var. Babasının onayı ve sevgisi için ona bir futbol takımı hediye etmekten kardeşlerine ihanet etmeye kadar her şeyi yapıyor. Logan ona vurduğunda babasının vurmakla haklı olduğunu çünkü kendisinin sinir bozucu olduğunu bile söylüyor.
Roman için şirket ikinci plandadır, sadece aile planlarına dahil olmak ister. CEO olmayı istemese de babasına yaranmak için elinden geleni yapmıştır. Son bölümde ise artık Kendall ne derse ona uyar, o kadar da umrunda değildir. Tabii Kendall’a hakaret etmeden konuşmayı bitirmez. Son sahnesinde de ilk sahnesinde söylediğini söyler yani bu şirket meselelerinin hiçbir öneminin olmadığının. Zaten Jesse Armstrong ve Mark Mylod da yaşanılanların Roman için sadece bir dolambaçtan ibaret olduğunu açıklamış.
Roman’ın şirket konusunda kardeşlerini anlayabileceğini hayal etmek çok zor, daha çok neden oturup bunun hakkında düzgünce konuşamadıklarını anlamıyor olduğunu söyleyebiliriz. Üç kardeş arasında yalnız kalan sadece Roman, dolayısıyla önü açık tek kardeş de o. Bir bakıma kurtuldu diyebiliriz ama Roman kardeşleriyle kalmak isterdi gibi gözüküyor.
Pinky: Siobhan “Shiv” Roy
Ailenin en küçüğü, Logan’ın en sevdiği çocuk olduğunu düşündüğümüz Shiv‘i Predestination‘da da izlediğimiz Sarah Snook canlandırıyor. Siyasi bir figür olarak çalıştığını ama babasının bunu tasvip etmediğini ilk bölümden öğreniyoruz. Zaten Logan kısa bir süre içinde kızını siyasetten ayrılmaya ikna edip Waystar Royco’daki kaosa dahil edecektir. Shiv bu kaosa hemen ayak uydurur; şirketi kendisinin yönetmesi gerektiğine olan inancı tamdır.
Shiv, kardeşler arasında en çok Logan’a benzeyendir. Sadece söyledikleri ve düşündükleriyle değil jest ve mimikleriyle de Logan’ı hatırlatır. Logan da bu yüzden Shiv’i daha çok sever gibidir, onun için bir lakabı bile vardır: Pinky.
İkinci sezona Logan’ın Shiv’e verdiği bir sözle başlarız. Babasından şirketi ona vereceğinin sözünü alan Shiv, bütün sezon boyunca herkese üstten bakar. Succession’ın meşhur yemek sahnelerinden birinde Logan’dan önce herkese CEO olacağını ilan edince de bu şansı tamamen kaybeder çünkü bu hareketi babasının hiç hoşuna gitmez.
Shiv’in bir de Gurur ve Önyargı‘nın Mr. Darcy’si Matthew Macfadyen tarafından canlandırılan eşi vardır: Tom Wambsgans. Bu evlilik kimse tarafından ciddiye alınmaz, hatta Logan bunu Shiv’in yüzüne söyler. Bir aşk evliliği olmadığı bariz olan bu evlilikteki sorunlar üçüncü sezonda Tom Roy kardeşlere ve dolayısıyla eşine ihanet edince başa çıkılamaz hale gelir. Dördüncü sezonda boşanmak üzere olan çift, Shiv’in hamile kalmasından dolayı boşanmaz.
Final: Varis Kim Oldu?
Yeni CEO kimsenin beklemediği biri olur: Tom Wambsgans. Dört sezon boyunca ağlarını ören Tom, en sonunda Waystar Royco’yu satın alacak olan Lukas Matsson’la anlaşır ve kendini CEO yaptırır. Bu Shiv’e çok ağır gelir ama yapabilecek bir şeyi yoktur. Bir zamanlar aşağıladığı eşinin babasının şirketinin CEO’su olmasını izler ve onunla arabaya binip binayı terk eder.
Dört yıllık drama serisi böylece sona erer. Hepimizi aile fertleri ile beraber dertlendiren, sevindiren ve sırtımızdan bıçaklanmış hissettiren Succession, finaliyle bizi buruk bıraksa da hepimizi bu diziye canlı canlı tanık olabildiğimiz için ayrıca mutlu ediyor.
Fragman için:
Kaynakça
IMDb. “Succession”. Erişim: 16.08.2023. Web
Vanity Fair. “Exclusive: Jeremy Strong on Succession’s Brutal Finale and Kendall’s Ending”. Erişim: 16.08.2023. Web
The Hollywood Reporter. “Succession Creator Jesse Armstrong Explains Series Finale Fates for Kendall, Shiv, and Roman”. Erişim: 16.08.2023. Web